Başbakan Yıldırım Açıklaması 'Seçim Barajının Düşmesi Gerek'
Başbakan Binali Yıldırım, yüzde 10 olan seçim barajının düşmesi gerektiğine işaret ederek, “Oran ne olur, onu oturup konuşmak lazım, diğer partilerle de konuşmak lazım. Düşmesi gerektiğini ifade ediyorum ama oranın ne olması gerektiğini diğer partilerle konuşarak bunu halledeceğiz. Ne zaman? Halk oylamasından sonra” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, NTV ve Star TV ortak yayınında Oğuz Haksever’in gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin bilgi veren Yıldırım, “Biz, bütün bu var olan sistemlerin olumsuzluklarını da dikkate alarak, sıkıntı yaşamayacak tarzda iyileştirme yapıyoruz. Seçimi yaptık, Meclis. Meclise de yetki verdik. Meclis seçim yenileme kararı alabilir, Cumhurbaşkanı da alabilir. Bu ne demektir? İkisinin elinde de silah var. Meclis diyor ki, kardeşim bak kendine gel, yanlış yoldasın. Seçim kararı alacağım diyor. Seçim kararı aldığı zaman Cumhurbaşkanı da seçime götürüyor, biri diğerini seçime götürüyor. Bu sefer Cumhurbaşkanının da aynı yetkisi var. Seçim tehdidini gösterdiği zaman Meclis’i de seçime götüreceği için bu sefer ne oluyor? Seçilmiş gelmişler, bir yıl geçmiş. Seçime gidecek ikisi de. Bu kararı kolay alabilirler mi? Uzlaşmak mecburiyetinde kalıyorlar. Bu sistem, sorunları çözmek için uzlaşmayı beraberinde getiriyor. Bu bize has, yerli ve milli bir modeldir. Bunu deneyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Yürütmenin tamamen milletten oluru alacağını belirten Yıldırım, “Diğer yandan da Melis’te kanun yapıyor. Ülkenin ihtiyacı olan. Tarım sektörü, sanatçının, yaşlıların ihtiyacı var. Bunları Meclis çıkarıyor. Bununla da sınırlı değil. Aynı zamanda vatandaş milletvekillerini seçerken, Meclis oluştururken seçtiğim Cumhurbaşkanı ve onun hükümetini de denetle diyor, ben her 5 yılda bir değiştireceğim ama sen bu arada bak doğru iş yapıyorlar mı? Denetleme görevini nasıl veriyor? Meclis araştırması var, yazılı soru sorma var, genel görüşme var. Herhangi bir nedenle suçlama varsa, onu soruşturup yargılama yolları var” diye konuştu.
"Usain Bolt gibi gidiyor yalanlar”
Yüce Divan’a ilişkin soru üzerine Yıldırım, “Mevcut sistemde yüzde 75, 413 milletvekili. Yeni sistemde de üçte iki, 367. Burada sadece vatana ihanetten tek bir suçlama var ve sayı 413. Her şeyden suçlayabilirsin, sayı 367. Geçerse, mevcuda göre 450. Yeni sisteme göre 400. Hangisi daha emniyetli? Biz, bunların hangi yanlışını düzelteceğiz, biz baş edemeyiz ki. Arkasından yetişemiyoruz. Usain Bolt gibi gidiyor yalanlar. Bizim işimize bakmamız lazım” dedi.
Partili Cumhurbaşkanlığı konusuna getirilen eleştiriler
Partili Cumhurbaşkanlığı konusundaki eleştirilere cevap veren Yıldırım, “Kılıçdaroğlu yarın bu sistemde devam etseydi, Başbakan olsaydı, partisinden ayrılacak mıydı? Partisini bırakacak mıydı? Böyle bir şey yok. Partisini değiştirmek mümkün değil. İnsanın özleştiği bir şeydir, partisini değiştiremezsin. Bunlar iki şeyi birbirine karıştırıyor, partili olabilirsin ama görevini yaparken partizanlık yapmayacaksın, sana oy veren vermeyen herkese hizmet edeceksin ki bir dahaki sefere sana oy verenlerin sayısı artsın. Eğer bir daha seçilmek istiyorsan. Partizanlık yaparsan, adaletsizlik yaparsın bir dahaki seçimde onu da bulamazsın. Görevde tarafsızlık esastır. Yoksa parti zaten aday gösteriyor. Bu iddia, bu gerekçe her türlü bilimsellikten, gerçekten yoksundur. Tamamen kafa karıştırmaya yönelik. Ben şimdi Başbakanım, partim yok mu? Biz, 80 milyonun her birinin her şeyinden sorumlu hissediyoruz kendimizi” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanının partisi ile ilişkilendirilebileceğini anlatan Yıldırım, “Yeni sistem. 2019’da yapılacak Meclis seçimiyle, Cumhurbaşkanlığı seçimi birleştirilecek, oradan çıkan sonuca göre yeni sistem devreye girecek, o vakite kadar da hazırlıklar yapılacak. Bir sürü kanun değişecek. Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanununun da yeni sistemden sonra mutlaka değişmesi lazım. Anamuhalefet partisi diye bir şey olmuyor, partiler oluyor. Dolayısıyla ne olacak? Seçim barajı dahil. Seçim sistemi, bölgesi dahil, siyasi Partiler Kanunu dahil bütün bu konular konuşulacak ve burada iyileştirmeler yapılacak ama bunu da müşterek yapacağız. Bütün partilerle, tercih edilen odur ki anlaşarak, herkesle anlaşarak yapalım” dedi.
