'Bankacılık Tarım Konusunda Daha Aktif Olmalı'
Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Özince: 'Hiç olmayacak imkanlarla gayrimenkul finansmanı yapan bankacılığın, fevkalade olur bir ekonomisi olan tarım konusunda çok daha aktif olmasını diliyorum' 'Tarım sektörünün devlet politikalarıyla daha şeffaf, hesap verebilir, kredilendirilebilir ve menkulleştirilebilir bir yapıya gelmesi lazım'.
Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, 'Hiç olmayacak imkanlarla gayrimenkul finansmanı yapan bankacılığın, fevkalade olur bir ekonomisi olan tarım konusunda çok daha aktif olmasını diliyorum.' dedi.
Özince, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından düzenlenen Tarımsal Finansmanda Sürdürülebilirlik Konferansı'nda yaptığı konuşmada, EBRD ile kuruluşundan itibaren temas içinde olduklarını ifade etti.
EBRD'nin 1 milyar avronun üzerinde krediyi Türkiye'ye TL cinsinden verdiğini vurgulayan Özince, söz konusu kredi tutarının TL cinsinden verilmesinin, kur riskini alması nedeniyle önemli olduğunu dile getirdi.
Özince, bankacılık sektöründe TL cinsinden verilen kredilerde zorluklar bulunduğunu kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'TL kredilerde uzun vadeli finansmanı sağlayamıyoruz. Henüz bunu başarabilmiş değiliz. Hep döviz kredisine ve maalesef tüketen sektörleri finanse etmeye ağırlık verdik. Hâlbuki dünya ve Türkiye ekonomisinin sürdürülebilirliği açısından üreten sektörlerin finansmanı çok önemli. Türkiye'nin mukayeseli üstünlük geliştirebileceği alanlardan ilk birkaç tanesini sayacak olursak turizmden sonra akla tarım gelir. Türkiye'nin tarım konusunda çok büyük bir sorumluluğu var. Çünkü içinde bulunduğumuz coğrafya dünyanın en zengin flora çeşitliliğinden birine sahip. İstanbul'un florası, neredeyse Avrupa'dan daha zengin.'
- 'Tarıma para verirseniz, paranızı geri alırsınız'
Ersin Özince, bankacılık sektörünün tarımla ilgilenmeye başlamasının memnuniyet verici olduğunu aktararak, 'Çocukluğumdan itibaren hobi olarak tarımla ilgilenmiş biri olarak emekli olunca tarımla ilgilenmek istedim. Birçok bankacı bunu yapıyor. Tavsiyem tarımla emekli olmadan ilgilenin.' diye konuştu.
Emekli olduktan sonra kendisine Ziraat Bankası'ndan tarım konusundaki projelerine destek verilebileceği yönünde bir mail geldiğini anlatan Özince, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Ben hobi gibi yapmaya kalktığım için bırakmak zorunda kaldım. Bankada kalınca başlamadım daha doğrusu. 2 sene buğday ektim. Aslında çok iyi bir şey. Çok verimli. Tarıma para verirseniz, paranızı geri alırsınız. 1 ekiyorsunuz, 30-40 veriyor. 40 alabildim mi ben? Hayır. İstanbul gibi güzel bir coğrafyada susuz tarım yaparsan, geleneksel yöntemlerle, yağarsa ürünü yüzde 25 fazla, yağmazsa yüzde 25 eksik alırsın. Bilgi çağında bilgiyi kullanmak lazım.'
Özince, iklimle başlayan sürecin; tarıma, sanayiye ve siyasete uyum sağlayarak daha müreffeh ve mutlu bir dünya oluşturulmasına katkıda bulunabileceğini belirterek, 'Hiç olmayacak imkanlarla gayrimenkul finansmanı yapan bankacılığın, fevkalade olur bir ekonomisi olan tarım konusunda çok daha aktif olmasını diliyorum. Bahsedilen takipteki krediler (NPL) hiçbir şey ifade etmiyor. 2-3 katı olsa ne olur? Sigortası olsun, o tarafı da geliştirelim. İlla sorunlu kredi olmayacak diye bir şey de yok.' yorumunu yaptı.
