Op. Dr. Yılmaz, 'Orta Kulak İltihabı Soğuk Havaları Seviyor'
Memorial Antalya Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Op. Dr. Oğuz Yılmaz, orta kulak iltihaplarının soğuk hayaları sevdiğini söyledi.
Memorial Antalya Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Op. Dr. Oğuz Yılmaz, orta kulak iltihabı ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Soğuk havaların pek çok hastalığın oluşumuna zemin hazırladığını belirten Op. Dr. Yılmaz, “orta kulak iltihabı bu dönemde sağlığı tehdit eden rahatsızlıkların başında geliyor. Ateş, işitme problemleri ve kulak akıntısı ile gelebilen hastalık, erken tanı, tedavi ve düzenli takip ile kontrol altına alınabiliyor. Kulak zarı ve iç kulak duvarı arasında kalan, işitmede iletimi sağlayan bölüm olan orta kulak boşluğunda meydana gelen enfeksiyona orta kulak iltihabı denmektedir. Hastalık, ani başlangıçlı ve uzun süreçli orta kulak iltihabı olarak ortaya çıkmaktadır. Sonbahar ve kış aylarında, kişilerde nezle, grip, sinüzit gibi rahatsızlıklar artığı için orta kulak iltihaplarında da artış görülmektedir. Bu hastalıklardaki enfeksiyonlar, hem östaki tüpünün çalışmasını bozmakta hem de mikrobiyal geçişe neden olduğundan orta kulak iltihabı geçirme riski ve sıklığını da artırmaktadır” dedi.
“Çocuklarda daha sık görülüyor”
Yılmaz şöyle devam etti:“Orta kulaktan hava, sıvı ve mikrobiyal alışveriş, genze açılan östaki tüpü vasıtasıyla olmaktadır. Çocuklarda bu organ yetişkinlere göre daha yatay yerleşimli olduğundan orta kulağa mikrobiyal geçiş daha kolay, aksi yönde bir geçiş ise daha zor olmaktadır. Ayrıca çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonları, alerjik tablolar erişkinlere göre daha sık izlenmektedir. Yine geniz eti büyüklüğü genellikle çocuklara has bir durumdur. Bundan dolayı çocuklarda, orta kulak iltihabına daha sık rastlanmaktadır. Geniz eti, alerjik nezle, kronik sinüzit, sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçirme orta kulak iltihabına yakalanma riskini arttıran nedenler arasındadır.”
“Sigaralı ortamlardan uzak durulmalı”
Tedavi edilmeyen orta kulak iltihaplarının ciddi sorunlara yol açtığını ifade eden Op. Dr. Oğuz Yılmaz, “kulak zarında çökme veya yapışmalar, kulak zarı delinmeleri, işitmeyi sağlayan kemikçik zincirde erimeler, kalıcı işitme kayıpları, sürekli iltihabi akıntılar, yüz felci, denge bozukluğu, baş dönmeleri, menenjit ve beyin apsesi gelişimi görülebilir. Bu tip komplikasyonların gelişimini önlemede tedavi sırasında ilaç kullanımının yanı sıra; düzenli takip de çok önemlidir. Alerji, kronik sinüzit gibi süregelen rahatsızlıkların tedavisi, sigara içmemek, çocukların pasif içici olmalarını engellemek, hava kirliliğinden uzak durmak ve reflünün tedavi edilmesi, orta kulak iltihabından korunmada çok önemlidir” diye konuştu.
“Zamanında tedavi çok önemli”
Orta kulak iltihaplarının tedavi yöntemleri hakkında da bilgi veren Yılmaz, “yılda 3-4 defadan fazla olan veya 3 ay boyunca tüm tedavilere rağmen iyileşmeyen orta kulak iltihaplarında ilaç tedavisinden çok cerrahi müdahale önerilmekte. Bunlar arasında; kulak zarına mikroskobik küçük kesiyle drenaj (miringotomi), kulak zarına tüp konulması, geniz eti operasyonu yer almaktadır. Başlangıç döneminde tedavinin gecikmesi durumunda ise kliniğin tipi ve seyri ağırlaşmakta, tedavide işitmeden çok hastanın yaşamını sorunsuz idame etmesini hedefleyen ağır cerrahiler gerekebilmektedir.”
