Van Gölü Sahillerinde Kardeşlik İftarı
Van’ın Edremit Kaymakamlığı ve Belediyesi tarafından Van Gölü sahillerinde düzenlenen programda binlerce kişi aynı sofrada iftar açıp, kardeşlik mesajı verdi.
Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük iftar sofrasının kurulduğu Edremit’te, birbirinden güzel gelenekler de yaşatılıyor. Temiz ve nezih bir ortamda 4 çeşit yemek ikramı yapılırken, ilahi konserleri, Hacivat-Karagöz gösterisi yapılarak Osmanlı sokağı geleneği ise yaşatılıyor. Bu akşam ezan ile birlikte binlerce kişi Van Gölü sahilinde iftarını açarak, hep bir ağızdan okunan duaya amin dediler. İftar yemeğinde bir konuşma yapan Edremit Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Atıf Çiçekli, bugün Ramazanın 9. Günü olduğunu hatırlatarak, “Mübareğin üçte biri bitti. Rabbim Ramazanın hürmetine havaları da oruç için bize kolay kılıyor. 11 ayın sultanı dediğimiz Ramazan-ı Şerif’ten layıkıyla yararlanmak için Edremit Kaymakamlığı ile Belediyesi ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı olarak, yani devlet olarak birtakım hazırlıklar ve çalışmalar yaptık. Yaptığımız hazırlıklar doğunun en büyük ve en kapsamlı etkinlikleridir. Bu etkinlikleri hazırlamamızda bize destek olan başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmaz üzere Başbakanımıza, İçişleri Bakanımıza, Ankara ve Üsküdar belediye başkanlarımıza, sponsorlarımıza ve tüm ekibimize gönülden teşekkür ediyorum” dedi.
Gönülle hareket ettiklerini ve davranışlarının temelinde duygular olduğunu ifade eden Çiçekli, “Duyguların değişkenliği düşünüldüğünde bazen unutkanlığı da beraberinde getirmektedir. Bu sebeple birkaç hususu hatırlatıp eski ve yeni hal kıyaslaması yapmak istiyorum. Mesela geçen sene Ramazan nasıldı? Belediyelerimiz bu mübarek ayın neresinde yer alıyordu? Hangi manevi iklimle donatıyordu toplumu ve ümmeti? Alakası var mıydı? Ben söyleyeyim yoktu! Dinle Diyanet’le ilgili gündemleri yoktu. Zira hepimizin değerler hiyerarşisinin tepesinde dinimiz vardır, sonrasında gelenek ve örflerimiz, sonrasında hukuk kuralları ve böyle gider. Peki en kutsalı din olan bir topluma adam öldürtebilir misiniz? Aşireti, geleneksel değerleri ve kuvvetli aile bağları olanları bu düzen içinden söküp dağa çıkarabilir misiniz? Yapamazsınız! İşte bundan dolayı ‘önce bu toplumun dinine saldırmak ve dinden uzaklaştırmak gerek’ dediler. Kendi ideolojileri ve davalarına sorgusuz sualsiz hizmet etmeleri için gençleri ataya-babaya isyankar hale getirmek için adımlar attılar” ifadelerini kullandı.
