SMA Hastası Genç Kız İkinci Kitabını Çıkarmaya Hazırlanıyor
Konya’da yaşayan 19 yaşındaki SMA hastası Büşra Ateş, hastalığına rağmen hayata sıkı sıkı bağlanıyor. Okuma ve öğrenmeye hiç ara vermeden devam eden, liseyi evde gördüğü eğitimle bitiren Ateş, 2016 yılında yazdığı “Ağlayan Kalpler” isimli kitabın ardından şu anda da şiir-deneme üzerine çıkaracağı ikinci kitabının hazırlıklarını sürdürüyor. Genç yazar, bu sene gireceği üniversite sınavında Hukuk Fakültesini kazanmak istiyor.
2016 yılında Ağlayan Kalpler kitabını yazan Büşra Ateş, kendisi gibi bu hastalığı yaşayan arkadaşlarına umut olmak adına bu kitabı yazdığının belirterek, “1998 yılında Konya’da SMA Tip 2 (Gevşek Bebek Sendromu) hastası olarak doğdum. SMA Tip 2 kaslardan gelen bir rahatsızlık olduğu için doğuştan yürüyemiyorum, okula gidemedim hastalığımdan dolayı. 9 yaşıma geldiğimde evde eğitim aldım ama evde eğitime başladığımda zaten kendi çabalarımla okumayı, yazmayı öğrenmiştim. Fakat 2 yıl önce bazı sağlık sorunlarımdan dolayı evde eğitime ara vermek zorunda kaldım. Bu süre içerisinde kendimi epeyi boşlukta hissettim ama benim bir sözüm vardı hep kullandığım, ’Uçurumun kenarındayım derken asıl uçurumun kendimiz olduğunu fark ederiz’ diye, ben de bunu anladım ve yazmaya başladım. Ağlayan Kalpleri yazma sürecim bu şekilde başladı.
Uzun süre hastanelerde kaldım. Bu süreç içerisinde zor dönemler atlattım ama yılmadan devam ettim. Daha sonra Ağlayan Kalpler çıktı ve güzel tepkiler aldım, özellikle kendim gibi rahatsızlığı olan arkadaşlarımdan. Onlara zaten umut olmak adına yazmıştım. Ağlayan Kalpler benim için bir kitaptan daha fazlası, manevi olarak çok büyük bir anlamı var. Ben kendi sorunlarımla yani her şeyi karanlığa boyamak yerine bir ışıltı bulabilmek adına yazdım ve onlara da bir şeyler katabilmeyi amaç edindim bu süreç içerisinde. Öyle de olduğunu düşünüyorum açıkçası gelen tepkilerden. Onlar da biz de çok umutsuzluğa düştüğümüz dönemler oldu. Hayatta hepimizin her şeyin olabileceğini bize de göstermiş oldun diye birçok mesaj aldım” ifadelerini kullandı.
“Acı, bilginin bedene inmesidir”
İkinci kitabını şiir-deneme üzerine yazmayı düşünen 19 yaşındaki engelli yazar, SMA hastalarının umutsuzluğa düşmemesi gerektiğini belirterek, “Şu anda ikinci kitabın hazırlığı da devam ediyor aynı zamanda üniversite sınavına hazırlanıyorum. İkinci kitabı şiir-deneme üzerine düşünüyorum. Üniversite sınavında ise hukuk bölümünü istiyorum çünkü eğitim-sağlık alanında birçok haksızlıkla karşı karşıya geldim, bunun için de hukuk istiyorum inşallah olursa. Hastalıkla mücadele edenlere tavsiyem; mutsuzluğa düşmemek gerekiyor. Bir söz vardır, ’Acı bilginin bedene inmesidir’ diye. Ben bu acıyı elbette bir şekilde yaşayacaktım, eğer bu hastalığım olmasaydı da farklı şekillerde. Ama ben bunu kendime bir bahane olarak görmedim hiçbir zaman. Bir şeyler yapmak istedim diğer insanlar için de, çünkü bizi diğer canlılardan ayıran bir akıl verilmiş hepimize ve bence bu bir sorumluluk demek. Ben de kendimde bu sorumluluğu gördüm. Ben yapabiliyorsam herkes hayatında bir şeyler yapabilir bence. Özellikle Ağlayan Kalplerde bir bölüm var, kırlangıçlar diye, esarete mahkum olan kırlangıçlar diye. Bütün kuşlar uçmayı hak eder, gökyüzünü hak eder, bence kırlangıçlar da hak eder. Bunu okuyucular anlamıştır zaten. Ama bu özgülüğe ulaşmak için zorluklara da katlanmak gerekiyor elbette. Bu bazen yazmakta gizlidir, bazen çizmekte ama kesinlikle imkansız değildir diye düşünüyorum” dedi.
