'Sağlıkta Popülist Söylemlerin Yeri Yok'
Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Esra Kaytan Sağlam: 'Son zamanlarda sürekli medya önünde olmanın verdiği şöhretle, her söylediği makbul ve her önerisi doğru bilgi sanılan bazı hekimlerin, uzmanlık alanı olsun ya da olmasın başta kanser olmak üzere sağlık ile ilgili çeşitli konularda halkımızın ulvi duygularını istismar ederek bir sömürü aracı olarak kullandığı gözlenmektedir'.
Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Esra Kaytan Sağlam, "Son zamanlarda sürekli medya önünde olmanın verdiği şöhretle, her söylediği makbul ve her önerisi doğru bilgi sanılan bazı hekimlerin, uzmanlık alanı olsun ya da olmasın başta kanser olmak üzere sağlık ile ilgili çeşitli konularda halkımızın ulvi duygularını istismar ederek bir sömürü aracı olarak kullandığı gözlenmektedir." dedi.
Sağlam, yaptığı açıklamada, sağlık hizmetlerinin evrensel bilimsel bilgiler çerçevesinde sunulması gerektiğinin altını çizdi.
Bilimsel araştırmalarla güvenilirliği kanıtlanarak insan sağlığında kullanılabileceğine karar verilen ilaç veya tedavi yöntemlerinin kullanılması gerektiğini ifade eden Sağlam, hastalıkların teşhis ve tedavisinin bilimsel bilgilere göre yapıldığını, olası sorun iddialarında da yapılan işlerin mesleki, idari veya adli sorgulamasının olduğunu belirtti.
Sağlam, insan sağlığı gibi son derece ulvi bir konuda popülist söylemlerin yeri olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bu nedenle sağlık konusunda yapılan her türlü açıklamada ağızdan çıkacak her kelimenin özenle seçilmesi hayati öneme haiz bir konudur. Son zamanlarda sürekli medya önünde olmanın verdiği şöhretle, her söylediği makbul ve her önerisi doğru bilgi sanılan bazı hekimlerin, uzmanlık alanı olsun ya da olmasın başta kanser olmak üzere sağlık ile ilgili çeşitli konularda halkımızın ulvi duygularını istismar ederek bir sömürü aracı olarak kullandığı gözlenmektedir. Doğru olmadığı açıkça bilinen hususlarda dahi halkımıza babacan tavırlarla yaklaşarak aklını çelmeye çalışan bu hekimlerin artık bazı açıklamalarıyla hastalarımızın yaşamlarını tehdit etme boyutuna geldiklerini, tıbbi tedavilerini bırakmak istediklerini görmekten büyük bir endişe ve üzüntü duymaktayız."
Bilimin, tartışmalarla, aykırı ses ve görüşlerle geliştiğini, bu tartışmaların yapılacağı yerin bilimsel yayınlar, kongreler ve akademi dünyası olduğunu ifade eden Sağlam, meme kanseri veya akciğer kanseri başta olmak üzere birçok kanser türünde erken tanının hayat kurtardığının net bir şekilde bilindiğini hatırlattı.
Bazı özel kanserlerden yola çıkılarak birtakım genellemeler yapılmasını ve erken tanı hakkında yanlış anlaşılmalara yol açacak söylemleri kabul etmediklerinin altını çizen Sağlam, şöyle devam etti:
"Kanseri ciddiye almamak veya kanser ile barışık olmak gibi bilimsellikten uzak yaklaşımlar neticesinde yüz binlerce kanser hastasının hayatını tehlikeye atmanın ne derece vicdani olduğunun takdirini değerli halkımızın sağduyusuna bırakıyoruz.Türk hekimlerinin tamamına yakınının gerek kamu gerekse özel hastanelerde bordrolu olarak çalışan, bilgisi, emeği ve tıp sanatı ile kazancını sağlayan bir meslek grubu olduğu bilinmesine karşın, genellemeler yapılarak tüm sağlık problemlerinin ve ticarileşmenin kaynağı olarak gösterilmesi de etik bir davranış değildir. Dolayısıyla bu konuda açıkça hedef saptırarak sağlığı gerçekten meta haline getiren asıl karanlık odakları karşılarına almaktan çekinerek biz Türk hekimlerinin suçlanması asıl vicdansızlıktır.Günümüzde en çok çalışmaların yapıldığı konulardan biri kanser ve tedavisidir. Son yıllarda Radyasyon Onkolojisi camiasındaki pek çok gelişme ile kanser hastalarının hemen hemen her evresinde radyasyon tedavileri başarı ile uygulanmakta, hastalıktan tam olarak kurtulma oranları artarken hastaların şikayetlerinin giderilmesinde de en önemli rollerden birini radyoterapi üstlenmektedir. Gelecekte de kanser tedavisinde farklı çözümler sunacağımıza inancımız tamdır.Bu bilgiler doğrultusunda başta kanser hastalarının doğru tedavi alamamasına, hekim hasta ilişki ve güveninin bozulmasına, meslektaşlarımızın itibarsızlaştırılmasına yol açacak her türlü medyatik yaklaşımı kınıyoruz."
