'Sağlıklı Yaşamın En Önemli Alanı Çalışma Ortamıdır'
Sağlık Bakan Yardımcısı Emine Alp Meşe: 'Sağlıklı yaşamın en önemli alanlarından biri çalışma ortamlarıdır. Dolayısıyla en önemli hedef gruplarımızdan biri olan çalışanlarımızın ve çalışma ortamlarının sağlığını önemsiyoruz ve buna yönelik faaliyetler yürütüyoruz' 'Kamuya bağlı çalışan tüm hekimlerden, 'mesleki maruziyet sorgulama ekranı' kullanarak veri topluyoruz. Şubattan bu yana 4 milyon veri topladık'
Sağlık Bakan Yardımcısı Emine Alp Meşe, çalışma ortamının sağlıklı yaşam için önemine işaret ederek, "En önemli hedef gruplarımızdan biri olan çalışanlarımızın ve çalışma ortamlarının sağlığını önemsiyoruz ve buna yönelik faaliyetler yürütüyoruz." dedi.
Meşe, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünce düzenlenen Çalışan Sağlığı Uzmanlık ve Bilimsel Kapasitesinin Güçlendirilmesi Projesi'nin (ESPrIT) Uluslararası Kapanış Konferansı'na katıldı.
Türkiye'de 20 milyonun üzerinde kayıtlı çalışan bulunduğunu belirten Meşe, "Bölgemizin stratejik konumu, kültürel ve tabiat zenginliğimiz, birçok sektörün ve meslek grubunun bizde var olmasını sağlamıştır. Bu zenginliklerin sürdürülmesinin en önemli anahtarı beşeri sermayeyi korumaktır." diye konuştu.
Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın ana eksenini, insan merkezli yaklaşım ve sağlığa hakkaniyetle erişimin oluşturduğuna işaret eden Meşe, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesi bize kuvvet vermiştir. Bunu yerine getirirken, önleme ve koruma daima politik önceliğimiz olmuştur. Halk Sağlığı Genel Müdürlüğümüz başta olmak üzere sağlığını kaybetmeden önce önlem alma ve koruma için tüm sektörleri de işin içine katarak, faaliyetler gerçekleştirdik. Bitti mi? Hayır, yapılabilecek daha birçok şey var." ifadelerini kullandı.
Meşe, bulaşıcı olmayan hastalıkların tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de öne çıkmasının, sağlıklı yaşam konularını, gündemin üst sıralarına taşıdığını dile getirerek, "Sağlıklı yaşamın en önemli alanlarından biri ise çalışma ortamlarıdır. Dolayısıyla en önemli hedef gruplarımızdan biri olan çalışanlarımızın ve çalışma ortamlarının sağlığını önemsiyoruz ve buna yönelik faaliyetler yürütüyoruz." dedi.
Halk sağlığının her aşamasında olduğu gibi çalışan sağlığı ve çalışma ortamlarında da önlem almak için bazı göstergeleri, verileri izlemek gerektiğine dikkati çeken Meşe, Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) 2017 gündemini, iş sağlığı ve güvenliği verilerinin toplanması ve kullanımının optimize edilmesinin oluşturduğunu kaydetti.
- "4 milyon veri topladık"
Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre, yılda 500 civarında meslekte kazanma gücü kaybı vakası bulunduğunu dile getiren Meşe, şunları kaydetti:
"Kamuya bağlı çalışan tüm hekimlerden, 'mesleki maruziyet sorgulama ekranı' kullanarak veri topluyoruz. Şubattan bu yana 4 milyon veri topladık. Meslek hastalıklarına, mesleki maruziyetle ilişkili vakalara ulaştıkça ihtiyaç duyulan izleme sistemlerini bir an önce başlatmalıyız. Gerek trend takibi yapılacak, gerekse vaka bazlı yürütülecek çalışmalar için epidemiyolojik enstrümanlardan faydalanacak insan kaynaklarımızı da geliştirmeliyiz. Tüm bu çalışmaları, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve üniversiteler başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlarla eş güdüm halinde yürütüyoruz."
Konferansa, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, SGK, İş Teftiş, İSGUM, Kalkınma Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği alanında çalışan ve asistan yetiştiren üniversite temsilcileri, akademisyenler, sahada hizmet veren birim sorumluları, proje katılımcıları, uluslararası organizasyon ve ağların temsilcilerinin yanı sıra TÜBİTAK yetkilileri katıldı.
- ESPrIT Projesi
Çalışan Sağlığı Uzmanlık ve Bilimsel Kapasitesinin Güçlendirilmesi (ESPrIT) Projesi'nin, Horizon 2020 AB çerçeve programı kapsamında, desteklenmesine karar verildi.
