Müjdat Gezen Sanat Merkezinin Kundaklanması Davası
Kadıköy'de, Müjdat Gezen Sanat Merkezi'ni kundakladığı iddiasıyla tutuklanan şüpheli Mehmet Ali Aligül'ün, 'mala zarar verme' ve 'kasten yangın çıkarma' suçlarından 9 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı Sanık Aligül: 'Amacım binayı yakmak değildi. Böyle bir eyleme karıştığım için çok pişmanım. Sizden ve Türkiye'den özür diliyorum. Yaklaşık 30 bin liralık zarardan bahsediliyor. Benim bu rakamı ödeme gücüm yok' Müjdat Gezen'in avukatı Ülgen: 'Müjdat Gezen, sanık tutuklandığı gün bana, 'Bu adamın ekonomik durumu da iyi değildir, perişan olmuştur. Acaba ne yapsak' gibi bir sancılı döneme girmişti. Gezen'in 30 bin lirayı isteyeceğini asla düşünmüyorum'
Kadıköy'de, Müjdat Gezen Sanat Merkezini (MGSM) kundakladığı iddiasıyla tutuklanan şüphelinin 'mala zarar verme' ve 'kasten yangın çıkarma' suçlarından 9 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı.
Anadolu 49. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Mehmet Ali Aligül ile müşteki Mehmet Atila Sarıkayalı katıldı.
Kimlik tespitinin ardından savunması alınan sanık Aligül, Müjdat Gezen'i şahsen tanımadığını ve kendisine yönelik bir husumeti olmadığını belirterek, 'Ben Osmanlı hayranıyım. Ancak olayın gerçekleştirdiğim gün Facebook'ta bir video izledim. Halk TV'de yayınlanan bir programda gazeteci Yılmaz Özdil ve tiyatro sanatçısı Müjdat Gezen arasında geçen bir diyalog vardı. İzleyiciler de bulunuyordu. Bu diyalogda Osmanlı sultanlarından 2. Abdülhamit Han ve torunu olduğu söylenen bir bayan hakkında uygunsuz sözler sarf edildiğini görünce bir anda öfkelendim. Zoruma gitti. Orada insanlar alkışlıyordu. Yediremedim. Abdülhamit Han'ın torununa göz dikiyorsa yarın benim eşime de göz dikebilir.' diye konuştu.
Kendisini Osmanlı torunu olarak kabul ettiğini ifade eden Aligül, şöyle devam etti:
'Bir anda tam olarak anlayamadığım bir his altında Müjdat Gezen Sanat Merkezine arabamla gittim. Yanımda bidonda benzin vardı. Binadan bir kişinin çıktığını gördüm. İçeride kimse olmadığına kanaat getirdikten sonra benzini binanın giriş kısmında bulunan bankların üzerine döktüm. Tam bu sırada eşim aradı. Nerede olduğumu sordu. Serviste olduğumu söyledim. Telefonu kapattıktan sonra vazgeçtim. O sırada alkış sesleri yeniden kulağıma geldi. Çakmağı yakarak benzini tutuşturdum. Aslında biraz karışık duygular içindeydim, pişmanlık da hissettim ama görüntüler de aklımdan çıkmıyordu. Bir anda alevler yükseldi. Olay yerinden uzaklaştım.'
- '30 bin liralık zararı ödeme gücüm yok'
Bakmakla yükümlü olduğu 4 çocuğu bulunduğunu ve daha önce bir suça karışmadığını belirten sanık Aligül, 'Bu olay keşke yaşanmasaydı. Yaklaşık 30 bin liralık zarardan bahsediliyor. Benim bu rakamı ödeme gücüm yok. Ancak müşteki taraf makul bir rakam talep eder ve taksit imkanı sağlarsa zararı gidermek isterim.' diye konuştu.
Müşteki Mehmet Atila Sarıkayalı da Müjdat Gezen Sanat Vakfına bağlı okulun idari şefi olduğunu belirterek, 'Olayın gerçekleştiği bina öğrencilerimizin eğitim gördüğü hizmet binasıdır. Bekçinin beni aramasıyla olaydan haberdar oldum. Yangın ben geldiğimde söndürülmüştü. Sonradan biz kameradan izledik. Zarar miktarını ben bilemiyorum. Şikayetim devam ediyor.' şeklinde konuştu.