Türkiye'nin 2008 krizinden bu yana sorunlu kredide iyi bir performans gösterdiğini anımsatan Özince, tarım sektörünün devlet politikalarıyla daha şeffaf, hesap verebilir, kredilendirilebilir ve menkulleştirilebilir bir yapıya gelmesi gerektiğini vurguladı.
Kaynak: AA
Özince, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından düzenlenen Tarımsal Finansmanda Sürdürülebilirlik Konferansı'nda yaptığı konuşmada, EBRD ile kuruluşundan itibaren temas içinde olduklarını ifade etti.
EBRD'nin 1 milyar avronun üzerinde krediyi Türkiye'ye TL cinsinden verdiğini vurgulayan Özince, söz konusu kredi tutarının TL cinsinden verilmesinin, kur riskini alması nedeniyle önemli olduğunu dile getirdi.
Özince, bankacılık sektöründe TL cinsinden verilen kredilerde zorluklar bulunduğunu kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'TL kredilerde uzun vadeli finansmanı sağlayamıyoruz. Henüz bunu başarabilmiş değiliz. Hep döviz kredisine ve maalesef tüketen sektörleri finanse etmeye ağırlık verdik. Hâlbuki dünya ve Türkiye ekonomisinin sürdürülebilirliği açısından üreten sektörlerin finansmanı çok önemli. Türkiye'nin mukayeseli üstünlük geliştirebileceği alanlardan ilk birkaç tanesini sayacak olursak turizmden sonra akla tarım gelir. Türkiye'nin tarım konusunda çok büyük bir sorumluluğu var. Çünkü içinde bulunduğumuz coğrafya dünyanın en zengin flora çeşitliliğinden birine sahip. İstanbul'un florası, neredeyse Avrupa'dan daha zengin.'
- 'Tarıma para verirseniz, paranızı geri alırsınız'
Ersin Özince, bankacılık sektörünün tarımla ilgilenmeye başlamasının memnuniyet verici olduğunu aktararak, 'Çocukluğumdan itibaren hobi olarak tarımla ilgilenmiş biri olarak emekli olunca tarımla ilgilenmek istedim. Birçok bankacı bunu yapıyor. Tavsiyem tarımla emekli olmadan ilgilenin.' diye konuştu.
Emekli olduktan sonra kendisine Ziraat Bankası'ndan tarım konusundaki projelerine destek verilebileceği yönünde bir mail geldiğini anlatan Özince, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Ben hobi gibi yapmaya kalktığım için bırakmak zorunda kaldım. Bankada kalınca başlamadım daha doğrusu. 2 sene buğday ektim. Aslında çok iyi bir şey. Çok verimli. Tarıma para verirseniz, paranızı geri alırsınız. 1 ekiyorsunuz, 30-40 veriyor. 40 alabildim mi ben? Hayır. İstanbul gibi güzel bir coğrafyada susuz tarım yaparsan, geleneksel yöntemlerle, yağarsa ürünü yüzde 25 fazla, yağmazsa yüzde 25 eksik alırsın. Bilgi çağında bilgiyi kullanmak lazım.'
Özince, iklimle başlayan sürecin; tarıma, sanayiye ve siyasete uyum sağlayarak daha müreffeh ve mutlu bir dünya oluşturulmasına katkıda bulunabileceğini belirterek, 'Hiç olmayacak imkanlarla gayrimenkul finansmanı yapan bankacılığın, fevkalade olur bir ekonomisi olan tarım konusunda çok daha aktif olmasını diliyorum. Bahsedilen takipteki krediler (NPL) hiçbir şey ifade etmiyor. 2-3 katı olsa ne olur? Sigortası olsun, o tarafı da geliştirelim. İlla sorunlu kredi olmayacak diye bir şey de yok.' yorumunu yaptı.
Türkiye'nin 2008 krizinden bu yana sorunlu kredide iyi bir performans gösterdiğini anımsatan Özince, tarım sektörünün devlet politikalarıyla daha şeffaf, hesap verebilir, kredilendirilebilir ve menkulleştirilebilir bir yapıya gelmesi gerektiğini vurguladı.