Nilüfer'den Geçtiği Varsayılan Fay Hattı İçin Çalışma Başlatılıyor
Bursa’da Nilüfer’in de aralarında bulunduğu 7 ilçeden geçtiği varsayılan fay hattının tam olarak tespiti için Nilüfer Belediyesi ve Doğa Hareketleri Araştırma Derneği harekete geçti. Prof. Dr. Berkant Ecevitoğlu ve Doç Dr. Oğuz Gündoğdu’nun öncülük edeceği ekip, söz konusu bölgede fay hattı ile ilgili çalışma başlatacak.
Nilüfer Belediyesi, Doğa Hareketleri Araştırma Derneği (DOHAD) ile birlikte Bursa’dan geçtiği farz edilen fay hattının tam olarak belirlenmesi için de yeni bir çalışma yapacak. 1855 yılında Bursa’da yaşanan depremin izlerini süren Doğa Hareketleri Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Berkant Ecevitoğlu ile Doç Dr. Oğuz Gündoğdu, yaptıkları araştırmalarda Manyas Gölü’nden başlayarak sırasıyla Nilüfer, Osmangazi, Yıldırım, Gürsü, Yenişehir ve İnegöl’de yerleşim biriminden geçtiği düşünülen bir fay hattının varlığı hakkında bilgiler elde etti. DOHAD Yönetim Kurulu Üyeleri, elde ettikleri bilgileri, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ile paylaştı. Nilüfer Belediyesi Halk Evi’nde düzenlenen toplantıda, eski bilimsel yayınlara bakıldığında alüvyonların altında muhtemel bir fayın varlığından söz edildiğini belirten Prof. Dr. Berkant Ecevitoğlu bu fay hattının önemsenmesi gerektiğini söyledi.
“Eğer fay varsa tedbir alınmalı”
Risk hesabının görünen faylara göre yapıldığının altını çizen Ecevitoğlu, “Alüvyonun içerisinde kalan böyle olası bir fayı hiç hesaba katmıyoruz. Bu çok önemli. Böyle bir fay varsa önceden tedbir alma şansı oluyor. En azından o bölgede bir şehirleşme planı varsa ona göre plan yapılır. Mesela faya çok yakın olan bölgelere okul, hastane gibi ciddi bir yapı yapılmaz, bu alanlar yeşil olarak bırakılır. Bu fayın uzantıları çok önemli. Eğer bir fay tespit edilirse bu fayın uzantılarına da bakılması gerekiyor. Çünkü fay ne kadar uzun olursa risk o kadar artıyor. Bir fayın boyutu ile üreteceği deprem arasında doğrudan bağlantı oluyor. Raporlarda ve yayınlarda bu muhtemel fay Manyas Gölü’nün güneyine kadar gidiyor. Oradan kıvrılarak Nilüfer, Osmangazi, Yıldırım, Gürsu’dan geçerek İnegöl tarafına kadar devam ediyor. Bu fay gerçekten bu kadar uzun mu? Bunu ortaya çıkarmamız gerekiyor” dedi.
Araştırmayı özel yapım bir kamyonla yaptıklarını söyleyen Ecevitoğlu, “Kamyonun içerisinde bu işle ilgili özel ekipmanlar bulunuyor. Bir kütleyi yere doğru hidrolik sistemle düşürüyoruz. Bu arada levhalar aracılığıyla yer altının resmini çıkarıyoruz. Yalnız bu çalışmalar yapılırken etrafta ses olmaması gerekiyor. Trafiğin kesilmesi gerekiyor. Atış yapıldığı anda kimsenin yürümemesi gerekiyor. Ancak bu şekilde sağlıklı bir çalışma yapabiliyoruz. Yaklaşık dört kilometrelik bir alanda resmi görmeye çalışacağız. Eğer bu fay hattını tespit edersek çalışmayı uzatacağız” ifadelerini kullandı.
