Başkan Kurt'tan Taşeron Konusunda Açıklama
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, son günler sıkça tartışılan taşerona kadro meselesi ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Emek Mahallesi’nde vatandaşlarla buluşan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, taşeron çalışma sistemi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Taşerona kadro meselesinin kamu, belediyeler ve il özel idarelerinde çalışan 850 bin taşeron işçiyi ilgilendirdiğini söyleyen Başkan Kurt, taşeron meselesinin bir an önce çözülmesi gerektiğinin ifade etti.
“Yarın ne olacağı bilinmeden çalışılmaz”
Taşeron meselesinde çok büyük belirsizlikler olduğunu kaydeden Başkan Kurt, “Taşeron işçi Türkiye’de en büyük sorundur ve mutlaka çözülmesi gerekiyor. Taşeronu mutlaka çözmemiz lazım, çünkü iş güvencesi önemli bir şey. Yarın ne olacağı bilinmeden çalışılmaz. Huzur yoksa da doğru dürüst iş üretimi olmaz. Bizim bunu aşmamız lazım” şeklinde konuştu.
Taşeron işçiliğin kölelik sistemi olduğunu söyleyen Başkan Kurt, “Bana da diyor ki; bol bol adam alın. Siz çalıştırırsınız ne olacak diyor. Böyle bir sistem istemiyorum, kölelik sistemi bu. Bunu doğrusu şudur, belediye başkanının işçiye ihtiyacı varsa o işçiyi kadrolu olarak işe alır. Kadrolu olduğu zaman nasıl olur? İşçinin sendikası olur, mesaisi, ücreti ona göre olur. Şimdi bizde her şey asgari ücrete göre olur. Biz ne yaptık? Yönetime geldik, biz asgari ücreti bin 500 TL yaptık. Bütün birimlerimizdeki taşeron işçilerimizin toplu sözleşmesi var. Zaten ne alıyorlarsa da toplu sözleşmeden alıyorlar. Temizlikte 2 bin TL’den aşağı maaş alan yok ve 3 senedir kimse işten çıkarılmadı. Biz bunu yaptık. Amacımız bunun daha iyisini yapmak, ama AK Parti öyle bakmıyor olaya. Müteahhide göre değerlendiriyor. İşçi nasıl olsa çalışıyor. İstihdam sorunu var. Asgari ücretle çalışabilmek için bile torpil arıyorlar. Razı ona; sendika, hak, adalet, öyle bir şey yok” şeklinde konuştu.
AK Parti hükumetinin 2014’ten sonra belediyelerde taşeron işlerde çalışan işçilerin kıdem tazminatlarının sorumlusunun belediyeler olduğuna dair açıklama yaptığını ifade eden Başkan Kurt, bu açıklamalardan sonra belediyelerde yaşanan sıkıntıları belirterek, “10 sene önce Odunpazarı Belediyesi’nde çalışmış adam, emekli olmuş. Diyor ki, 2 yıl çalıştım ben kıdem tazminatımı ver. Arıyoruz belge yok, şirket yok. Sigortaya soruyoruz evet çalıştı diyor. Böyle olunca benim dikkatimi çekti. Araştırma yaptırdım. Dedim ki, buradan kim kar ettiriyor? Biz ödüyoruz çünkü. Dava açtık, müteahhitten geri alabilir miyiz diye deniyoruz şimdi. Müteahhitlerin çoğu şirketi kapatmış zaten kayıp. Baktık ki İç İşleri Eski Bakanı Abdülkadir Aksu’nun oğlu, Türkiye’nin en büyük taşeron müteahhidi. 100 bin işçisi var. DSİ’ye, belediyeye o bakıyor” diye konuştu.
