'Uluslararası Manisa Sempozyumu' Başladı
Türk Tarih Kurumu ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi iş birliği ile düzenlenen “Şehzade II. Mehmet, Manisa Tarihi-Kültürü-Ekonomisi” konulu Uluslararası Manisa Sempozyumu, başladı.
Türk Tarih Kurumu ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi iş birliği ile 26-28 Ekim 2017 tarihlerinde düzenlenecek olan “Şehzade II. Mehmet, Manisa Tarihi-Kültürü-Ekonomisi” konulu Uluslararası Manisa Sempozyumu, 26 Ekim 2017 tarihinde gerçekleştirilen açılış töreni ile başladı.
MCBÜ Halk Oyunları Topluluğunun sunduğu Manisa Zeybeği ile başlayan törenin açılış konuşmasını yapan MCBÜ Rektörü Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, antik dönemden bu yana pek çok farklı kültüre ev sahipliği yapan Manisa ve çevresinin tarih boyunca Anadolu’nun cazibe merkezlerinden birisi olduğunu dile getirdi. 1313 yılından itibaren Müslüman/Türk topluluklarına yurt olmaya başlayan Manisa ve çevresinden bir cihan devleti olan Osmanlı’nın da ziyadesiyle istifade ettiğini belirten Çelebi, “Osmanlı tahtının adayı olan şehzadeler, devlet tecrübesi kazanmak için Manisa’da Sancak Beyliği yapmışlardır. Fatih Sultan Mehmed ve Kanuni Sultan Süleyman gibi iki büyük padişahın gençlik yıllarının bir kısmının geçtiği Manisa, Şehzadeler Şehri olarak anılmaya başlamıştır. Bu dönemde gerek Saruhan Sancağı, gerekse Manisa şehri tam bir Türk-İslam şehri görünümü kazanmıştır" dedi.
Son üç yıl içinde gerçekleştirilen çok sayıda bilimsel etkinlikle Manisa’nın tarihi ve kültürel yönlerine ışık tutmaya, bugününü anlamaya ve açıklamaya çalıştıklarını belirten Çelebi, Manisa Sempozyumunu iki yılda bir tekrarlayarak geleneksel hale getirmek istediklerini belirtti.
"Devletin bireysel olarak bana verdiği yetkiyi son sınırına kadar zorluyorum"
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan ise, Türk Tarih Kurumunun varlığının önemine dikkat çekerek başladığı konuşmasında, Atatürk tarafından kuruluşundan bu yana Kurumun Türk ve Türkiye tarihi ile ilgili çalışmalarını hız kaybetmeden sürdürdüğünü belirtti.
Prof. Dr. Turan, “Bugün üniversite sayısı vakıf üniversitelerini de saydığımızda 200’ün üzerinde. Türk Tarih Kurumu hepsine hitap etmeye çalışıyor, onlarla bağlantı kuruyor ve bu bağlantılarından da zevk duyuyor. Son iki yılda 60’ın üzerinde desteğimiz var. Devletin bireysel olarak bana verdiği yetkiyi son sınırına kadar zorluyorum” dedi.
“Tarih deyice, biz Türk ve Türkiye tarihi dedik, Müslüman Türk tarihinden önce Anadolu’daki kültür ve medeniyetleri de unutmuyoruz” diyen Prof. Dr. Turan, rahmetli Prof. Dr. Bahaeddin Ögel’in ilke bağlamından, “Bunlar belki bizim milli kültürümüz değil ama milli mirasımız” ifadesini hiçbir zaman unutmadığını, kendi adına bir prensip olarak belirlediğini ifade ederek, “Muğla’dan Kars’a kadar Türkiye’de bu kültürümüze de sahip çıkıyoruz. Yani Türkler gelmeden önceki Anadolu Medeniyetlerine. Destek son iki yıldır dörde katlandı ve iştiyakla, zevkle devam edecek. Yeter ki arkadaşlarımız bize ulaşsınlar. Bunu her şeyden önce Türk Tarih Kurumunun kendi itibarı, görevi ve ağırlığı olarak da kabul ediyoruz. Bu şekilde dostluklar da artıyor. Prof. Dr. Ahmet Kemal Çelebi Hocamız, benim gözümden gönlümden düşmeyecek bir şahsiyet. Prof. Dr. Ahmet Kemal Çelebi ve Prof. Dr. Muzaffer Tepekaya arkadaşımı bu programlar dolayısıyla kutluyorum" ifadelerini kullandı.
