Erdoğan'dan UYAP Özeleştirisi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Cumhuriyet tarihinin en büyük reformlarını gerçekleştirdik. Ama bir şeyi gerçekleştiremedik. UYAP gibi çok önemli bir mekanizmayı, maalesef, bu bir özeleştiridir, FETÖ’cülere kaptırdık" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Adalet Şurası’nda konuştu.
Osmanlı’nın çekildiği coğrafyada yaşanan acıların, zulümlerin, katliamların, insanlık suçlarının adaletsizliğin eseri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada bir gerçeği altını çizerek tespit etmemiz lazım, hukuk başkadır, kanun başkadır, adalet başkadır. Adaletin tesisine hizmet etmeyen hukuk da, kanun da toplum nezdinde hükümsüzdür. Kağıt üzerinde kalan kanunların ne anlama geldiğini hukukçularımız bilir. Ülkemizde uzun bir dönem böyle bir kağıt üzerinde hukuk dönemi yaşanmıştır" ifadelerini kullandı.
Merhum Abdurrahim Karakoç’un Hakim Bey şiirini paylaşan Erdoğan, "Sıkıntıdan milletimizin içini işte böyle dolduran adalet işleyişine rıza göstermemiz mümkün değildir. Geciken adalet adalet değildir. Onun için de imkan bulduğumuzda bu konuyu önceliklerimizin en başlarına aldık. Milletimizin ‘şeriatın’, yani ‘adaletin kestiği parmak acımaz’ ifadesi, buradaki sınırsız teslimiyet duygusu, ağır aksak işleyen hukuk sistemine değil, hakiki adalete karşıdır. Bunun için gerek kanun yaparken gerekse onu uygularken mihenk noktamızın daima adaletin tesisi olması gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Geçmişe baktığımızda, ne zaman adalete sıkı sıkıya sarılmışsak o zaman yükseldiğimizi, güçlendiğimizi, huzurlu ve müreffeh toplum haline geldiğimizi görüyoruz. Ne zaman adalet yolundan ayrılmışsak o zaman gerilemiş, zayıflamış, iç ve dış sorunların ağırlığı altında ezilmişizdir. Bunun için 2001 yılında arkadaşlarımızla bir araya gelip yeni bir siyasi hareket kurmak istediğimizde ismi için tereddüt etmeden seçtiğimiz mefhumların en başında adalet geliyordu. Yaptığımız araştırmalar sonucunda milletimizin adalet ve kalkınmaya olan hasretini gördüğümüz için partimizin adını Adalet ve Kalkınma Partisi olarak belirledik. 42 bin denek üzerinde 81 vilayette kamuoyu araştırmasını yaptık ve bu isimde karar kıldık. AK Parti kısaltması ile bu iki kavramı adeta taçlandırdık" dedi.
"ORADAN EN BÜYÜK ZULMÜ İCRA ETTİLER"
Adaletin tesisi için 15 yıldır çalıştıklarının altını çizen Erdoğan, "Bu alanda temel kanunların yenilenmesinden geleneksel mimariye sahip modern adliye binalarının inşasına, UYAP’ın kuruluşuna kadar cumhuriyet tarihinin en büyük reformlarını gerçekleştirdik. Ama bir şeyi gerçekleştiremedik. UYAP gibi çok önemli bir mekanizmayı, maalesef, bu bir özeleştiridir, FETÖ’cülere kaptırdık. Bu ağ orayı, o kendi sinsi emelleri için çok acımasız kullandılar. Oradan en büyük zulmü icra ettiler. AYM’ye bireysel başvuru imkanı, Kamu Denetçiliği kurumu ve İstinaf Mahkemeleri ile iki dereceli yargılama sistemine geçilmesi de adaletin daha kamil manada tesisi için attığımız adımlar arasındadır. İnşallah önümüzdeki dönemde bu çalışmalarımızı yeni yönetim sisteminin inşasını da fırsat bilerek daha kararlı bir şekilde sürdüreceğiz" diye konuştu.