Sendikaların, meslek odalarının, CHP’li belediye başkanlarının yıllardır taşeron sistemin kaldırılması için mücadele ettiğini söyleyen Başkan Kurt, “Durup durulurken niye tartışılıyor? Bir, Erken seçim olabilir. Kanuna bir parmak bal çalmak isteniyordur. İki, Man Adası’nda yolsuzluk belgeleri ortaya çıktı. Amerika’daki davada bazı şeyler, açıklamalar ortaya çıkıyor. Bunlar tartışılmasın diye gündemi değiştirtiyorlar” diye belirtti.
“Taşeron kaldırılacaksa tüm işçiyi kapsamalı”
Taşeron sistemin kaldırılmasının zor olmadığını vurgulayan Başkan Kurt, konuşmasına şöyle devam etti:
“Vatandaş da bir şey söylüyor, başbakan başka bir şey söylüyor. Bize gelen bir taslak var. O taslak geçersiz. Temizlik işçilerinde, park bahçelerde, ulaşım hizmetlerinde, fen işlerinde taşerona devam. Sadece büro hizmetlerine kadro veriliyor, almışız adamı çalıştırıyoruz. Sadece onlara kadro da verilmemeli, Eğer bu yasa çıkacak ise tüm işçileri kapsamalı. Büro hizmetlerinde çalışan işçilerin kadro meselesinde de, belediyenin kuracağı şirkete alacaksın diyor, bununla da 3 yıllık bir sözleşme yapacaksın. Buna da 4E diye bir şey ekleyeceksin. Özel bir statüde çalıştıracaksın, 3 yıl sonra ne olacak? Belli değil. Ben o adamı taşerondan vazgeçirip, o şirkete alırken imtihan edeceğim. Güvenlik soruşturması yapacağım; yazılı ve sözlü sınavdan geçireceğim. Bu o işçilerin yarısını işten at demek. İş güvencesi de yok. Ayrıca bizim temizlik işlerinde müteahhitle 3 yıllık sözleşme yaptık. 1 yılı geçti, 2 yılı kaldı. Kanun çıkar da, bu taşeronları belediye şirketine devret denirse, müteahhitle yaptığımız 2 yıllık sözleşme ne olacak? Müteahhitle oturup vazgeçecek miyiz? Sözleşmeyi feshedecek miyiz? Feshedersek ve müteahhit bize 2 senelik kârımı ver derse ne yapacağız? Ya da işçi ben gitmiyorum, ver kıdem tazminatımı derse ne yapacağız? Bunların hiçbiri belli değil. Başbakan demiş ki; hiçbir şeye itibar etmeyin, benim ağzımdan çıkana bakın. Odunpazarı Belediyesi’nde memur, kadrolu işçi ve taşeron işçilerin çalıştığını belirten Başkan Kurt, memurların 657 sayılı devlet memurları kanununa göre tarif edilen bir maaş alıyor, onu değiştiremiyorsun. O kanında ne geçiyorsa neyse onu vermek zorundayız, kadrolu işçide sendika ile toplu sözleşme yapmışsın toplu sözleşme yapa yapa zaten her sene yüzde 10, yüzde 20 zam ala ala gelmiş bir yere. Şu anda kadrolu işçinin belki bize maliyeti ayda 6-7 bin lira. 6- 7 bin liranın aşağı yukarı yarısı işçinin eline geçiyor. Taşerona diyorsun ki; 2 bin lira, iki kat fark var arada. Bunun yolu bellidir, bütün işçiler kadrolu olmuştur diyeceksin. Odunpazarı Belediyesi bünyesine alacaksın. Orada yürüyen toplu iş sözleşmesinden de yararlanacak işçi. Bana da senin eksiğin ne, diyecekler. Maliyet yükselecek, bana da o kadar parayı verecek? Asfalt parası ver desek vatandaş isyan ediyor, emlak vergisi desek vatandaş olmaz diyor. O zaman devletin bir yerden bize kaynak vermesi lazım. Bizim bu sene emlak vergilerinden vatandaş şikayetçi, kıracı bedeli arttı, emlak vergisi arttı. Organize Sanayideki fabrikalardan emlak vergisini kaldırdılar. Şu anda SARAR, ETİ emlak vergisi ödemiyor. Bunların hepsi hesapsız yapılan işler. Ben hükümet olsam bunları hesabını yaparak, yılbaşından önce kamuyla, sivil toplumla tartışarak yaparım, anlatırım.”