“Fay hattının geçtiği yerleri gerekirse boşaltırız”
Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de Bursa’nın merkezinden geçen fay hatları konusunda imar planları açısından bir çalışma yapılmadığının altını çizdi. Bozbey, “1855 depreminin yaşandığı bir fay hattı var. Ama bu sadece görsel anlamda haritalara işlenmiş. Bu fay hattının tam olarak yerinin belirlenmesi lazım. Eğer yeni fay hatları da oluşmuşsa o bölgelere yapı yasağının getirilmesi ile birlikte insanların güvenli bir şekilde yaşam sürmeleri mümkün olur. Biz Nilüfer Belediyesi olarak yıllardır yapmış olduğumuz çalışmalara ek olarak şimdi ilçe sınırlarımızdan geçen fay hatlarının belirlenmesi ile ilgili bir çalışma başlatıyoruz. Bu çalışma en kısa sürede başlayacak ve yaklaşık bir ay sürecek. Fay hatlarının nereden geçtiğini tam olarak tespit edeceğiz. Çalışmalar sonucunda fay hattı geçen yerlerle birlikte imar planlarımızı karşılaştıracağız ve tedbirleri bir an önce alacağız. Gerekirse de o alanları boşaltacağız. Aslında bu çalışma Bursa çapında yapılmalı. Çünkü bu hat Osmangazi, Yıldırım, Gürsü, Yenişehir ve İnegöl’den de geçiyor. Büyükşehir çapında da bu çalışmanın yapılması gerekiyor” dedi.
Marmara Bölgesi’nde beklenen depremle ilgili de açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, Marmara Bölgesi’nin çeşitli yerlerinde mikro deprem aktivitelerinin sayısının arttığına dikkat çekti. Marmara’nın çeşitli yerlerinde deprem öncü hareketleri inceleme istasyonlarının olduğunu söyleyen Gündoğdu, “Bu istasyonlarımıza baktığımızda herhangi bir deprem dalgası görmüyoruz, ama mikro deprem faaliyetleri hakikaten çok can sıkıcı. Yalova, Tekirdağ, Silivri açıkları, Saroz açıkları, Bakırköy açıklarında devam ediyor. Bu değişiklikler iki üç yıl içerisinde meydana geldi. Bu işler durup dururken olmuyor, sıkışmalar oluyor. ‘Bu sıkışmalar neyi gösterir?’ derseniz Marmara’da ana fayda oldukça fazla sıkışmanın olduğunu söylüyor. Bu çok can sıkıcı. Ama illa ki bir deprem olacak anlamına gelmiyor. Yaptığımız araştırmalara ve hesaplara göre bir deprem olursa bunun boyutu 7.3 ile 7.7 arasında olur. Özellikle Bakırköy açıklarından Saroz açıklarına kadar olan bölgede bir şeyler bekliyoruz” dedi.
Kaynak: İHA
“Eğer fay varsa tedbir alınmalı”
Risk hesabının görünen faylara göre yapıldığının altını çizen Ecevitoğlu, “Alüvyonun içerisinde kalan böyle olası bir fayı hiç hesaba katmıyoruz. Bu çok önemli. Böyle bir fay varsa önceden tedbir alma şansı oluyor. En azından o bölgede bir şehirleşme planı varsa ona göre plan yapılır. Mesela faya çok yakın olan bölgelere okul, hastane gibi ciddi bir yapı yapılmaz, bu alanlar yeşil olarak bırakılır. Bu fayın uzantıları çok önemli. Eğer bir fay tespit edilirse bu fayın uzantılarına da bakılması gerekiyor. Çünkü fay ne kadar uzun olursa risk o kadar artıyor. Bir fayın boyutu ile üreteceği deprem arasında doğrudan bağlantı oluyor. Raporlarda ve yayınlarda bu muhtemel fay Manyas Gölü’nün güneyine kadar gidiyor. Oradan kıvrılarak Nilüfer, Osmangazi, Yıldırım, Gürsu’dan geçerek İnegöl tarafına kadar devam ediyor. Bu fay gerçekten bu kadar uzun mu? Bunu ortaya çıkarmamız gerekiyor” dedi.
