CHP Grup Başkanvekili Altay Açıklaması
'Muhalefetin desteği isteniyorsa, hükümetten üç beklentimiz var; her aşamada, özellikle ana muhalefeti bilgilendirin, samimi olun ve diplomatik, askeri angajmanlarınızdan ana muhalefete bilgi verin''Afrin meselesi, ulusal güvenliğimizle ilgili bir meseledir. Erdoğan'ın bunu tek kişilik bir oyun gibi, 'Erdoğan'ın kahramanlığı' üzerine övgüler dizilecek bir senaryoya çevirmesine müsaade etmeyeceğiz. Bunu ahlaki de bulmuyoruz''Genel Başkanımızın, ordumuzun kollanmasına, askerimizin bir damla kanının akmamasına yönelik temennisinden Erdoğan'ın niçin rahatsız olduğunu da ben anlamış değilim'
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Afrin harekatıyla ilgili, "Her aşamada muhalefetin desteği isteniyorsa, hükümetten üç beklentimiz var; birincisi her aşamada özellikle ana muhalefeti bilgilendirin, ikincisi her aşamada samimi olun, üçüncüsü de diplomatik, askeri angajmanlarınızdan ana muhalefeti bilgilendirin." dedi.
Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Türk Silahlı Kuvvetlerince, Suriye'nin kuzeybatısındaki Afrin bölgesinde terör örgütleri PYD/PKK ve DEAŞ'a yönelik başlatılan Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasına, harekatta şehit düşen Piyade Astsubay Üstçavuş Musa Özalkan'a Allah'tan rahmet, yakınlarına ve Türk milletine başsağlığı dileyerek başlayan Altay, temennilerinin, tek bir askerin burnu bile kanamadan Türkiye'nin sınır güvenliğinin sağlanması olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin bir terör tehdidiyle karşı karşı olduğunu, iktidara her zaman, ayrım yapılmaksızın tüm terör örgütleriyle etkin bir mücadele yürütülmesi gerektiğini söylediklerini aktaran Altay, "Türkiye terörle etkin bir şekilde mücadele ederken, Kürt sorunun çözümüne yönelik adımları da bu mücadeleyle eş zamanlı olarak atabilmelidir." dedi.
Altay, Türkiye'nin, harekat kapsamında birlikte hareket ettiği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) birliklerinin nereden ve nasıl oluşturulduğunun şüpheli, kuşkulu ve tartışmalı olduğunu bildirdi.
"Özgür Suriye Ordusu, El Kaide uzantılı kimi örgütlerden oluşan bir derleme birliktir" diyen Altay, Türkiye'nin bu konuda da dikkatli olmasını istedi.
-"Stratejik hatalar Türkiye'yi bölgede ofsayta düşürebilir"
Hassas bir süreçten geçildiğini, askeri üstünlüğün stratejik bir hata ile kaybedilmemesine özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Altay, şöyle devam etti:
"Askeri olarak ne kadar üstün olursanız olun, yapacağınız stratejik hatalar Türkiye'yi bölgede ofsayta düşürebilir. Hükümetin bu konuda muhalefet partileriyle işbirliği içinde olmasının, bu operasyonun başarılı olması bakımından hayati önemi var. Genel Başkanımızın; ordumuzun kollanmasına, askerimizin bir damla kanının akmamasına yönelik temennisinden Recep Tayyip Erdoğan'ın niçin rahatsız olduğunu da ben anlamış değilim. Afrin meselesi, Tayyip Erdoğan meselesi değildir, Türkiye'nin milli meselesidir. Ulusal güvenliğimizle, sınır güvenliğimizle ilgili bir meseledir. Erdoğan'ın bunu tek kişilik bir oyun gibi, 'Erdoğan'ın kahramanlığı' üzerine övgüler dizilecek bir senaryoya çevirmesine müsaade etmeyeceğiz. Bunu ahlaki de bulmuyoruz. Bilakis edep dışı buluyoruz."
Milli meselelerin parti kongrelerinde açıklanmasının, bir partinin operasyonu gibi sunulmasının siyasi ahlakla bağdaşmadığını belirten Altay, Afrin'in Türk'üyle, Kürt'üyle 80 milyonun meselesi olduğuna işaret etti.
-"İç politika malzemesine dönüştürülmesini ayıp buluyoruz"
Altay, iktidarın, olayların başından bu yana izlediği Suriye politikasını da eleştirerek, bu yanlış politikaların bugün Türkiye'nin sınırlarını güvensiz hale getirdiğini savundu.