Kaynak: İHA
“Yarın ne olacağı bilinmeden çalışılmaz”
Taşeron meselesinde çok büyük belirsizlikler olduğunu kaydeden Başkan Kurt, “Taşeron işçi Türkiye’de en büyük sorundur ve mutlaka çözülmesi gerekiyor. Taşeronu mutlaka çözmemiz lazım, çünkü iş güvencesi önemli bir şey. Yarın ne olacağı bilinmeden çalışılmaz. Huzur yoksa da doğru dürüst iş üretimi olmaz. Bizim bunu aşmamız lazım” şeklinde konuştu.
Taşeron işçiliğin kölelik sistemi olduğunu söyleyen Başkan Kurt, “Bana da diyor ki; bol bol adam alın. Siz çalıştırırsınız ne olacak diyor. Böyle bir sistem istemiyorum, kölelik sistemi bu. Bunu doğrusu şudur, belediye başkanının işçiye ihtiyacı varsa o işçiyi kadrolu olarak işe alır. Kadrolu olduğu zaman nasıl olur? İşçinin sendikası olur, mesaisi, ücreti ona göre olur. Şimdi bizde her şey asgari ücrete göre olur. Biz ne yaptık? Yönetime geldik, biz asgari ücreti bin 500 TL yaptık. Bütün birimlerimizdeki taşeron işçilerimizin toplu sözleşmesi var. Zaten ne alıyorlarsa da toplu sözleşmeden alıyorlar. Temizlikte 2 bin TL’den aşağı maaş alan yok ve 3 senedir kimse işten çıkarılmadı. Biz bunu yaptık. Amacımız bunun daha iyisini yapmak, ama AK Parti öyle bakmıyor olaya. Müteahhide göre değerlendiriyor. İşçi nasıl olsa çalışıyor. İstihdam sorunu var. Asgari ücretle çalışabilmek için bile torpil arıyorlar. Razı ona; sendika, hak, adalet, öyle bir şey yok” şeklinde konuştu.
AK Parti hükumetinin 2014’ten sonra belediyelerde taşeron işlerde çalışan işçilerin kıdem tazminatlarının sorumlusunun belediyeler olduğuna dair açıklama yaptığını ifade eden Başkan Kurt, bu açıklamalardan sonra belediyelerde yaşanan sıkıntıları belirterek, “10 sene önce Odunpazarı Belediyesi’nde çalışmış adam, emekli olmuş. Diyor ki, 2 yıl çalıştım ben kıdem tazminatımı ver. Arıyoruz belge yok, şirket yok. Sigortaya soruyoruz evet çalıştı diyor. Böyle olunca benim dikkatimi çekti. Araştırma yaptırdım. Dedim ki, buradan kim kar ettiriyor? Biz ödüyoruz çünkü. Dava açtık, müteahhitten geri alabilir miyiz diye deniyoruz şimdi. Müteahhitlerin çoğu şirketi kapatmış zaten kayıp. Baktık ki İç İşleri Eski Bakanı Abdülkadir Aksu’nun oğlu, Türkiye’nin en büyük taşeron müteahhidi. 100 bin işçisi var. DSİ’ye, belediyeye o bakıyor” diye konuştu.
Sendikaların, meslek odalarının, CHP’li belediye başkanlarının yıllardır taşeron sistemin kaldırılması için mücadele ettiğini söyleyen Başkan Kurt, “Durup durulurken niye tartışılıyor? Bir, Erken seçim olabilir. Kanuna bir parmak bal çalmak isteniyordur. İki, Man Adası’nda yolsuzluk belgeleri ortaya çıktı. Amerika’daki davada bazı şeyler, açıklamalar ortaya çıkıyor. Bunlar tartışılmasın diye gündemi değiştirtiyorlar” diye belirtti.
