Darbeci Albay 'Bu İşten Dönüş Yok' Demiş
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin 534 kişi hakkında açılan davaya sanık savunmalarıyla devam edildi Duruşmada savunma yapan eski astsubay Sincan, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nda gördüğü eski albay Olgun'un 'Acele edin. Tanklar çıktı. Bu işten dönüş yok artık.' dediğini iddia etti
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki eylemlere ilişkin, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski başyaveri albay Ali Yazıcı ile eski alay komutanı albay Muhsin Kutsi Barış'ın da yer aldığı 534 kişinin yargılandığı davaya, sanık savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Yerleşkesi'nde yapılan duruşmaya sanıklar, avukatları ve yakınları ile TBMM, Başbakanlık, TRT ve diğer müşteki kurumların avukatları katıldı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde olay tarihinde Özel Kuvvetler Komutanlığında görev yapan eski astsubay Bilal Çiçek savunma yaptı. Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Çiçek, darbe girişiminde yer almadığını öne sürdü.
Çiçek, darbe girişiminin yaşandığı gece tabur komutanının tüm personelini dahil ederek, bir WhatsApp grubu oluşturduğunu, 2 saatte bir teker teker mesaj yazarak, yer bildirileceğini ve kendisi hariç kimseden emir alınmayacağını söylediğini anlattı.
Olay tarihinde yıllık iznini geçirdiği Eskişehir'de düğün hazırlıklarıyla uğraştığını ileri süren Çiçek, 21 Temmuz'da düğününü yaptığını ve ardından balayına gittiğini, 26 Temmuz'da tabur komutanının emri ile tatilini yarıda keserek, Ankara’ya döndüğünü belirtti.
Çiçek, tutuklandığı gün El Bab'a göreve gitmeye hazırlandıklarını, tutuklanmaması halinde ise timindeki diğer personel gibi kendisinin de şehit olabiliceğini, timinden bir tek kendisinin hayatta kaldığını ağlayarak anlattı.
İddianamede kendisi hakkındaki tanık beyanlarını da reddeden Çiçek, sözleri şöyle sürdürdü:
"Terör örgütü üyesi değilim. Görev çizelgeme bakılırsa son 3 yıldır sadece vatanıma hizmet etmekteydim. Hasan Cora isimli kişiden benim ismimi kullanarak, iftira attığı ve beni milletimin ve devletimin gözü önünde küçük düşürdüğü için şikayetçiyim."
Sanık Orhan Çiçek de olay tarihinde Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda astsubay rütbesinde görev yaptığını emri altında 45 personelin bulunduğunu beyan etti.
Darbe girişiminin yaşandığı gece evinde olduğunu kimseden yasadışı emir almadığını öne süren Çiçek, komutanlarının emriyle ertesi gün mesaiye gelip, 19 Ağustos 2016 tarihine kadar aynı görev yerinde çalışmaya devam ettiğini vurguladı.
İddianamede geçen "Örgüt evine gelir giderdi." şeklinde kendisini suçlayan Hasan Cora'yı hiç tanımadığını anlatan Çiçek, FETÖ üyesi olmadığını iddia ederek, tahliye talebinde bulundu.
- "Bu işten dönüş yok"
Sanık eski astsubay Fatih Sincan da Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda ikmal subayı olarak görev yaptığını anlattı.
Eski albay Murat Korkmaz'ın 14 Temmuz 2016 günü öğleden sonra yanına gelerek, "Yarın gece MİT’te rehin tutulan bir devlet büyüğünü kurtarmaya gidilecek. Ekibe seni de seçtim. Duvar ve kapı kırma için gerekli patlayıcı maddeleri de depondan çıkar. 15 Temmuz 23.00'da Kara Havacılık okulunda hazır ol." dediğini aktaran Sincan, görevi kabul ettiğini, komutanın emrettiği mühimmatı hazırlama görevini de bir personele verdiğini ifade etti.
Sincan, darbe girişiminin yaşandığı gece 21.30 gibi Murat albayın kendisini aradığını, faaliyet yeri ve saatinin değiştiğini belirterek, kendisini olduğu yerden arabasıyla alarak Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na gittiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nda gittiklerinde Samet Yıldız astsubayın silah ve teçhizat dağıttığını gördüğünü, kendisini onun yanına gönderildiğini ileri süren Sincan, Murat Korkmaz albayın kendisine "Ben, 35 kişi alarak Genelkurmaya gidiyorum." deyip sivil araca binip gittiğini beyan etti.
Sincan, alayda ilk kez gördüğü albay Harun Olgun'un alayda kalan özel kuvvetler personeline "Acele edin. Tanklar çıktı. Bu işten dönüş yok artık." dediğini, ardından 8'er kişilik ekipleri helikopterlere bindirip değişik yerlere sevk ettiğini gördüğünü iddia etti.
Sincan, Muhafız Alayı’nda o gece yaşananlara ilişkin şunları anlattı:
"Helikopter ve sivil araçlarla ayrılanlardan sonra Albay Kutsi Barış arkamızdaki binadan çıkıp yanımıza geldi. Bize dönüp 'TRT binasına giden arkadaşları yanlışlıkla kobra vurmuş. Yaralılarımız var. Tahliye etmemiz gerek. Polisler ilk ateşte cevap verir fakat sonra sinerler.' dedi. Bunun üzerine Mehmet astsubay ile darbe olduğuna emin olup kaçmaya karar verdik. Daha sonra arabadan sivil kıyafetimi alıp alayı terk edip evime gittim."