Seçim barajının düşürülmesine ilişkin açıklamada bulanan Yıldırım, “Bu teklifler gelir, bunlar görüşülür. Bir kere yeni anayasa değişikliğinde yüzde 50’nin altında iktidar olmayacağı için, yani yönetimde istikrar, temsilde adalet diye bir gerekçe yok. Ortadan kalkıyor. Hem yönetimde istikrar geliyor hem de temsilde adalet geliyor. Oran ne olur, onu oturup konuşmak lazım, diğer partilerle de konuşmak lazım. Düşmesi gerektiğini ifade ediyorum ama oranın ne olması gerektiğini diğer partilerle konuşarak bunu halledeceğiz. Ne zaman? Halk oylamasından sonra” dedi.
“Cumhurbaşkanımızın hemen partimize katılması çok iyi olur”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti’ye kayıt olması konusunda memnuniyet duyacaklarına işaret eden Yıldırım, “Cumhurbaşkanımızın takdiridir. Biz, çok memnun oluruz. Hemen partimize katılması, partimize gelmesi çok iyi olur. Bize güç katar. Kongre sürecini biz bu sene başlatıyoruz. Önce ilçelerden başlıyor il kongreleri, 2018’de de bizim kongremiz var, olağan kongremiz. Bu süreçte bütün alt kademelerde kongremizi tamamlayacağız. Olağan kongremizi genel başkanın seçileceği, 2018’de yapmış olacağız. (Erdoğan’ın partiye kayıt olması konusu) Biz hemen teklif götürürüz zaten. Bizim aramızda genel başkan üye lider böyle sorunlar olmaz. Bizim partimizin en önemli özelliği uyumdur, birlikte çalışmadır. Herhangi bir konu, makam gözetmeden partimizin başarısı için gayret etmektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın partiyle ilişkisi kurulduktan sonra oturup karar veririz” diye konuştu.
Bakanlıkların sayısı ne olacak?
Yıldırım, bakanlık sayısına ilişkin, “Şu unda bakanlıklarla ilgili anayasada detay var mı? Yok, gelen hükümet icabında biz değiştirdik. Şimdiki sisteme göre, bakanlık sayısını artırma, ismini değiştirme, sayısını azaltma kanun işi. Yeni sistemde, bunu Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yapıyoruz. Neden? Bu mevcut sistemde çok uzun sürüyor. Bir türlü onu yapamıyorsunuz, aylar alıyor. Memleketin ihtiyacına göre bazı bakanlıkları birleştirebilir, bazılarını azaltabilirsiniz. Ekonomide 3-4 bakanlık, bir bakanlığa düşürebilirsiniz. Cumhurbaşkanı ekibini kurarken ekibinin rahat olması lazım. Bakanların sayılarının yüz olacakmış, yardımcıları 100 olacakmış gibi akla hayale uymayan birtakım laflar ediliyor. Teamüller var. Bir cumhurbaşkanı 100 tane yardımcı alabilir mi?” dedi.
Cumhurbaşkanının ‘asgari ücreti kaldırdım’ diyebileceği yönündeki eleştirileri değerlendiren Yıldırım, bu konuya “Öyle bir şey yok” şeklinde cevap verdi.
Bu sistemin en güzel tarafının yürütme ve yasamanın birbirinden ayrılması olduğunu anlatan Yıldırım, “Diyorlar ki, neden yardımcıya yerini bırakıyor? Meclis Başkanına bırakmıyor. Meclis Başkanı başka bir erk, yasama. Bu, yürütme. Yasama ile yürütme iç içe geçmiş oluyor. Yürütmenin kendi içinde bir hiyerarşisi var, yasamanın da kendisi içinde. Yargının da apayrı” ifadelerini kullandı.
