Münir Özkul'a veda
Evinde 93 yaşında vefat eden geleneksel Türk tiyatrosunun önemli isimlerinden Münir Özkul'un cenazesi, Bakırköy Mezarlığı'nda defnedildi.
93 yaşında yaşama veda eden Yeşilçam'ın efsane ismi Hababam Sınıfı'nın Mahmut Hocası Münir Özkul, bugün son yolculuğuna uğurlandı. Efsane oyuncu Teşvikiye Camii'ndeki cenaze namazının ardından alkışlarla, Tarık Akan'ın da ebedi istirahatgâhının içinde bulunduğu Bakırköy Mezarlığı'na doğru yola çıktı. Özkul, halkın 'Habamam, güm güm güm' ve 'Mahmut Hoca' sloganlarıyla uğurlandı. Münir Özkul daha sonra Bakırköy'de dualar eşliğinde aile kabristanına defnedildi.
Usta sinema ve tiyatro oyuncusu Münir Özkul için Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde tören düzenlendi.
Sanatçının kızı Güner Özkul törende yaptığı konuşmada, babasının hastalığı ve vefatının sonrasındaki süreçte verdikleri destekten ötürü Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Süha Uygur'a ve tüm soranlara teşekkür etti.
Törenin yapıldığı salona ilk kez 40 yıl önce geldiğini söyleyen Özkul, şöyle konuştu:
'1978'de babamı izlemek için geldim. Daha sonrasında oyun izlemek dışında birçok sevdiğimiz büyüğümüzü uğurlamak için hem kendi adıma hem de artık gelemediği için babam adına geldim. Şimdi kısmet birlikte gelmekmiş. Babamın orada yatması, benim de onu uğurlamam için, kürsüde konuşmam içinmiş. Bana 'aile adına sen konuş' dediler. O hepimizin babasıydı. O zaman hepimiz bir aileyiz. Biz bir aileyiz. Güzel bir aileyiz. Size onun sanatçı kişiliği, büyüklüğü hakkında, bu milleti birleştirmek ve ortak payda oluşturma konusunda nasıl önemli biri olduğu hakkında ne söyleyebilirim ki... Hepsini benden iyi biliyorsunuz.'
'Hepiniz gibi kalbimin derinliklerine büyük acı çöktü'
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Süha Uygur da Münir Özkul'u anlatmaya kelimelerin yetmeyeceğini vurgulayarak, hayatını kaybetmiş tüm sanatçıları sevgi, saygı ve rahmetle anarak baş sağlığı dileğinde bulundu.
Oyuncu Erhan Yazıcıoğlu ise Türkiye ve Türk insanının bir çift gülen gözü daha yitirdiğini belirterek, 'Güldüren, birleştirici gözleri vardı. Sadece gülen değil, güldüren, birleştirici gözleri vardı. Diyalogları öyle bir vurguyla, öyle bir tonlamayla sunardı ki... Özellikle sinemada onu seyretmek, onun yanında yer almak, onun oynadığı salonda birleşmek olağanüstü bir duyguydu.' dedi.
Teşvikiye Camisi'nde cenaze namazı kılındı
Sanatçının cenazesi Hababam Sınıfı ve Gülen Gözler filmleriyle tiyatro oyunlarından kısa görüntülerin de sunulduğu törenin ardından alkışlar eşliğinde Teşvikiye Camisine uğurlandı.
Teşvikiye Camisi'nde taziyeleri Münir Özkul'un kızı Güner Özkul ve eski eşi Suna Selen kabul etti.
Cenaze namazına Özkul'un ailesi ve yakınlarının yanı sıra Başbakan Binali Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, bazı milletvekilleri, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu ile Müjdat Gezen, İlyas Salman, Coşkun Yılmaz, Selami Şahin, Nuri Alço, Ahmet Selçuk İlkan, Tamer Karadağlı, Behzat ve Süheyl Uygur'un da aralarında bulunduğu sinema ve tiyatro sanatçıları, çubuklu formalarıyla Fenerbahçe taraftarları ile çok sayıda seveni katıldı.