“Önce dine saldırdılar”
“Kadınlarımızı toplumsal eşitlik bahanesiyle evlerinden çıkarıp davalarına alet etmeye çalıştılar” diye Çiçekli, şöyle konuştu:
“İşte bunların amaçlarının önünde din de engeldi, aşiret-gelenek-görenek de engeldi, hukuk da engeldi. İstedikleri destek için tüm bu değerleri yozlaştırması, toplumu bu bağlılıklarından koparması gerekiyordu. Bundan dolayı önce dine saldırdılar! ‘Biz aslında Zerdüştüz, çok eskilerden beri böyle, Müslümanlık sonradan geldi’ dediler. Ümmet yemedi. Bu arada benzer oyunu da Çorum’da görev yaparken Alevi kardeşlerimize oynadıklarını gördüm. Almanlar gelip oradaki Alevi kardeşlerimize ‘Siz İslam’dan eski bir inançsınız, İslamiyet sizden sonra geldi’ diyorlardı. Bu söylemlerini de bazı ‘dede’ diye tabir edilen Almanya’da eğitim almış yaşlılara söyletiyorlardı. Milletimiz ‘nasıl, ne yani, biz Müslüman değil miyiz? Siz ne diyorsunuz?’ diye ciddi tepki gösterdiğinde yalanlıyorlar, ‘öyle demek istemedik’ diye kıvırıyor, tepki göstermediklerinde ise daha ileri gidiyorlardı. Nerde fitne çıkarabiliriz diye sürekli bir çalışmanın içine girişiyorlar. Bu hain ve din düşmanları da Zerdüştlük olmayınca bu sefer taktik değiştirip, ‘madem dinden tamamen koparamıyoruz o zaman yavaşça dinsizleştirelim, imanlarını ellerinden alalım’ deyip kendi hocalarını ürettiler, kendi cumalarını kılmaya, kendi fetvalarını vermeye çalıştılar ki Diyanet’i bypass etsinler, aşiretleri, adetleri bozmaya çalıştılar, hatta modernlik diye travestileri ve eşcinselleri Diyarbakır’da yürüttüler, hatırlayın. Kadınlarla dertleri, onları topluma kazandırmak değildi, asıl dertleri bu süslü kelime ile toplumsal gösterilerde ön saflarda kadınları kullanmaktı. Düşünün son zamanlarda kadınlar nasıl önlerdeydi, nerdeyse hepsinin başı örtülü ama alet oldukları dinimizce yasaklanan kabiliyetçilik.”
“Devlet, millet savunmasında kaç yiğidimizi şehit verdik”
Yüksekova ilçesinde çukur olaylarına da değinen Çiçekli, “Yanı başımızda Hakkari’den Yüksekova’dan gelen kardeşlerimizin evlerine, mahallelerine neler yaptılar, hatırlayın. Uyan ey Müslüman uyan! Allah’ın bize ilk emri, dünyanın imtihan dünyası olduğu ve Müslümanca yaşamamız gerektiğidir. İkinci emri ise dünyadaki Müslümanların, yani ümmetin sayısının artmasıdır. Burada bu din, ümmet, millet, devlet düşmanları, ümmetin imanıyla oynayıp ümmetin sayısını azalttılar. Özellikle Kobani olaylarında kabiliyetçilik diye kaç kişinin imanı gitti, kaç kişinin evini, dükkanını yaktılar. Bir düşünün, devletin parçalanması için kaç cahili dağa çıkarıp öldürttüler. Devlet, millet savunmasında kaç yiğidimizi şehit verdik. Unutma ey Müslüman, yaşanan şeyler biz bilinçli olursak tekrar yaşanmayacak, ancak ‘bir şey olmaz, ne olur canım’ deyip düşünmeden hareket ettiğimizde kimin değirmenine su taşıdığımızdan habersiz iş yaptığımızda Allah korusun dinden, devletten, milletten uzaklaşıp bu hainlerin amaçlarına hizmet eder hale gelebiliriz. İşte tüm bu anlattıklarımdan dolayı belediyenin ismini dini içerikli faaliyetlerde görüyorsunuz ve daha çok göreceksiniz” diye konuştu.
“Ocağı tütmeyen gariplerimizin evine yemeklerini götürüyoruz”
Belediyenin yürüttüğü diğer hizmetlere de değinen Atıf Çiçek, “Gelenek, görenek ve adetlerimizin, yani çok kıymetli kültürümüzün yaşatılmasında görüyorsunuz ve göreceksiniz inşallah. Şimdi aklınıza ‘peki diğer hizmetler ne oluyor?’ Diye geliyorsa hemen biraz bahsedelim. Geçen yıl belediyenin devletin kaynağı ile yaptığı sıcak asfalt 8 kilometre, biz bu yıl 34 kilometre sıcak asfalt yapıyoruz. İlk başladığımız yerler Süphan, Şabaniye, Eminpaşa. Bizde siyasi ayrım olmaz, inşallah adalet ve liyakat üzeri hareket ediyoruz. Aş evleri kurduk, sadece burada iftar vermiyoruz ocağı tütmeyen gariplerimizin evine yemeklerini götürüyoruz. Şimdi nöbette olan askerimize, polisimize, korucumuza da iftarlıklarını gönderiyoruz. Her mahallede yeteri olacak şekilde taziye evleri yapıyoruz, Sadece bu yaz 9 taziye evi yapıyoruz. 2 mahallemize aile destek merkezi yaptık, 3.’sünü yapıyoruz. 2 milyon Euro’luk kültür merkezimizin temelini iki ay içinde atacağız. 2 büyük park yaptık, 4 tane daha yapıyoruz. Sahilde yaptıklarımız ve yapacaklarımızı saymıyorum zaten” dedi.
