Haremeyn-İ Şerifeyn Medine Müdafaası Ve Fahreddin Paşa Sempozyumu
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Haluk Dursun: 'Sanki zannediliyor ki bugün sergilenen bölümdeki bütün emaneti mukaddesatı, orada ne varsa baştan itibaren o (Fahreddin Paşa) getirmiş, oradan taşınmış gibi bir tahayyül var' 'Fahreddin Paşa'nın getirdikleri Yavuz Sultan Selim Han'dan sonra Osmanlılar tarafından İstanbul'dan, saraydan hediye olarak gönderilen kısmıdır. Yani oraya ait eserler değildir. Padişahlar ve hanımlarının gönderdiği hediyelerdir'
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Haluk Dursun, Surre Alayları'nın Fahreddin Paşa'dan sonra son bulduğunu belirterek, "Fahreddin Paşa'nın getirdikleri Yavuz Sultan Selim Han'dan sonra Osmanlılar tarafından İstanbul'dan, Saraydan hediye olarak gönderilen kısmıdır. Yani oraya ait eserler değildir. Padişahlar ve hanımlarının gönderdiği hediyelerdir." dedi.
İstanbul Üniversitesi (İÜ), Türk Tarih Kurumu, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı iş birliği ile düzenlenen Uluslararası Haremeyn-i Şerifeyn Medine Müdafaası ve Fahreddin Paşa Sempozyumu başladı.
İÜ Rektörlük binasında düzenlenen sempozyumun açılışında konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Haluk Dursun, Birinci Dünya Savaşı sonrasının Türkiye için önemine vurgu yaparak 1919 sonrası dönemini tarihçiler, kültür adamları ve müesseselerin gençlere gereği gibi ortaya koymak zorunda olduğunu söyledi.
Fahreddin Paşa'nın kutsal emanetleri İstanbul'a göndermesiyle ilgili kamuoyunda eksik bilgiler bulunduğunu dile getiren Dursun, şunları aktardı:
"Sanki zannediliyor ki bugün sergilenen bölümdeki bütün emanet-i mukaddesatı, orada ne varsa baştan itibaren o getirmiş, oradan taşınmış gibi bir tahayyül var. Halbuki öyle değil. Fahreddin Paşa'nın getirdikleri Yavuz Sultan Selim Han'dan sonra Osmanlılar tarafından İstanbul'dan, Saraydan hediye olarak gönderilen kısmıdır. Yani oraya ait eserler değildir. Padişahlar ve hanımlarının gönderdiği hediyelerdir."
Surre Alayları konusuna da değinen Dursun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Surre Alayı maalesef Medine düştükten sonra bir daha gönderilemedi. Son Surre Alayı Enver Paşa'nın babası Hacı Ahmed Paşa tarafından götürülmeye çalışıldı. O da Şam'a kadar gidebildi. Sonrasında Medine'nin emniyeti olmadığı için Surre Alayı'nın kesilmesi söz konusu oluyor. Daha sonra gönderilenler sonradaki Medine fukarasına gönderilen sadakalardır. Fahreddin Paşa'dan sonra Surre'nin de sonu gelmiş oldu."
Fahreddin Paşa'nın fotoğrafçılık yönüne de değinen Dursun, paşanın görev yaptığı ve gezdiği yerlerden arşiv niteliğinde fotoğraflar bıraktığını aktardı.
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan ise 1. Dünya Savaşı'nın yıkıcı etkilerine değinerek Osmanlı’nın bu savaşta bazı cephelerde büyük zaferler kazandığını ifade etti.
Fahreddin Paşa'nın da Medine Müdafaası ile önemli bir kahramanlık gösterdiğini belirten Turan, paşanın, Atatürk’ün ifadesiyle yaşarken destanlaşan bir insan olduğunu söyledi.
Fahreddin Paşa'yı iyi asker, iyi insan ve cesur bir şahsiyet olarak niteleyen Turan, şöyle konuştu:
"Bilgili, sosyoloji ve psikolojiye hakim, savaşırken bile hastane yapımı için yer vermiş, halktan insanlarla yakından ilgilenmiş, tüm askerleriyle ilgiliydi. Onun hayatımıza nakşeden yönü tam anlamıyla bir iman sahibi olmasıdır. Tıpkı Malazgirt'te Alparslan gibi, tıpkı 86 yaşında Kıbrıs’ı fethetmek için gidip orada şehit düşen Hala Sultan gibi, Tıpkı Plevne'de zor şartlarda Ruslarla mücadele eden Osman Paşa gibi, tıpkı Hasan Rıza Paşa gibi."
- "Türk milletinin her şeyinden vazgeçebileceğini gösteren çok nadir olaylardan"
Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal ise 1. Dünya Savaşı öncesi Osmanlı Devleti’nin ve Arap coğrafyasının durumunu açıklayarak İngilizlerin Osmanlı’yı bölgeden çıkarmak için ajanlarıyla altyapı çalışmaları hazırladığını söyledi.
Fahreddin Paşa’nın Medine'deki mücadelesini ve hayat hikayesini de anlatan Ünal, paşanın son ana kadar direnişini sürdürdüğünü kaydetti.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, zor zamanların büyük insanlar çıkardığını belirterek, Fahreddin Paşa’nın da mücadelesi ile böyle olduğunu kaydetti.