Müjdat Gezen'in avukatı Celal Ülgen de sanığın savunmasını kabul etmediklerini belirterek, 'Kullandığı argümanlar doğru değildir. Olay anında gece bekçisi binanın içindedir. Kendisi dinlendiğinde bu durum açıklığa kavuşacaktır. Şikayetimiz devam ediyor. Davaya katılma talebimiz vardır.' dedi.
Avukat Ülgen'in beyanlarına karşı tekrar söz verilen sanık Aligül ise, 'Yangını başlattığımda gece bekçisi binada değildi. Zaten o arada yakındaki bir bakkaldan sakız alıp geldim. yaklaşık bir dakikalık bir zaman geçirdim. Gece bekçisinin binadan ayrıldığını gördüm. Bina içinde olduğunu bilerek yaktığım şeklindeki iddiayı kabul etmiyorum.' dedi.
Duruşmada tanık olarak dinlenilen Mahmut Aksu da sanat merkezi binasında gece bekçisi olarak çalıştığını belirterek, 'Olay sırasında görevdeydim. Hizmet binası içinde televizyon izliyordum. Ateş parlayınca okulun içi aydınlık olunca dışarı kaçmaya çalıştım. Bahçe hortumuyla yangınıyla müdahale ettim. Dış cephe yanıyordu. Sonra telefonla itfaiyeyi aradım.' ifadelerini kullandı.
- 'Böyle bir eyleme karıştığım için çok pişmanım'
Duruşmada daha sonra, dosya içinde bulunan olay anına ait güvenlik kamera görüntüler izlendi.
Görüntülere karşı beyanı sorulan sanık Aligül, 'Amacım binayı yakmak değildi. Böyle bir eyleme karıştığım için çok pişmanım. Sizden ve Türkiye'den özür diliyorum.' dedi.
Avukat Celal Ülgen ise görüntülerin sanığın doğru söylemediğini ispatladığını belirterek, 'Yangın başladığı sırada bekçinin bina içinde olduğu anlaşılmaktadır. Sanığın olay öncesinde uzunca bir süre olay mahallini gözlemlediği anlaşılmaktadır. Binanın içinde ışık olduğunu ve bekçinin olduğunu bilerek ateşe vermiştir. Olası kastla hareket ettiği düşüncesindeyiz. Ayrıca meydana gelen zarar sigorta tarafından karşılanmış olup bu konudaki belgelerimizi sunabiliriz. Sadece giriş kapısı tamamen yanmış. İçeride sergiliyoruz.' diye konuştu.
Mahkeme hakimi, sanık Aligül'ün tutukluluk halinin devamına, suçtan zarar görme ihtimaline karşı Müjdat Gezen ve avukatının katılan olarak kabulüne karar verdi.
Suça konu olan binanın vasfı, niteliği, ne tür bir hizmet verildiği, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ya da denetiminde hizmet veren kurum ya da kuruluş olup olmadığı hususlarına ilişkin Kadıköy Kaymakamlığından bilgi alınmasına karar veren mahkeme hakimi, binada meydana gelen zararın kapsamı ve miktarı yönünde mahkemeye bilgi ve belge sunması için Gezen'in avukatına süre verilmesine hükmetti.
Duruşma ertelendi.
- 'Müjdat Gezen'in 30 bin lirayı isteyeceğini asla düşünmüyorum'
Duruşma bitiminde gazetecilere açıklama yapan Müjdat Gezen'in avukatı Celal Ülgen, sanığın birçok konuda yalan söylemeyi tercih ettiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
'Mahkeme 30 bin liralık bir zarardan söz etti. 'Bu zararı ödeyecek gücüm yok' dedi. Fakat Müjdat Gezen sanık tutuklandığı gün bana, 'ya bu adamın şimdi orada ekonomik durumu da iyi değildir, perişan olmuştur. Acaba ne yapsak' gibi bir sancılı döneme girmişti. Müjdat Gezen'in 30 bin lirayı isteyeceğini asla düşünmüyorum. Bu suçu fevri olarak işlemiş bir sanık değil, aslında bilinçli olarak işlemiş bir sanık var. Bu sanığın kendisiyle değil bu düşüncede olan insanların bu düşünceleriyle mücadele etmek istiyoruz.'
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, olay tarihinde şüphelinin gece vakti Müjdat Gezen Kültür ve Sanat Merkezine giderek elinde bulunan benzin şişesindeki benzini, binanın öğrenci giriş kısmına dökerek yangın çıkardığı anlatılıyor.
