Meyveciliğin 5 Değerli Ürününden Ekonomiye 15,8 Milyarlık Katkı
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, sert kabuklular denilen fındık, kestane, Antep fıstığı, ceviz ve bademin ülke meyveciliğinin yüz akı olduğunu, meyveciliğin 5 değerli ürününün ekonomiye 15,8 milyar liralık katkı yaptığını söyledi.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, sert kabuklu meyvelerin ülke ekonomisine yaptığı katkıya ilişkin basın açıklamasında bulundu. Bayraktar, yaptığı açıklamada sert kabuklu meyvelerin ülke meyveciliğinde özel bir yere sahip olduğunu, değer olarak toplam meyve üretiminin yüzde 38,3’ünü, toplam bitkisel üretimin yüzde 13,2’sini karşılayan 5 üründe Türkiye’nin dünya üretiminin yüzde 5,9’unu gerçekleştirdiğini, sıralamada ise Çin, ABD ve İran’ın ardından 4’üncü olduğunu vurguladı. Dünya sert kabuklu meyve üretiminin yüzde 24,6’sını Çin’in, yüzde 6,9’unu ABD’nin, yüzde 6,2’sini İran’ın karşıladığını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Dünya nüfusunun sadece yüzde 1,1’ini barındırmasına rağmen Türkiye, sert kabuklu meyvelerden fındıkta dünya üretiminin yüzde 63,1’ini, Antep fıstığında yüzde 9,3’ünü, cevizde yüzde 5,2’sini, kestanede yüzde 3,1’ini, bademde yüzde 2,7’sini gerçekleştiriyor. Fındık üretiminde 1’nci, kestane ve Antep fıstığı üretiminde 3’ncü, cevizde 4’ncü, bademde 7’nci sırada bulunuyor. 2015 yılında Türkiye, 9 milyar 709,4 milyon liralık fındık, 2 milyar 555,5 milyon liralık ceviz, 2 milyar 514,2 milyon liralık Antep fıstığı, 585,6 milyon liralık badem, 466 milyon liralık kestane üretti. 5 sert kabuklu üründe toplam üretim, 15 milyar 830,7 milyon lirayı buldu. Sert kabuklu meyveler ihracatında ABD’nin ardından ikinci olan Türkiye’nin dünya sert kabuklu meyveler ihracatında aldığı pay yüzde 11,1’e ulaşıyor. Badem ihracatındaki büyük rakamlar nedeniyle ABD, sert kabuklu meyve ihracatında yüzde 45,5 payla ilk sırayı alıyor. İkinci olan Türkiye’yi yüzde 5,7 payla İspanya, yüzde 4,6 payla Avustralya, yüzde 3,9 payla Çin, yüzde 3,4 payla Almanya takip ediyor. İlginç olan sert kabuklu meyve üreticisi olmamasına karşın Almanya, ithal ettiği ürünü katma değer katarak yeniden ihraç etmesiyle dünya ihracatında 6’ncı sırayı alıyor. Fındık, kestane ve Antep fıstığında net ihracatçı olan Türkiye, badem ve cevizde net ithalatçı olmaktan bir türlü kurtulamıyor. Türkiye, ihracatta fındıkta dünyada 1’nci, kestanede 5’nci, cevizde 7’nci, Antep fıstığında 9’ncu, bademde 29’ncu sırada bulunuyor. 2005-2015 döneminde toplam ağaç sayısı bademde yüzde 157,6, cevizde yüzde 94, Antep fıstığında yüzde 12,3, fındıkta yüzde 8,7, kestanede yüzde 0,7 arttı. Aynı dönemde üretimdeki artış, Antep fıstığında yüzde 140, bademde yüzde 77,8, kestanede yüzde 27,5, cevizde yüzde 26,7, fındıkta yüzde 21,9 oldu.”
“Sert kabuklular değeri yüksek besin deposu”
Besin değeri yüksek olan sert kabuklu meyvelerde Türkiye’nin şanslı ülkeler arasında bulunduğuna dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Badem, kalsiyum ve E vitamini yönünden zengin durumda bulunuyor. Kestane, önemli ölçüde C vitamini ve B6 ihtiva ediyor. Fındık, kalp hastalıkları ve Parkinson’u önlemede önemli bir ürün konumundadır. Antep fıstığı, B6 vitamini içeriyor ve önemli bir potasyum kaynağıdır. Ceviz, Omega3 yönünden oldukça zengin, kalp dostu yağ içeriyor, antioksidan olarak kanseri önlemede etkilidir. Türkiye’nin sert kabuklu meyvelerin hepsinde üretimi çok daha artırma potansiyeli bulunuyor. Hem fındık hem ceviz hem Antep fıstığı hem kestane hem de bademde dünyada büyük bir ihracat imkanı olduğu görülüyor. Bu ürünler aynı zamanda yüksek fiyatla ihraç edilebilecek ürünler. Katma değer artırmaya da son derece müsaitler. Ham ürüne katma değer katarak 4-5 katı fiyata ihraç edebilmek mümkün.”