İstanbul’u fetheden Sultan II. Mehmet, onun yetiştiği, devlet adamı olarak temayüz ettiği yer ve şehrin de Manisa olduğuna dikkat çeken Turan, Manisa’nın emsalsiz, hiçbir zaman göz ardı edilmeyecek bir tarihi tarafı olduğunu belirtti.
46 yıl ile Türk tarihine ve Osmanlı tarihine damga vuran Kanuni Sultan Süleyman’ın da Manisa’da yetiştiğine işaret eden Turan, “Manisa Evliya Çelebi’nin dediği gibi hakikaten sihirli kalesiyle, Dumanlı Dağı, akan Gediz Irmağı ile içinde güller, gülistanlar, reyhanlar olan ovasıyla insanın hayat bulduğu bir yer” diye konuştu.
İki gün boyunca 205 bildirinin sunulacağı sempozyum, 52 paralel oturumla Prof. Dr. Ümit Doğay Arınç Kültür Merkezinde devam edecek. Uluslararası Manisa Sempozyumunda ayrıca; MCBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muzaffer Tepekaya ve Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alpay Bizbirlik’in hazırladığı “Manisa Hazirelerinden Kitabe Örnekleri”, Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serap Özkan Kılıç’ın hazırladığı “Fotoğraflarla Manisa’da Definecilik ve Eski Eser Yağması”, Prof. Dr. Muzaffer Tepekaya ve Fen-Edebiyat Fakültesi Araştırma Görevlisi Dr. Beral Alacı’nın hazırladığı “Kuvayi Milliye’den Reis-i Cumhurluğa Fotoğraflarla Celal Bayar” konulu sergiler beğeniye sunuldu.
Süleyman Demirel Kültür Merkezinde gerçekleştirilen açılış törenine Manisa Vali Vekili Hasan Volkan Köksal, Tugay Komutanı Albay Güven Dere, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, MCBÜ Rektörü Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Turan Gökçe, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bayram Akça, MCBÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Bilal Gümüş ve Prof. Dr. Muzaffer Tepekaya ve yurt içi ve yurt dışından çok sayıda bilim insanı ve araştırmacı katıldı.
Kaynak: İHA
MCBÜ Halk Oyunları Topluluğunun sunduğu Manisa Zeybeği ile başlayan törenin açılış konuşmasını yapan MCBÜ Rektörü Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, antik dönemden bu yana pek çok farklı kültüre ev sahipliği yapan Manisa ve çevresinin tarih boyunca Anadolu’nun cazibe merkezlerinden birisi olduğunu dile getirdi. 1313 yılından itibaren Müslüman/Türk topluluklarına yurt olmaya başlayan Manisa ve çevresinden bir cihan devleti olan Osmanlı’nın da ziyadesiyle istifade ettiğini belirten Çelebi, “Osmanlı tahtının adayı olan şehzadeler, devlet tecrübesi kazanmak için Manisa’da Sancak Beyliği yapmışlardır. Fatih Sultan Mehmed ve Kanuni Sultan Süleyman gibi iki büyük padişahın gençlik yıllarının bir kısmının geçtiği Manisa, Şehzadeler Şehri olarak anılmaya başlamıştır. Bu dönemde gerek Saruhan Sancağı, gerekse Manisa şehri tam bir Türk-İslam şehri görünümü kazanmıştır" dedi.
Son üç yıl içinde gerçekleştirilen çok sayıda bilimsel etkinlikle Manisa’nın tarihi ve kültürel yönlerine ışık tutmaya, bugününü anlamaya ve açıklamaya çalıştıklarını belirten Çelebi, Manisa Sempozyumunu iki yılda bir tekrarlayarak geleneksel hale getirmek istediklerini belirtti.
"Devletin bireysel olarak bana verdiği yetkiyi son sınırına kadar zorluyorum"
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan ise, Türk Tarih Kurumunun varlığının önemine dikkat çekerek başladığı konuşmasında, Atatürk tarafından kuruluşundan bu yana Kurumun Türk ve Türkiye tarihi ile ilgili çalışmalarını hız kaybetmeden sürdürdüğünü belirtti.