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısında yapılacak değişiklilerin sorulması üzerine Yıldırım, “22 asli 12 yedek var. Yedekler kalkıyor, 13’e düşüyor. Sonuç almak istiyorsan az adamla iş yapacaksın. Mevcut sistemde adalet bakanı ve müsteşar doğal üye. Yenide de aynı. Mevcut sistemde Yargıtay kendi arasında seçiyor. Danıştay 2 asil 2 yedek. Yeni seçmiyor” diyerek yapılacak değişikliklere değindi.
Yıldırım, “HSYK’nın görevi hakimlerin, savcıların tayinlerini yapmak, disiplin suçları varsa onları soruşturmak. Bunlar her yıl tayinler yapıyor, görev yerlerini değiştiriyorlar. Yargılamada usulsüzlükler varsa onları soruşturuyorlar” açıklamasında bulundu.
İstikrar ve kalkınmanın önemine işaret eden Başbakan Yıldırım, “Babadan oğula iktidar geçmiyor, vatandaş verirse iktidar var, yoksa yok. Ben anlamıyorum, neyi tartışıyoruz” diye konuştu.
Yıldırım, Fırat Kalkanı Harekatı’na ilişkin olarak, “Fırat Kalkanı 2 bin 15 kilometre kare bir alanı bir emniyete alındı. El Bab’ın alınmasıyla birlikte, orada ÖSO yerleşti. Her şey kontrol altında. Bundan sonra DEAŞ’ yönelik, başka bir şey olursa, bizim güvenliğimizi tehdit edecek bir şey olursa, herhangi bir icraat olursa bu yeni bir harekattır. Fırat Kalkanı bitmiştir. Bundan sonra ihtiyaç olması halinde yapılabilecek harekat artık başka bir isimle anılacak” şeklinde konuştu.
Almanya ile yaşanan istihbarat krizi
Almanya ile yaşanan istihbarat krizinin sorulması üzerine Yıldırım, “Münih Güvenlik Konferansında bizim MİT Başkanıyla istihbarat teşkilatının başkanı bir araya geldi. FETÖ konusunda bir dosya verdi bizim MİT Başkanımız. İstihbarat konusunda böyle bilgi değişimi olur. Hiçbir tarafa sızdırılmaması lazım. Ama öyle anlaşılıyor ki bu bilgiler hükümet kaynaklarına verildi ve onlar da bunu kullandılar. Bu bir kere çok etik bir şey değil. İstihbarat raconunda olmayan bir şey. Bu vahim bir şeydir, işin ruhuna aykırıdır, bunu şiddetle kınıyoruz. Bunun yanlış olduğunu MİT Başkanı muhatabına iletmiştir” ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri
Başbakan Yıldırım, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerin bu şekilde yürüyemeyeceğine dikkati çekerek, “Halk oylaması sürecinde, Avrupa değerleri diye çok arkasında durduğu, telaffuz ettiği bu değerleri ayaklar altına aldı. Ne fikir özgürlüğünü dikkate aldı, ne insan haklarına, ne diplomatik teamülleri, hepsini ihlal ettiler. Halk oylaması kampanyasında taraf oldular. Yaptığımız değişikliği doğru bulmadıklarını telaffuz ettiler, iç işlerimize karıştılar. Türk milletinin iradesine müdahale ettiler, bu kabul edilebilir bir şey değil. Hayır kampanyası yapan Türkiye’nin düşmanı örgütlere de çok müşfik davrandılar. Onların açık hava toplantısı yapmasına, bölücü başının posterlerini, FETÖ’nün propagandasının yapılmasına müsaade ettiler. Daha büyük bir zahmete de girdiler, gazetelerini Türkçe çıkardılar. Bu sayede Türkçe de öğrendiler. Neden hayır verilmesi gerektiğini anlatmak için Türkçe gazete çıkarttılar. Bu ne demektir? Hayır çıkması yönünde. Türk milletine yapamazsınız. Benim milletim bunu görüyor, değerlendirecek, 16 Nisan’da da bunun cevabını verecek. Bunlar yaptıklarına mutlaka pişman olacaklar. Bu şekilde devam ederlerse, AB-Türkiye ilişkileri mecburen gözden geçirilecek. Avrupa vizyonunu belirlemesi lazım” diye konuştu.
Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz, bir işin peşindeysek, buradan elde edeceğimiz sonuçtan milletimizin mutlu olması lazım. Milletimiz şu anda AB’nin tutumundan mutlu değil. AB’nin şunu bilmesi lazım, gelecekte Türkiye ile ilişkileri bozmak, Türkiye’ye bir şeyler kaybettirir ama Avrupa’ya daha çok şeyler kaybettirir.”
FETÖ lideri Gülen’in iadesi konusunda somut bir gelişmenin olmadığını belirten Yıldırım, “Talebimiz, ısrarımız devam ediyor” dedi.
OHAL Komisyonu
OHAL komisyonun kurulmasına ilişkin açıklamada bulunan Yıldırım, “Şu anda adaylar belirlendi, onların araştırmaları yapılıyor, FETÖ ilişkisi var mı diye? Ondan sonra çalışmaya başlayacak. Bütün şikayetler ele alınacak, bu komisyon tamamen bağımsız çalışacaklar” şeklinde konuştu.
Terör örgütüyle mücadele
Terör örgütü PKK ile mücadeleye değinen Başbakan Yıldırım, “Kışın da operasyonlar devam etti, ediyor. Amacımız, terör örgütünün operasyon yapma kabiliyeti azaltmak. Diğer taraftan PYD ve YPG konusu bizim canımızı sıkıyor. PKK zayıflıyor ama diğer yandan PYD, YPG güçlendiriliyor. Silahlar veriliyor, şu andaki sınırdan geçiş çabaları artmış durumda, bu bizim canımızı sıkıyor. Verilen silahlar gelişmiş silahlar. Onlar ciddi bir tehlike oluşturuyor. Belli ki birileri yeni bir oluşum peşinde” ifadelerine yer verdi.
Türkiye ekonomisi
Başbakan Yıldırım, ekonomiye ilişkin değerlendirmede bulunarak, Mart ayında 425 binin üzerinde ilave istihdamın oluştuğunu ifade etti.
Büyüme oranlarının iyi geleceğine işaret eden Yıldırım, “Son çeyreği çok olumsuzluklarla geçti ama buna rağmen beklentilerin biraz üzerinde olacak” dedi.
“Doların etkileri geçicidir”
Dolardaki hareketliliğe ilişkin olarak Yıldırım, “Türkiye’ye etkileri geçicidir, sınırlıdır. Türkiye ekonomisi güçlü, çünkü güçlü iktidar var. Ekonomik göstergelerimiz birçok ülkeden daha iyi. Birtakım spekülatif ataklar olabilir ama bunlar gelip geçicidir” diye konuştu.
Tek adam tartışmaları
Tek adam tartışmalarına işaret eden Yıldırım, “Tek adam nasıl olur? Tek adam tek partili olur. Çok partinin olduğu yerde, seçimin olduğu, demokrasinin olduğu yerde tek adam olmaz. Monarşide, padişahlıkta tek adamdır. Ama bizde 1923’ten beri Cumhuriyet var. Bu sistemde de tek adam diye bir şey yok, çünkü seçimle geliyor, seçimle gidiyor. Tek adam olsa, niye seçime gitsin?” diye sordu.
Başbakan Yıldırım, başkanlık sistemine tek başlılığı ortadan kaldırmak için geçildiğine işaret ederek, “Kılıçdaroğlu 7 sefer seçim kaybetti, halen devam ediyor. Bir ara dedi ki yüzde 40’ın altında kalırsam bırakacağım dedi, bir şey değişmedi. Tek adam lafı, eskiden gelen. Menderes’e de Özal’a tek adam dediler, siyaseten söylenmiş bir laftır, toplumda karşılığı yok” açıklamasında bulundu.
Yeni sistemde, 3 ay içinde çıkarılan kararnamelerin Meclis’te onaylanmasının gerektiğini belirten Yıldırım, “Eğer onaylanmazsa geçersiz sayılıyor. Yeni sistem belirsizliği de ortadan kaldırıyor. Bu konudaki keyfiliği ortadan kaldırıyor” şeklinde konuştu.
Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu değişikliğin karşısında laf edenler mevcut sistemle ilgili neresi iyi onu söylesinler. Herkes şikayetçi. Şikayetçiysen o zaman değişime karşı çıkmayacaksın. Ne diyor Kılıçdaroğlu, ‘Ben diyor 1982 Anayasasına hayır verdim, tamam biz de senin hayır verdiğin anayasayı değiştiriyoruz. Aynı fikirdeysen bugünküne evet vermen lazım. O gün hayır verdiysen, bugün de hayır veriyorsan kendi içinde çelişkidesin demektir.”