ESPrIT Projesi, meslek hastalıkları alanında ve özellikle iş sağlığı alanında çalışanlarının bilimsel ve uzmanlık kapasitesinin arttırılmasını amaçlıyor. Proje, eğitim, danışmanlık, değişim ziyaretleriyle iletişim ve iş birliği faaliyetlerini kapsıyor.
Proje ayrıca uzmanların katıldığı değişim ziyaretiyle ülkeler arası meslek hastalıkları konusunda karşılaştırma yapabilmeyi, çalışan sağlığı alanında ulusal ve uluslararası ağ iletişimini pekiştirmeyi hedefliyor.
Kaynak: AA
Meşe, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünce düzenlenen Çalışan Sağlığı Uzmanlık ve Bilimsel Kapasitesinin Güçlendirilmesi Projesi'nin (ESPrIT) Uluslararası Kapanış Konferansı'na katıldı.
Türkiye'de 20 milyonun üzerinde kayıtlı çalışan bulunduğunu belirten Meşe, "Bölgemizin stratejik konumu, kültürel ve tabiat zenginliğimiz, birçok sektörün ve meslek grubunun bizde var olmasını sağlamıştır. Bu zenginliklerin sürdürülmesinin en önemli anahtarı beşeri sermayeyi korumaktır." diye konuştu.
Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın ana eksenini, insan merkezli yaklaşım ve sağlığa hakkaniyetle erişimin oluşturduğuna işaret eden Meşe, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesi bize kuvvet vermiştir. Bunu yerine getirirken, önleme ve koruma daima politik önceliğimiz olmuştur. Halk Sağlığı Genel Müdürlüğümüz başta olmak üzere sağlığını kaybetmeden önce önlem alma ve koruma için tüm sektörleri de işin içine katarak, faaliyetler gerçekleştirdik. Bitti mi? Hayır, yapılabilecek daha birçok şey var." ifadelerini kullandı.
Meşe, bulaşıcı olmayan hastalıkların tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de öne çıkmasının, sağlıklı yaşam konularını, gündemin üst sıralarına taşıdığını dile getirerek, "Sağlıklı yaşamın en önemli alanlarından biri ise çalışma ortamlarıdır. Dolayısıyla en önemli hedef gruplarımızdan biri olan çalışanlarımızın ve çalışma ortamlarının sağlığını önemsiyoruz ve buna yönelik faaliyetler yürütüyoruz." dedi.
Halk sağlığının her aşamasında olduğu gibi çalışan sağlığı ve çalışma ortamlarında da önlem almak için bazı göstergeleri, verileri izlemek gerektiğine dikkati çeken Meşe, Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) 2017 gündemini, iş sağlığı ve güvenliği verilerinin toplanması ve kullanımının optimize edilmesinin oluşturduğunu kaydetti.
- "4 milyon veri topladık"
Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre, yılda 500 civarında meslekte kazanma gücü kaybı vakası bulunduğunu dile getiren Meşe, şunları kaydetti:
"Kamuya bağlı çalışan tüm hekimlerden, 'mesleki maruziyet sorgulama ekranı' kullanarak veri topluyoruz. Şubattan bu yana 4 milyon veri topladık. Meslek hastalıklarına, mesleki maruziyetle ilişkili vakalara ulaştıkça ihtiyaç duyulan izleme sistemlerini bir an önce başlatmalıyız. Gerek trend takibi yapılacak, gerekse vaka bazlı yürütülecek çalışmalar için epidemiyolojik enstrümanlardan faydalanacak insan kaynaklarımızı da geliştirmeliyiz. Tüm bu çalışmaları, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve üniversiteler başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlarla eş güdüm halinde yürütüyoruz."
Konferansa, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, SGK, İş Teftiş, İSGUM, Kalkınma Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği alanında çalışan ve asistan yetiştiren üniversite temsilcileri, akademisyenler, sahada hizmet veren birim sorumluları, proje katılımcıları, uluslararası organizasyon ve ağların temsilcilerinin yanı sıra TÜBİTAK yetkilileri katıldı.
- ESPrIT Projesi
Çalışan Sağlığı Uzmanlık ve Bilimsel Kapasitesinin Güçlendirilmesi (ESPrIT) Projesi'nin, Horizon 2020 AB çerçeve programı kapsamında, desteklenmesine karar verildi.
ESPrIT Projesi, meslek hastalıkları alanında ve özellikle iş sağlığı alanında çalışanlarının bilimsel ve uzmanlık kapasitesinin arttırılmasını amaçlıyor. Proje, eğitim, danışmanlık, değişim ziyaretleriyle iletişim ve iş birliği faaliyetlerini kapsıyor.
Proje ayrıca uzmanların katıldığı değişim ziyaretiyle ülkeler arası meslek hastalıkları konusunda karşılaştırma yapabilmeyi, çalışan sağlığı alanında ulusal ve uluslararası ağ iletişimini pekiştirmeyi hedefliyor.