"HUKUKA, KANUNA ZERRE KADAR SAYGILARI YOK"
"15 Temmuz gibi tarihimizin en alçak darbe girişimi karşısında, karşımızdakiler gözlerini kırpmadan milletimizi şehit ederken, devletimizi ele geçirmeye çalışırken dahi adaletten ayrılmamış bir milletiz, bir ülkeyiz" açıklamasında bulunan Erdoğan, "Darbe gibi girişimi, dünyanın en kuralsız, en vahşi saldırısını dahi hukuk devleti ilkelerinden ayrılmadan bastırabilecek dünya da başka bir ülke ve millet tanımıyorum. Hepsini gördük. 15 Temmuz gecesinde ve ertesinde hepsini iyot gibi yaklaşımları ortaya çıktı. Hiç kimse kalkıp da ‘bize ne düşüyor’ demedi. Kendi ideolojilerini paylaşan birilerine yönelik Türkiye’de yargı bir karar vermeye kalksa bununla ilgili olarak hemen hesaba çekerler. Sizde böyle bir şey normal bir zamanda olduğu zaman ‘filanca niye içeride’ diyor muyuz? Ülkeme darbe yapanlar senin ülkene geliyor, senin ülkendeki darbecileri koruma altına alıyorsun bize iade etmiyorsun. Bunlar neymiş, Batı, adil davranırlarmış, bunlarda adalet yok, kendimizi aldatmayalım, adalet burada. Biz mekanizmamıza güveniyoruz, onlarla da mukayese etmiyoruz. Bunlar bize ahkam kesmesinler. Bunların uygulamalarında neler yaptığını gayet iyi biliyoruz. En son Amerika, Rıza Zarrap meselesini gördünüz, bunun hukukla bir alakası var mı? Tamamıyla siyasi bir kararı alabiliyorlar. Ülkemden, sene 99, kaçıp giden o malum teröristi Amerika’da besleyen kişiler ‘ver bize bunu’ dediğimizde bize vermiyor, ama bizden 12 tane terörist istediler biz verdik. 15 yıllık süre içinde ‘bunlar teröristtir’ dediler, iyi niyetimizi gösterdik verdik. ‘Hadi şimdi sen de bize ver’ deyince vermiyor. Yargı makamlarımız bu kişi ile ilgili kararlarına veriyor, 4 bin 500 koli bunlara gönderildi. Hukuka, kanuna zerre kadar saygıları yok. Kendilerinde verdikleri siyasi kararlarla Türkiye’ye meydan okumaya yöneliyorlar. Ben bunların bu tür kararlarına saygı duymuyorum ve bunlara da inanmıyorum. İşte darbe girişiminin anlaşıldığı saatlerden itibaren bu ülkenin gerçek hakimleri ve savcıları harekete geçmiş, sistem hemen işlemeye başladı.
Darbeciler hakkında derhal soruşturmalar açılmış, gözaltı emirleri verilmiş, şehit edilen ve yaralanan vatandaşlarımızın hakları devletimizin çiğnenen hukuku ve onuru koruma altına alınmıştır. Ben o darbe girişiminde gerçekten dimdik duran savcılarımız ve hakimlerimize şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.
"ORTAYA ÇIKAN MAĞDURİYETLER SÜRATLE TELAFİ EDİLMEKTEDİR"
15 Temmuz’da cumhuriyet tarihinde ilk defa yargının; darbecilerin, vesayetçilerin, gücün yanında değil, milletin yanında yer aldığını belirten Erdoğan, "1960, 1980 darbesi, 28 Şubat’ta ve daha sonra FETÖ’nün kumpasları sırasında yaşananlardan aldığı derslerle yargımız safını adına karar verdiği milletin yanı olarak belirlemiştir. 15 Temmuz sonrası da kendi içindeki FETÖ’cüleri temizleme konusunda tavizsiz adımları atan kurumumuz yine Adalet Teşkilatımız olmuştur. Bugüne kadar 4 binin üzerinde FÖTÖ’cü hakim ve savcı görevden uzaklaştırılarak kurum üzerindeki o kara bulutlar dağıtılmıştır. FETÖ’nün sadece ahlak değil, akıl sınırlarını zorlayan tuzaklarına karşı Adalet Teşkilatımızın gösterdiği güçlü duruş önemlidir. Bylock konusunda ortaya çıkartılan ‘Mor beyin’ uygulaması bunun en somut örneklerinden birisidir. Örgüt sırf bu uygulama ile tespit edilen terör örgütü üyelerinin suçlarını gizlemek için 11 binin üzerinde masum insana ateşe atmaktan çekinmeyecek bir yönteme başvurmuştur. Farklı uygulamaların arkasına gizledikleri kodlarla bu insanları Bylock’un sitesine yönlendirmişlerdir. Amaçları eldeki deliller üzerinde soru işaretleri oluşturarak mücadeleyi sulandırmaktır. Kurumlarımızın dikkati ve çalışmaları sayesinde bu oyunda bozulmuştur. Bu konuda ortaya çıkan mağduriyetler süratle telafi edilmektedir. Mevcut soruşturmaların ve yargılamaların da aynı titizlikle yapılarak masumlarla suçluların ayrımının mahşeri vicdanı tatmin edecek şekilde ortaya konacağına inanıyorum. Milletimizden ricam, Adalet Teşkilatımızı, özellikle hakimlerimizi ve savcılarımızı itibarsızlaştırmaya yönelik ithamlara itibar etmemeli. Davalar sonuçlanıp kararlar ortaya çıktığında varsa eksiği fazlası bunları hep birlikte konuşuruz ve tartışırız. Bu aşamada bizlere ve milletimize düşen sabırlı olmak, Adalet Teşkilatımızın işini kolaylaştırmaktır. Hakim, savcı ve yardımcı personel sayısında azalma olmasına rağmen hizmetleri aksatmadan, hatta eskisine göre hızlı bir şekilde veren adalet teşkilatımızın tüm mensuplarına fedakarlıkları için şükranlarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı.
