Maliye Bakanı Ağbal Açıklaması (2)

'Bugüne kadar almış olduğumuz gerek harcama tedbirleri, gerek vergi indirimleri, gerekse işsizlik sigortası fonu üzerinden yapmış olduğumuz istihdam desteklerinin bütçe açığı üzerindeki etkisi milli gelirin yaklaşık yüzde 0,74'ü mertebesinde''Dün itibarıyla 203 bin 466 firma KGF'den yararlandı. Şu ana kadar oluşturulan kredi hacmi 146,4 milyar lira''Enflasyon görünümünde kalıcı bir düzelme sağlanıncaya kadar para politikası sıkı duruşunu devam ettirecek'

Maliye Bakanı Naci Ağbal, bugüne kadar almış oldukları gerek harcama tedbirleri, gerek vergi indirimleri, gerekse işsizlik sigortası fonu üzerinden yapmış oldukları istihdam desteklerinin bütçe açığı üzerindeki etkisinin milli gelirin yaklaşık yüzde 0,74'ü mertebesinde olduğunu söyledi.

Ağbal, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ve Türkiye Bankalar Birliğinin (TBB) düzenlediği Türk Bankacılık Sektöründe Suç Gelirlerinin Aklanması ve Terörün Finansmanı ile Mücadele Çalıştayının açılışında yaptığı konuşmada, 2016 yılında Türkiye'nin bir takım içsel ve dışsal şoklarla karşı karşıya kaldığını, 15 Temmuz darbe girişimin birçok bakımdan ekonomi üzerinde yavaşlatıcı etkilerinin meydana geldiğini kaydetti.

Kamu maliyesi ile ilgili tedbirler alırken bütçe performansında ortaya koydukları temel yaklaşımlardan asla vazgeçmediklerini aktaran Ağbal, bugüne kadar almış oldukları gerek harcama tedbirleri, gerek vergi indirimleri, gerekse işsizlik sigortası fonu üzerinden yapmış oldukları istihdam desteklerinin bütçe açığı üzerindeki etkisinin milli gelirin yaklaşık yüzde 0,74'ü mertebesinde olduğunu belirterek, 'Yani yüzde 1'den daha az bir oranda bir tedbir aldık. Bu, 2017 yılında bütçe açığında meydana getireceği etkinin oranı. Almış olduğumuz tedbirler geçici ve seçici oldu.' dedi.

Ağbal, bu yıl yüzde 0,74 olan oranın 2018'de yüzde 0,38'e, 2019'da ise yüzde 0,30'a düşeceğini dile getirdi.

Kamu maliyesi üzerinden alınan tedbirlerin bütçe açığını kalıcı ve bütçe disiplinini bozacak şekilde bir görünüm arz etmediğini vurgulayan Ağbal, 'Tam tersine çok doğru bir zamanlamayla, seçici bir yaklaşımla yıllar itibarıyla azalan ama etkisi sektörel bazda yaygınlaşan bir görünüm arz ediyor. Bunu özellikle söylemek gerekiyor.' dedi.

Ağbal, konut, mobilya ile beyaz eşyada yaptıkları ve milli gelire göre bakıldığında etkisi yaklaşık yüzde 0,15 civarında olan bir vergi teşvikini sanki bütün kamu maliyesinin disiplinini bozacak bir yaklaşımmış gibi değerlendirmeler yapıldığını gördüğünü vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti:

'Bunlar gerçekten meseleyi çok farklı bir noktada, olduğundan farklı göstermeye dönük. 0,74 olarak ifade ettiğim tedbirlerin sadece 0,15'i ekonominin talep tarafında, yani yurt içi talebi artırmaya dönük tedbirler. Buna karşılık 0,60 dediğim kısım ekonominin doğrudan doğruya üretim, yatırım, ihracat ve finans; yani ekonominin arz tarafında destek veren düzenlemeler oldu. İnşallah görüyoruz, bütün bu uyguladığımız desteklemeler ve teşvik düzenlemeleri etkisini göstermeye başladı. 2016'nın son çeyreğinde ekonomide yavaş yavaş bir çok göstergede bunları görmeye başladık. Özellikle son günlerde açıklanan veriler, tekrar olumlu bir döngüye girdiğimize işaret ediyor.'

-'238 bin 595 işletme, KOSGEB üzerinden kredi imkanına erişti'

Naci Ağbal, dün itibarıyla 203 bin 466 firmanın KGF'den yararlandığını, şu ana kadar oluşturulan kredi hacminin de 146,4 milyar lira olduğunu söyledi.

İşletmelere KOSGEB üzerinden kredi paketi oluşturduklarını da anımsatan Ağbal, orada da dün itibarıyla 238 bin 595 işletmenin KOSGEB üzerinden kredi imkanına eriştiğini, burada da yaklaşık 5,8 milyar liralık bir kredi hacminin oluştuğu bilgisini verdi.

Ağbal, şu anda uyguladıkları ekonomi politikasının kendi içinde iç tutarlılığı olan, bütünleşik ve birbirini destekleyen bir özelliğe sahip olduğunu dile getirdi.

