'Cumhurbaşkanlığı Sistemi, İç Ve Dış Yansımaları' Paneli
Türkiye Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanlığına Prof. Dr. Akgün:'Anayasal sistem içinde tartışılan, demokrasinin nasıl düzenlenmesi gerektiği konusunda, yasama, yürütme ve yargı erklerinin kendi içinde yeniden düzenlenmesini öngören kuralların değiştirilmesidir. Buna da cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi diyoruz'
Türkiye Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, 'Anayasal sistem içinde tartışılan, demokrasinin nasıl düzenlenmesi gerektiği konusunda, yasama, yürütme ve yargı erklerinin kendi içinde yeniden düzenlenmesini öngören kuralların değiştirilmesidir. Buna da cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi diyoruz.' dedi.
Akgün, Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlenen 'Cumhurbaşkanlığı Sistemi, İç ve Dış Yansımaları' panelinde, anayasa tartışmalarının 16 Nisan'daki halk oylamasının ardından da devam edeceğini söyledi.
Anayasanın birliktelik içinde yapılabilecek siyasi ortamın bulunmadığına işaret eden Akgün, 2011 seçimlerinin ardından TBMM'de Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulduğunu anımsattı.
Toplumun tüm kesimlerinden bu komisyona ciddi katkı sağlandığını vurgulayan Akgün, 'Bir türlü uzlaşma çıkmadı. Bazı maddeler üzerinde mutabakat sağlandığı söylendi. 1 Kasım 2015 seçiminden sonra bu komisyon yeniden kuruldu. 'Kaldığımız yerden devam edelim' denildi. Sosyal ve siyasi bir zemini var. Yeni bir anayasa ihtiyaç var. Sivil, demokratik anayasa ihtiyaç var, bu bir toplumsal ve siyasal talep.' diye konuştu.
Akgün, yeni anayasa çalışmaları sırasında yönetim sistemi üzerindeki görüş farklılıklarının ortaya çıktığını belirterek, CHP'nin komisyondan çekildiğini ve çalışmaların tıkandığını dile getirdi.
AK Parti ve MHP'nin uzlaştığı anayasa değişikliği maddelerinin Meclisten geçtiğini, bu değişikliğin halk oylamasına götürüldüğünü anımsatan Akgün, 16 Nisan'da kimsenin rejim değişikliğini tartışmadığını; yasama, yürütme ve yargının kendi arasında yeniden düzenleneceğini söyledi.
Akgün, cumhuriyetin 1923'ten bugüne kadar toplumun tamamınca kabul gördüğünü ifade ederek, şöyle konuştu:
'Türkiye'de kimse rejim tartışması yapmıyor. Halka sorsanız herhalde yüzde 99'u cumhuriyet rejimi konusunda bir mutabakat vardır. Bu bizim belkide üzerinde uzlaştığımız en önemli konsorsiyumlardan biridir. Rejimi tartışmıyorum. Temel hak ve özgürlükler de olduğu gibi duruyor. Anayasal sistem içinde tartışılan demokrasinin nasıl düzenlenmesi gerektiği konusunda, yasama, yürütme ve yargı erklerinin kendi içinde yeniden düzenlenmesini öngören kuralların değiştirilmesidir. Buna da cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi diyoruz. 'Demokrasi mi olsun monarşi mi olsun', tartıştığımız bu değil. Dünyadaki klasik örneklerine baktığınız zaman yasama, yürütme ve yargını kendi arasındaki ilişkisine bağlı olarak 3 ideal tipini görüyoruz. Bunlar, ABD'deki başkanlık sistemi, Fransa'daki yarı başkanlık, İngiltere'deki parlamenter sistem.'
Kaynak: AA
Akgün, Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlenen 'Cumhurbaşkanlığı Sistemi, İç ve Dış Yansımaları' panelinde, anayasa tartışmalarının 16 Nisan'daki halk oylamasının ardından da devam edeceğini söyledi.
Anayasanın birliktelik içinde yapılabilecek siyasi ortamın bulunmadığına işaret eden Akgün, 2011 seçimlerinin ardından TBMM'de Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulduğunu anımsattı.
Toplumun tüm kesimlerinden bu komisyona ciddi katkı sağlandığını vurgulayan Akgün, 'Bir türlü uzlaşma çıkmadı. Bazı maddeler üzerinde mutabakat sağlandığı söylendi. 1 Kasım 2015 seçiminden sonra bu komisyon yeniden kuruldu. 'Kaldığımız yerden devam edelim' denildi. Sosyal ve siyasi bir zemini var. Yeni bir anayasa ihtiyaç var. Sivil, demokratik anayasa ihtiyaç var, bu bir toplumsal ve siyasal talep.' diye konuştu.
Akgün, yeni anayasa çalışmaları sırasında yönetim sistemi üzerindeki görüş farklılıklarının ortaya çıktığını belirterek, CHP'nin komisyondan çekildiğini ve çalışmaların tıkandığını dile getirdi.
AK Parti ve MHP'nin uzlaştığı anayasa değişikliği maddelerinin Meclisten geçtiğini, bu değişikliğin halk oylamasına götürüldüğünü anımsatan Akgün, 16 Nisan'da kimsenin rejim değişikliğini tartışmadığını; yasama, yürütme ve yargının kendi arasında yeniden düzenleneceğini söyledi.
Akgün, cumhuriyetin 1923'ten bugüne kadar toplumun tamamınca kabul gördüğünü ifade ederek, şöyle konuştu:
'Türkiye'de kimse rejim tartışması yapmıyor. Halka sorsanız herhalde yüzde 99'u cumhuriyet rejimi konusunda bir mutabakat vardır. Bu bizim belkide üzerinde uzlaştığımız en önemli konsorsiyumlardan biridir. Rejimi tartışmıyorum. Temel hak ve özgürlükler de olduğu gibi duruyor. Anayasal sistem içinde tartışılan demokrasinin nasıl düzenlenmesi gerektiği konusunda, yasama, yürütme ve yargı erklerinin kendi içinde yeniden düzenlenmesini öngören kuralların değiştirilmesidir. Buna da cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi diyoruz. 'Demokrasi mi olsun monarşi mi olsun', tartıştığımız bu değil. Dünyadaki klasik örneklerine baktığınız zaman yasama, yürütme ve yargını kendi arasındaki ilişkisine bağlı olarak 3 ideal tipini görüyoruz. Bunlar, ABD'deki başkanlık sistemi, Fransa'daki yarı başkanlık, İngiltere'deki parlamenter sistem.'