'Aşılamayla Her Yıl 14 Bin 296 Çocuğu Ölümden Kurtarıyoruz'
Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceylan: 'Aşılama yaparak her yıl ortalama 14 bin 296 çocuğu ölümden kurtarıyoruz. Daha da iyi aşılama yaparsak bunu 20 bine çıkarmamız mümkün'
HATİCE ÖZDEMİR TOSUN - Antalya'da düzenlenen Aşı Okulu'nda, her yıl binlerce çocuğun ölümden kurtarıldığı belirtilerek, Sağlık Bakanlığınca önerilen aşıların yaptırılması tavsiye edildi.
Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aşılamanın hayati önlem taşıdığını söyledi.
Türkiye'de aşılama oranının yüzde 98 olduğunu dile getiren Ceyhan, "Aşılama yaparak her yıl ortalama 14 bin 296 çocuğu ölümden kurtarıyoruz. Daha da iyi aşılama yaparsak bunu 20 bine çıkarmamız mümkün. Dünyada ise her yıl ortalama 3 milyon çocuk kurtuluyor." diye konuştu.
Son yıllarda aşılara karşı karşıt görüşlerin ortaya çıktığını ve bunların ciddi tehlike oluşturduğunu ifade eden Ceyhan, karşıt görüşler nedeniyle 2011'de 183 olan aşı yaptırmayanların sayısının 2016'da 13 bine, geçen yıl ise 27 bine çıktığını belirtti.
Bu durumun Türkiye'de aşılama oranında yüzde birlik bir azalmaya neden olduğuna işaret eden Ceyhan, "Aşılanma oranı yüzde 95'lerin altına düşerse salgınlar ortaya çıkar, 30 senedir görmediğimiz, hayatımızdan çıkardığımız hatta unuttuğumuz hastalıkları yeniden görmeye başlarız." ifadelerini kullandı.
Aşı karşıtlığı noktasında savunulan görüşlerin hiçbir bilimsel dayanağının olmadığını vurgulayan Ceyhan, aşının etkisizliği, yan etkileri, gerekli olup olmadığı yönündeki iddiaların hiçbir haklı tarafının bulunmadığını kaydetti.
- "Bugün hiçbir aşıda cıva yok"
Aşılar üzerinde, "Batı'dan dayatıldığı, genetiği değiştirdiği, kısırlaştırdığı" gibi de komplo teorilerinin üretildiğini söyleyen Ceyhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İddiaları ortaya atanlar maalesef tarihimizi bilmiyorlar. Aşılama aslında bizim dünyaya öğrettiğimiz bir konu. Aşılamayı Orta Çağ'da atalarımız uygulamış, İngilizler bizden öğrenmişler. Bir İngiliz büyükelçisinin mektuplarıyla dünyaya yayılmış. 1940'lı yıllarda 22 farklı aşı üretip dünyaya satan bir ülkeymişiz. Daha sonra teknolojiye ayak uyduramamışız ve geri kalmışız."
Aşının içinde cıva olduğu yönündeki iddiaların da asılsız olduğunun altını çizen Ceyhan, bu açıklamaları yapan bilim insanlarının çocuklarına aşılarını tam yaptırdıklarını ifade etti.
Geçmiş dönemlerde aşıların 20-50 dozluk şişeler içinde olduğunu ve iyi korumak için içine cıva konulduğunu dile getiren Ceyhan, "Bugün bütün uyguladığımız aşılar tek dozluk, cıva falan yok içinde. Bunu bilerek yalan söylüyorlar. Tek amaçları şöhret olmak ya da ürünleri varsa onu pazarlıyorlar, kitaplarını satıyorlar, muayenelerine daha çok hasta çekmek istiyorlar. İyi niyet yok aslında." değerlendirmesinde bulundu.
Dünyada aşı kullanmayan ülkenin olmadığına işaret eden Ceyhan, bütün ülkelerin ellerinden geldiğince çocuklarını hastalıklardan korumak için aşı programları geliştirdiklerini ve uyguladıklarını anlattı.
- "Bu çok büyük bir vebaldir"
Prof. Dr. Ceyhan, "Ben çocuğumu aşılatmıyorum ama sen git aşılat." düşüncesinin de çok yanlış olduğunu vurguladı.
