'Tecrübe Konuşuyor, İçimizdeki Kahramanlar' Projesi
15 Temmuz gazisi Kasarcı: 'Bize okullarda hep, 'devlet ana', 'devlet baba' anlatılıyordu. Biz 15 Temmuz'da gördük ki, 'millet ana', 'millet baba'' 15 Temmuz gazisi Şahin: 'Gişeleri geçtiğim esnada omuzumdan iki defa vuruldum. Yerde yattığım sırada üzerime ateş açmaya devam ettiler. Benim elimde sadece Türk bayrağı vardı. Silah tutmadık, bayrağımızdan rahatsız oldular' 15 Temmuz gazisi Çiftçi: 'Bayramlık kıyafetlerimi giyerek dışarı çıktım. Cihada gidiyorsak, düğüne bayrama gidiyoruzdur. Bizim için öyledir'
Düzce'de, Gençlik ve Spor Bakanlığının 'Tecrübe Konuşuyor, İçimizdeki Kahramanlar' projesi kapsamında düzenlenen programda, 15 Temmuz gazileri, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimi sırasında yaşadıklarını anlattı.
Düzce Gençlik Merkezi'ndeki program, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında gazi olan Ayla Kasarcı, 15 Temmuz gecesinde yaşadıklarını anlattı.
Darbe girişimini kızının, arkadaşlarından aldığı mesaj üzerine 'Darbe nedir anne' sorusu üzerine öğrendiğini anlatan Kasarcı, '15 Temmuz'dan önce kanser tedavisi görüyordum. Ölümden nasıl korkuyorum anlatamam, her gece ölmemek için Allah'a dua ediyorum. 15 Temmuz gecesi ölümden hiç korkmadım, zerre kadar korkmadım ölümden.' diye konuştu.
Eşiyle birlikte köprüye yürüdüklerini, önlerinde vurulanların olduğunu anlatan Kasarcı, şöyle devam etti:
'Vurulan kardeşlerimize yardım ettik, ilerlemeye devam ettik. Eşime dedim ki, 'Yasin, ateş ediyorlar' Eşim de, 'Korkma, onlar havaya ateş ediyorlar. Onlar bizim askerlerimiz, bize niye ateş etsinler, biz sivil halkız. Bize ateş etmezler' dedi. Ama öyle değilmiş, benim şerefli ordumun üniformasını çalmışlar. Benim vergisini ödediğim silahlarla bana ateş ediyorlardı. Bize okullarda hep, 'devlet ana', 'devlet baba' anlatılıyordu. Biz 15 Temmuz'da gördük ki, 'millet ana', 'millet baba'. 15 Temmuz gecesi bana diyorlar ki, 'Hangi akla hizmet dışarıya çıkıyorsun, senin ne işin vardı zaten hastasın' Ben bir anneyim, benim evladım tehlikedeydi. Benim çocuklarımın geleceği tehlikedeydi. Bizim geleceğimize tecavüz ediyorlardı. Tabi ki dışarıda meydanlarda olacaktım.'
Kasarcı'nın eşi Ahmet Yasin Kasarcı da darbe girişimini halı sahada arkadaşlarıyla maç yaptığı sırada öğrendiğini söyledi.
Eve geldikten sonra televizyonda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'Meydanlara ve havaalanlarına çıkın' çağrısıyla birlikte hiç tereddüt etmeden 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne hareket ettiklerini aktaran Kasarcı, 'Askerler üzerimize ateş ediyorlardı. Eşim, 'Ben vuruldum' dedi. Ona dönerken mermiler sırtıma saplandı. Mermilerin saplanmasıyla birlikte silah sesleri, gürültü, insan sesleri, bende hepsi bir anda kesildi.' dedi.
Gazi olan Ömer Faruk Şahin de iş yerindeyken bir arkadaşının haber vermesiyle darbe girişimini öğrendiğini, dükkanı kapatarak tüm tanıdıklarına sokaklara çıkma çağrısında bulunduğunu belirtti.
Devlet büyüklerinin sokağa çıkma çağrısını duyduktan sonra ailesiyle birlikte karar alarak çağrıya uyduklarını dile getiren Şahin, şunları kaydetti:
'Babamları beklemeden çıktım. Kısıklı'da polis telsizinden, köprüde vatandaşların üzerine ateş açıldığını duyduk. Hemen köprüye koştuk. Hiç korkmadan mermilerin üzerine Kelime-i Şehadet getirerek yürüyen insanları gördüm. Gişeleri geçtiğim esnada omuzumdan iki defa vuruldum. Yerde yattığım esnada üzerime ateş açmaya devam ettiler. Benim elimde sadece Türk bayrağı vardı. Silah tutmadık, bayrağımızdan rahatsız oldular. Hastanede telefonum çaldı, sokağa çağırdığım arkadaşlarımdan bir tanesi şehit olmuş onun haberini aldım. Peşinden, bir arkadaşımın parmaklarının koptuğu haberini aldım. Parmakları kopan arkadaşımın kollarında diğeri şehit olmuş.'