Milletvekili seçilme yaşının 18’e düşürülmesine ilişkin konuşan Yıldırım, CHP’nin bu konudaki vaadini hatırlatarak bu konuya açıklık getirdi. Yıldırım, bu anayasanın milli ve yerli bir anayasa olacağını anlatarak, “Burada esas olan milli iradedir. Patron millet. Korku salmaya lüzum yok. Türkiye parçalanacak bölünecek, fabrikatörlerin fabrikaları elinden alınacak, herkesin tapusu elinden alınacak, yani akıla hayale gelmeyen şeyler. Hayır diyenlerin elindeki yegane araç, korku. Siyaset korkuyu, kötülüğü pompalamaz, gelecek vizyonunu anlatır, ülkenin kadınlarına emeklilerine, köylüsüne hep gelecek umudu, gelecek vizyonu güzel bir Türkiye anlatmak lazım. Korku, endişe, tehdit var, bunlarla biz nereye varacağız? İçeride karamsarlık pompalayan ana muhalefet partisi var” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Yürütmenin tamamen milletten oluru alacağını belirten Yıldırım, “Diğer yandan da Melis’te kanun yapıyor. Ülkenin ihtiyacı olan. Tarım sektörü, sanatçının, yaşlıların ihtiyacı var. Bunları Meclis çıkarıyor. Bununla da sınırlı değil. Aynı zamanda vatandaş milletvekillerini seçerken, Meclis oluştururken seçtiğim Cumhurbaşkanı ve onun hükümetini de denetle diyor, ben her 5 yılda bir değiştireceğim ama sen bu arada bak doğru iş yapıyorlar mı? Denetleme görevini nasıl veriyor? Meclis araştırması var, yazılı soru sorma var, genel görüşme var. Herhangi bir nedenle suçlama varsa, onu soruşturup yargılama yolları var” diye konuştu.
"Usain Bolt gibi gidiyor yalanlar”
Yüce Divan’a ilişkin soru üzerine Yıldırım, “Mevcut sistemde yüzde 75, 413 milletvekili. Yeni sistemde de üçte iki, 367. Burada sadece vatana ihanetten tek bir suçlama var ve sayı 413. Her şeyden suçlayabilirsin, sayı 367. Geçerse, mevcuda göre 450. Yeni sisteme göre 400. Hangisi daha emniyetli? Biz, bunların hangi yanlışını düzelteceğiz, biz baş edemeyiz ki. Arkasından yetişemiyoruz. Usain Bolt gibi gidiyor yalanlar. Bizim işimize bakmamız lazım” dedi.
Partili Cumhurbaşkanlığı konusuna getirilen eleştiriler
Partili Cumhurbaşkanlığı konusundaki eleştirilere cevap veren Yıldırım, “Kılıçdaroğlu yarın bu sistemde devam etseydi, Başbakan olsaydı, partisinden ayrılacak mıydı? Partisini bırakacak mıydı? Böyle bir şey yok. Partisini değiştirmek mümkün değil. İnsanın özleştiği bir şeydir, partisini değiştiremezsin. Bunlar iki şeyi birbirine karıştırıyor, partili olabilirsin ama görevini yaparken partizanlık yapmayacaksın, sana oy veren vermeyen herkese hizmet edeceksin ki bir dahaki sefere sana oy verenlerin sayısı artsın. Eğer bir daha seçilmek istiyorsan. Partizanlık yaparsan, adaletsizlik yaparsın bir dahaki seçimde onu da bulamazsın. Görevde tarafsızlık esastır. Yoksa parti zaten aday gösteriyor. Bu iddia, bu gerekçe her türlü bilimsellikten, gerçekten yoksundur. Tamamen kafa karıştırmaya yönelik. Ben şimdi Başbakanım, partim yok mu? Biz, 80 milyonun her birinin her şeyinden sorumlu hissediyoruz kendimizi” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanının partisi ile ilişkilendirilebileceğini anlatan Yıldırım, “Yeni sistem. 2019’da yapılacak Meclis seçimiyle, Cumhurbaşkanlığı seçimi birleştirilecek, oradan çıkan sonuca göre yeni sistem devreye girecek, o vakite kadar da hazırlıklar yapılacak. Bir sürü kanun değişecek. Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanununun da yeni sistemden sonra mutlaka değişmesi lazım. Anamuhalefet partisi diye bir şey olmuyor, partiler oluyor. Dolayısıyla ne olacak? Seçim barajı dahil. Seçim sistemi, bölgesi dahil, siyasi Partiler Kanunu dahil bütün bu konular konuşulacak ve burada iyileştirmeler yapılacak ama bunu da müşterek yapacağız. Bütün partilerle, tercih edilen odur ki anlaşarak, herkesle anlaşarak yapalım” dedi.
