'KTO Seçiminde FETÖ Desteği' İddiaları İddianamede
Kayseri'de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında haklarında dava açılan, aralarında eski AK Parti İl Başkanı Ömer Dengiz ve KTO Başkanı Mahmut Hiçyılmaz'ın da bulunduğu 17'si tutuklu 71 sanıklı iddianamenin detayları ortaya çıktı Toplam 316 sayfa ve 22 klasör ekten oluşan iddianamede, sanıkların, 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme ve Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet' suçlarından cezalandırılmaları istendi İddianamede, KTO Başkanı Hiçyılmaz'ın oda seçimlerini FETÖ üyelerinin desteğiyle kazandığı ve Boydak Holding eski yöneticilerinin örgüt üyesi iş adamlarına himmet karşılığı çeşitli ülkelerin fahri konsolosluklarının verilmesini sağladıkları bilgisi yer aldı 'Ali Dağ' rumuzlu gizli tanık: 'Boydak grubunun geçen dönem içerisinde fahri konsolosluklar aldığını, bu konsolosluk unvanlarını cemaatin tekelinde kullandıklarını, kim daha fazla yardım ederse, kim daha fazla para verirse bu konsolosluk unvanlarının verildiğini biliyorum'.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 316 sayfa ve 22 klasör ekten oluşan iddianamenin detayları ortaya çıktı.
İddianamenin birinci bölümünde, Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığınca düzenlenen rapor doğrultusunda silahlı terör örgütünün kuruluşu, yapısı, işleyişi, amacı ile yurt içi ve dışındaki faaliyetleriyle ilgili bilgiler aktarıldı. Örgütün hiyerarşik yapısı hakkında bilgiler paylaşılan iddianamede, şifreli haberleşme programı ByLock, Bank Asya ve örgüt mensuplarından ele geçirilen 1 ABD doları kağıt paraların FETÖ üyeleri açısından ifade ettiği anlama ilişkin bilgiler verildi.
Özellikle 1990'lı yılların başından itibaren yurt dışına da açılmaya başlayan yapının, zaman içinde hayatın doğal akışına aykırı şekilde dünya genelinde 160 ülkede faaliyet gösterir hale geldiği belirtilen iddianamede, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimi sürecinde gerçekleştirdiği eylemler bütün olarak değerlendirildiğinde FETÖ'nün korkutucu güce sahip olduğunun ortaya çıktığı kaydedildi.
FETÖ üyelerinin özellikle 17-25 Aralık 2013 tarihinden sonra gizliliğe aşırı derecede riayet ettikleri, deşifre olmamak için tedbirler almaya başladıkları, örgüt görüşmelerinin Line, WhatsApp, Viber, Hi, Cacao, Talk, Coverme gibi programlar üzerinden yapıldığı ancak bu programların güvenlik zafiyeti nedeniyle kullanılmasından vazgeçildiği vurgulanan iddianamede, firari FETÖ elebaşı Fetullah Gülen tarafından örgüt üyelerine 'Tüm üyeler ByLock programı üzerinden görüşme yapsın. Normal telefonla görüşme yapanlar, hizmete ihanet etmiş olur.' şeklinde talimat gönderdiğine dikkati çekildi.
İddianamenin ikinci bölümünde ise şüphelilerin örgütsel bağlantıları ve eylemleri tek tek açıklandı.
- 'Emrivaki himmet toplanırdı'
Kayseri Emniyet Müdürlüğüne 26 Temmuz 2016'da elektronik postayla 'Ben çok vicdan azabı çekiyorum. Masum insanları öldüren Fetullah Gülen cemaatine hizmet ettim. Bunlar için para toplanmasına yardım ettim. Kendilerinden para topladığım ve cemaate bağlı olduğunu bildiğim arkadaşlarımın ve esnafın hepsinin ismini vereceğim, inşallah onlarda pişman olur ve bildiklerini anlatırlar.' şeklinde ihbarda bulunulduğu anımsatılan iddianamede, FETÖ ile ilgili daha önceden yürütülen soruşturmalarda ismi geçen çok sayıdaki zanlının yanı sıra ihbar mailinde bu iddianamede sanık olan Abdullah Eraslan, Abdurrahman Haskaraman, Ahmet Köseoğlu, Osman Köseoğlu, Ali Ezinç, Erhan Topçuhasanoğlu, Ersin Kıranartlıoğlu, Fatih Somyurek, Mehmet Akif Ulubaş, Nureddin Okandan, Mahmut Hiçyılmaz, Mehmet Doğançay, Seyit Sevgin, Hacı Ali Küçükşahin, Mustafa Salın, Memiş Alemdar, Ahmet Özyıldırım ve Mesut Haskahveci'nin isimlerinin zikredildiği bildirildi.