“Geçmişte devlet diye görülen kişiler yanlış işler yaptılar”
Devletin varlık nedeninin adalet üzere olduğunu ve tüm yaptıkları işlerde adaleti ve liyakati gözettiklerini kaydeden Çiçekli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kanun, kural, hukuk ve adalet tanımayanlara hesap sorduğumuzu ve soracağımızı, garip gurebanın, mazlumun ve hukuka uyan vatandaşımızın yanında olduğumuzu, zalimle mücadele ederek gösterdik. Allaha şükür, şu mübarek günde ve vakitte Rabbim bizi adaletten, merhametten ve ferasetten ayırmasın. Allah bizi kibirden, enaniyetten korusun. Bunları anlatmamın tek nedeni, Allah rızası için biz kimiz, zihniyetimiz ne ve ne yapmışız? Geçmişte süslü sözlerle sizlere kendilerini farklı tanıtan, sizleri aldatanlar kim görün, Allah rızası için bizlerle onları mukayese edin diye paylaşıyorum. ‘Devlet bize zulmetti’ diye propaganda yapıyorlar. Devlet hepimiziz, ama kamu görevlilerinde temsil ediliyor. Geçmişte devlet diye görülen kişiler yanlış işler yapmadı mı? Yaptılar, 80’ler- 90’larda hem de ne yanlışlar yaptılar. Ama burada şunu izah edelim, sadece burada mı zulüm edildi? Hayır Türkiye’nin her yerinde yaptılar, kendi fikrinde olmayan herkesi dönüştürmek istediler. Peki 80-90’lardaki devletle bu devlet bir mi? Kesinlikle hayır! O zaman ‘devlet bize zulmetti’ diye toplumla devletin arasına fitne sokmaya çalışanlara fırsat vermeyin ki Sayın Cumhurbaşkanımız gibi bu milletin, bu toplumun değerlerini yaşayan ve savunan idarecilere sahip çıkalım ki o bozuk devlet anlayışına sahip kişiler başa gelemesin bir daha!”
“Vallahi fitne ve oyun büyüktür”
“Kalbinde iman olmayanın ne işi olur Ramazanla, ne işi olur Ramazan etkinlikleriyle?” diyen Çiçekli, “Ümmeti, milleti kaynaştırmak, milletin refahını huzurunu artırmak ne işine yarar imansızın! Elhamdulillah Rabbim imanımızı artırsın, bize birlik, huzur ve güç versin. 2013’de Rabbim bize kutsal topraklara gitmeyi kısmet etti, inşallah bu müstesna topluluğa da bizleri izleyen tüm ümmeti Muhammed’e de kısmet etsin. Allah’ım dedim biz günahkar kullarınız, biliyorum geçmişte sen bizim ecdadımıza, atalarımıza senin dininin sancaktarlığını nasip ettin, biz dinine önderlik, liderlik edebilecek yeterliliğimizi kaybettiğimiz için bu devletten ümmetin liderliğini aldın. Sen bizlere tekrar İslam’ın ve ümmetin sancaktarlığını yapabilecek, birlikte, güçte, ferasette ve ilimde olmayı nasip et dedim. Rabbim bu hal üzere olmayı hepimize nasip etsin, Allah rızası için düşünerek bu din düşmanlarına fırsat vermeden hareket edelim. Vallahi fitne ve oyun büyüktür, dikkat etmeli ve uyanık olmalıyız. Burada rahatça iftar yapabiliyorsak dağlarda ve şehirde bizler için canlarından geçebilecek yiğitlerin sayesindedir. Buradan hepsine selam olsun. Allah sizlere güç kuvvet versin. Nefsimizi dünyalıklardan terbiye ettiğimiz şu mübarek günlerde, dünyanın kuruluşundan bugüne hak yolda gidenlerden Allah razı olsun. Din uğruna, devlet uğruna, millet uğruna toprağa düşen şehitlerimize, ebediyete intikal eden gazilerimize Rabbim rahmet eylesin, ahirete göçmüş cümle ümmeti Muhammed’in günahlarını bağışlasın, bizlere güç, birlik, feraset ve ilim versin inşallah. Hepinizi Allah rızası için seviyoruz, tüm çabamız sizler içindir. Allah hepinizden razı olsun, dua bekler dua ederiz” şeklinde konuştu.