Münir Özkul'un cenazesi toprağa verildi
Münir Özkul'un Türk bayrağına sarılı naaşı, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'ndeki tören ve Teşvikiye Camisi'nde kılınan cenaze namazının ardından Bakırköy Mezarlığı'na getirildi.
Seyircilerin aklında ve gönlünde 'Mahmut Hoca', 'Yaşar Usta' ve 'Turşucu Kazım' rolleriyle yer eden Münir Özkul'un cenazesi, Bakırköy Mezarlığı'nda dualar eşliğinde toprağa verildi.
Bakırköy Mezarlığı'na Özkul'un ailesi ve yakınlarının yanı sıra çok sayıda vatandaş da geldi.
Özkul'un öz geçmişi
İstanbul'da 1925'te dünyaya gelen sanatçı, 1940'ta İstanbul Erkek Lisesi'nde öğrenciyken Bakırköy Halkevi'nde tiyatroya başladı.
Ses Tiyatrosu'nda 1948'de sahnelenen 'Aşk Köprüsü' oyunuyla profesyonel olan sanatçı, daha sonra Muhsin Ertuğrul yönetimindeki Küçük Sahne'ye geçti. Özkul, 1951'de John Steinbeck'in 'Fareler ve İnsanlar', John Millington Synge'in 'Babayiğit', 1954'te George Axelrod'un 'Yaz Bekarı', 1955'te John Patrick'in 'Çayhane' eserlerinde rol aldı.
Sanatçı, İstanbul Şehir Tiyatroları ve Ankara Devlet Tiyatrosu'nun yanı sıra özel tiyatrolarda da görev yaptı. Özkul, Altan Karındaş topluluğunda oynanan Sadık Şendil'in 'Kanlı Nigar' oyunundaki rolüyle 1968'de İlhan İskender Armağanı'nı kazandı.
İsmail Dümbüllü'nün Kel Hasan'dan devraldığı 50 yıllık simgesel kavuğunu verdiği Özkul, 1978'de Haldun Taner'in 'Sersem Kocanın Kurnaz Karısı' oyunundaki rolüyle 'Avni Dilligil', 'Ulvi Uraz', 'İsmet Küntay' ve 'İsmail Dümbüllü' ödüllerini kazandı.
Münir Özkul 1950'lerden itibaren sinemada da rol almaya başladı. Canlandırdığı karakter rolleriyle büyük beğeni kazanan Özkul, özellikle 1970'li yıllarda, kalabalık kadrolu ve genellikle Ertem Eğilmez'in yönettiği filmlerde önemli roller aldı. Sanatçı, Hababam Sınıfı serisindeki Özel Çamlıca Lisesi'nin tatlı sert müdür yardımcısı 'Kel Mahmut' tiplemesiyle hafızalara kazındı.
'Mavi Boncuk', 'Bizim Aile', 'Aile Şerefi', 'Gülen Gözler', 'Neşeli Günler', 'Gırgıriye' ve 'Görgüsüzler' adlı kalabalık kadrolu aile filmlerinde Adile Naşit ile rol alan sanatçı, Türk sinemasının unutulmaz isimleri arasında yer aldı.
Özkul, 'Sev Kardeşim' filmindeki rolüyle 1972 Altın Portakal Film Festivali'nde 'En İyi Erkek Oyuncu' ödülü, 'Bizim Aile' filminde canlandırdığı 'Yaşar Usta' rolüyle de 1977 'Azerbaycan Film Festivali Özel Ödülü' alırken, 2006 Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali'nde 'Onur Ödülü'ne, 2014'te 18. Afife Tiyatro Ödülleri'nde 'Muhsin Ertuğrul Özel Ödülü'ne, 2015 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne layık görüldü.
Televizyon dizilerinin yaygınlaşmaya başladığı 1990'lı yıllarda 'Uzaylı Zekiye', 'Ana Kuzusu' ve 'Şaban ile Şirin'de rol aldı.
Münir Özkul, 1980'de yapılan jübileyle 40'ıncı sanat yılını, 1996'da Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen etkinlikte ise 55'inci sanat yılını kutladı. Özkul'a, Kültür Bakanlığı tarafından 1998'de 'devlet sanatçısı' unvanı verildi.