İddianamede, 10 Ağustos 2016'da '155 Polis İmdat' hattını arayan bir kişinin ise 'Ticaret Odası Başkanının 15 Temmuz öncesi Sayın Cumhurbaşkanımıza hakaretleri olmuştu. Duyduğum kadarıyla şu an gözaltına alınmış ama meydanda 'Başkomutanımızın emrindeyiz' diye pankartı duruyor. Bu insanlar hain, insanlarla dalga geçiyorlar. Bu pankartın kaldırılmasını istiyorum.' diyerek ihbarda bulunduğu aktarıldı.
'Ali Dağ' rumuzlu gizli bir tanığın ifadesinin de yer aldığı iddianamede, bu tanığın 1993 yılında Fetullah Gülen cemaati ile tanıştığı ve KHK ile kapatılan Kayseri Genç Sanayici ve İş Adamları Derneğine (GESİAD) üye olduğu bilgisini verdiği belirtildi.
İddianamede yer alan bilgilere göre, yaklaşık 7-8 yıl sonra da yeni yönetimle yaşadığı sorunlar nedeniyle istifa ettiğini aktaran gizli tanık, şöyle devam etti:
'Buraya girmemdeki amaç, iyi niyetli olarak, Allah rızası için, vatanını, milletini seven, kalbinde iman korkusu olan güzel insanların yetişmesi ve iş başına gelmesiydi. Bizim oturmalarımızda o dönemki Kayseri sorumlusu Mehmet Kocatürk hoca, Memduh Boydak, Mustafa Boydak, Halit Gazezoğlu, Mehmet Yayla, Mehmet Yıldız, Musa Birdal, Mehmet Çetin, Ömer Dengiz, Fatih Somyürek, Mehmet Şevki Kulkuloğlu (eski CHP milletvekili) gibi isimler vardı. Eşim de benim yönlendirmem doğrultusunda bayanlar mütevellisinde yer almıştır. Gruba bağlı olarak değişik ülkelerde okul ziyaretleri ve okul için yer temini gibi çalışmalarım olmuştur. Her derneğin olduğu gibi GESİAD'ın da yıllık topladığı aidatlar vardı. Ayrıca mütevelli heyetlerinde burs, kurban, himmet gibi bağışlar toplanıyordu. GESİAD'da bu işleri kolaylaştıran ve toplayan bir dernek haline gelmişti. Mütevelli heyetinde yer alan kişilerden GESİAD üyeleri ve yöneticileri seçiliyordu. Mütevelli heyeti toplantıları evlerde olurdu. Her bir üyenin evinde sırasıyla toplanılırdı. Bu toplantılarda yapılan hizmetlerden bahsedilir, okullardan söz edilir, hocaefendinin yazmış olduğu kitaplardan birkaç sayfa okunur, toplanılacak himmet konusunda karar alınırdı. Fiili taksim yapılırdı. Örneğin emrivaki şeklinde 'sana 10 tane kurbanlık yazdık' şeklinde himmet alınırdı.'
- 'Makbuz istemek saygısızlık olarak adlandırılıyordu'
Gizli tanık, 17-25 Aralık soruşturmasına kadar cemaatle yakınlığının sürdüğüne işaret ederek, şunları anlattı:
'Fakat bu soruşturmayla işin gerçek yüzünü anlamam üzerine bağlantımı kestim. Daha doğrusu bu bağlantı 2006 yılından itibaren yavaş yavaş kesilmeye başlamıştı. 17 Aralık itibarıyla gerçek yüzlerini gördük. Bizden kurban alınırdı fakat bu kurbanların kesilip kesilmediğini bilmiyorum. Alınan bağış ve kurbanlar için kesinlikle makbuz verilmiyordu. Makbuz istemek saygısızlık olarak adlandırılıyordu. Boydak grubu cemaatin en güçlü ve en önemli ayağını oluşturuyordu. Tam bir bilgiye sahip olmamakla birlikte ticari bir birlikteliğin olduğunu düşünüyorum. Organize Sanayi Bölgesinin büyük bir kısmı fasoncu olarak Boydak grubuna çalışmaktadır. Bu olaylardan sonra Memduh Boydak'ın kendisine mal üreten tedarikçi firmalara 'Tarafınızı seçin.' şeklinde üstü kapalı baskı yaptığını duydum.'