Bu hataların hesabının vakti geldiğinde millet tarafından sandıkta sorulacağını vurgulayan Altay, "Ama geldiğimiz noktada Türkiye'nin, terör koridorunu önleme, sınırlarını güven altında tutma hakkı meşru bir haktır. Bizler bu konuda bu operasyonla ilgili tavrımızı Sayın Genel Başkanımızın ağzından ilk gün kamuoyuyla paylaştık." diye konuştu.
CHP olarak siyasi tartışmalara aile fertlerini katmayı doğru bulmadıklarını belirten Altay, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ama Mehmetçik orada çok zor şartlarda ulusal güvenliğimiz için mücadele ederken, askerliğini bedelli olarak 28 gün yapan Cumhurbaşkanı'nın evladının hareket merkezinde operasyonu izlemesi, bu tür görüntüleri vermesi, belki de müdahale etmesi, bilmiyoruz edip etmediğini, yakışık almamıştır. Bunu yapan, üstelik dövizli askerlik yapan birisidir. AK Parti'nin Afrin operasyonunu bir iç politika malzemesine dönüştürme hamlesini de ayıp buluyoruz. Siyasi edepten, vatan, bayrak sevgisinden yoksun, siyasi ikbali her şeyin üzerinde tutan bir anlayışın ürünü olarak görüyoruz."
-"Uluslararası savaş stratejilerine yem olunmamalı"
Engin Altay, CHP olarak harekata ilişkin endişe ve önerilerini iktidar ve kamuoyuyla paylaşmayı sorumlu muhalefet anlayışının bir gereği olarak gördüklerini bildirdi. Altay, harekatın bir Türk-Kürt çatışmasını körükleyecek nitelikte olmaması gerektiğinin altını çizdi. Altay, bunun için hükümetin samimi, yapıcı adımlar atmasını istedi.
Harekatla ilgili bölge ülkelerinin kaygılarının giderilmesinin de önemli olduğunu aktaran Altay, "Her aşamada muhalefetin desteği isteniyorsa, hükümetten üç beklentimiz var; birincisi her aşamada, özellikle ana muhalefeti bilgilendirin, ikincisi her aşamada samimi olun, üçüncüsü de diplomatik, askeri angajmanlarınızdan ana muhalefeti bilgilendirin." ifadesini kullandı.
Altay, iktidarın, savaş sürecini derinleştirecek, ülkenin çıkarlarını zedeleyecek, ulusal güvenliği bugünden daha riskli hale getirecek anlaşma ve angajmanlardan kaçınması gerektiğine işaret etti.
Sivil kayıp meselesinde de son derece dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Altay, "Terörle etkin, amansız mücadele ama sıfır sivil kayıp önemlidir. Büyük devletler böyle büyük olurlar." dedi.
Bölgede çeşitli ülkelerin kendilerince hesapları ve kurduğu oyunlar olduğuna değinen Altay, Türkiye'nin ABD ve Rusya'nın çok bilinen uluslararası savaş stratejilerine yem olmamasını da beklediklerini bildirdi.
-"Kavgada yumruk sayılmaz"
Türkiye'nin her hamlesini, üç hamle sonrasını hesaplayarak adım atması gerektiğini de belirten Altay, "Kavgada yumruk sayılmaz, böyle bir mücadeleye girdiğiniz zaman tabii ki şehit, gazi, yaralı bunlar olabilecek şeyler. Ama bunların en aza indirilmesi için Türkiye'nin her türlü stratejik tuzağa karşı da hazırlıklı ve donanımlı olması lazım." ifadesini kullandı.
Altay, Türkiye'nin; Suriye'nin toprak bütünlüğüne zarar verecek, çatışmaları körükleyecek diplomatik süreçlerden sakınması, askerinin burnunun bile kanamaması için her türlü tedbiri alması, cihatçı örgütlerle araya mesafe koyması ve operasyonun iç politika malzemesi yapılmasının önlemesi gerektiğini vurguladı.
-"Boşuna 6 sene kamuoyunu Esed'le meşgul ettiler"
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Altay, "Türkiye'nin, Suriye merkezi yönetimiyle yeniden ilişki kurduğu yönünde tartışmaların olduğunun" anımsatılması üzerine, "Onun er geç gerçekleşeceği belli. 'Suriye'nin toprak bütünlüğünü muhafaza edeceğiz' derken, merkezi yönetimle temas etmeden bu mümkün müdür? Değildir. Boşuna 6 sene Türkiye kamuoyunu Esed'le meşgul ettiler. 6 senede Suriye'deki iç savaşı olağanın çok üstünde büyüterek, kan ve gözyaşına sebep oldular." dedi.