Yusuf Çiftçi ise darbe girişimini sosyal medyadan ve arkadaşlarından gelen mesajlarla öğrendiğini ifade etti.
'Suriye'den gelen mültecileri görüyoruz her gün. Biz Türkiye'yiz ve bizim gidecek başka bir Türkiye'miz yok. Biz mülteci durumuna düşemeyiz.' diyen Çiftçi, 'Bayramlık kıyafetlerimi giyerek dışarı çıktım. Cihada gidiyorsak, düğüne bayrama gidiyoruzdur. Bizim için öyledir. Komşumla birlikte yola çıktık. Önce Kısıklı'ya gittik oradan köprüye gittik. Köprü altında toplanan kabalığa yukarı çıkalım dedim. Tekbirlerle yürümeye başladık. Bizim tekbirlerimizi duyan askerler havaya yoğun ateş etmeye başladı. Hiçbirimizde silah yok elimizde sadece Türk bayrağı var. Kol kola girdik. Bir anda yanımda insanların kanlar içinde yerde yattığını, koluma giren insanların dağıldığını gördüm ve insanların vurulduğunu anladım. İlk şokum insanların vurulması değil, bunların böyle bir şeyi nasıl yapıyor olmasıydı. Yerde yaralı yatan polis memuruna yardım ederken koltuk altımda bir sıcaklık hissettim. Yaralandığımı gören başka bir polis memuru da yere yatmamı söyledi. 'Yere yatsam da öleceğim, ayakta da öleceğim. Öleceksem ayakta öleyim' dedim.' ifadelerini kullandı.
Programda, kum sanatçısı Veysel Çelikdemir '15 Temmuz' temalı gösteri sundu.
Moderatörlüğünü İsmail Hakkı Ürün'ün yaptığı programa, AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, Belediye Başkanı Mehmet Keleş, 15 Temmuz'da Ankara'nın Gölbaşı ilçesindeki Özel Harekat Daire Başkanlığına düzenlenen hava saldırısında şehit düşen Ufuk Baysan'ın babası Ramazan ve annesi Hanife Baysan, 2015 yılının Eylül ayından Hakkari'nin Dağlıca bölgesinde terör örgütü PKK tarafından şehit edilen Cihan Aksarı'nın babası Cemal ve annesi Sultan Aksarı'nın yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.
Kaynak: AA
Düzce Gençlik Merkezi'ndeki program, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında gazi olan Ayla Kasarcı, 15 Temmuz gecesinde yaşadıklarını anlattı.
Darbe girişimini kızının, arkadaşlarından aldığı mesaj üzerine 'Darbe nedir anne' sorusu üzerine öğrendiğini anlatan Kasarcı, '15 Temmuz'dan önce kanser tedavisi görüyordum. Ölümden nasıl korkuyorum anlatamam, her gece ölmemek için Allah'a dua ediyorum. 15 Temmuz gecesi ölümden hiç korkmadım, zerre kadar korkmadım ölümden.' diye konuştu.
Eşiyle birlikte köprüye yürüdüklerini, önlerinde vurulanların olduğunu anlatan Kasarcı, şöyle devam etti:
'Vurulan kardeşlerimize yardım ettik, ilerlemeye devam ettik. Eşime dedim ki, 'Yasin, ateş ediyorlar' Eşim de, 'Korkma, onlar havaya ateş ediyorlar. Onlar bizim askerlerimiz, bize niye ateş etsinler, biz sivil halkız. Bize ateş etmezler' dedi. Ama öyle değilmiş, benim şerefli ordumun üniformasını çalmışlar. Benim vergisini ödediğim silahlarla bana ateş ediyorlardı. Bize okullarda hep, 'devlet ana', 'devlet baba' anlatılıyordu. Biz 15 Temmuz'da gördük ki, 'millet ana', 'millet baba'. 15 Temmuz gecesi bana diyorlar ki, 'Hangi akla hizmet dışarıya çıkıyorsun, senin ne işin vardı zaten hastasın' Ben bir anneyim, benim evladım tehlikedeydi. Benim çocuklarımın geleceği tehlikedeydi. Bizim geleceğimize tecavüz ediyorlardı. Tabi ki dışarıda meydanlarda olacaktım.'
