Yemen'de 2 Milyon Hamile Kadının Hayatı Tehlikede
İç savaşın sürdüğü Yemen'deki açlık ve yetersiz sağlık hizmeti, 2 milyon hamile ve emzirme dönemindeki kadının hayatı tehdit ediyor.
Yemen'de süren savaş ve kıtlık nedeniyle yaşanan insani kriz, ülkedeki 2 milyon hamile ve emzirme dönemindeki kadının hayatını tehdit ediyor.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonunun (UNFPA) internet sitesindeki bilgilere göre, 4 yıldır devam eden iç savaş sebebiyle ortaya çıkan "dünyanın en kötü insani krizinden" Yemen'deki hamile kadınlar da etkileniyor.
Kıtlığın devamı halinde 2 milyon hamile ve emzirme dönemindeki kadın açlıktan ölüm riskiyle karşı karşıya bulunuyor.
Bu kadınlardan 1,1 milyonu halihazırda yetersiz besleniyor. Yetersiz beslenme hamile kadınlarda düşük ve ölü doğum ihtimalini artırıyor.
BM yetkililerinin görüştüğü Yemenli kadınların anlattıkları da kıtlık ve savaş nedeniyle yaşanan trajediyi ortaya koyuyor.
Bu kadınlardan biri olan 24 yaşındaki Latife, evlendikten 8 yıl sonra hamile kalabildiğini ancak sağlık merkezlerinin neredeyse yarısının hizmet vermemesi dolayısıyla evde doğum yaptığını söyledi.
Latife, "Eşim ve ben hamile olduğumu öğrendiğimizde çok mutlu olmuştuk ancak doğum zamanı geldiğinde hastaneye gidemedim. Evde doğum yapmaya karar verdim. Doğum başlayınca annem komşumuz olan ebeyi getirmek için evden ayrıldı ama geç kalmışlardı. Bebeğim henüz doğmadan karnımda ölmüştü." dedi.
Bunun katlanılamaz bir ıstırap olduğunu söyleyen Latife, "İntihar etmeyi düşündüm ancak bir kocam olduğu için bunu yapmadım." diye konuştu.
- Çocuklar da yetersiz besleniyor
Yemen'de savaşın ağır yükünü en çok çocuklar ve kadınlar taşıyor. Birçok kadın kendisi yeterli beslenemediği gibi çocuklarının beslenmesini de sağlayamıyor.
Yemenli kadınlar ve çocukların önemli kısmı sadece ekmek ve sudan oluşan besini çoğu kez günde bir öğün alabiliyor.
Dünya genelinde her iki dakikada bir kadın doğum yaparken hayatını kaybediyor. Bu kadınların yarısından çoğu, Yemen gibi insani krizden etkilenen ülkelerde bulunuyor. BM verilerine göre, anne ve bebek ölümlerinin üçte ikisi "önlenebilir" vakalardan oluşuyor.
BM yetkilileri, kadınlarda yetersiz beslenmenin getirdiği düşük ve ölü doğum gibi tehlikeleri giderebilmek için hastane ve doktor sayısının çok az olduğu Yemen'de "ebe" eğitimine ağırlık veriyor. UNFPA, yereldeki ortakları yardımıyla bugüne dek 75 bin ebeyi eğitti ve 2 bin 500 ebenin eğitimine devam ediyor. Ebelerin yeterli eğitimle şiddetli kanama, sepsis, gebelikte geçirilen havale, bebeğin doğum kanalına inmemesi gibi birçok konuda anne ve bebek ölümlerini engellemede faydalı olabilecekleri belirtiliyor.
Yemen'de çatışmanın en yoğun olduğu bölgelerde 40'ı bu yıl olmak üzere doğum için 120 klinik açıldı. Bu klinikler, 2 bin kadına ve bin 900 yenidoğana hizmet verdi.
Ülke genelinde 22 milyon kişi insani yardıma ihtiyaç duyuyor. BM yetkilileri, ülkedeki durumun ne kadar kötü olduğunu anlatırken, "Nüfusun üçte ikisi bir sonraki öğünü yiyip yiyemeyeceğini bilmiyor." ifadesini kullanıyor.
Yemen'de 4 yıl önce Husilerin başkent Sana'yı ele geçirmesiyle başlayan iç savaş nedeniyle binlerce sivil öldü, milyonlarcası da açlık tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor.