Seçim barajının düşürülmesine ilişkin açıklamada bulanan Yıldırım, “Bu teklifler gelir, bunlar görüşülür. Bir kere yeni anayasa değişikliğinde yüzde 50’nin altında iktidar olmayacağı için, yani yönetimde istikrar, temsilde adalet diye bir gerekçe yok. Ortadan kalkıyor. Hem yönetimde istikrar geliyor hem de temsilde adalet geliyor. Oran ne olur, onu oturup konuşmak lazım, diğer partilerle de konuşmak lazım. Düşmesi gerektiğini ifade ediyorum ama oranın ne olması gerektiğini diğer partilerle konuşarak bunu halledeceğiz. Ne zaman? Halk oylamasından sonra” dedi.
“Cumhurbaşkanımızın hemen partimize katılması çok iyi olur”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AK Parti’ye kayıt olması konusunda memnuniyet duyacaklarına işaret eden Yıldırım, “Cumhurbaşkanımızın takdiridir. Biz, çok memnun oluruz. Hemen partimize katılması, partimize gelmesi çok iyi olur. Bize güç katar. Kongre sürecini biz bu sene başlatıyoruz. Önce ilçelerden başlıyor il kongreleri, 2018’de de bizim kongremiz var, olağan kongremiz. Bu süreçte bütün alt kademelerde kongremizi tamamlayacağız. Olağan kongremizi genel başkanın seçileceği, 2018’de yapmış olacağız. (Erdoğan’ın partiye kayıt olması konusu) Biz hemen teklif götürürüz zaten. Bizim aramızda genel başkan üye lider böyle sorunlar olmaz. Bizim partimizin en önemli özelliği uyumdur, birlikte çalışmadır. Herhangi bir konu, makam gözetmeden partimizin başarısı için gayret etmektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın partiyle ilişkisi kurulduktan sonra oturup karar veririz” diye konuştu.
Bakanlıkların sayısı ne olacak?
Yıldırım, bakanlık sayısına ilişkin, “Şu unda bakanlıklarla ilgili anayasada detay var mı? Yok, gelen hükümet icabında biz değiştirdik. Şimdiki sisteme göre, bakanlık sayısını artırma, ismini değiştirme, sayısını azaltma kanun işi. Yeni sistemde, bunu Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yapıyoruz. Neden? Bu mevcut sistemde çok uzun sürüyor. Bir türlü onu yapamıyorsunuz, aylar alıyor. Memleketin ihtiyacına göre bazı bakanlıkları birleştirebilir, bazılarını azaltabilirsiniz. Ekonomide 3-4 bakanlık, bir bakanlığa düşürebilirsiniz. Cumhurbaşkanı ekibini kurarken ekibinin rahat olması lazım. Bakanların sayılarının yüz olacakmış, yardımcıları 100 olacakmış gibi akla hayale uymayan birtakım laflar ediliyor. Teamüller var. Bir cumhurbaşkanı 100 tane yardımcı alabilir mi?” dedi.
Cumhurbaşkanının ‘asgari ücreti kaldırdım’ diyebileceği yönündeki eleştirileri değerlendiren Yıldırım, bu konuya “Öyle bir şey yok” şeklinde cevap verdi.
Bu sistemin en güzel tarafının yürütme ve yasamanın birbirinden ayrılması olduğunu anlatan Yıldırım, “Diyorlar ki, neden yardımcıya yerini bırakıyor? Meclis Başkanına bırakmıyor. Meclis Başkanı başka bir erk, yasama. Bu, yürütme. Yasama ile yürütme iç içe geçmiş oluyor. Yürütmenin kendi içinde bir hiyerarşisi var, yasamanın da kendisi içinde. Yargının da apayrı” ifadelerini kullandı.
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısında yapılacak değişiklilerin sorulması üzerine Yıldırım, “22 asli 12 yedek var. Yedekler kalkıyor, 13’e düşüyor. Sonuç almak istiyorsan az adamla iş yapacaksın. Mevcut sistemde adalet bakanı ve müsteşar doğal üye. Yenide de aynı. Mevcut sistemde Yargıtay kendi arasında seçiyor. Danıştay 2 asil 2 yedek. Yeni seçmiyor” diyerek yapılacak değişikliklere değindi.
Yıldırım, “HSYK’nın görevi hakimlerin, savcıların tayinlerini yapmak, disiplin suçları varsa onları soruşturmak. Bunlar her yıl tayinler yapıyor, görev yerlerini değiştiriyorlar. Yargılamada usulsüzlükler varsa onları soruşturuyorlar” açıklamasında bulundu.