Altay, AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk'ün, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a gazilik unvanı verilmesine ilişkin kanun teklifi" ile ilgili soruya ise şu yanıtı verdi:
"Bu, siyasi yalakalığın yeni ve son örneğidir. Gazilik unvanının kime, nasıl verileceği bellidir. Bu operasyonu AK Parti iç politika malzemesi yaptıkça milletin nezdinde küçülecek, itibarı halel görecektir. Gazilik unvanı vereceğimiz insanlar bellidir; orada bu mücadeleyi veren Türk Silahlı Kuvvetlerinin mensuplarıdır."
Kaynak: AA
Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Türk Silahlı Kuvvetlerince, Suriye'nin kuzeybatısındaki Afrin bölgesinde terör örgütleri PYD/PKK ve DEAŞ'a yönelik başlatılan Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasına, harekatta şehit düşen Piyade Astsubay Üstçavuş Musa Özalkan'a Allah'tan rahmet, yakınlarına ve Türk milletine başsağlığı dileyerek başlayan Altay, temennilerinin, tek bir askerin burnu bile kanamadan Türkiye'nin sınır güvenliğinin sağlanması olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin bir terör tehdidiyle karşı karşı olduğunu, iktidara her zaman, ayrım yapılmaksızın tüm terör örgütleriyle etkin bir mücadele yürütülmesi gerektiğini söylediklerini aktaran Altay, "Türkiye terörle etkin bir şekilde mücadele ederken, Kürt sorunun çözümüne yönelik adımları da bu mücadeleyle eş zamanlı olarak atabilmelidir." dedi.
Altay, Türkiye'nin, harekat kapsamında birlikte hareket ettiği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) birliklerinin nereden ve nasıl oluşturulduğunun şüpheli, kuşkulu ve tartışmalı olduğunu bildirdi.
"Özgür Suriye Ordusu, El Kaide uzantılı kimi örgütlerden oluşan bir derleme birliktir" diyen Altay, Türkiye'nin bu konuda da dikkatli olmasını istedi.
-"Stratejik hatalar Türkiye'yi bölgede ofsayta düşürebilir"
Hassas bir süreçten geçildiğini, askeri üstünlüğün stratejik bir hata ile kaybedilmemesine özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Altay, şöyle devam etti:
"Askeri olarak ne kadar üstün olursanız olun, yapacağınız stratejik hatalar Türkiye'yi bölgede ofsayta düşürebilir. Hükümetin bu konuda muhalefet partileriyle işbirliği içinde olmasının, bu operasyonun başarılı olması bakımından hayati önemi var. Genel Başkanımızın; ordumuzun kollanmasına, askerimizin bir damla kanının akmamasına yönelik temennisinden Recep Tayyip Erdoğan'ın niçin rahatsız olduğunu da ben anlamış değilim. Afrin meselesi, Tayyip Erdoğan meselesi değildir, Türkiye'nin milli meselesidir. Ulusal güvenliğimizle, sınır güvenliğimizle ilgili bir meseledir. Erdoğan'ın bunu tek kişilik bir oyun gibi, 'Erdoğan'ın kahramanlığı' üzerine övgüler dizilecek bir senaryoya çevirmesine müsaade etmeyeceğiz. Bunu ahlaki de bulmuyoruz. Bilakis edep dışı buluyoruz."
Milli meselelerin parti kongrelerinde açıklanmasının, bir partinin operasyonu gibi sunulmasının siyasi ahlakla bağdaşmadığını belirten Altay, Afrin'in Türk'üyle, Kürt'üyle 80 milyonun meselesi olduğuna işaret etti.
-"İç politika malzemesine dönüştürülmesini ayıp buluyoruz"
Altay, iktidarın, olayların başından bu yana izlediği Suriye politikasını da eleştirerek, bu yanlış politikaların bugün Türkiye'nin sınırlarını güvensiz hale getirdiğini savundu.
Bu hataların hesabının vakti geldiğinde millet tarafından sandıkta sorulacağını vurgulayan Altay, "Ama geldiğimiz noktada Türkiye'nin, terör koridorunu önleme, sınırlarını güven altında tutma hakkı meşru bir haktır. Bizler bu konuda bu operasyonla ilgili tavrımızı Sayın Genel Başkanımızın ağzından ilk gün kamuoyuyla paylaştık." diye konuştu.