Kaynak: İHA
Soğuk havaların pek çok hastalığın oluşumuna zemin hazırladığını belirten Op. Dr. Yılmaz, “orta kulak iltihabı bu dönemde sağlığı tehdit eden rahatsızlıkların başında geliyor. Ateş, işitme problemleri ve kulak akıntısı ile gelebilen hastalık, erken tanı, tedavi ve düzenli takip ile kontrol altına alınabiliyor. Kulak zarı ve iç kulak duvarı arasında kalan, işitmede iletimi sağlayan bölüm olan orta kulak boşluğunda meydana gelen enfeksiyona orta kulak iltihabı denmektedir. Hastalık, ani başlangıçlı ve uzun süreçli orta kulak iltihabı olarak ortaya çıkmaktadır. Sonbahar ve kış aylarında, kişilerde nezle, grip, sinüzit gibi rahatsızlıklar artığı için orta kulak iltihaplarında da artış görülmektedir. Bu hastalıklardaki enfeksiyonlar, hem östaki tüpünün çalışmasını bozmakta hem de mikrobiyal geçişe neden olduğundan orta kulak iltihabı geçirme riski ve sıklığını da artırmaktadır” dedi.
“Çocuklarda daha sık görülüyor”
Yılmaz şöyle devam etti:“Orta kulaktan hava, sıvı ve mikrobiyal alışveriş, genze açılan östaki tüpü vasıtasıyla olmaktadır. Çocuklarda bu organ yetişkinlere göre daha yatay yerleşimli olduğundan orta kulağa mikrobiyal geçiş daha kolay, aksi yönde bir geçiş ise daha zor olmaktadır. Ayrıca çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonları, alerjik tablolar erişkinlere göre daha sık izlenmektedir. Yine geniz eti büyüklüğü genellikle çocuklara has bir durumdur. Bundan dolayı çocuklarda, orta kulak iltihabına daha sık rastlanmaktadır. Geniz eti, alerjik nezle, kronik sinüzit, sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçirme orta kulak iltihabına yakalanma riskini arttıran nedenler arasındadır.”
“Sigaralı ortamlardan uzak durulmalı”
Tedavi edilmeyen orta kulak iltihaplarının ciddi sorunlara yol açtığını ifade eden Op. Dr. Oğuz Yılmaz, “kulak zarında çökme veya yapışmalar, kulak zarı delinmeleri, işitmeyi sağlayan kemikçik zincirde erimeler, kalıcı işitme kayıpları, sürekli iltihabi akıntılar, yüz felci, denge bozukluğu, baş dönmeleri, menenjit ve beyin apsesi gelişimi görülebilir. Bu tip komplikasyonların gelişimini önlemede tedavi sırasında ilaç kullanımının yanı sıra; düzenli takip de çok önemlidir. Alerji, kronik sinüzit gibi süregelen rahatsızlıkların tedavisi, sigara içmemek, çocukların pasif içici olmalarını engellemek, hava kirliliğinden uzak durmak ve reflünün tedavi edilmesi, orta kulak iltihabından korunmada çok önemlidir” diye konuştu.
“Zamanında tedavi çok önemli”
Orta kulak iltihaplarının tedavi yöntemleri hakkında da bilgi veren Yılmaz, “yılda 3-4 defadan fazla olan veya 3 ay boyunca tüm tedavilere rağmen iyileşmeyen orta kulak iltihaplarında ilaç tedavisinden çok cerrahi müdahale önerilmekte. Bunlar arasında; kulak zarına mikroskobik küçük kesiyle drenaj (miringotomi), kulak zarına tüp konulması, geniz eti operasyonu yer almaktadır. Başlangıç döneminde tedavinin gecikmesi durumunda ise kliniğin tipi ve seyri ağırlaşmakta, tedavide işitmeden çok hastanın yaşamını sorunsuz idame etmesini hedefleyen ağır cerrahiler gerekebilmektedir.”