Araştırmayı özel yapım bir kamyonla yaptıklarını söyleyen Ecevitoğlu, “Kamyonun içerisinde bu işle ilgili özel ekipmanlar bulunuyor. Bir kütleyi yere doğru hidrolik sistemle düşürüyoruz. Bu arada levhalar aracılığıyla yer altının resmini çıkarıyoruz. Yalnız bu çalışmalar yapılırken etrafta ses olmaması gerekiyor. Trafiğin kesilmesi gerekiyor. Atış yapıldığı anda kimsenin yürümemesi gerekiyor. Ancak bu şekilde sağlıklı bir çalışma yapabiliyoruz. Yaklaşık dört kilometrelik bir alanda resmi görmeye çalışacağız. Eğer bu fay hattını tespit edersek çalışmayı uzatacağız” ifadelerini kullandı.
“Fay hattının geçtiği yerleri gerekirse boşaltırız”
Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de Bursa’nın merkezinden geçen fay hatları konusunda imar planları açısından bir çalışma yapılmadığının altını çizdi. Bozbey, “1855 depreminin yaşandığı bir fay hattı var. Ama bu sadece görsel anlamda haritalara işlenmiş. Bu fay hattının tam olarak yerinin belirlenmesi lazım. Eğer yeni fay hatları da oluşmuşsa o bölgelere yapı yasağının getirilmesi ile birlikte insanların güvenli bir şekilde yaşam sürmeleri mümkün olur. Biz Nilüfer Belediyesi olarak yıllardır yapmış olduğumuz çalışmalara ek olarak şimdi ilçe sınırlarımızdan geçen fay hatlarının belirlenmesi ile ilgili bir çalışma başlatıyoruz. Bu çalışma en kısa sürede başlayacak ve yaklaşık bir ay sürecek. Fay hatlarının nereden geçtiğini tam olarak tespit edeceğiz. Çalışmalar sonucunda fay hattı geçen yerlerle birlikte imar planlarımızı karşılaştıracağız ve tedbirleri bir an önce alacağız. Gerekirse de o alanları boşaltacağız. Aslında bu çalışma Bursa çapında yapılmalı. Çünkü bu hat Osmangazi, Yıldırım, Gürsü, Yenişehir ve İnegöl’den de geçiyor. Büyükşehir çapında da bu çalışmanın yapılması gerekiyor” dedi.
Marmara Bölgesi’nde beklenen depremle ilgili de açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, Marmara Bölgesi’nin çeşitli yerlerinde mikro deprem aktivitelerinin sayısının arttığına dikkat çekti. Marmara’nın çeşitli yerlerinde deprem öncü hareketleri inceleme istasyonlarının olduğunu söyleyen Gündoğdu, “Bu istasyonlarımıza baktığımızda herhangi bir deprem dalgası görmüyoruz, ama mikro deprem faaliyetleri hakikaten çok can sıkıcı. Yalova, Tekirdağ, Silivri açıkları, Saroz açıkları, Bakırköy açıklarında devam ediyor. Bu değişiklikler iki üç yıl içerisinde meydana geldi. Bu işler durup dururken olmuyor, sıkışmalar oluyor. ‘Bu sıkışmalar neyi gösterir?’ derseniz Marmara’da ana fayda oldukça fazla sıkışmanın olduğunu söylüyor. Bu çok can sıkıcı. Ama illa ki bir deprem olacak anlamına gelmiyor. Yaptığımız araştırmalara ve hesaplara göre bir deprem olursa bunun boyutu 7.3 ile 7.7 arasında olur. Özellikle Bakırköy açıklarından Saroz açıklarına kadar olan bölgede bir şeyler bekliyoruz” dedi.