Mahkeme 800 Bin Liralık Tazminatı, 120 Bin Liraya İndirdi
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi, 'Balyoz Planı' davasında 32 ay haksız yere tutuklu kaldığı gerekçesiyle emekli Kurmay Albay Hasan Nurgören'e yerel mahkeme tarafından verilen 800 bin liralık manevi tazminata ilişkin hükmün kaldırılmasına karar verdi Daire, Nurgören'e 120 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi, 'Balyoz Planı' davasında haksız yere tutuklu kaldığı gerekçesiyle emekli Kurmay Albay Hasan Nurgören'e yerel mahkeme tarafından verilen 800 bin liralık manevi tazminata ilişkin hükmü kaldırarak, 120 bin lira tazminata hükmetti.
Nurgören, 7 Nisan 2015 tarihinde beraat ettiği 'Balyoz Planı' davası kapsamında 968 gün haksız yere tutuklu kaldığı gerekçesiyle 136 bin 175 lira maddi, 2 milyon lira da manevi tazminat talebiyle dava açtı.
İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, emekli Kurmay Albay Nurgören'e, haksız yere tutuklu kaldığı süre için 800 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verildi. Mahkeme heyeti, Nurgören'in maddi tazminat talebini ise maddi yönden zarara uğramadığı gerekçesiyle reddetti.
Tarafların, yerel mahkemenin kararına itiraz etmesi üzerine, dava dosyası incelenmek üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderildi.
Dava dosyasını ele alan 19. Ceza Dairesi, incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verdi.
- 'Mağduriyetimin maddi olarak telafi edilmesi mümkün değildir'
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinde görülen duruşmaya, davacı Hasan Nurgören ve avukatı İlkay Sezer katıldı.
Nurgören, beyanında 2011 yılında Erzincan Muhabere Alay Komutanlığında görevliyken tutuklandığını, 32 ay haksız yere tutuklu kaldığını belirterek, 'Ben teğmenlikten itibaren sınıfımın birincisi olarak, kurmay albaylığa kadar çıktım. Bu başarıdan dolayı alay komutanı olarak görevlendirildim. Türk Silahlı Kuvvetlerinde alay komutanı olarak görev yapanların yüzde yüze yakını, generalliğe terfi eder. 2009 yılında sancak görevi teslim aldım ancak şeref ve onurumla teslim edemeden tutuklandım.' dedi.
Ailece bu konuda mağdur olduklarını kaydeden Nurgören, 'Devreyle birlikte erken terfim vardı. Eğer bu kumpas olmasaydı 2011 şurasında generalliğe terfi edecektim. Mağduriyetimin maddi olarak telafi edilmesi mümkün değildir. Ben mağdur olduktan sonra tekrar göreve döndüm. 2 yıl çalıştım ancak aradan süre de geçtiği için rütbe ve makam olarak bu mağduriyetlerin giderilemeyeceğini anladım. Sonra emekli oldum. Bu yüzden maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep ederim.' diye konuştu.
Müvekkilini 17 yaşından beri tanıdığını söyleyen avukat İlkay Sezer ise 'Kendisi onuru, haysiyeti ve şerefi için orduda görev yapmış. Çok başarılı olduğu için malum kumpaslar sonucu, uydurma delillerle tutuklanmıştır. Şayet tutuklanmasaydı şu an tümgenerallik rütbesinde olacaktı.' ifadelerini kullandı.
- Yerel mahkemenin kararı kaldırıldı
Davayı karara bağlayan Hasan Dicle başkanlığındaki 19. Ceza Dairesi, İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği tazminat kararının kaldırılmasına karar verdi.
Davacı Nurgören'in maddi tazminat talebinin, maddi yönden zarara uğramadığı gerekçesiyle reddine karar veren Daire, manevi tazminat talebini de kısmen kabul etti.