İstikrar ve kalkınmanın önemine işaret eden Başbakan Yıldırım, “Babadan oğula iktidar geçmiyor, vatandaş verirse iktidar var, yoksa yok. Ben anlamıyorum, neyi tartışıyoruz” diye konuştu.
Yıldırım, Fırat Kalkanı Harekatı’na ilişkin olarak, “Fırat Kalkanı 2 bin 15 kilometre kare bir alanı bir emniyete alındı. El Bab’ın alınmasıyla birlikte, orada ÖSO yerleşti. Her şey kontrol altında. Bundan sonra DEAŞ’ yönelik, başka bir şey olursa, bizim güvenliğimizi tehdit edecek bir şey olursa, herhangi bir icraat olursa bu yeni bir harekattır. Fırat Kalkanı bitmiştir. Bundan sonra ihtiyaç olması halinde yapılabilecek harekat artık başka bir isimle anılacak” şeklinde konuştu.
Almanya ile yaşanan istihbarat krizi
Almanya ile yaşanan istihbarat krizinin sorulması üzerine Yıldırım, “Münih Güvenlik Konferansında bizim MİT Başkanıyla istihbarat teşkilatının başkanı bir araya geldi. FETÖ konusunda bir dosya verdi bizim MİT Başkanımız. İstihbarat konusunda böyle bilgi değişimi olur. Hiçbir tarafa sızdırılmaması lazım. Ama öyle anlaşılıyor ki bu bilgiler hükümet kaynaklarına verildi ve onlar da bunu kullandılar. Bu bir kere çok etik bir şey değil. İstihbarat raconunda olmayan bir şey. Bu vahim bir şeydir, işin ruhuna aykırıdır, bunu şiddetle kınıyoruz. Bunun yanlış olduğunu MİT Başkanı muhatabına iletmiştir” ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri
Başbakan Yıldırım, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerin bu şekilde yürüyemeyeceğine dikkati çekerek, “Halk oylaması sürecinde, Avrupa değerleri diye çok arkasında durduğu, telaffuz ettiği bu değerleri ayaklar altına aldı. Ne fikir özgürlüğünü dikkate aldı, ne insan haklarına, ne diplomatik teamülleri, hepsini ihlal ettiler. Halk oylaması kampanyasında taraf oldular. Yaptığımız değişikliği doğru bulmadıklarını telaffuz ettiler, iç işlerimize karıştılar. Türk milletinin iradesine müdahale ettiler, bu kabul edilebilir bir şey değil. Hayır kampanyası yapan Türkiye’nin düşmanı örgütlere de çok müşfik davrandılar. Onların açık hava toplantısı yapmasına, bölücü başının posterlerini, FETÖ’nün propagandasının yapılmasına müsaade ettiler. Daha büyük bir zahmete de girdiler, gazetelerini Türkçe çıkardılar. Bu sayede Türkçe de öğrendiler. Neden hayır verilmesi gerektiğini anlatmak için Türkçe gazete çıkarttılar. Bu ne demektir? Hayır çıkması yönünde. Türk milletine yapamazsınız. Benim milletim bunu görüyor, değerlendirecek, 16 Nisan’da da bunun cevabını verecek. Bunlar yaptıklarına mutlaka pişman olacaklar. Bu şekilde devam ederlerse, AB-Türkiye ilişkileri mecburen gözden geçirilecek. Avrupa vizyonunu belirlemesi lazım” diye konuştu.
Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz, bir işin peşindeysek, buradan elde edeceğimiz sonuçtan milletimizin mutlu olması lazım. Milletimiz şu anda AB’nin tutumundan mutlu değil. AB’nin şunu bilmesi lazım, gelecekte Türkiye ile ilişkileri bozmak, Türkiye’ye bir şeyler kaybettirir ama Avrupa’ya daha çok şeyler kaybettirir.”
FETÖ lideri Gülen’in iadesi konusunda somut bir gelişmenin olmadığını belirten Yıldırım, “Talebimiz, ısrarımız devam ediyor” dedi.
OHAL Komisyonu
OHAL komisyonun kurulmasına ilişkin açıklamada bulunan Yıldırım, “Şu anda adaylar belirlendi, onların araştırmaları yapılıyor, FETÖ ilişkisi var mı diye? Ondan sonra çalışmaya başlayacak. Bütün şikayetler ele alınacak, bu komisyon tamamen bağımsız çalışacaklar” şeklinde konuştu.