"YIL SONU İTİBARİYLE YİNE BİZLER BÜYÜK İHTİMALLE YA BİR OLURUZ, YA İKİ, YA ÜÇ"
Adalet ile ekonomi arasında ilişkiden bahseden Erdoğan, "Adaletin bozulduğu yerde ekonomiyi, ekonominin çöktüğü yerde adaleti ayakta tutmak zordur" dedi.
Ekonomi ile ilgili açıklanan değerlendirme sonuçlarının kesinlikle adıl olmadığının altını çizen Erdoğan, "Türkiye olarak en önemli yatırımları yaptığımız, en yüksek oranlı büyümeyi sağladığımız dönemlerde dahi kredi derecelendirme kuruluşlarının kasıtlı açıklamalarına maruz kalmış ülkeyiz. Onlar bu açıklamaları yaparken, biz ’sakın bu açıklamalara inanmayın, bu açıklamalar siyasidir’ diyorduk. Büyümede bakın üçüncü çeyrekte Türkiye dünyada bir numara oldu. Yıl sonu itibariyle yine bizler büyük ihtimalle ya bir oluruz, ya iki, ya üç. Ortalamada kesinlikle yüzde 7‘nin üstünde oluruz. Biz koşacağın onlar kovalayacak. Kararlıyız, bu yarışta Türkiye olarak varız. 2013 yılından itibaren bu tür kuruluşlar ülkemizi bitirmek için ellerinden geleni yapıyorlar ama nafile. Görüldüğü gibi biz dimdik ayaktayız" diye konuştu.
(Derya Yetim/İHA)
Kaynak: İHA
Osmanlı’nın çekildiği coğrafyada yaşanan acıların, zulümlerin, katliamların, insanlık suçlarının adaletsizliğin eseri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada bir gerçeği altını çizerek tespit etmemiz lazım, hukuk başkadır, kanun başkadır, adalet başkadır. Adaletin tesisine hizmet etmeyen hukuk da, kanun da toplum nezdinde hükümsüzdür. Kağıt üzerinde kalan kanunların ne anlama geldiğini hukukçularımız bilir. Ülkemizde uzun bir dönem böyle bir kağıt üzerinde hukuk dönemi yaşanmıştır" ifadelerini kullandı.
Merhum Abdurrahim Karakoç’un Hakim Bey şiirini paylaşan Erdoğan, "Sıkıntıdan milletimizin içini işte böyle dolduran adalet işleyişine rıza göstermemiz mümkün değildir. Geciken adalet adalet değildir. Onun için de imkan bulduğumuzda bu konuyu önceliklerimizin en başlarına aldık. Milletimizin ‘şeriatın’, yani ‘adaletin kestiği parmak acımaz’ ifadesi, buradaki sınırsız teslimiyet duygusu, ağır aksak işleyen hukuk sistemine değil, hakiki adalete karşıdır. Bunun için gerek kanun yaparken gerekse onu uygularken mihenk noktamızın daima adaletin tesisi olması gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Geçmişe baktığımızda, ne zaman adalete sıkı sıkıya sarılmışsak o zaman yükseldiğimizi, güçlendiğimizi, huzurlu ve müreffeh toplum haline geldiğimizi görüyoruz. Ne zaman adalet yolundan ayrılmışsak o zaman gerilemiş, zayıflamış, iç ve dış sorunların ağırlığı altında ezilmişizdir. Bunun için 2001 yılında arkadaşlarımızla bir araya gelip yeni bir siyasi hareket kurmak istediğimizde ismi için tereddüt etmeden seçtiğimiz mefhumların en başında adalet geliyordu. Yaptığımız araştırmalar sonucunda milletimizin adalet ve kalkınmaya olan hasretini gördüğümüz için partimizin adını Adalet ve Kalkınma Partisi olarak belirledik. 42 bin denek üzerinde 81 vilayette kamuoyu araştırmasını yaptık ve bu isimde karar kıldık. AK Parti kısaltması ile bu iki kavramı adeta taçlandırdık" dedi.