Prof. Dr. Turan, “Bugün üniversite sayısı vakıf üniversitelerini de saydığımızda 200’ün üzerinde. Türk Tarih Kurumu hepsine hitap etmeye çalışıyor, onlarla bağlantı kuruyor ve bu bağlantılarından da zevk duyuyor. Son iki yılda 60’ın üzerinde desteğimiz var. Devletin bireysel olarak bana verdiği yetkiyi son sınırına kadar zorluyorum” dedi.
“Tarih deyice, biz Türk ve Türkiye tarihi dedik, Müslüman Türk tarihinden önce Anadolu’daki kültür ve medeniyetleri de unutmuyoruz” diyen Prof. Dr. Turan, rahmetli Prof. Dr. Bahaeddin Ögel’in ilke bağlamından, “Bunlar belki bizim milli kültürümüz değil ama milli mirasımız” ifadesini hiçbir zaman unutmadığını, kendi adına bir prensip olarak belirlediğini ifade ederek, “Muğla’dan Kars’a kadar Türkiye’de bu kültürümüze de sahip çıkıyoruz. Yani Türkler gelmeden önceki Anadolu Medeniyetlerine. Destek son iki yıldır dörde katlandı ve iştiyakla, zevkle devam edecek. Yeter ki arkadaşlarımız bize ulaşsınlar. Bunu her şeyden önce Türk Tarih Kurumunun kendi itibarı, görevi ve ağırlığı olarak da kabul ediyoruz. Bu şekilde dostluklar da artıyor. Prof. Dr. Ahmet Kemal Çelebi Hocamız, benim gözümden gönlümden düşmeyecek bir şahsiyet. Prof. Dr. Ahmet Kemal Çelebi ve Prof. Dr. Muzaffer Tepekaya arkadaşımı bu programlar dolayısıyla kutluyorum" ifadelerini kullandı.
İstanbul’u fetheden Sultan II. Mehmet, onun yetiştiği, devlet adamı olarak temayüz ettiği yer ve şehrin de Manisa olduğuna dikkat çeken Turan, Manisa’nın emsalsiz, hiçbir zaman göz ardı edilmeyecek bir tarihi tarafı olduğunu belirtti.
46 yıl ile Türk tarihine ve Osmanlı tarihine damga vuran Kanuni Sultan Süleyman’ın da Manisa’da yetiştiğine işaret eden Turan, “Manisa Evliya Çelebi’nin dediği gibi hakikaten sihirli kalesiyle, Dumanlı Dağı, akan Gediz Irmağı ile içinde güller, gülistanlar, reyhanlar olan ovasıyla insanın hayat bulduğu bir yer” diye konuştu.
İki gün boyunca 205 bildirinin sunulacağı sempozyum, 52 paralel oturumla Prof. Dr. Ümit Doğay Arınç Kültür Merkezinde devam edecek. Uluslararası Manisa Sempozyumunda ayrıca; MCBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muzaffer Tepekaya ve Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alpay Bizbirlik’in hazırladığı “Manisa Hazirelerinden Kitabe Örnekleri”, Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serap Özkan Kılıç’ın hazırladığı “Fotoğraflarla Manisa’da Definecilik ve Eski Eser Yağması”, Prof. Dr. Muzaffer Tepekaya ve Fen-Edebiyat Fakültesi Araştırma Görevlisi Dr. Beral Alacı’nın hazırladığı “Kuvayi Milliye’den Reis-i Cumhurluğa Fotoğraflarla Celal Bayar” konulu sergiler beğeniye sunuldu.
Süleyman Demirel Kültür Merkezinde gerçekleştirilen açılış törenine Manisa Vali Vekili Hasan Volkan Köksal, Tugay Komutanı Albay Güven Dere, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, MCBÜ Rektörü Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Turan Gökçe, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bayram Akça, MCBÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Bilal Gümüş ve Prof. Dr. Muzaffer Tepekaya ve yurt içi ve yurt dışından çok sayıda bilim insanı ve araştırmacı katıldı.