Terör örgütüyle mücadele
Terör örgütü PKK ile mücadeleye değinen Başbakan Yıldırım, “Kışın da operasyonlar devam etti, ediyor. Amacımız, terör örgütünün operasyon yapma kabiliyeti azaltmak. Diğer taraftan PYD ve YPG konusu bizim canımızı sıkıyor. PKK zayıflıyor ama diğer yandan PYD, YPG güçlendiriliyor. Silahlar veriliyor, şu andaki sınırdan geçiş çabaları artmış durumda, bu bizim canımızı sıkıyor. Verilen silahlar gelişmiş silahlar. Onlar ciddi bir tehlike oluşturuyor. Belli ki birileri yeni bir oluşum peşinde” ifadelerine yer verdi.
Türkiye ekonomisi
Başbakan Yıldırım, ekonomiye ilişkin değerlendirmede bulunarak, Mart ayında 425 binin üzerinde ilave istihdamın oluştuğunu ifade etti.
Büyüme oranlarının iyi geleceğine işaret eden Yıldırım, “Son çeyreği çok olumsuzluklarla geçti ama buna rağmen beklentilerin biraz üzerinde olacak” dedi.
“Doların etkileri geçicidir”
Dolardaki hareketliliğe ilişkin olarak Yıldırım, “Türkiye’ye etkileri geçicidir, sınırlıdır. Türkiye ekonomisi güçlü, çünkü güçlü iktidar var. Ekonomik göstergelerimiz birçok ülkeden daha iyi. Birtakım spekülatif ataklar olabilir ama bunlar gelip geçicidir” diye konuştu.
Tek adam tartışmaları
Tek adam tartışmalarına işaret eden Yıldırım, “Tek adam nasıl olur? Tek adam tek partili olur. Çok partinin olduğu yerde, seçimin olduğu, demokrasinin olduğu yerde tek adam olmaz. Monarşide, padişahlıkta tek adamdır. Ama bizde 1923’ten beri Cumhuriyet var. Bu sistemde de tek adam diye bir şey yok, çünkü seçimle geliyor, seçimle gidiyor. Tek adam olsa, niye seçime gitsin?” diye sordu.
Başbakan Yıldırım, başkanlık sistemine tek başlılığı ortadan kaldırmak için geçildiğine işaret ederek, “Kılıçdaroğlu 7 sefer seçim kaybetti, halen devam ediyor. Bir ara dedi ki yüzde 40’ın altında kalırsam bırakacağım dedi, bir şey değişmedi. Tek adam lafı, eskiden gelen. Menderes’e de Özal’a tek adam dediler, siyaseten söylenmiş bir laftır, toplumda karşılığı yok” açıklamasında bulundu.
Yeni sistemde, 3 ay içinde çıkarılan kararnamelerin Meclis’te onaylanmasının gerektiğini belirten Yıldırım, “Eğer onaylanmazsa geçersiz sayılıyor. Yeni sistem belirsizliği de ortadan kaldırıyor. Bu konudaki keyfiliği ortadan kaldırıyor” şeklinde konuştu.
Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu değişikliğin karşısında laf edenler mevcut sistemle ilgili neresi iyi onu söylesinler. Herkes şikayetçi. Şikayetçiysen o zaman değişime karşı çıkmayacaksın. Ne diyor Kılıçdaroğlu, ‘Ben diyor 1982 Anayasasına hayır verdim, tamam biz de senin hayır verdiğin anayasayı değiştiriyoruz. Aynı fikirdeysen bugünküne evet vermen lazım. O gün hayır verdiysen, bugün de hayır veriyorsan kendi içinde çelişkidesin demektir.”
Milletvekili seçilme yaşının 18’e düşürülmesine ilişkin konuşan Yıldırım, CHP’nin bu konudaki vaadini hatırlatarak bu konuya açıklık getirdi. Yıldırım, bu anayasanın milli ve yerli bir anayasa olacağını anlatarak, “Burada esas olan milli iradedir. Patron millet. Korku salmaya lüzum yok. Türkiye parçalanacak bölünecek, fabrikatörlerin fabrikaları elinden alınacak, herkesin tapusu elinden alınacak, yani akıla hayale gelmeyen şeyler. Hayır diyenlerin elindeki yegane araç, korku. Siyaset korkuyu, kötülüğü pompalamaz, gelecek vizyonunu anlatır, ülkenin kadınlarına emeklilerine, köylüsüne hep gelecek umudu, gelecek vizyonu güzel bir Türkiye anlatmak lazım. Korku, endişe, tehdit var, bunlarla biz nereye varacağız? İçeride karamsarlık pompalayan ana muhalefet partisi var” diye konuştu.