Kaynak: AA
Sağlam, yaptığı açıklamada, sağlık hizmetlerinin evrensel bilimsel bilgiler çerçevesinde sunulması gerektiğinin altını çizdi.
Bilimsel araştırmalarla güvenilirliği kanıtlanarak insan sağlığında kullanılabileceğine karar verilen ilaç veya tedavi yöntemlerinin kullanılması gerektiğini ifade eden Sağlam, hastalıkların teşhis ve tedavisinin bilimsel bilgilere göre yapıldığını, olası sorun iddialarında da yapılan işlerin mesleki, idari veya adli sorgulamasının olduğunu belirtti.
Sağlam, insan sağlığı gibi son derece ulvi bir konuda popülist söylemlerin yeri olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bu nedenle sağlık konusunda yapılan her türlü açıklamada ağızdan çıkacak her kelimenin özenle seçilmesi hayati öneme haiz bir konudur. Son zamanlarda sürekli medya önünde olmanın verdiği şöhretle, her söylediği makbul ve her önerisi doğru bilgi sanılan bazı hekimlerin, uzmanlık alanı olsun ya da olmasın başta kanser olmak üzere sağlık ile ilgili çeşitli konularda halkımızın ulvi duygularını istismar ederek bir sömürü aracı olarak kullandığı gözlenmektedir. Doğru olmadığı açıkça bilinen hususlarda dahi halkımıza babacan tavırlarla yaklaşarak aklını çelmeye çalışan bu hekimlerin artık bazı açıklamalarıyla hastalarımızın yaşamlarını tehdit etme boyutuna geldiklerini, tıbbi tedavilerini bırakmak istediklerini görmekten büyük bir endişe ve üzüntü duymaktayız."
Bilimin, tartışmalarla, aykırı ses ve görüşlerle geliştiğini, bu tartışmaların yapılacağı yerin bilimsel yayınlar, kongreler ve akademi dünyası olduğunu ifade eden Sağlam, meme kanseri veya akciğer kanseri başta olmak üzere birçok kanser türünde erken tanının hayat kurtardığının net bir şekilde bilindiğini hatırlattı.
Bazı özel kanserlerden yola çıkılarak birtakım genellemeler yapılmasını ve erken tanı hakkında yanlış anlaşılmalara yol açacak söylemleri kabul etmediklerinin altını çizen Sağlam, şöyle devam etti:
"Kanseri ciddiye almamak veya kanser ile barışık olmak gibi bilimsellikten uzak yaklaşımlar neticesinde yüz binlerce kanser hastasının hayatını tehlikeye atmanın ne derece vicdani olduğunun takdirini değerli halkımızın sağduyusuna bırakıyoruz.Türk hekimlerinin tamamına yakınının gerek kamu gerekse özel hastanelerde bordrolu olarak çalışan, bilgisi, emeği ve tıp sanatı ile kazancını sağlayan bir meslek grubu olduğu bilinmesine karşın, genellemeler yapılarak tüm sağlık problemlerinin ve ticarileşmenin kaynağı olarak gösterilmesi de etik bir davranış değildir. Dolayısıyla bu konuda açıkça hedef saptırarak sağlığı gerçekten meta haline getiren asıl karanlık odakları karşılarına almaktan çekinerek biz Türk hekimlerinin suçlanması asıl vicdansızlıktır.Günümüzde en çok çalışmaların yapıldığı konulardan biri kanser ve tedavisidir. Son yıllarda Radyasyon Onkolojisi camiasındaki pek çok gelişme ile kanser hastalarının hemen hemen her evresinde radyasyon tedavileri başarı ile uygulanmakta, hastalıktan tam olarak kurtulma oranları artarken hastaların şikayetlerinin giderilmesinde de en önemli rollerden birini radyoterapi üstlenmektedir. Gelecekte de kanser tedavisinde farklı çözümler sunacağımıza inancımız tamdır.Bu bilgiler doğrultusunda başta kanser hastalarının doğru tedavi alamamasına, hekim hasta ilişki ve güveninin bozulmasına, meslektaşlarımızın itibarsızlaştırılmasına yol açacak her türlü medyatik yaklaşımı kınıyoruz."