Aşının toplumsal etkinlik özelliğine sahip olduğunu dile getiren Ceyhan, toplumda ne kadar fazla insan aşı olursa riskin de o denli azaldığını söyledi. Aşılanan çocuğun, arkadaşı aşılanmadığı için risk taşıdığını ifade eden Ceyhan, şöyle devam etti:
"En son kızamık salgınında bunu gördük. Çocuğunu aşılatmış aileler komşusu çocuğunu aşılatmadığı için çocuklarında kızamık gördüler. Kimsenin 'Ben çocuğumu aşılatmıyorum.' deme hakkı yok çünkü sizin çocuğunuzu aşılatmamanız, komşunuzun, akrabanızın, kardeşinizin çocuğunu da tehlikeye sokuyor. Her ay birkaç ülke zorunlu aşı yasasını gündemine taşıyor ve kabul ediyor. En son Fransa ve İtalya kabul etti çünkü bu işin böyle başıboş bırakılamayacağını görüyorlar.
Türkiye'de ise biz bunun gönüllü olmasını istiyoruz ancak bazı insanlar sırf çıkarları uğruna, şöhretini artırmak, kitabını satmak, muayenesine daha çok hasta çekmek uğruna insanları yanlış yönlendiriyorlar. Bu çok büyük bir vebaldir. Bir insanın başka birine 'İlacını kullanma.' demesi o kişiyi ilgilendirir ama 'Bu aşıyı yaptırma.' demesi öyle büyük bir vebaldir ki birden bire milyonlarca çocuğun hastalanmasına, yüzlercesinin ölmesine neden olabilirsiniz."
Vatandaşlara çağrıda bulunan Mehmet Ceyhan, özellikle çocukluk çağı aşılar konusunda hiçbir tereddütün yaşanmamasını önerdi.
Akıllarında en ufak şüphe olan insanların en yakın çocuk hekimlerine başvurmalarını isteyen Ceyhan, yetişkinlerin de aşılamaya önem vermelerini gerektiğini söyledi. Özellikle 65 yaş üstü, kronik akciğer, kalp, şeker, böbrek hastalarının grip aşısı olmalarını tavsiye eden Ceyhan, bu şekilde birçok hastanın kurtulabileceğini ifade etti.
Aşılanmayan kişinin daha kolay hasta olabildiğini belirten Ceyhan, "Hasta oluyorsunuz, ilaç alıyorsunuz, hastaneye yatıyorsunuz, yaşam kaliteniz düşüyor, o kadar da para harcıyorsunuz ama bir aşı oluyorsunuz, bunlardan kurtuluyorsunuz." dedi.
Kaynak: AA
Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aşılamanın hayati önlem taşıdığını söyledi.
Türkiye'de aşılama oranının yüzde 98 olduğunu dile getiren Ceyhan, "Aşılama yaparak her yıl ortalama 14 bin 296 çocuğu ölümden kurtarıyoruz. Daha da iyi aşılama yaparsak bunu 20 bine çıkarmamız mümkün. Dünyada ise her yıl ortalama 3 milyon çocuk kurtuluyor." diye konuştu.
Son yıllarda aşılara karşı karşıt görüşlerin ortaya çıktığını ve bunların ciddi tehlike oluşturduğunu ifade eden Ceyhan, karşıt görüşler nedeniyle 2011'de 183 olan aşı yaptırmayanların sayısının 2016'da 13 bine, geçen yıl ise 27 bine çıktığını belirtti.
Bu durumun Türkiye'de aşılama oranında yüzde birlik bir azalmaya neden olduğuna işaret eden Ceyhan, "Aşılanma oranı yüzde 95'lerin altına düşerse salgınlar ortaya çıkar, 30 senedir görmediğimiz, hayatımızdan çıkardığımız hatta unuttuğumuz hastalıkları yeniden görmeye başlarız." ifadelerini kullandı.
Aşı karşıtlığı noktasında savunulan görüşlerin hiçbir bilimsel dayanağının olmadığını vurgulayan Ceyhan, aşının etkisizliği, yan etkileri, gerekli olup olmadığı yönündeki iddiaların hiçbir haklı tarafının bulunmadığını kaydetti.