Sözde il imamı ile diğer bağlı imamların kendi içlerindeki atama usulüyle kente geldiklerini dile getiren gizli tanık, 'İl imamının kaldığı, kendisine has bir evi vardır. Diğer bağlı imamların evi olup olmadığını bilmiyorum. İl imamının masrafları cemaat tarafından karşılanır. Bunların maaş sistemiyle çalıştıklarını, cemaate bağlı eğitim kurumları ve şirketlerde sigortalı olarak gösterildiklerini biliyorum.' ifadelerini kullandı.
Gizli tanık, Mehmet Yıldız'ın cemaatin önemli isimlerinden biri olduğunu ve Boydak ailesiyle arasının çok iyi olduğunu vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
'Bu kişi Nüans Turizm Kayseri Şubesinin sahibidir. Bu turizm şirketinin cemaate ait olduğu bilinmektedir. Mütevelli heyeti içerisinde yer alır. Mehmet Yıldız cemaatin bütün konularıyla ilgilenir. İl imamının yardımcısı konumundadır. İl imamını yönlendirecek kadar da gücü vardır. Yıllardır yapılan toplantılarda, 'subaylık, astsubaylık, polislik, öğretmenlik, hakim-savcılık gibi kritik mesleklere yönlendirme yapalım, bu görevlere bizden insanlar gelsin' şeklinde yönlendirme ve konuşmalar yapılırdı. Fakat sınav sorularının verilmesi olayıyla ilgili bir bilgim yoktur. Ticaret Odasını, Sanayi Odasını, belli bazı sivil toplum örgütlerini ele geçirmek amacıyla çalışmalar da olmuştur. Şu an sanayi ve ticaret odaları cemaatin güdümünde olan yerlerdir.'
- Himmet karşılığı fahri konsolosluk
'Boydak grubunun geçen dönem içerisinde fahri konsolosluklar aldığını, bu konsolosluk unvanlarını cemaatin tekelinde kullandıklarını, kim daha fazla yardım ederse, kim daha fazla para verirse bu konsolosluk unvanlarının verildiğini bildiğini' paylaşan gizli tanık, 'Bir dönem paraların Necmi Somtaş, bir dönem Halit Gazezoğlu, bir dönem Hamit Kıranatlıoğlu, bir dönem de Boydaklar da toplandığını duydum. Fakat bu konuyla ilgili olarak kesinlikle bilgi verilmez. Bu işler hep gizli saklı yürür. Bağışta bulunmayan kişilere karşı gerek vergi denetmenleri, gerek emniyet gerekse adliye tarafından baskı yapıldığını duydum, fakat birebir mağdur durumda olan bir kişiyi görmedim, duymadım.' şeklindeki ifadeleri kaydetti.
Diğer gizli tanıklar 'Yeşilırmak' ve 'Seramik' ile Hüseyin Cindoruk, Ersin Kıranatlıoğlu, Ekrem Horozoğlu, Mustafa Salın ve, Osman Köseoğlu da KTO Başkanı Mahmut Hiçyılmaz'ın oda seçimlerini örgütün desteğiyle kazandığını öne sürdü.
Mehmet Cingil de ifadesinde, 2013'teki KTO seçimlerinde örgütten aldıkları talimatla Mahmut Hiçyılmaz'ı desteklediklerini, Mesut Haskahveci ve Halit Suvar ile üyelerden oy istediklerini, Mesut Haskahveci'nin örgütü temsilen yönetime seçildiğini kaydetti.
Bilgi sahibi olarak ifade veren Ömer Faruk Berk de ise 'Mahmut Hiçyılmaz Ticaret Odası başkanıdır. Yılmaz Sac Profilin sahibidir. İleri derecede FETÖ'cüdür. Ticaret Odası seçimini FETÖ'cülerin yardımı ile kazandı, halen bu örgüt faaliyetlerinde bulunur.' ifadelerini kullandı.
Şüpheliler arasında yer alan ve FETÖ'nün il yapılanmasında imam olarak görev aldığı belirlenen Bilal Karakuş da oturmalarda Fetullah Gülen'in kitaplarının okunduğunu daha sonra da iş ve para konularının gündeme geldiğini aktardı.
Karakuş, eski AK Parti İl Başkanı Ömer Dengiz, Halit Gazezoğlu, Avni Cıngıllıoğlu, Memduh Boydak gibi esnafın yanı sıra isimlerini hatırlayamadığı Organize Sanayi Bölgesindeki bir çok esnafla bu toplantılarda bir araya geldiklerini anlattı.