Savaşın yanı sıra kolera, difteri ve benzeri hastalıkların yayılması, kıtlık, ilaçların tükenmesi ve iç göçler masum sivillerin mağduriyetini artırıyor.
Kaynak: AA
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonunun (UNFPA) internet sitesindeki bilgilere göre, 4 yıldır devam eden iç savaş sebebiyle ortaya çıkan "dünyanın en kötü insani krizinden" Yemen'deki hamile kadınlar da etkileniyor.
Kıtlığın devamı halinde 2 milyon hamile ve emzirme dönemindeki kadın açlıktan ölüm riskiyle karşı karşıya bulunuyor.
Bu kadınlardan 1,1 milyonu halihazırda yetersiz besleniyor. Yetersiz beslenme hamile kadınlarda düşük ve ölü doğum ihtimalini artırıyor.
BM yetkililerinin görüştüğü Yemenli kadınların anlattıkları da kıtlık ve savaş nedeniyle yaşanan trajediyi ortaya koyuyor.
Bu kadınlardan biri olan 24 yaşındaki Latife, evlendikten 8 yıl sonra hamile kalabildiğini ancak sağlık merkezlerinin neredeyse yarısının hizmet vermemesi dolayısıyla evde doğum yaptığını söyledi.
Latife, "Eşim ve ben hamile olduğumu öğrendiğimizde çok mutlu olmuştuk ancak doğum zamanı geldiğinde hastaneye gidemedim. Evde doğum yapmaya karar verdim. Doğum başlayınca annem komşumuz olan ebeyi getirmek için evden ayrıldı ama geç kalmışlardı. Bebeğim henüz doğmadan karnımda ölmüştü." dedi.
Bunun katlanılamaz bir ıstırap olduğunu söyleyen Latife, "İntihar etmeyi düşündüm ancak bir kocam olduğu için bunu yapmadım." diye konuştu.
- Çocuklar da yetersiz besleniyor
Yemen'de savaşın ağır yükünü en çok çocuklar ve kadınlar taşıyor. Birçok kadın kendisi yeterli beslenemediği gibi çocuklarının beslenmesini de sağlayamıyor.
Yemenli kadınlar ve çocukların önemli kısmı sadece ekmek ve sudan oluşan besini çoğu kez günde bir öğün alabiliyor.
Dünya genelinde her iki dakikada bir kadın doğum yaparken hayatını kaybediyor. Bu kadınların yarısından çoğu, Yemen gibi insani krizden etkilenen ülkelerde bulunuyor. BM verilerine göre, anne ve bebek ölümlerinin üçte ikisi "önlenebilir" vakalardan oluşuyor.
BM yetkilileri, kadınlarda yetersiz beslenmenin getirdiği düşük ve ölü doğum gibi tehlikeleri giderebilmek için hastane ve doktor sayısının çok az olduğu Yemen'de "ebe" eğitimine ağırlık veriyor. UNFPA, yereldeki ortakları yardımıyla bugüne dek 75 bin ebeyi eğitti ve 2 bin 500 ebenin eğitimine devam ediyor. Ebelerin yeterli eğitimle şiddetli kanama, sepsis, gebelikte geçirilen havale, bebeğin doğum kanalına inmemesi gibi birçok konuda anne ve bebek ölümlerini engellemede faydalı olabilecekleri belirtiliyor.
Yemen'de çatışmanın en yoğun olduğu bölgelerde 40'ı bu yıl olmak üzere doğum için 120 klinik açıldı. Bu klinikler, 2 bin kadına ve bin 900 yenidoğana hizmet verdi.
Ülke genelinde 22 milyon kişi insani yardıma ihtiyaç duyuyor. BM yetkilileri, ülkedeki durumun ne kadar kötü olduğunu anlatırken, "Nüfusun üçte ikisi bir sonraki öğünü yiyip yiyemeyeceğini bilmiyor." ifadesini kullanıyor.
Yemen'de 4 yıl önce Husilerin başkent Sana'yı ele geçirmesiyle başlayan iç savaş nedeniyle binlerce sivil öldü, milyonlarcası da açlık tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor.
Savaşın yanı sıra kolera, difteri ve benzeri hastalıkların yayılması, kıtlık, ilaçların tükenmesi ve iç göçler masum sivillerin mağduriyetini artırıyor.