Kaynak: İHA
“Dünya nüfusunun sadece yüzde 1,1’ini barındırmasına rağmen Türkiye, sert kabuklu meyvelerden fındıkta dünya üretiminin yüzde 63,1’ini, Antep fıstığında yüzde 9,3’ünü, cevizde yüzde 5,2’sini, kestanede yüzde 3,1’ini, bademde yüzde 2,7’sini gerçekleştiriyor. Fındık üretiminde 1’nci, kestane ve Antep fıstığı üretiminde 3’ncü, cevizde 4’ncü, bademde 7’nci sırada bulunuyor. 2015 yılında Türkiye, 9 milyar 709,4 milyon liralık fındık, 2 milyar 555,5 milyon liralık ceviz, 2 milyar 514,2 milyon liralık Antep fıstığı, 585,6 milyon liralık badem, 466 milyon liralık kestane üretti. 5 sert kabuklu üründe toplam üretim, 15 milyar 830,7 milyon lirayı buldu. Sert kabuklu meyveler ihracatında ABD’nin ardından ikinci olan Türkiye’nin dünya sert kabuklu meyveler ihracatında aldığı pay yüzde 11,1’e ulaşıyor. Badem ihracatındaki büyük rakamlar nedeniyle ABD, sert kabuklu meyve ihracatında yüzde 45,5 payla ilk sırayı alıyor. İkinci olan Türkiye’yi yüzde 5,7 payla İspanya, yüzde 4,6 payla Avustralya, yüzde 3,9 payla Çin, yüzde 3,4 payla Almanya takip ediyor. İlginç olan sert kabuklu meyve üreticisi olmamasına karşın Almanya, ithal ettiği ürünü katma değer katarak yeniden ihraç etmesiyle dünya ihracatında 6’ncı sırayı alıyor. Fındık, kestane ve Antep fıstığında net ihracatçı olan Türkiye, badem ve cevizde net ithalatçı olmaktan bir türlü kurtulamıyor. Türkiye, ihracatta fındıkta dünyada 1’nci, kestanede 5’nci, cevizde 7’nci, Antep fıstığında 9’ncu, bademde 29’ncu sırada bulunuyor. 2005-2015 döneminde toplam ağaç sayısı bademde yüzde 157,6, cevizde yüzde 94, Antep fıstığında yüzde 12,3, fındıkta yüzde 8,7, kestanede yüzde 0,7 arttı. Aynı dönemde üretimdeki artış, Antep fıstığında yüzde 140, bademde yüzde 77,8, kestanede yüzde 27,5, cevizde yüzde 26,7, fındıkta yüzde 21,9 oldu.”
“Sert kabuklular değeri yüksek besin deposu”
Besin değeri yüksek olan sert kabuklu meyvelerde Türkiye’nin şanslı ülkeler arasında bulunduğuna dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Badem, kalsiyum ve E vitamini yönünden zengin durumda bulunuyor. Kestane, önemli ölçüde C vitamini ve B6 ihtiva ediyor. Fındık, kalp hastalıkları ve Parkinson’u önlemede önemli bir ürün konumundadır. Antep fıstığı, B6 vitamini içeriyor ve önemli bir potasyum kaynağıdır. Ceviz, Omega3 yönünden oldukça zengin, kalp dostu yağ içeriyor, antioksidan olarak kanseri önlemede etkilidir. Türkiye’nin sert kabuklu meyvelerin hepsinde üretimi çok daha artırma potansiyeli bulunuyor. Hem fındık hem ceviz hem Antep fıstığı hem kestane hem de bademde dünyada büyük bir ihracat imkanı olduğu görülüyor. Bu ürünler aynı zamanda yüksek fiyatla ihraç edilebilecek ürünler. Katma değer artırmaya da son derece müsaitler. Ham ürüne katma değer katarak 4-5 katı fiyata ihraç edebilmek mümkün.”