Bilgi sahibi Ömer Faruk Çarşıbaşı ise 11 üyesi bulunan KTO yönetiminde Mustafa Koyuncu, İsmail Tuna, Mesut Haskahveci ve milletvekili seçimleri için istifasını veren Ferhat Akmermer'in yerine geçen Hüseyin Cindoruk'un FETÖ tarafından yönlendirilen kişiler olduğunu iddia etti.
- Örgütün KTO'da etkin olmasını sağlamış
Bilgi Sahibi Serkan Önder Dinç de ifadesinde, şunları kaydetti:
'Yapıyla 2005-2006 yıllarında Ekrem Horozoğlu'nun davetiyle tanıştırıldım. Birkaç kere Ekrem Horozoğlu'nun evinde oturmaya katıldım. Daha sonra başka evlerde oturmalara katıldım. Benim de bulunduğum oturma grubunda Mustafa Beyoğlu, Erkan Ekinci, Ömer Karamuk, Fatih Özdemir, Mahmut Alak, Ali Koç vardı. Oturmalarımıza imam olarak gelenler Yunus Serin ve Oğuz Umucu isimli şahıslardı. Bu oturmalara da kısa bir süre sohbet ettikten sonra, ismini verdiğim Oğuz Umucu, Mahmut Alak ve Ekrem Horozoğlu isimli şahıslar, kurban, burs, himmet, yapılan okullara yardım adı altında para toplarlardı, gazete, dergi gibi kendilerine ait olan yazılı basına üye olmamızı telkin ederlerdi. Ben de bu anlamda bir miktar yardımda bulundum. Yaptığım yardımlar karşılığında bana herhangi bir belge vermediler. Bildiğim kadarıyla yapılan bu yardımlar Mehmet Fındık isimli şahısta toplanıyordu. Mehmet Fındık'ın her üç ayda bir Amerika'ya Fetullah Gülen'in yanına gittiği söylenirdi. 2009 yılının sonlarından günümüze kadar ben bu oturmalara katılmadım. Sebebi ise 2008 Ticaret Odası seçiminde, oyumu GESİAD'ın belirlediği adaya vermem gerektiğini söylemeleri oldu. O dönemde Hasan Ali Kilci benim mükellefimdi. Kendisi de adaydı. Benden mükelleflerimi arayıp, Mahmut Hiçyılmaz'a oy istemem konusunda talepte bulundular. Ancak bana bunu kimin söylediğini şu an hatırlamıyorum. Maneviyatımı geliştirmek için katıldığım bu oturma grubunun, siyasete bulaştığını ve devlet içinde devlet yapılanmalarını görmem nedeni ile 2009 yılından bu tarafa oturmalara gitmedim.'
Bilgi sahibi İlker Horoz da 2013 yılındaki seçime kadar KTO'nun temizlik işlerini kendisine ait firmanın yaptığını, Mahmut Hiçyılmaz'ın seçimi kazanmasının ardından şirketlerinin sözleşmesinin fesih edilerek FETÖ ile bağlantısı bulunan Nezahat Şirketine ihalesiz olarak verildiğini bildirdi.
Şikayetçi Cihangir Tekcan ise verdiği dilekçede Mahmut Hiçyılmaz'ın paralel devlet yapılanmasının kumpası ile KTO başkanlığına seçildiğini, örgüte finans sağlayan Mehmet Filiz, İsmail Tuna gibi finansörleri KTO'da konuşlandırıp FETÖ'nün mali yapısının oluşmasına, idare ettirilmesine ve büyümesine büyük katkı sağladığını ifade etti.
İddianamede, 'Şüpheli Mahmut Hiçyılmaz'ın FETÖ/PDY içerisinde aktif yer aldığı, örgüt üyeleriyle irtibatlı olduğu, örgütün mütevelli toplantılarına katıldığı, FETÖ ile irtibatı tespit edilen GESİAD'ın üyesi bulunduğu, 2013'teki KTO seçimlerinde başkan seçilmesi için örgüt tarafından desteklendiği, örgüt üyeleri Mehmet Filiz, Fatih Alpaslan, Hüseyin Cindoruk, Mesut Haskahveci ve Bahri Coşkun'un odada görevlendirilerek örgütün KTO'da etkin olmasının sağlandığı, örgüte düzenli maddi destek sağladığı, örgüte burs, himmet, kurban adı altında para topladığı, bu şekilde çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk gösteren eylemleriyle silahlı terör örgütü üyesi olduğu anlaşılmıştır.' değerlendirmesinde bulunuldu.
İddianamenin sanıklarından KTO Başkanı Mahmut Hiçyılmaz ile eski AK Parti il Başkanı Ömer Dengiz gözaltına alınmış, daha sonra adli kontrol şartıyla tahliye edilmişlerdi.