CHP olarak siyasi tartışmalara aile fertlerini katmayı doğru bulmadıklarını belirten Altay, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ama Mehmetçik orada çok zor şartlarda ulusal güvenliğimiz için mücadele ederken, askerliğini bedelli olarak 28 gün yapan Cumhurbaşkanı'nın evladının hareket merkezinde operasyonu izlemesi, bu tür görüntüleri vermesi, belki de müdahale etmesi, bilmiyoruz edip etmediğini, yakışık almamıştır. Bunu yapan, üstelik dövizli askerlik yapan birisidir. AK Parti'nin Afrin operasyonunu bir iç politika malzemesine dönüştürme hamlesini de ayıp buluyoruz. Siyasi edepten, vatan, bayrak sevgisinden yoksun, siyasi ikbali her şeyin üzerinde tutan bir anlayışın ürünü olarak görüyoruz."
-"Uluslararası savaş stratejilerine yem olunmamalı"
Engin Altay, CHP olarak harekata ilişkin endişe ve önerilerini iktidar ve kamuoyuyla paylaşmayı sorumlu muhalefet anlayışının bir gereği olarak gördüklerini bildirdi. Altay, harekatın bir Türk-Kürt çatışmasını körükleyecek nitelikte olmaması gerektiğinin altını çizdi. Altay, bunun için hükümetin samimi, yapıcı adımlar atmasını istedi.
Harekatla ilgili bölge ülkelerinin kaygılarının giderilmesinin de önemli olduğunu aktaran Altay, "Her aşamada muhalefetin desteği isteniyorsa, hükümetten üç beklentimiz var; birincisi her aşamada, özellikle ana muhalefeti bilgilendirin, ikincisi her aşamada samimi olun, üçüncüsü de diplomatik, askeri angajmanlarınızdan ana muhalefeti bilgilendirin." ifadesini kullandı.
Altay, iktidarın, savaş sürecini derinleştirecek, ülkenin çıkarlarını zedeleyecek, ulusal güvenliği bugünden daha riskli hale getirecek anlaşma ve angajmanlardan kaçınması gerektiğine işaret etti.
Sivil kayıp meselesinde de son derece dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Altay, "Terörle etkin, amansız mücadele ama sıfır sivil kayıp önemlidir. Büyük devletler böyle büyük olurlar." dedi.
Bölgede çeşitli ülkelerin kendilerince hesapları ve kurduğu oyunlar olduğuna değinen Altay, Türkiye'nin ABD ve Rusya'nın çok bilinen uluslararası savaş stratejilerine yem olmamasını da beklediklerini bildirdi.
-"Kavgada yumruk sayılmaz"
Türkiye'nin her hamlesini, üç hamle sonrasını hesaplayarak adım atması gerektiğini de belirten Altay, "Kavgada yumruk sayılmaz, böyle bir mücadeleye girdiğiniz zaman tabii ki şehit, gazi, yaralı bunlar olabilecek şeyler. Ama bunların en aza indirilmesi için Türkiye'nin her türlü stratejik tuzağa karşı da hazırlıklı ve donanımlı olması lazım." ifadesini kullandı.
Altay, Türkiye'nin; Suriye'nin toprak bütünlüğüne zarar verecek, çatışmaları körükleyecek diplomatik süreçlerden sakınması, askerinin burnunun bile kanamaması için her türlü tedbiri alması, cihatçı örgütlerle araya mesafe koyması ve operasyonun iç politika malzemesi yapılmasının önlemesi gerektiğini vurguladı.
-"Boşuna 6 sene kamuoyunu Esed'le meşgul ettiler"
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Altay, "Türkiye'nin, Suriye merkezi yönetimiyle yeniden ilişki kurduğu yönünde tartışmaların olduğunun" anımsatılması üzerine, "Onun er geç gerçekleşeceği belli. 'Suriye'nin toprak bütünlüğünü muhafaza edeceğiz' derken, merkezi yönetimle temas etmeden bu mümkün müdür? Değildir. Boşuna 6 sene Türkiye kamuoyunu Esed'le meşgul ettiler. 6 senede Suriye'deki iç savaşı olağanın çok üstünde büyüterek, kan ve gözyaşına sebep oldular." dedi.
Altay, AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk'ün, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a gazilik unvanı verilmesine ilişkin kanun teklifi" ile ilgili soruya ise şu yanıtı verdi:
"Bu, siyasi yalakalığın yeni ve son örneğidir. Gazilik unvanının kime, nasıl verileceği bellidir. Bu operasyonu AK Parti iç politika malzemesi yaptıkça milletin nezdinde küçülecek, itibarı halel görecektir. Gazilik unvanı vereceğimiz insanlar bellidir; orada bu mücadeleyi veren Türk Silahlı Kuvvetlerinin mensuplarıdır."