Ezanın okunmasıyla birlikte binlerce kişi iftarını açarak, okunan duaya birlikte amin dediler.
Edremit Belediyesi tarafından düzenlenen iftar programının çok anlamlı olduğunu dile getiren vatandaşlar, artık Van’ın terörle anılmasını istemediklerini belirterek, Edremit Belediye Baykan Vekili Atıf Çiçekli’ye hizmetlerinden dolayı teşekkür ettiler.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan da programa katılarak, halkla birlikte iftarını açtı.
Kaynak: İHA
Gönülle hareket ettiklerini ve davranışlarının temelinde duygular olduğunu ifade eden Çiçekli, “Duyguların değişkenliği düşünüldüğünde bazen unutkanlığı da beraberinde getirmektedir. Bu sebeple birkaç hususu hatırlatıp eski ve yeni hal kıyaslaması yapmak istiyorum. Mesela geçen sene Ramazan nasıldı? Belediyelerimiz bu mübarek ayın neresinde yer alıyordu? Hangi manevi iklimle donatıyordu toplumu ve ümmeti? Alakası var mıydı? Ben söyleyeyim yoktu! Dinle Diyanet’le ilgili gündemleri yoktu. Zira hepimizin değerler hiyerarşisinin tepesinde dinimiz vardır, sonrasında gelenek ve örflerimiz, sonrasında hukuk kuralları ve böyle gider. Peki en kutsalı din olan bir topluma adam öldürtebilir misiniz? Aşireti, geleneksel değerleri ve kuvvetli aile bağları olanları bu düzen içinden söküp dağa çıkarabilir misiniz? Yapamazsınız! İşte bundan dolayı ‘önce bu toplumun dinine saldırmak ve dinden uzaklaştırmak gerek’ dediler. Kendi ideolojileri ve davalarına sorgusuz sualsiz hizmet etmeleri için gençleri ataya-babaya isyankar hale getirmek için adımlar attılar” ifadelerini kullandı.
“Önce dine saldırdılar”
“Kadınlarımızı toplumsal eşitlik bahanesiyle evlerinden çıkarıp davalarına alet etmeye çalıştılar” diye Çiçekli, şöyle konuştu:
“İşte bunların amaçlarının önünde din de engeldi, aşiret-gelenek-görenek de engeldi, hukuk da engeldi. İstedikleri destek için tüm bu değerleri yozlaştırması, toplumu bu bağlılıklarından koparması gerekiyordu. Bundan dolayı önce dine saldırdılar! ‘Biz aslında Zerdüştüz, çok eskilerden beri böyle, Müslümanlık sonradan geldi’ dediler. Ümmet yemedi. Bu arada benzer oyunu da Çorum’da görev yaparken Alevi kardeşlerimize oynadıklarını gördüm. Almanlar gelip oradaki Alevi kardeşlerimize ‘Siz İslam’dan eski bir inançsınız, İslamiyet sizden sonra geldi’ diyorlardı. Bu söylemlerini de bazı ‘dede’ diye tabir edilen Almanya’da eğitim almış yaşlılara söyletiyorlardı. Milletimiz ‘nasıl, ne yani, biz Müslüman değil miyiz? Siz ne diyorsunuz?’ diye ciddi tepki gösterdiğinde yalanlıyorlar, ‘öyle demek istemedik’ diye kıvırıyor, tepki göstermediklerinde ise daha ileri gidiyorlardı. Nerde fitne çıkarabiliriz diye sürekli bir çalışmanın içine girişiyorlar. Bu hain ve din düşmanları da Zerdüştlük olmayınca bu sefer taktik değiştirip, ‘madem dinden tamamen koparamıyoruz o zaman yavaşça dinsizleştirelim, imanlarını ellerinden alalım’ deyip kendi hocalarını ürettiler, kendi cumalarını kılmaya, kendi fetvalarını vermeye çalıştılar ki Diyanet’i bypass etsinler, aşiretleri, adetleri bozmaya çalıştılar, hatta modernlik diye travestileri ve eşcinselleri Diyarbakır’da yürüttüler, hatırlayın. Kadınlarla dertleri, onları topluma kazandırmak değildi, asıl dertleri bu süslü kelime ile toplumsal gösterilerde ön saflarda kadınları kullanmaktı. Düşünün son zamanlarda kadınlar nasıl önlerdeydi, nerdeyse hepsinin başı örtülü ama alet oldukları dinimizce yasaklanan kabiliyetçilik.”
