Bakan Fakıbaba Açıklaması 'Küçük Ve Orta İşletmelere Çok Önem Vereceğiz, 2018'Den İtibaren Göreceksiniz'
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, "Küçük ve orta işletmelere çok önem vereceğiz. İnşallah 2018’den itibaren göreceksiniz, nasıl destekler veriliyor. Tarım Bakanlığının personeli seferber olacaklar. Nasıl hamile bir anne kontrol altında tutuluyorsa bizim de gebe olan düvelerimiz kontrol altında tutulacak ve mutlaka buzağıların aşıları bedava yapılacak. Biz 1 Ocak’ı beklemek zorundayız" dedi.
"Buzağı Kayıplarının Önlenmesi Çalıştayı"nın sonuç değerlendirme toplantısında konuşan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Fakıbaba, “Gelir gelmez et meselesi ve altında yatan etiyolojik nedenlere bakıyoruz. Et neden böyle, nasıl ithalat olmadan vatandaşlarımızın et ihtiyacını karşılarız bunun sebebine indiğimizde en başta buzağı olduğunu görüyoruz. Ot olmadan et ve süt olmadan, ana olmadan dana olmaz. Gebe takibini mutlaka yapmamız lazım. Buzağılara kendi çocuğumuz kadar değer vermediğimiz takdirde bunun acısını çekeceğimizi 4 aylık süreçte gördüm. Büyük işletmelerde ölüm oranlarını soruyorum ve bizde hemen hemen hiç ölüm yok diyorlar. Amerika’da yüzde 5 oranında bir ölüm oranı varken bizdeki büyük işletmelerde bu hemen hemen sıfırdır. Ölüm oranlarımız küçük aile işletmelerinde ve orta ölçekli aile işletmelerinde oluyor. Eğitimde biz zorlanıyoruz. Biz üreticiyi eğitimle buluşturacağız" şeklinde konuştu.
"Hiçbir zaman dışarıdan etin gelmesini şahsen istemiyorum ve beni çok rahatsız ediyor"
Yurt dışından et gelmesini istemediğini ve bunun kendisini çok rahatsız ettiğini vurgulayan Fakıbaba, "Ben arkadaşlarıma inanıyorum ve güveniyorum. Bu bir takım oyunudur. Brezilya, Fransa nasıl başardıysa biz de bunu başaracağız. Bu işi ithalatla sürdüremeyeceğimizi söylüyorum. Diyorlar ki ’Çelişkili laflar söylüyor.’Çelişki falan yok. Geldiğim günden beri aynı şeyi söylüyorum, bizim için yerli üretici başımızın tacıdır. Lafla olmaz, ben de bunu biliyorum ama bir kerede de her şey olmuyor, biraz zaman isteyen bir olay” dedi.
Et ve Süt Kurumunun marketlere kırmızı et satışıyla yaptığı piyasa regülasyonuna değinen Fakıbaba, amaçlarının hiçbir zaman özel sektörle yarışmak olmadığını, tek görevlerinin regülasyon olduğunu ifade etti.
“2018’den itibaren göreceksiniz, nasıl destekler veriliyor”
"Küçük ve orta işletmelere çok önem vereceğiz" diyen Fakıbaba, "İnşallah 2018’den itibaren göreceksiniz, nasıl destekler veriliyor. Tarım Bakanlığının personeli seferber olacaklar. Nasıl hamile bir anne kontrol altında tutuluyorsa bizim de gebe olan düvelerimiz kontrol altında tutulacak ve mutlaka buzağıların aşıları bedava yapılacak. Biz 1 Ocak’ı beklemek zorundayız. Aşılar yapılırken veteriner arkadaşlarımız ücret alıyorlar. Biz dedik ki ’Veteriner arkadaşlarımızın hakkıdır bu ancak aşı paralarını vatandaşların ödemesi doğru değildir.’ Bunların hepsi tek tek hallolacak. Yerli üreticiler emin olsunlar, biz zarar ettirmeyiz, kar ettiririz ama deli paralar da kazandırmayız. Benim için üretici çok önemli ama tüketici 80 milyon kardeşim de çok önemli. Bunun dengesini bulmak zorundayız” açıklamasında bulundu.