"ORADAN EN BÜYÜK ZULMÜ İCRA ETTİLER"
Adaletin tesisi için 15 yıldır çalıştıklarının altını çizen Erdoğan, "Bu alanda temel kanunların yenilenmesinden geleneksel mimariye sahip modern adliye binalarının inşasına, UYAP’ın kuruluşuna kadar cumhuriyet tarihinin en büyük reformlarını gerçekleştirdik. Ama bir şeyi gerçekleştiremedik. UYAP gibi çok önemli bir mekanizmayı, maalesef, bu bir özeleştiridir, FETÖ’cülere kaptırdık. Bu ağ orayı, o kendi sinsi emelleri için çok acımasız kullandılar. Oradan en büyük zulmü icra ettiler. AYM’ye bireysel başvuru imkanı, Kamu Denetçiliği kurumu ve İstinaf Mahkemeleri ile iki dereceli yargılama sistemine geçilmesi de adaletin daha kamil manada tesisi için attığımız adımlar arasındadır. İnşallah önümüzdeki dönemde bu çalışmalarımızı yeni yönetim sisteminin inşasını da fırsat bilerek daha kararlı bir şekilde sürdüreceğiz" diye konuştu.
"HUKUKA, KANUNA ZERRE KADAR SAYGILARI YOK"
"15 Temmuz gibi tarihimizin en alçak darbe girişimi karşısında, karşımızdakiler gözlerini kırpmadan milletimizi şehit ederken, devletimizi ele geçirmeye çalışırken dahi adaletten ayrılmamış bir milletiz, bir ülkeyiz" açıklamasında bulunan Erdoğan, "Darbe gibi girişimi, dünyanın en kuralsız, en vahşi saldırısını dahi hukuk devleti ilkelerinden ayrılmadan bastırabilecek dünya da başka bir ülke ve millet tanımıyorum. Hepsini gördük. 15 Temmuz gecesinde ve ertesinde hepsini iyot gibi yaklaşımları ortaya çıktı. Hiç kimse kalkıp da ‘bize ne düşüyor’ demedi. Kendi ideolojilerini paylaşan birilerine yönelik Türkiye’de yargı bir karar vermeye kalksa bununla ilgili olarak hemen hesaba çekerler. Sizde böyle bir şey normal bir zamanda olduğu zaman ‘filanca niye içeride’ diyor muyuz? Ülkeme darbe yapanlar senin ülkene geliyor, senin ülkendeki darbecileri koruma altına alıyorsun bize iade etmiyorsun. Bunlar neymiş, Batı, adil davranırlarmış, bunlarda adalet yok, kendimizi aldatmayalım, adalet burada. Biz mekanizmamıza güveniyoruz, onlarla da mukayese etmiyoruz. Bunlar bize ahkam kesmesinler. Bunların uygulamalarında neler yaptığını gayet iyi biliyoruz. En son Amerika, Rıza Zarrap meselesini gördünüz, bunun hukukla bir alakası var mı? Tamamıyla siyasi bir kararı alabiliyorlar. Ülkemden, sene 99, kaçıp giden o malum teröristi Amerika’da besleyen kişiler ‘ver bize bunu’ dediğimizde bize vermiyor, ama bizden 12 tane terörist istediler biz verdik. 15 yıllık süre içinde ‘bunlar teröristtir’ dediler, iyi niyetimizi gösterdik verdik. ‘Hadi şimdi sen de bize ver’ deyince vermiyor. Yargı makamlarımız bu kişi ile ilgili kararlarına veriyor, 4 bin 500 koli bunlara gönderildi. Hukuka, kanuna zerre kadar saygıları yok. Kendilerinde verdikleri siyasi kararlarla Türkiye’ye meydan okumaya yöneliyorlar. Ben bunların bu tür kararlarına saygı duymuyorum ve bunlara da inanmıyorum. İşte darbe girişiminin anlaşıldığı saatlerden itibaren bu ülkenin gerçek hakimleri ve savcıları harekete geçmiş, sistem hemen işlemeye başladı.
Darbeciler hakkında derhal soruşturmalar açılmış, gözaltı emirleri verilmiş, şehit edilen ve yaralanan vatandaşlarımızın hakları devletimizin çiğnenen hukuku ve onuru koruma altına alınmıştır. Ben o darbe girişiminde gerçekten dimdik duran savcılarımız ve hakimlerimize şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.