"Yayınevleri, genç kalemlere destek olmalı"
Yazdığı Ağlayan Kalpler kitabının Türkiye’nin her yerinde satılmasını isteyen Ateş, “Ben Ağlayan Kalpleri kendi çabalarımla bir sorumluluk adına yazdım. Ama maalesef şu an sadece Konya’da mevcut, diğer illerden de ulaşmak isteyen insanlar var. Yayınevleri genç bir kalem olduğum içim beni sürekli ertelediler, geri çevirdiler. Bu yüzden açıkçası bunu duyurmak istiyorum. Sonuçta ben elimden geleni yapabildim, onlar da görevini yapmalı diye düşünüyorum. Çünkü yaşanabilir dünya için herkes işini yaptığı sürece her şey daha iyi olacaktır. O gazetelerde okuduğumuz, haberlerde gördüğümüz acı şeylerin çoğunun yok olacağını düşünüyorum. O yüzden biraz da genç kalemlere bu yolda destek olunması gerektiğini belirtmek istiyorum” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Uzun süre hastanelerde kaldım. Bu süreç içerisinde zor dönemler atlattım ama yılmadan devam ettim. Daha sonra Ağlayan Kalpler çıktı ve güzel tepkiler aldım, özellikle kendim gibi rahatsızlığı olan arkadaşlarımdan. Onlara zaten umut olmak adına yazmıştım. Ağlayan Kalpler benim için bir kitaptan daha fazlası, manevi olarak çok büyük bir anlamı var. Ben kendi sorunlarımla yani her şeyi karanlığa boyamak yerine bir ışıltı bulabilmek adına yazdım ve onlara da bir şeyler katabilmeyi amaç edindim bu süreç içerisinde. Öyle de olduğunu düşünüyorum açıkçası gelen tepkilerden. Onlar da biz de çok umutsuzluğa düştüğümüz dönemler oldu. Hayatta hepimizin her şeyin olabileceğini bize de göstermiş oldun diye birçok mesaj aldım” ifadelerini kullandı.
“Acı, bilginin bedene inmesidir”
İkinci kitabını şiir-deneme üzerine yazmayı düşünen 19 yaşındaki engelli yazar, SMA hastalarının umutsuzluğa düşmemesi gerektiğini belirterek, “Şu anda ikinci kitabın hazırlığı da devam ediyor aynı zamanda üniversite sınavına hazırlanıyorum. İkinci kitabı şiir-deneme üzerine düşünüyorum. Üniversite sınavında ise hukuk bölümünü istiyorum çünkü eğitim-sağlık alanında birçok haksızlıkla karşı karşıya geldim, bunun için de hukuk istiyorum inşallah olursa. Hastalıkla mücadele edenlere tavsiyem; mutsuzluğa düşmemek gerekiyor. Bir söz vardır, ’Acı bilginin bedene inmesidir’ diye. Ben bu acıyı elbette bir şekilde yaşayacaktım, eğer bu hastalığım olmasaydı da farklı şekillerde. Ama ben bunu kendime bir bahane olarak görmedim hiçbir zaman. Bir şeyler yapmak istedim diğer insanlar için de, çünkü bizi diğer canlılardan ayıran bir akıl verilmiş hepimize ve bence bu bir sorumluluk demek. Ben de kendimde bu sorumluluğu gördüm. Ben yapabiliyorsam herkes hayatında bir şeyler yapabilir bence. Özellikle Ağlayan Kalplerde bir bölüm var, kırlangıçlar diye, esarete mahkum olan kırlangıçlar diye. Bütün kuşlar uçmayı hak eder, gökyüzünü hak eder, bence kırlangıçlar da hak eder. Bunu okuyucular anlamıştır zaten. Ama bu özgülüğe ulaşmak için zorluklara da katlanmak gerekiyor elbette. Bu bazen yazmakta gizlidir, bazen çizmekte ama kesinlikle imkansız değildir diye düşünüyorum” dedi.
"Yayınevleri, genç kalemlere destek olmalı"
Yazdığı Ağlayan Kalpler kitabının Türkiye’nin her yerinde satılmasını isteyen Ateş, “Ben Ağlayan Kalpleri kendi çabalarımla bir sorumluluk adına yazdım. Ama maalesef şu an sadece Konya’da mevcut, diğer illerden de ulaşmak isteyen insanlar var. Yayınevleri genç bir kalem olduğum içim beni sürekli ertelediler, geri çevirdiler. Bu yüzden açıkçası bunu duyurmak istiyorum. Sonuçta ben elimden geleni yapabildim, onlar da görevini yapmalı diye düşünüyorum. Çünkü yaşanabilir dünya için herkes işini yaptığı sürece her şey daha iyi olacaktır. O gazetelerde okuduğumuz, haberlerde gördüğümüz acı şeylerin çoğunun yok olacağını düşünüyorum. O yüzden biraz da genç kalemlere bu yolda destek olunması gerektiğini belirtmek istiyorum” şeklinde konuştu.