“Devlet, millet savunmasında kaç yiğidimizi şehit verdik”
Yüksekova ilçesinde çukur olaylarına da değinen Çiçekli, “Yanı başımızda Hakkari’den Yüksekova’dan gelen kardeşlerimizin evlerine, mahallelerine neler yaptılar, hatırlayın. Uyan ey Müslüman uyan! Allah’ın bize ilk emri, dünyanın imtihan dünyası olduğu ve Müslümanca yaşamamız gerektiğidir. İkinci emri ise dünyadaki Müslümanların, yani ümmetin sayısının artmasıdır. Burada bu din, ümmet, millet, devlet düşmanları, ümmetin imanıyla oynayıp ümmetin sayısını azalttılar. Özellikle Kobani olaylarında kabiliyetçilik diye kaç kişinin imanı gitti, kaç kişinin evini, dükkanını yaktılar. Bir düşünün, devletin parçalanması için kaç cahili dağa çıkarıp öldürttüler. Devlet, millet savunmasında kaç yiğidimizi şehit verdik. Unutma ey Müslüman, yaşanan şeyler biz bilinçli olursak tekrar yaşanmayacak, ancak ‘bir şey olmaz, ne olur canım’ deyip düşünmeden hareket ettiğimizde kimin değirmenine su taşıdığımızdan habersiz iş yaptığımızda Allah korusun dinden, devletten, milletten uzaklaşıp bu hainlerin amaçlarına hizmet eder hale gelebiliriz. İşte tüm bu anlattıklarımdan dolayı belediyenin ismini dini içerikli faaliyetlerde görüyorsunuz ve daha çok göreceksiniz” diye konuştu.
“Ocağı tütmeyen gariplerimizin evine yemeklerini götürüyoruz”
Belediyenin yürüttüğü diğer hizmetlere de değinen Atıf Çiçek, “Gelenek, görenek ve adetlerimizin, yani çok kıymetli kültürümüzün yaşatılmasında görüyorsunuz ve göreceksiniz inşallah. Şimdi aklınıza ‘peki diğer hizmetler ne oluyor?’ Diye geliyorsa hemen biraz bahsedelim. Geçen yıl belediyenin devletin kaynağı ile yaptığı sıcak asfalt 8 kilometre, biz bu yıl 34 kilometre sıcak asfalt yapıyoruz. İlk başladığımız yerler Süphan, Şabaniye, Eminpaşa. Bizde siyasi ayrım olmaz, inşallah adalet ve liyakat üzeri hareket ediyoruz. Aş evleri kurduk, sadece burada iftar vermiyoruz ocağı tütmeyen gariplerimizin evine yemeklerini götürüyoruz. Şimdi nöbette olan askerimize, polisimize, korucumuza da iftarlıklarını gönderiyoruz. Her mahallede yeteri olacak şekilde taziye evleri yapıyoruz, Sadece bu yaz 9 taziye evi yapıyoruz. 2 mahallemize aile destek merkezi yaptık, 3.’sünü yapıyoruz. 2 milyon Euro’luk kültür merkezimizin temelini iki ay içinde atacağız. 2 büyük park yaptık, 4 tane daha yapıyoruz. Sahilde yaptıklarımız ve yapacaklarımızı saymıyorum zaten” dedi.