- "Bugün hiçbir aşıda cıva yok"
Aşılar üzerinde, "Batı'dan dayatıldığı, genetiği değiştirdiği, kısırlaştırdığı" gibi de komplo teorilerinin üretildiğini söyleyen Ceyhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İddiaları ortaya atanlar maalesef tarihimizi bilmiyorlar. Aşılama aslında bizim dünyaya öğrettiğimiz bir konu. Aşılamayı Orta Çağ'da atalarımız uygulamış, İngilizler bizden öğrenmişler. Bir İngiliz büyükelçisinin mektuplarıyla dünyaya yayılmış. 1940'lı yıllarda 22 farklı aşı üretip dünyaya satan bir ülkeymişiz. Daha sonra teknolojiye ayak uyduramamışız ve geri kalmışız."
Aşının içinde cıva olduğu yönündeki iddiaların da asılsız olduğunun altını çizen Ceyhan, bu açıklamaları yapan bilim insanlarının çocuklarına aşılarını tam yaptırdıklarını ifade etti.
Geçmiş dönemlerde aşıların 20-50 dozluk şişeler içinde olduğunu ve iyi korumak için içine cıva konulduğunu dile getiren Ceyhan, "Bugün bütün uyguladığımız aşılar tek dozluk, cıva falan yok içinde. Bunu bilerek yalan söylüyorlar. Tek amaçları şöhret olmak ya da ürünleri varsa onu pazarlıyorlar, kitaplarını satıyorlar, muayenelerine daha çok hasta çekmek istiyorlar. İyi niyet yok aslında." değerlendirmesinde bulundu.
Dünyada aşı kullanmayan ülkenin olmadığına işaret eden Ceyhan, bütün ülkelerin ellerinden geldiğince çocuklarını hastalıklardan korumak için aşı programları geliştirdiklerini ve uyguladıklarını anlattı.
- "Bu çok büyük bir vebaldir"
Prof. Dr. Ceyhan, "Ben çocuğumu aşılatmıyorum ama sen git aşılat." düşüncesinin de çok yanlış olduğunu vurguladı.
Aşının toplumsal etkinlik özelliğine sahip olduğunu dile getiren Ceyhan, toplumda ne kadar fazla insan aşı olursa riskin de o denli azaldığını söyledi. Aşılanan çocuğun, arkadaşı aşılanmadığı için risk taşıdığını ifade eden Ceyhan, şöyle devam etti:
"En son kızamık salgınında bunu gördük. Çocuğunu aşılatmış aileler komşusu çocuğunu aşılatmadığı için çocuklarında kızamık gördüler. Kimsenin 'Ben çocuğumu aşılatmıyorum.' deme hakkı yok çünkü sizin çocuğunuzu aşılatmamanız, komşunuzun, akrabanızın, kardeşinizin çocuğunu da tehlikeye sokuyor. Her ay birkaç ülke zorunlu aşı yasasını gündemine taşıyor ve kabul ediyor. En son Fransa ve İtalya kabul etti çünkü bu işin böyle başıboş bırakılamayacağını görüyorlar.
Türkiye'de ise biz bunun gönüllü olmasını istiyoruz ancak bazı insanlar sırf çıkarları uğruna, şöhretini artırmak, kitabını satmak, muayenesine daha çok hasta çekmek uğruna insanları yanlış yönlendiriyorlar. Bu çok büyük bir vebaldir. Bir insanın başka birine 'İlacını kullanma.' demesi o kişiyi ilgilendirir ama 'Bu aşıyı yaptırma.' demesi öyle büyük bir vebaldir ki birden bire milyonlarca çocuğun hastalanmasına, yüzlercesinin ölmesine neden olabilirsiniz."
Vatandaşlara çağrıda bulunan Mehmet Ceyhan, özellikle çocukluk çağı aşılar konusunda hiçbir tereddütün yaşanmamasını önerdi.
Akıllarında en ufak şüphe olan insanların en yakın çocuk hekimlerine başvurmalarını isteyen Ceyhan, yetişkinlerin de aşılamaya önem vermelerini gerektiğini söyledi. Özellikle 65 yaş üstü, kronik akciğer, kalp, şeker, böbrek hastalarının grip aşısı olmalarını tavsiye eden Ceyhan, bu şekilde birçok hastanın kurtulabileceğini ifade etti.
Aşılanmayan kişinin daha kolay hasta olabildiğini belirten Ceyhan, "Hasta oluyorsunuz, ilaç alıyorsunuz, hastaneye yatıyorsunuz, yaşam kaliteniz düşüyor, o kadar da para harcıyorsunuz ama bir aşı oluyorsunuz, bunlardan kurtuluyorsunuz." dedi.