“Taşeron kaldırılacaksa tüm işçiyi kapsamalı”
Taşeron sistemin kaldırılmasının zor olmadığını vurgulayan Başkan Kurt, konuşmasına şöyle devam etti:
“Vatandaş da bir şey söylüyor, başbakan başka bir şey söylüyor. Bize gelen bir taslak var. O taslak geçersiz. Temizlik işçilerinde, park bahçelerde, ulaşım hizmetlerinde, fen işlerinde taşerona devam. Sadece büro hizmetlerine kadro veriliyor, almışız adamı çalıştırıyoruz. Sadece onlara kadro da verilmemeli, Eğer bu yasa çıkacak ise tüm işçileri kapsamalı. Büro hizmetlerinde çalışan işçilerin kadro meselesinde de, belediyenin kuracağı şirkete alacaksın diyor, bununla da 3 yıllık bir sözleşme yapacaksın. Buna da 4E diye bir şey ekleyeceksin. Özel bir statüde çalıştıracaksın, 3 yıl sonra ne olacak? Belli değil. Ben o adamı taşerondan vazgeçirip, o şirkete alırken imtihan edeceğim. Güvenlik soruşturması yapacağım; yazılı ve sözlü sınavdan geçireceğim. Bu o işçilerin yarısını işten at demek. İş güvencesi de yok. Ayrıca bizim temizlik işlerinde müteahhitle 3 yıllık sözleşme yaptık. 1 yılı geçti, 2 yılı kaldı. Kanun çıkar da, bu taşeronları belediye şirketine devret denirse, müteahhitle yaptığımız 2 yıllık sözleşme ne olacak? Müteahhitle oturup vazgeçecek miyiz? Sözleşmeyi feshedecek miyiz? Feshedersek ve müteahhit bize 2 senelik kârımı ver derse ne yapacağız? Ya da işçi ben gitmiyorum, ver kıdem tazminatımı derse ne yapacağız? Bunların hiçbiri belli değil. Başbakan demiş ki; hiçbir şeye itibar etmeyin, benim ağzımdan çıkana bakın. Odunpazarı Belediyesi’nde memur, kadrolu işçi ve taşeron işçilerin çalıştığını belirten Başkan Kurt, memurların 657 sayılı devlet memurları kanununa göre tarif edilen bir maaş alıyor, onu değiştiremiyorsun. O kanında ne geçiyorsa neyse onu vermek zorundayız, kadrolu işçide sendika ile toplu sözleşme yapmışsın toplu sözleşme yapa yapa zaten her sene yüzde 10, yüzde 20 zam ala ala gelmiş bir yere. Şu anda kadrolu işçinin belki bize maliyeti ayda 6-7 bin lira. 6- 7 bin liranın aşağı yukarı yarısı işçinin eline geçiyor. Taşerona diyorsun ki; 2 bin lira, iki kat fark var arada. Bunun yolu bellidir, bütün işçiler kadrolu olmuştur diyeceksin. Odunpazarı Belediyesi bünyesine alacaksın. Orada yürüyen toplu iş sözleşmesinden de yararlanacak işçi. Bana da senin eksiğin ne, diyecekler. Maliyet yükselecek, bana da o kadar parayı verecek? Asfalt parası ver desek vatandaş isyan ediyor, emlak vergisi desek vatandaş olmaz diyor. O zaman devletin bir yerden bize kaynak vermesi lazım. Bizim bu sene emlak vergilerinden vatandaş şikayetçi, kıracı bedeli arttı, emlak vergisi arttı. Organize Sanayideki fabrikalardan emlak vergisini kaldırdılar. Şu anda SARAR, ETİ emlak vergisi ödemiyor. Bunların hepsi hesapsız yapılan işler. Ben hükümet olsam bunları hesabını yaparak, yılbaşından önce kamuyla, sivil toplumla tartışarak yaparım, anlatırım.”