Parmaklarını Kaybetmesi Marangozluk Yapmasına Engel Olmadı
Zonguldak'ta bir yakınının atölyesinde öğrendiği marangozluğu ilerlemiş yaşına ve kalp rahatsızlığına rağmen 62 yıldır sürdüren İsmet Coşkun, mesleğini ilk günkü aşkla yapmaya devam ediyor İş kazasında sağ el parmakları kopmasına rağmen mesleğinden vazgeçmeyen Coşkun, kentte 'yılın ahisi' seçilmenin mutluluğunu yaşıyor Marangoz Coşkun: 'İnsanlar yaptığı işi aşkla ve severek yapmalı. Ben de bu işi 62 yıldır severek yapıyorum. Ömrüm yettiğince de yapmaya çalışacağım'
GÖKHAN YILMAZ - Zonguldak'ta uğruna sağ el parmaklarını kaybettiği marangozluğu ilk günkü heyecanla sürdüren ve kentte yılın ahisi seçilen İsmet Coşkun (76), ilerlemiş yaşına ve kalp rahatsızlığına rağmen üretime katkıda bulunmanın sevincini yaşıyor.
Tepebaşı Mahallesi'nde ikamet eden 3 çocuk, 6 torun sahibi Coşkun, 14 yaşındayken bir yakınının atölyesinde çırak olarak çalışmaya başladı. Mesleği öğrendikten sonra zamanla işinde ilerleyen Coşkun, açtığı iş yerinde marangozluğu sürdürerek kentte aranılan bir usta oldu.
Coşkun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mesleği sayesinde 3 çocuğunu üniversitede okutup evlendirdiğini söyledi.
Her sabah işine ilk günkü heyecanla gittiğini belirten Coşkun, "Belirli bir yaşa geldikten sonra hala bu işi yapabilmenin gururunu yaşıyorum. Bir işi yaptıktan sonra teşekkür edilmesi bile benim için onur." dedi.
Coşkun, 27 yıl önce kereste keserken elini hızara kaptırdığını anlatarak, "Makine elimden ağacı aldığı gibi elim makinenin üzerinde kaldı. Parmaklarımı kaybettim. Bu durum insanda büyük bir yıkama ve moral çöküntüsüne neden oluyor. En sonunda alışıyorsunuz. Zaman her şeyi unutturuyor insana. Parmaklarım olmamasına rağmen yapabildiğim kadarıyla bu işi yapmaya devam ediyorum." diye konuştu.
- Kentte "yılın ahisi" seçildi
Coşkun, kentte yılın ahisi seçildiğini ve bundan ötürü mutluluk duyduğunu kaydederek, ahiliğin doğruluk, dürüstlük, ahlak ve maneviyat, işini iyi yapmak, yalan söylememek, kimseyi aldatmamak olduğunu ve buna layık olmaya çalıştığını dile getirdi.
Mesleklerinin unutulmaya yüz tuttuğunu ifade eden Coşkun, şunları dile getirdi:
"Ahşap işi zaten yok, çırak da yetişmeyince bu işin devam etmesi pek mümkün görülmüyor. Artık her şey fabrikasyon. Ahşabın yerini plastik aldı. O yüzden bu ahşap işi artık son. Mesleğin verdiği bir emek, uğraş var. El emeğinin yaptığı bir işi, güzellik ve ahengi hiçbir fabrikasyon tutmaz. Birçok kişi sokaklarda geziyor, kahvelerde oturuyorlar ama çalışmıyorlar. Halbuki çalışmış olsalar bir meslek sahibi olabilirler, ekonomiye katkıları olabilir, işsiz kalmazlar."
Coşkun, iş yerinde çalıştırmak üzere eleman bulamadığını dile getirerek, "Bulsak da, 'Ne vereceksin?' diyorlar. Biraz çalış, öğren, bir katkı sağla ki biz de sana katkı sağlayalım. Bu yaşıma geldiğim halde hala bir şeylere katkı yapmaya çalışıyorum. İnsanlar yaptığı işi aşkla ve severek yapmalı. Ben de bu işi 62 yıldır severek yapıyorum. Ömrüm yettiğince de yapmaya çalışacağım." sözlerine yer verdi.
Kaynak: AA
Tepebaşı Mahallesi'nde ikamet eden 3 çocuk, 6 torun sahibi Coşkun, 14 yaşındayken bir yakınının atölyesinde çırak olarak çalışmaya başladı. Mesleği öğrendikten sonra zamanla işinde ilerleyen Coşkun, açtığı iş yerinde marangozluğu sürdürerek kentte aranılan bir usta oldu.
Coşkun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mesleği sayesinde 3 çocuğunu üniversitede okutup evlendirdiğini söyledi.
Her sabah işine ilk günkü heyecanla gittiğini belirten Coşkun, "Belirli bir yaşa geldikten sonra hala bu işi yapabilmenin gururunu yaşıyorum. Bir işi yaptıktan sonra teşekkür edilmesi bile benim için onur." dedi.
Coşkun, 27 yıl önce kereste keserken elini hızara kaptırdığını anlatarak, "Makine elimden ağacı aldığı gibi elim makinenin üzerinde kaldı. Parmaklarımı kaybettim. Bu durum insanda büyük bir yıkama ve moral çöküntüsüne neden oluyor. En sonunda alışıyorsunuz. Zaman her şeyi unutturuyor insana. Parmaklarım olmamasına rağmen yapabildiğim kadarıyla bu işi yapmaya devam ediyorum." diye konuştu.
- Kentte "yılın ahisi" seçildi
Coşkun, kentte yılın ahisi seçildiğini ve bundan ötürü mutluluk duyduğunu kaydederek, ahiliğin doğruluk, dürüstlük, ahlak ve maneviyat, işini iyi yapmak, yalan söylememek, kimseyi aldatmamak olduğunu ve buna layık olmaya çalıştığını dile getirdi.
Mesleklerinin unutulmaya yüz tuttuğunu ifade eden Coşkun, şunları dile getirdi:
"Ahşap işi zaten yok, çırak da yetişmeyince bu işin devam etmesi pek mümkün görülmüyor. Artık her şey fabrikasyon. Ahşabın yerini plastik aldı. O yüzden bu ahşap işi artık son. Mesleğin verdiği bir emek, uğraş var. El emeğinin yaptığı bir işi, güzellik ve ahengi hiçbir fabrikasyon tutmaz. Birçok kişi sokaklarda geziyor, kahvelerde oturuyorlar ama çalışmıyorlar. Halbuki çalışmış olsalar bir meslek sahibi olabilirler, ekonomiye katkıları olabilir, işsiz kalmazlar."
Coşkun, iş yerinde çalıştırmak üzere eleman bulamadığını dile getirerek, "Bulsak da, 'Ne vereceksin?' diyorlar. Biraz çalış, öğren, bir katkı sağla ki biz de sana katkı sağlayalım. Bu yaşıma geldiğim halde hala bir şeylere katkı yapmaya çalışıyorum. İnsanlar yaptığı işi aşkla ve severek yapmalı. Ben de bu işi 62 yıldır severek yapıyorum. Ömrüm yettiğince de yapmaya çalışacağım." sözlerine yer verdi.