Fahreddin Paşa'nın Türk milletinin en önemli kahramanlarından olduğunu vurgulayan Ak, "Türk milletinin siyasi meşguliyetlerin yanında, esasında ilgi merkezinin Haremeyn olduğunu bize gösteren ve Haremeyn'in itibarının korunması için Türk milletinin her şeyinden vazgeçebileceğini gösteren çok nadir olaylardan birisidir." şeklinde konuştu.
Sempozyuma, akademisyenlerin yanı sıra Fahreddin Paşa'nın torunları Ömer Türkkan, Recep Zeki Türkkan ve Ahmet Türkkan da katıldı.
Kaynak: AA
İstanbul Üniversitesi (İÜ), Türk Tarih Kurumu, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı iş birliği ile düzenlenen Uluslararası Haremeyn-i Şerifeyn Medine Müdafaası ve Fahreddin Paşa Sempozyumu başladı.
İÜ Rektörlük binasında düzenlenen sempozyumun açılışında konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Haluk Dursun, Birinci Dünya Savaşı sonrasının Türkiye için önemine vurgu yaparak 1919 sonrası dönemini tarihçiler, kültür adamları ve müesseselerin gençlere gereği gibi ortaya koymak zorunda olduğunu söyledi.
Fahreddin Paşa'nın kutsal emanetleri İstanbul'a göndermesiyle ilgili kamuoyunda eksik bilgiler bulunduğunu dile getiren Dursun, şunları aktardı:
"Sanki zannediliyor ki bugün sergilenen bölümdeki bütün emanet-i mukaddesatı, orada ne varsa baştan itibaren o getirmiş, oradan taşınmış gibi bir tahayyül var. Halbuki öyle değil. Fahreddin Paşa'nın getirdikleri Yavuz Sultan Selim Han'dan sonra Osmanlılar tarafından İstanbul'dan, Saraydan hediye olarak gönderilen kısmıdır. Yani oraya ait eserler değildir. Padişahlar ve hanımlarının gönderdiği hediyelerdir."
Surre Alayları konusuna da değinen Dursun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Surre Alayı maalesef Medine düştükten sonra bir daha gönderilemedi. Son Surre Alayı Enver Paşa'nın babası Hacı Ahmed Paşa tarafından götürülmeye çalışıldı. O da Şam'a kadar gidebildi. Sonrasında Medine'nin emniyeti olmadığı için Surre Alayı'nın kesilmesi söz konusu oluyor. Daha sonra gönderilenler sonradaki Medine fukarasına gönderilen sadakalardır. Fahreddin Paşa'dan sonra Surre'nin de sonu gelmiş oldu."
Fahreddin Paşa'nın fotoğrafçılık yönüne de değinen Dursun, paşanın görev yaptığı ve gezdiği yerlerden arşiv niteliğinde fotoğraflar bıraktığını aktardı.
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan ise 1. Dünya Savaşı'nın yıkıcı etkilerine değinerek Osmanlı’nın bu savaşta bazı cephelerde büyük zaferler kazandığını ifade etti.
Fahreddin Paşa'nın da Medine Müdafaası ile önemli bir kahramanlık gösterdiğini belirten Turan, paşanın, Atatürk’ün ifadesiyle yaşarken destanlaşan bir insan olduğunu söyledi.
Fahreddin Paşa'yı iyi asker, iyi insan ve cesur bir şahsiyet olarak niteleyen Turan, şöyle konuştu:
"Bilgili, sosyoloji ve psikolojiye hakim, savaşırken bile hastane yapımı için yer vermiş, halktan insanlarla yakından ilgilenmiş, tüm askerleriyle ilgiliydi. Onun hayatımıza nakşeden yönü tam anlamıyla bir iman sahibi olmasıdır. Tıpkı Malazgirt'te Alparslan gibi, tıpkı 86 yaşında Kıbrıs’ı fethetmek için gidip orada şehit düşen Hala Sultan gibi, Tıpkı Plevne'de zor şartlarda Ruslarla mücadele eden Osman Paşa gibi, tıpkı Hasan Rıza Paşa gibi."
- "Türk milletinin her şeyinden vazgeçebileceğini gösteren çok nadir olaylardan"
Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal ise 1. Dünya Savaşı öncesi Osmanlı Devleti’nin ve Arap coğrafyasının durumunu açıklayarak İngilizlerin Osmanlı’yı bölgeden çıkarmak için ajanlarıyla altyapı çalışmaları hazırladığını söyledi.
Fahreddin Paşa’nın Medine'deki mücadelesini ve hayat hikayesini de anlatan Ünal, paşanın son ana kadar direnişini sürdürdüğünü kaydetti.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak, zor zamanların büyük insanlar çıkardığını belirterek, Fahreddin Paşa’nın da mücadelesi ile böyle olduğunu kaydetti.
Fahreddin Paşa'nın Türk milletinin en önemli kahramanlarından olduğunu vurgulayan Ak, "Türk milletinin siyasi meşguliyetlerin yanında, esasında ilgi merkezinin Haremeyn olduğunu bize gösteren ve Haremeyn'in itibarının korunması için Türk milletinin her şeyinden vazgeçebileceğini gösteren çok nadir olaylardan birisidir." şeklinde konuştu.
Sempozyuma, akademisyenlerin yanı sıra Fahreddin Paşa'nın torunları Ömer Türkkan, Recep Zeki Türkkan ve Ahmet Türkkan da katıldı.