Daire, davacının üzerine atılı suçun niteliği, tutuklulukta geçirdiği süre, şahsi ve sosyal statüsü, ekonomik durumu, tutuklu kaldığı süre içinde çektiği acı, üzüntü, yargılandığı davanın delillerinin sahtecilik sonucu hazırlanmış olması gibi gerekçelerle sebepsiz zenginleşmeye neden olmamak üzere, 120 bin lira manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren yasal faiziyle davacıya ödenmesine hükmetti.
Daire, kararı Yargıtay yolu açık olmak üzere oy birliğiyle aldı.
Kaynak: AA
Nurgören, 7 Nisan 2015 tarihinde beraat ettiği 'Balyoz Planı' davası kapsamında 968 gün haksız yere tutuklu kaldığı gerekçesiyle 136 bin 175 lira maddi, 2 milyon lira da manevi tazminat talebiyle dava açtı.
İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, emekli Kurmay Albay Nurgören'e, haksız yere tutuklu kaldığı süre için 800 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verildi. Mahkeme heyeti, Nurgören'in maddi tazminat talebini ise maddi yönden zarara uğramadığı gerekçesiyle reddetti.
Tarafların, yerel mahkemenin kararına itiraz etmesi üzerine, dava dosyası incelenmek üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderildi.
Dava dosyasını ele alan 19. Ceza Dairesi, incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verdi.
- 'Mağduriyetimin maddi olarak telafi edilmesi mümkün değildir'
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinde görülen duruşmaya, davacı Hasan Nurgören ve avukatı İlkay Sezer katıldı.
Nurgören, beyanında 2011 yılında Erzincan Muhabere Alay Komutanlığında görevliyken tutuklandığını, 32 ay haksız yere tutuklu kaldığını belirterek, 'Ben teğmenlikten itibaren sınıfımın birincisi olarak, kurmay albaylığa kadar çıktım. Bu başarıdan dolayı alay komutanı olarak görevlendirildim. Türk Silahlı Kuvvetlerinde alay komutanı olarak görev yapanların yüzde yüze yakını, generalliğe terfi eder. 2009 yılında sancak görevi teslim aldım ancak şeref ve onurumla teslim edemeden tutuklandım.' dedi.
Ailece bu konuda mağdur olduklarını kaydeden Nurgören, 'Devreyle birlikte erken terfim vardı. Eğer bu kumpas olmasaydı 2011 şurasında generalliğe terfi edecektim. Mağduriyetimin maddi olarak telafi edilmesi mümkün değildir. Ben mağdur olduktan sonra tekrar göreve döndüm. 2 yıl çalıştım ancak aradan süre de geçtiği için rütbe ve makam olarak bu mağduriyetlerin giderilemeyeceğini anladım. Sonra emekli oldum. Bu yüzden maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep ederim.' diye konuştu.
Müvekkilini 17 yaşından beri tanıdığını söyleyen avukat İlkay Sezer ise 'Kendisi onuru, haysiyeti ve şerefi için orduda görev yapmış. Çok başarılı olduğu için malum kumpaslar sonucu, uydurma delillerle tutuklanmıştır. Şayet tutuklanmasaydı şu an tümgenerallik rütbesinde olacaktı.' ifadelerini kullandı.
- Yerel mahkemenin kararı kaldırıldı
Davayı karara bağlayan Hasan Dicle başkanlığındaki 19. Ceza Dairesi, İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği tazminat kararının kaldırılmasına karar verdi.
Davacı Nurgören'in maddi tazminat talebinin, maddi yönden zarara uğramadığı gerekçesiyle reddine karar veren Daire, manevi tazminat talebini de kısmen kabul etti.
Daire, davacının üzerine atılı suçun niteliği, tutuklulukta geçirdiği süre, şahsi ve sosyal statüsü, ekonomik durumu, tutuklu kaldığı süre içinde çektiği acı, üzüntü, yargılandığı davanın delillerinin sahtecilik sonucu hazırlanmış olması gibi gerekçelerle sebepsiz zenginleşmeye neden olmamak üzere, 120 bin lira manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren yasal faiziyle davacıya ödenmesine hükmetti.
Daire, kararı Yargıtay yolu açık olmak üzere oy birliğiyle aldı.