“Geçmişte devlet diye görülen kişiler yanlış işler yaptılar”
Devletin varlık nedeninin adalet üzere olduğunu ve tüm yaptıkları işlerde adaleti ve liyakati gözettiklerini kaydeden Çiçekli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kanun, kural, hukuk ve adalet tanımayanlara hesap sorduğumuzu ve soracağımızı, garip gurebanın, mazlumun ve hukuka uyan vatandaşımızın yanında olduğumuzu, zalimle mücadele ederek gösterdik. Allaha şükür, şu mübarek günde ve vakitte Rabbim bizi adaletten, merhametten ve ferasetten ayırmasın. Allah bizi kibirden, enaniyetten korusun. Bunları anlatmamın tek nedeni, Allah rızası için biz kimiz, zihniyetimiz ne ve ne yapmışız? Geçmişte süslü sözlerle sizlere kendilerini farklı tanıtan, sizleri aldatanlar kim görün, Allah rızası için bizlerle onları mukayese edin diye paylaşıyorum. ‘Devlet bize zulmetti’ diye propaganda yapıyorlar. Devlet hepimiziz, ama kamu görevlilerinde temsil ediliyor. Geçmişte devlet diye görülen kişiler yanlış işler yapmadı mı? Yaptılar, 80’ler- 90’larda hem de ne yanlışlar yaptılar. Ama burada şunu izah edelim, sadece burada mı zulüm edildi? Hayır Türkiye’nin her yerinde yaptılar, kendi fikrinde olmayan herkesi dönüştürmek istediler. Peki 80-90’lardaki devletle bu devlet bir mi? Kesinlikle hayır! O zaman ‘devlet bize zulmetti’ diye toplumla devletin arasına fitne sokmaya çalışanlara fırsat vermeyin ki Sayın Cumhurbaşkanımız gibi bu milletin, bu toplumun değerlerini yaşayan ve savunan idarecilere sahip çıkalım ki o bozuk devlet anlayışına sahip kişiler başa gelemesin bir daha!”
“Vallahi fitne ve oyun büyüktür”
“Kalbinde iman olmayanın ne işi olur Ramazanla, ne işi olur Ramazan etkinlikleriyle?” diyen Çiçekli, “Ümmeti, milleti kaynaştırmak, milletin refahını huzurunu artırmak ne işine yarar imansızın! Elhamdulillah Rabbim imanımızı artırsın, bize birlik, huzur ve güç versin. 2013’de Rabbim bize kutsal topraklara gitmeyi kısmet etti, inşallah bu müstesna topluluğa da bizleri izleyen tüm ümmeti Muhammed’e de kısmet etsin. Allah’ım dedim biz günahkar kullarınız, biliyorum geçmişte sen bizim ecdadımıza, atalarımıza senin dininin sancaktarlığını nasip ettin, biz dinine önderlik, liderlik edebilecek yeterliliğimizi kaybettiğimiz için bu devletten ümmetin liderliğini aldın. Sen bizlere tekrar İslam’ın ve ümmetin sancaktarlığını yapabilecek, birlikte, güçte, ferasette ve ilimde olmayı nasip et dedim. Rabbim bu hal üzere olmayı hepimize nasip etsin, Allah rızası için düşünerek bu din düşmanlarına fırsat vermeden hareket edelim. Vallahi fitne ve oyun büyüktür, dikkat etmeli ve uyanık olmalıyız. Burada rahatça iftar yapabiliyorsak dağlarda ve şehirde bizler için canlarından geçebilecek yiğitlerin sayesindedir. Buradan hepsine selam olsun. Allah sizlere güç kuvvet versin. Nefsimizi dünyalıklardan terbiye ettiğimiz şu mübarek günlerde, dünyanın kuruluşundan bugüne hak yolda gidenlerden Allah razı olsun. Din uğruna, devlet uğruna, millet uğruna toprağa düşen şehitlerimize, ebediyete intikal eden gazilerimize Rabbim rahmet eylesin, ahirete göçmüş cümle ümmeti Muhammed’in günahlarını bağışlasın, bizlere güç, birlik, feraset ve ilim versin inşallah. Hepinizi Allah rızası için seviyoruz, tüm çabamız sizler içindir. Allah hepinizden razı olsun, dua bekler dua ederiz” şeklinde konuştu.
Ezanın okunmasıyla birlikte binlerce kişi iftarını açarak, okunan duaya birlikte amin dediler.
Edremit Belediyesi tarafından düzenlenen iftar programının çok anlamlı olduğunu dile getiren vatandaşlar, artık Van’ın terörle anılmasını istemediklerini belirterek, Edremit Belediye Baykan Vekili Atıf Çiçekli’ye hizmetlerinden dolayı teşekkür ettiler.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan da programa katılarak, halkla birlikte iftarını açtı.