CHP Eskişehir Milletvekili Usluer Açıklaması
'15 Temmuz 2016'da Milli Eğitim Bakanlığı çok büyük yara aldı. 15 Temmuz itibarıyla milli eğitim sistemimiz yoğun bakımda'
CHP Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer, 15 Temmuz 2016'da Milli Eğitim Bakanlığının, çok büyük yara aldığını, bu tarih itibarıyla milli eğitim sisteminin yoğun bakımda olduğunu savundu.
Usluer, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, eğitim sistemine yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, ayaküstü, yurt dışına çıkarken, lafın arasında "Bu TEOG ne, kaldıralım" dediğini öne süren Usluer, "TEOG'un ne olduğunu onlar biliyor. Onlardan önce TEOG, OKS, SBS yoktu. Bunu Sayın Cumhurbaşkanı'nın sorması hepimizi şaşırttı, Milli Eğitim Bakanlığını da şaşırttı. Böyle bir açıklamadan sonra da Milli Eğitim Bakanlığını da aldı bir telaş. Ha deyince olmuyor tabii. Bakan konuştu, şapkadan ne çıktı, adını siz koyun." dedi.
Eğitimin bölgelere ayrıldığını, okulların nitelikli ve niteliksiz diye ikiye bölündüğünü belirten Usluer, ortaöğretim kurumlarının 600'ünün nitelikli okul kavramı içine konulduğunu, bu yüzde 10'luk kısıma girebilmek için merkezi sınav yapılacağını bildirdi.
Her ilde en az bir nitelikli okulun olup olmayacağını soran Usluer, "TEOG da bir çıkmaz sokaktı ama gelinen nokta çıkışı hiç olmayan bir sokak." ifadesini kullandı.
Usluer, 1 milyon 800 bin öğrencinin, nitelikli 600 okula girebilmek için sınava gireceğini, merkezi sınavların, bazı okullara girebilmek için sınav sistemlerinin dünyanın her yerinde olduğunu anlattı. Usluer, eğitimde esas olanın, olanak ve fırsat eşitliğinin sağlanması olduğuna değindi.
Usluer, bütçeden en fazla pay ayrılan bakanlıklardan birinin Milli Eğitim Bakanlığı olduğunun söylendiğini belirterek, şunları kaydetti:
"2017 'de Milli Eğitim Bakanlığının bütçesi, yüzde 13,18'di. 2018'de ise yüzde 12,3. Bu nasıl bir sevinç, nasıl bir övünme? Eğitim bütçesinin, milli gelire oranının OECD ortalaması 6. 2017'de bu oran yüzde 3,54, gelecek yıl 2,69. 15 Temmuz 2016'da Milli Eğitim Bakanlığı çok büyük yara aldı, öğretmen yaralandı, öğrenciler yaralı, okullar yıkıldı. 15 Temmuz 2016 itibarıyla milli eğitim sistemimiz yoğun bakımda. O zaman hastayı tedavi edeceğiz. Yoğun bakım tedavisi zordur, mültidisipliner çalışma gerekir. AKP yoğun bakımın kapılarını kapatmış, 'Giremezsiniz. Müfredatı ben belirlerim, bütçemi yaparım, bütçemi imam hatip ve din eğitimine ayırırım.' diyor."
Basın toplantısında konuşan CHP Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın da laik, bilimsel eğitim sisteminden uzaklaşıldığını, gerici, gayribilimsel eğitim sisteminin çocuklara dayatıldığını savundu.
Türkiye'nin 191 ilçesinde imam hatip lisesi dışında bir lise olmadığını, İstanbul'un 500 mahallesinde ortaöğretim okulunun bulunmadığını öne süren Akaydın, FATİH Projesi'nin de 2014'te biteceği söylenmesine rağmen hala bitmediğini ifade etti.
Kaynak: AA
Usluer, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, eğitim sistemine yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, ayaküstü, yurt dışına çıkarken, lafın arasında "Bu TEOG ne, kaldıralım" dediğini öne süren Usluer, "TEOG'un ne olduğunu onlar biliyor. Onlardan önce TEOG, OKS, SBS yoktu. Bunu Sayın Cumhurbaşkanı'nın sorması hepimizi şaşırttı, Milli Eğitim Bakanlığını da şaşırttı. Böyle bir açıklamadan sonra da Milli Eğitim Bakanlığını da aldı bir telaş. Ha deyince olmuyor tabii. Bakan konuştu, şapkadan ne çıktı, adını siz koyun." dedi.
Eğitimin bölgelere ayrıldığını, okulların nitelikli ve niteliksiz diye ikiye bölündüğünü belirten Usluer, ortaöğretim kurumlarının 600'ünün nitelikli okul kavramı içine konulduğunu, bu yüzde 10'luk kısıma girebilmek için merkezi sınav yapılacağını bildirdi.
Her ilde en az bir nitelikli okulun olup olmayacağını soran Usluer, "TEOG da bir çıkmaz sokaktı ama gelinen nokta çıkışı hiç olmayan bir sokak." ifadesini kullandı.
Usluer, 1 milyon 800 bin öğrencinin, nitelikli 600 okula girebilmek için sınava gireceğini, merkezi sınavların, bazı okullara girebilmek için sınav sistemlerinin dünyanın her yerinde olduğunu anlattı. Usluer, eğitimde esas olanın, olanak ve fırsat eşitliğinin sağlanması olduğuna değindi.
Usluer, bütçeden en fazla pay ayrılan bakanlıklardan birinin Milli Eğitim Bakanlığı olduğunun söylendiğini belirterek, şunları kaydetti:
"2017 'de Milli Eğitim Bakanlığının bütçesi, yüzde 13,18'di. 2018'de ise yüzde 12,3. Bu nasıl bir sevinç, nasıl bir övünme? Eğitim bütçesinin, milli gelire oranının OECD ortalaması 6. 2017'de bu oran yüzde 3,54, gelecek yıl 2,69. 15 Temmuz 2016'da Milli Eğitim Bakanlığı çok büyük yara aldı, öğretmen yaralandı, öğrenciler yaralı, okullar yıkıldı. 15 Temmuz 2016 itibarıyla milli eğitim sistemimiz yoğun bakımda. O zaman hastayı tedavi edeceğiz. Yoğun bakım tedavisi zordur, mültidisipliner çalışma gerekir. AKP yoğun bakımın kapılarını kapatmış, 'Giremezsiniz. Müfredatı ben belirlerim, bütçemi yaparım, bütçemi imam hatip ve din eğitimine ayırırım.' diyor."
Basın toplantısında konuşan CHP Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın da laik, bilimsel eğitim sisteminden uzaklaşıldığını, gerici, gayribilimsel eğitim sisteminin çocuklara dayatıldığını savundu.
Türkiye'nin 191 ilçesinde imam hatip lisesi dışında bir lise olmadığını, İstanbul'un 500 mahallesinde ortaöğretim okulunun bulunmadığını öne süren Akaydın, FATİH Projesi'nin de 2014'te biteceği söylenmesine rağmen hala bitmediğini ifade etti.