İddianamede, şüpheli Aligül'ün 'yakıcı ve yanıcı madde kullanarak yakmak suretiyle mala zarar verme' ve 'yangın çıkarmak suretiyle genel güvenliği kasten tehlikeye sokma' suçlarından 1 yıl 2 aydan 9 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Öte yandan iddianamede, Aligül'ün işlediği suçların TCK'nın 29. maddesindeki 'haksız tahrik' suçu kapsamında değerlendirilerek cezada indirim yapılması da talep ediliyor.
Kaynak: AA
Anadolu 49. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Mehmet Ali Aligül ile müşteki Mehmet Atila Sarıkayalı katıldı.
Kimlik tespitinin ardından savunması alınan sanık Aligül, Müjdat Gezen'i şahsen tanımadığını ve kendisine yönelik bir husumeti olmadığını belirterek, 'Ben Osmanlı hayranıyım. Ancak olayın gerçekleştirdiğim gün Facebook'ta bir video izledim. Halk TV'de yayınlanan bir programda gazeteci Yılmaz Özdil ve tiyatro sanatçısı Müjdat Gezen arasında geçen bir diyalog vardı. İzleyiciler de bulunuyordu. Bu diyalogda Osmanlı sultanlarından 2. Abdülhamit Han ve torunu olduğu söylenen bir bayan hakkında uygunsuz sözler sarf edildiğini görünce bir anda öfkelendim. Zoruma gitti. Orada insanlar alkışlıyordu. Yediremedim. Abdülhamit Han'ın torununa göz dikiyorsa yarın benim eşime de göz dikebilir.' diye konuştu.
Kendisini Osmanlı torunu olarak kabul ettiğini ifade eden Aligül, şöyle devam etti:
'Bir anda tam olarak anlayamadığım bir his altında Müjdat Gezen Sanat Merkezine arabamla gittim. Yanımda bidonda benzin vardı. Binadan bir kişinin çıktığını gördüm. İçeride kimse olmadığına kanaat getirdikten sonra benzini binanın giriş kısmında bulunan bankların üzerine döktüm. Tam bu sırada eşim aradı. Nerede olduğumu sordu. Serviste olduğumu söyledim. Telefonu kapattıktan sonra vazgeçtim. O sırada alkış sesleri yeniden kulağıma geldi. Çakmağı yakarak benzini tutuşturdum. Aslında biraz karışık duygular içindeydim, pişmanlık da hissettim ama görüntüler de aklımdan çıkmıyordu. Bir anda alevler yükseldi. Olay yerinden uzaklaştım.'
- '30 bin liralık zararı ödeme gücüm yok'
Bakmakla yükümlü olduğu 4 çocuğu bulunduğunu ve daha önce bir suça karışmadığını belirten sanık Aligül, 'Bu olay keşke yaşanmasaydı. Yaklaşık 30 bin liralık zarardan bahsediliyor. Benim bu rakamı ödeme gücüm yok. Ancak müşteki taraf makul bir rakam talep eder ve taksit imkanı sağlarsa zararı gidermek isterim.' diye konuştu.
Müşteki Mehmet Atila Sarıkayalı da Müjdat Gezen Sanat Vakfına bağlı okulun idari şefi olduğunu belirterek, 'Olayın gerçekleştiği bina öğrencilerimizin eğitim gördüğü hizmet binasıdır. Bekçinin beni aramasıyla olaydan haberdar oldum. Yangın ben geldiğimde söndürülmüştü. Sonradan biz kameradan izledik. Zarar miktarını ben bilemiyorum. Şikayetim devam ediyor.' şeklinde konuştu.
Müjdat Gezen'in avukatı Celal Ülgen de sanığın savunmasını kabul etmediklerini belirterek, 'Kullandığı argümanlar doğru değildir. Olay anında gece bekçisi binanın içindedir. Kendisi dinlendiğinde bu durum açıklığa kavuşacaktır. Şikayetimiz devam ediyor. Davaya katılma talebimiz vardır.' dedi.
Avukat Ülgen'in beyanlarına karşı tekrar söz verilen sanık Aligül ise, 'Yangını başlattığımda gece bekçisi binada değildi. Zaten o arada yakındaki bir bakkaldan sakız alıp geldim. yaklaşık bir dakikalık bir zaman geçirdim. Gece bekçisinin binadan ayrıldığını gördüm. Bina içinde olduğunu bilerek yaktığım şeklindeki iddiayı kabul etmiyorum.' dedi.