"ORTAYA ÇIKAN MAĞDURİYETLER SÜRATLE TELAFİ EDİLMEKTEDİR"
15 Temmuz’da cumhuriyet tarihinde ilk defa yargının; darbecilerin, vesayetçilerin, gücün yanında değil, milletin yanında yer aldığını belirten Erdoğan, "1960, 1980 darbesi, 28 Şubat’ta ve daha sonra FETÖ’nün kumpasları sırasında yaşananlardan aldığı derslerle yargımız safını adına karar verdiği milletin yanı olarak belirlemiştir. 15 Temmuz sonrası da kendi içindeki FETÖ’cüleri temizleme konusunda tavizsiz adımları atan kurumumuz yine Adalet Teşkilatımız olmuştur. Bugüne kadar 4 binin üzerinde FÖTÖ’cü hakim ve savcı görevden uzaklaştırılarak kurum üzerindeki o kara bulutlar dağıtılmıştır. FETÖ’nün sadece ahlak değil, akıl sınırlarını zorlayan tuzaklarına karşı Adalet Teşkilatımızın gösterdiği güçlü duruş önemlidir. Bylock konusunda ortaya çıkartılan ‘Mor beyin’ uygulaması bunun en somut örneklerinden birisidir. Örgüt sırf bu uygulama ile tespit edilen terör örgütü üyelerinin suçlarını gizlemek için 11 binin üzerinde masum insana ateşe atmaktan çekinmeyecek bir yönteme başvurmuştur. Farklı uygulamaların arkasına gizledikleri kodlarla bu insanları Bylock’un sitesine yönlendirmişlerdir. Amaçları eldeki deliller üzerinde soru işaretleri oluşturarak mücadeleyi sulandırmaktır. Kurumlarımızın dikkati ve çalışmaları sayesinde bu oyunda bozulmuştur. Bu konuda ortaya çıkan mağduriyetler süratle telafi edilmektedir. Mevcut soruşturmaların ve yargılamaların da aynı titizlikle yapılarak masumlarla suçluların ayrımının mahşeri vicdanı tatmin edecek şekilde ortaya konacağına inanıyorum. Milletimizden ricam, Adalet Teşkilatımızı, özellikle hakimlerimizi ve savcılarımızı itibarsızlaştırmaya yönelik ithamlara itibar etmemeli. Davalar sonuçlanıp kararlar ortaya çıktığında varsa eksiği fazlası bunları hep birlikte konuşuruz ve tartışırız. Bu aşamada bizlere ve milletimize düşen sabırlı olmak, Adalet Teşkilatımızın işini kolaylaştırmaktır. Hakim, savcı ve yardımcı personel sayısında azalma olmasına rağmen hizmetleri aksatmadan, hatta eskisine göre hızlı bir şekilde veren adalet teşkilatımızın tüm mensuplarına fedakarlıkları için şükranlarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı.
"YIL SONU İTİBARİYLE YİNE BİZLER BÜYÜK İHTİMALLE YA BİR OLURUZ, YA İKİ, YA ÜÇ"
Adalet ile ekonomi arasında ilişkiden bahseden Erdoğan, "Adaletin bozulduğu yerde ekonomiyi, ekonominin çöktüğü yerde adaleti ayakta tutmak zordur" dedi.
Ekonomi ile ilgili açıklanan değerlendirme sonuçlarının kesinlikle adıl olmadığının altını çizen Erdoğan, "Türkiye olarak en önemli yatırımları yaptığımız, en yüksek oranlı büyümeyi sağladığımız dönemlerde dahi kredi derecelendirme kuruluşlarının kasıtlı açıklamalarına maruz kalmış ülkeyiz. Onlar bu açıklamaları yaparken, biz ’sakın bu açıklamalara inanmayın, bu açıklamalar siyasidir’ diyorduk. Büyümede bakın üçüncü çeyrekte Türkiye dünyada bir numara oldu. Yıl sonu itibariyle yine bizler büyük ihtimalle ya bir oluruz, ya iki, ya üç. Ortalamada kesinlikle yüzde 7‘nin üstünde oluruz. Biz koşacağın onlar kovalayacak. Kararlıyız, bu yarışta Türkiye olarak varız. 2013 yılından itibaren bu tür kuruluşlar ülkemizi bitirmek için ellerinden geleni yapıyorlar ama nafile. Görüldüğü gibi biz dimdik ayaktayız" diye konuştu.
(Derya Yetim/İHA)