Kasarcı'nın eşi Ahmet Yasin Kasarcı da darbe girişimini halı sahada arkadaşlarıyla maç yaptığı sırada öğrendiğini söyledi.
Eve geldikten sonra televizyonda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'Meydanlara ve havaalanlarına çıkın' çağrısıyla birlikte hiç tereddüt etmeden 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne hareket ettiklerini aktaran Kasarcı, 'Askerler üzerimize ateş ediyorlardı. Eşim, 'Ben vuruldum' dedi. Ona dönerken mermiler sırtıma saplandı. Mermilerin saplanmasıyla birlikte silah sesleri, gürültü, insan sesleri, bende hepsi bir anda kesildi.' dedi.
Gazi olan Ömer Faruk Şahin de iş yerindeyken bir arkadaşının haber vermesiyle darbe girişimini öğrendiğini, dükkanı kapatarak tüm tanıdıklarına sokaklara çıkma çağrısında bulunduğunu belirtti.
Devlet büyüklerinin sokağa çıkma çağrısını duyduktan sonra ailesiyle birlikte karar alarak çağrıya uyduklarını dile getiren Şahin, şunları kaydetti:
'Babamları beklemeden çıktım. Kısıklı'da polis telsizinden, köprüde vatandaşların üzerine ateş açıldığını duyduk. Hemen köprüye koştuk. Hiç korkmadan mermilerin üzerine Kelime-i Şehadet getirerek yürüyen insanları gördüm. Gişeleri geçtiğim esnada omuzumdan iki defa vuruldum. Yerde yattığım esnada üzerime ateş açmaya devam ettiler. Benim elimde sadece Türk bayrağı vardı. Silah tutmadık, bayrağımızdan rahatsız oldular. Hastanede telefonum çaldı, sokağa çağırdığım arkadaşlarımdan bir tanesi şehit olmuş onun haberini aldım. Peşinden, bir arkadaşımın parmaklarının koptuğu haberini aldım. Parmakları kopan arkadaşımın kollarında diğeri şehit olmuş.'
Yusuf Çiftçi ise darbe girişimini sosyal medyadan ve arkadaşlarından gelen mesajlarla öğrendiğini ifade etti.
'Suriye'den gelen mültecileri görüyoruz her gün. Biz Türkiye'yiz ve bizim gidecek başka bir Türkiye'miz yok. Biz mülteci durumuna düşemeyiz.' diyen Çiftçi, 'Bayramlık kıyafetlerimi giyerek dışarı çıktım. Cihada gidiyorsak, düğüne bayrama gidiyoruzdur. Bizim için öyledir. Komşumla birlikte yola çıktık. Önce Kısıklı'ya gittik oradan köprüye gittik. Köprü altında toplanan kabalığa yukarı çıkalım dedim. Tekbirlerle yürümeye başladık. Bizim tekbirlerimizi duyan askerler havaya yoğun ateş etmeye başladı. Hiçbirimizde silah yok elimizde sadece Türk bayrağı var. Kol kola girdik. Bir anda yanımda insanların kanlar içinde yerde yattığını, koluma giren insanların dağıldığını gördüm ve insanların vurulduğunu anladım. İlk şokum insanların vurulması değil, bunların böyle bir şeyi nasıl yapıyor olmasıydı. Yerde yaralı yatan polis memuruna yardım ederken koltuk altımda bir sıcaklık hissettim. Yaralandığımı gören başka bir polis memuru da yere yatmamı söyledi. 'Yere yatsam da öleceğim, ayakta da öleceğim. Öleceksem ayakta öleyim' dedim.' ifadelerini kullandı.
Programda, kum sanatçısı Veysel Çelikdemir '15 Temmuz' temalı gösteri sundu.
Moderatörlüğünü İsmail Hakkı Ürün'ün yaptığı programa, AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, Belediye Başkanı Mehmet Keleş, 15 Temmuz'da Ankara'nın Gölbaşı ilçesindeki Özel Harekat Daire Başkanlığına düzenlenen hava saldırısında şehit düşen Ufuk Baysan'ın babası Ramazan ve annesi Hanife Baysan, 2015 yılının Eylül ayından Hakkari'nin Dağlıca bölgesinde terör örgütü PKK tarafından şehit edilen Cihan Aksarı'nın babası Cemal ve annesi Sultan Aksarı'nın yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.