Duruşmada tanık olarak dinlenilen Mahmut Aksu da sanat merkezi binasında gece bekçisi olarak çalıştığını belirterek, 'Olay sırasında görevdeydim. Hizmet binası içinde televizyon izliyordum. Ateş parlayınca okulun içi aydınlık olunca dışarı kaçmaya çalıştım. Bahçe hortumuyla yangınıyla müdahale ettim. Dış cephe yanıyordu. Sonra telefonla itfaiyeyi aradım.' ifadelerini kullandı.
- 'Böyle bir eyleme karıştığım için çok pişmanım'
Duruşmada daha sonra, dosya içinde bulunan olay anına ait güvenlik kamera görüntüler izlendi.
Görüntülere karşı beyanı sorulan sanık Aligül, 'Amacım binayı yakmak değildi. Böyle bir eyleme karıştığım için çok pişmanım. Sizden ve Türkiye'den özür diliyorum.' dedi.
Avukat Celal Ülgen ise görüntülerin sanığın doğru söylemediğini ispatladığını belirterek, 'Yangın başladığı sırada bekçinin bina içinde olduğu anlaşılmaktadır. Sanığın olay öncesinde uzunca bir süre olay mahallini gözlemlediği anlaşılmaktadır. Binanın içinde ışık olduğunu ve bekçinin olduğunu bilerek ateşe vermiştir. Olası kastla hareket ettiği düşüncesindeyiz. Ayrıca meydana gelen zarar sigorta tarafından karşılanmış olup bu konudaki belgelerimizi sunabiliriz. Sadece giriş kapısı tamamen yanmış. İçeride sergiliyoruz.' diye konuştu.
Mahkeme hakimi, sanık Aligül'ün tutukluluk halinin devamına, suçtan zarar görme ihtimaline karşı Müjdat Gezen ve avukatının katılan olarak kabulüne karar verdi.
Suça konu olan binanın vasfı, niteliği, ne tür bir hizmet verildiği, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ya da denetiminde hizmet veren kurum ya da kuruluş olup olmadığı hususlarına ilişkin Kadıköy Kaymakamlığından bilgi alınmasına karar veren mahkeme hakimi, binada meydana gelen zararın kapsamı ve miktarı yönünde mahkemeye bilgi ve belge sunması için Gezen'in avukatına süre verilmesine hükmetti.
Duruşma ertelendi.
- 'Müjdat Gezen'in 30 bin lirayı isteyeceğini asla düşünmüyorum'
Duruşma bitiminde gazetecilere açıklama yapan Müjdat Gezen'in avukatı Celal Ülgen, sanığın birçok konuda yalan söylemeyi tercih ettiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
'Mahkeme 30 bin liralık bir zarardan söz etti. 'Bu zararı ödeyecek gücüm yok' dedi. Fakat Müjdat Gezen sanık tutuklandığı gün bana, 'ya bu adamın şimdi orada ekonomik durumu da iyi değildir, perişan olmuştur. Acaba ne yapsak' gibi bir sancılı döneme girmişti. Müjdat Gezen'in 30 bin lirayı isteyeceğini asla düşünmüyorum. Bu suçu fevri olarak işlemiş bir sanık değil, aslında bilinçli olarak işlemiş bir sanık var. Bu sanığın kendisiyle değil bu düşüncede olan insanların bu düşünceleriyle mücadele etmek istiyoruz.'
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, olay tarihinde şüphelinin gece vakti Müjdat Gezen Kültür ve Sanat Merkezine giderek elinde bulunan benzin şişesindeki benzini, binanın öğrenci giriş kısmına dökerek yangın çıkardığı anlatılıyor.
İddianamede, şüpheli Aligül'ün 'yakıcı ve yanıcı madde kullanarak yakmak suretiyle mala zarar verme' ve 'yangın çıkarmak suretiyle genel güvenliği kasten tehlikeye sokma' suçlarından 1 yıl 2 aydan 9 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Öte yandan iddianamede, Aligül'ün işlediği suçların TCK'nın 29. maddesindeki 'haksız tahrik' suçu kapsamında değerlendirilerek cezada indirim yapılması da talep ediliyor.