'Para politikası tarafında enflasyon görünümüne bağlı olarak sıkı para politikası uygulamalarına devam edilecek.' diyen Ağbal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Enflasyon görünümünde kalıcı bir düzelme sağlanıncaya kadar para politikası sıkı duruşunu devam ettirecek. Kamu maliyesinde ise şu ana kadar uygulamakta olduğumuz genişlemeci kamu maliyesi zaten sonuçları vermeye başladı. Bu rakamları ve bu gelişmeleri izliyoruz. Burada kamu maliyesi üzerinden üretmiş olduğumuz ilave bütçe imkanı milli gelirin yaklaşık 0,74'ü civarında. Bu sonraki yıllarda da aşağı doğru, yani 3 yıl içerisinde tamamen etkisini ortadan kaldıran, bir görünüme sahip. Onun için gerek para politikasında, gerek kamu maliyesi politikasında ihtiyatlı, rasyonel ve doğru politika çerçevesine devam edeceğiz. Bütçe disiplininden asla vazgeçmeyeceğiz. Ama bir taraftan da maliye politikasının değişen koşullara uygun olarak ekonominin büyümesine destek vermesine önem vereceğiz. Bundan herhangi bir şekilde vazgeçmeyeceğimizi özellikle ifade etmek istiyorum.'

-'Enflasyonun hızlı bir şekilde aşağı gelmesine özel bir destek vereceğiz'

Maliye Bakanı Ağbal, ekonominin gelişmelerine bağlı olarak makro ihtiyati politikalarda da gerekli çerçeveyi koruyacaklarını söyledi.

Kendileri için şu anda birinci önceliğin ekonominin büyüme oranlarının yukarıya gelmesi, istihdamın artması, işsizliğin azalması ve özellikle de enflasyon dinamiklerinde para politikası üzerinden enflasyonun aşağı çekilmesi olduğunu belirten Ağbal, TCMB'nin de zaman zaman işaret ettiğini belirterek, 'Enflasyonla mücadelede para politikası tabiki esas belirleyici politika aracı. Ama onun dışında yapısal reformlar ve özellikle de gıda fiyatları başta olmak üzere ekonomi yönetimi olarak alacağımız kararlarla enflasyonun hızlı bir şekilde aşağı gelmesine özel bir destek vereceğiz.' dedi.

Ağbal, ekonominin büyüme potansiyelini yukarıya gelmesini sağlayacak yasal düzenlemeleri bir bir Bakanlar Kuruluna getireceklerini dile getirdi.

Maliye olarak şu anda üzerinde çalıştıkları bir takım yasal düzenlemeler olduğu bilgisini veren Ağbal, bunlardan birisinin İstanbul Finans Merkezi projesi kapsamında özellikle Türkiye'deki finansal piyasaların daha da liberalleştirilmesi, finansal piyasaların derinleştirilmesi, finansal piyasalar üzerindeki dolaylı vergi maliyetlerinin düşürülmesi ve özellikle yeni kurumsal yatırımcıların finansal piyasalara gelmesini sağlayacak çok kapsamlı bir yasal çalışma yaptıklarını ifade etti.

Ağbal, burada bankalar, finansal kuruluşları, Sermaye Piyasası Kurulu, Hazine ve TCMB ile birlikte bu çalışmayı yürüttüklerini vurgulayarak, şunları anlattı:

'İnşallah mayıs ayı içerisinde Ekonomi Koordinasyon Kurulunda (EKK) bu kanun çalışmasının üzerinden geçtikten sonra hızlı bir şekilde İstanbul Finans Merkezi Kanunu da meclise getirmek istiyoruz. Onun dışında Maliye olarak üzerinde çalıştığımız Gelir Vergisi Kanun Tasarısı var. Burada inşallah yeni bir Gelir Vergisi Kanunu çerçevesi ile çalışmalara devam etmeyi istiyoruz. Yine Katma Değer Vergisi kanunuyla ilgili kapsamlı bir reform çalışmamız var. Buradaki bir çok değişikliği yakında hayata geçirmek istiyoruz. Kamu özel sektör iş birliği modellerine ilişkin bir kanun çalışmamız var. Burada inşallah Hazine Müsteşarlığı ve Kalkınma Bakanlığı ile beraber yürüttüğümüz bir çalışma. İnşallah bu konudaki çalışmaları da yakın bir süreçte sonlandıracağız. Onun için önümüzdeki dönemde ekonomi politikasında büyümeye destek veren bir politikaya devam edeceğiz. Diğer taraftan da orta ve uzun vadede Türkiye ekonomisinin görünümünün daha da iyileşmesini sağlayacak düzenlemeleri arka arkaya yapacağız.'

'Her zaman şunu söyledik; ekonomi politikaları statik değildir, ekonomi politikaları dinamik olmak zorundadır.' diyen Ağbal, bazı çevrelerin ekonomi veya maliye politikasındaki değişimi biraz yadırgamasının aslında genel görünümü kavrayamamalarından kaynaklandığını dile getirdi.

Ağbal, maliye politikasının da, ekonomi politikasının da değişen ihtiyaçlara göre kendisini farklılaştıracağını ve dönüştüreceğini ama mali disiplinden asla vazgeçmeyeceklerini sözlerine ekledi.

(Bitti)
Kaynak: AA