5,5 milyon ana büyükbaş hayvan bulunduğunu, bunun 6,5 milyona çıkarılması gerektiğini kaydeden Bakan Fakıbaba, "Bunun için 1 milyon düveye ihtiyaç var. 2018 ve 2019 yılında 1 milyon düveyi Türkiye tarımına kazandırdığımız takdirde bizim işimiz zor değil” şeklinde konuştu.
Fakıbaba, ayrıca kırmızı et sorununun çözümü için 2018’den itibaren 50 büyükbaş hayvanın altında yetiştiricilik yapan küçük işletmelere, ruhsatlı kesimhanelerde kestirilen her hayvan başına 250 lira destek verileceğini bildirdi.
Ankara Valisi Ercan Topaca ise, buzağı ölümlerinin yüzde 5 bile olsa bunun 250 bin kayıp anlamına geldiğini ve buzağı ölümlerinin önüne geçilmesi gerektiğini vurgulayarak, Ankara’da bunu sistematik olarak elektronik ortamda takip edecek bir yapı arayışında olduklarını kaydetti.
Kaynak: İHA
"Hiçbir zaman dışarıdan etin gelmesini şahsen istemiyorum ve beni çok rahatsız ediyor"
Yurt dışından et gelmesini istemediğini ve bunun kendisini çok rahatsız ettiğini vurgulayan Fakıbaba, "Ben arkadaşlarıma inanıyorum ve güveniyorum. Bu bir takım oyunudur. Brezilya, Fransa nasıl başardıysa biz de bunu başaracağız. Bu işi ithalatla sürdüremeyeceğimizi söylüyorum. Diyorlar ki ’Çelişkili laflar söylüyor.’Çelişki falan yok. Geldiğim günden beri aynı şeyi söylüyorum, bizim için yerli üretici başımızın tacıdır. Lafla olmaz, ben de bunu biliyorum ama bir kerede de her şey olmuyor, biraz zaman isteyen bir olay” dedi.
Et ve Süt Kurumunun marketlere kırmızı et satışıyla yaptığı piyasa regülasyonuna değinen Fakıbaba, amaçlarının hiçbir zaman özel sektörle yarışmak olmadığını, tek görevlerinin regülasyon olduğunu ifade etti.
“2018’den itibaren göreceksiniz, nasıl destekler veriliyor”
"Küçük ve orta işletmelere çok önem vereceğiz" diyen Fakıbaba, "İnşallah 2018’den itibaren göreceksiniz, nasıl destekler veriliyor. Tarım Bakanlığının personeli seferber olacaklar. Nasıl hamile bir anne kontrol altında tutuluyorsa bizim de gebe olan düvelerimiz kontrol altında tutulacak ve mutlaka buzağıların aşıları bedava yapılacak. Biz 1 Ocak’ı beklemek zorundayız. Aşılar yapılırken veteriner arkadaşlarımız ücret alıyorlar. Biz dedik ki ’Veteriner arkadaşlarımızın hakkıdır bu ancak aşı paralarını vatandaşların ödemesi doğru değildir.’ Bunların hepsi tek tek hallolacak. Yerli üreticiler emin olsunlar, biz zarar ettirmeyiz, kar ettiririz ama deli paralar da kazandırmayız. Benim için üretici çok önemli ama tüketici 80 milyon kardeşim de çok önemli. Bunun dengesini bulmak zorundayız” açıklamasında bulundu.
5,5 milyon ana büyükbaş hayvan bulunduğunu, bunun 6,5 milyona çıkarılması gerektiğini kaydeden Bakan Fakıbaba, "Bunun için 1 milyon düveye ihtiyaç var. 2018 ve 2019 yılında 1 milyon düveyi Türkiye tarımına kazandırdığımız takdirde bizim işimiz zor değil” şeklinde konuştu.
Fakıbaba, ayrıca kırmızı et sorununun çözümü için 2018’den itibaren 50 büyükbaş hayvanın altında yetiştiricilik yapan küçük işletmelere, ruhsatlı kesimhanelerde kestirilen her hayvan başına 250 lira destek verileceğini bildirdi.
Ankara Valisi Ercan Topaca ise, buzağı ölümlerinin yüzde 5 bile olsa bunun 250 bin kayıp anlamına geldiğini ve buzağı ölümlerinin önüne geçilmesi gerektiğini vurgulayarak, Ankara’da bunu sistematik olarak elektronik ortamda takip edecek bir yapı arayışında olduklarını kaydetti.