Duruşmada savunma yapan eski astsubay Halit Çiftçi de üzerine atılı suçları reddedip tahliye talebinde bulundu.
Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.
Kaynak: AA
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Yerleşkesi'nde yapılan duruşmaya sanıklar, avukatları ve yakınları ile TBMM, Başbakanlık, TRT ve diğer müşteki kurumların avukatları katıldı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde olay tarihinde Özel Kuvvetler Komutanlığında görev yapan eski astsubay Bilal Çiçek savunma yaptı. Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Çiçek, darbe girişiminde yer almadığını öne sürdü.
Çiçek, darbe girişiminin yaşandığı gece tabur komutanının tüm personelini dahil ederek, bir WhatsApp grubu oluşturduğunu, 2 saatte bir teker teker mesaj yazarak, yer bildirileceğini ve kendisi hariç kimseden emir alınmayacağını söylediğini anlattı.
Olay tarihinde yıllık iznini geçirdiği Eskişehir'de düğün hazırlıklarıyla uğraştığını ileri süren Çiçek, 21 Temmuz'da düğününü yaptığını ve ardından balayına gittiğini, 26 Temmuz'da tabur komutanının emri ile tatilini yarıda keserek, Ankara’ya döndüğünü belirtti.
Çiçek, tutuklandığı gün El Bab'a göreve gitmeye hazırlandıklarını, tutuklanmaması halinde ise timindeki diğer personel gibi kendisinin de şehit olabiliceğini, timinden bir tek kendisinin hayatta kaldığını ağlayarak anlattı.
İddianamede kendisi hakkındaki tanık beyanlarını da reddeden Çiçek, sözleri şöyle sürdürdü:
"Terör örgütü üyesi değilim. Görev çizelgeme bakılırsa son 3 yıldır sadece vatanıma hizmet etmekteydim. Hasan Cora isimli kişiden benim ismimi kullanarak, iftira attığı ve beni milletimin ve devletimin gözü önünde küçük düşürdüğü için şikayetçiyim."
Sanık Orhan Çiçek de olay tarihinde Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda astsubay rütbesinde görev yaptığını emri altında 45 personelin bulunduğunu beyan etti.
Darbe girişiminin yaşandığı gece evinde olduğunu kimseden yasadışı emir almadığını öne süren Çiçek, komutanlarının emriyle ertesi gün mesaiye gelip, 19 Ağustos 2016 tarihine kadar aynı görev yerinde çalışmaya devam ettiğini vurguladı.
İddianamede geçen "Örgüt evine gelir giderdi." şeklinde kendisini suçlayan Hasan Cora'yı hiç tanımadığını anlatan Çiçek, FETÖ üyesi olmadığını iddia ederek, tahliye talebinde bulundu.
- "Bu işten dönüş yok"
Sanık eski astsubay Fatih Sincan da Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda ikmal subayı olarak görev yaptığını anlattı.
Eski albay Murat Korkmaz'ın 14 Temmuz 2016 günü öğleden sonra yanına gelerek, "Yarın gece MİT’te rehin tutulan bir devlet büyüğünü kurtarmaya gidilecek. Ekibe seni de seçtim. Duvar ve kapı kırma için gerekli patlayıcı maddeleri de depondan çıkar. 15 Temmuz 23.00'da Kara Havacılık okulunda hazır ol." dediğini aktaran Sincan, görevi kabul ettiğini, komutanın emrettiği mühimmatı hazırlama görevini de bir personele verdiğini ifade etti.
Sincan, darbe girişiminin yaşandığı gece 21.30 gibi Murat albayın kendisini aradığını, faaliyet yeri ve saatinin değiştiğini belirterek, kendisini olduğu yerden arabasıyla alarak Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na gittiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nda gittiklerinde Samet Yıldız astsubayın silah ve teçhizat dağıttığını gördüğünü, kendisini onun yanına gönderildiğini ileri süren Sincan, Murat Korkmaz albayın kendisine "Ben, 35 kişi alarak Genelkurmaya gidiyorum." deyip sivil araca binip gittiğini beyan etti.
Sincan, alayda ilk kez gördüğü albay Harun Olgun'un alayda kalan özel kuvvetler personeline "Acele edin. Tanklar çıktı. Bu işten dönüş yok artık." dediğini, ardından 8'er kişilik ekipleri helikopterlere bindirip değişik yerlere sevk ettiğini gördüğünü iddia etti.
Sincan, Muhafız Alayı’nda o gece yaşananlara ilişkin şunları anlattı:
"Helikopter ve sivil araçlarla ayrılanlardan sonra Albay Kutsi Barış arkamızdaki binadan çıkıp yanımıza geldi. Bize dönüp 'TRT binasına giden arkadaşları yanlışlıkla kobra vurmuş. Yaralılarımız var. Tahliye etmemiz gerek. Polisler ilk ateşte cevap verir fakat sonra sinerler.' dedi. Bunun üzerine Mehmet astsubay ile darbe olduğuna emin olup kaçmaya karar verdik. Daha sonra arabadan sivil kıyafetimi alıp alayı terk edip evime gittim."
Duruşmada savunma yapan eski astsubay Halit Çiftçi de üzerine atılı suçları reddedip tahliye talebinde bulundu.
Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.