'Kıbrıs'ta Son Söz! Kim Söyleyecek' Paneli
TBB Başkanı Feyzioğlu: 'Kıbrıslı Türkler küçük kardeşlerimiz değil, can kardeşlerimizdir. KKTC'ye hizmet etmek bir lütuf değil, asli görevimizdir. Biz Türkiye ile KKTC iki devletiz ama tek milletiz' Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ: 'Kıbrıs davası Türkiye Cumhuriyeti'nin milli davasıdır. Özellikle içinde bulunduğumuz anlarda bu gerçeklere rağmen Kıbrıs sorunu ne kamuoyunda ne medyada yeterli derecede yer almamış. Çok düşündürücü ve üzücü'
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, 'Kıbrıslı Türkler küçük kardeşlerimiz değil, can kardeşlerimizdir. KKTC'ye hizmet etmek bir lütuf değil, asli görevimizdir. Biz Türkiye ile KKTC iki devletiz ama tek milletiz.' dedi.
Feyzioğlu, Birlikte Türk Milletiyiz Hareketi ve Milli Düşünce Merkezi ile Türkiye Barolar Birliği’nin katkılarıyla İsviçre'nin Cenevre kentinde yapılacak olan kritik Kıbrıs müzakereleri öncesinde Taksim'de bir otelde düzenlenen 'Kıbrıs'ta son söz! Kim söyleyecek' konulu panelde konuştu.
Kıbrıs meselesinin hayati olduğunu belirten Feyzioğlu, Türk toplumunun bu kapsamda yaşanan gelişmelerden habersiz olduğunu dile getirdi. Konunun sadece Doğu Akdeniz'i kimlerin kontrol edeceği konusu olmadığını vurgulayan Feyzioğlu, şöyle konuştu:
'Ortadoğu'nun yeniden şekillendirilmesinde, tam merkezde yer alan ancak bilinçli şekilde perdelenen Kıbrıs meselesi, tıpkı Suriye'nin kuzeyinde ayrı ve ırkçı bir devletimsinin kurulmak istenmesi, İslamiyeti alçak emellerine alet eden vahşi IŞİD'in doğuşu gibi ülkemizin güvenliği meselesidir. Kıbrıs bizim için yavru vatan değil, anavatandır. Bu gerçeği hem biz unutmamalıyız, hem de dünyaya anlatmalıyız.'
Doğu Akdeniz'in en büyük adasının Kıbrıs olduğunu, dünyanın jeopolitik merkezinin tam ortasında gözlerden kaçırılmak istenen Kıbrıs adasının durduğunu anlatan Feyzioğlu, Kıbrıs'ın dünyanın en stratejik noktalarından biri olduğunu kaydetti.
-'Kıbrıs sorunu, dünya dengelerini ilgilendiren bir sorun'
TBB Başkanı Feyzioğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
'Kıbrıs meselesi Ortadoğu'nun yeni baştan şekillendirilmesi projesinin de tam merkezindedir. Bu süreçte Kıbrıs meselesini, güneyimizde açılmak istenen Kürt ve onun altında açılmak istenen İran koridorlarından, Suriye'nin kuzeyinde kurulmak istenen ırkçı devletimsiden, IŞİD canavarının bir süreliğine bazı küresel ve bölgesel güçlerin vekili olsun diye yaratılmasından ya da Ermenistan'la sürüp giden anlaşmazlıkla 'Ermeni soykırımını kabul et' dayatmasından ayrı ele almak imkansız. Bütün bu sorunların birbiriyle doğrudan bağlantısı var. Kıbrıs, İsrail için dış dünyaya açılan güvenli ve bu sebeple çok önemli yolu üzerindedir. Dolayısıyla Kıbrıs'ın nasıl şekilleneceği İsrail'i de yakından ilgilendirmekte. Kıbrıs sorunu, dünya dengelerini ilgilendiren bir sorun. Bu nedenle de bütün küresel ve bölgesel güçlerin gündeminde.'
Feyzioğlu, dünyanın ilgilendiği Kıbrıs meselesinin öncelikle Türkiye'nin gündeminde olması gerektiğini belirterek, 'KKTC daima Türk kalacaktır. Çünkü Kıbrıs'ın Türk kalması, Türkiye'nin ve Kıbrıs Türk'ünün hayati önemindedir.' görüşünü dile getirdi.
Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Türkiye’nin Kıbrıs meselesi sürecini anlatarak, 6-7 Eylül hadiselerine değindi.
KKTC'nin ilk Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın, yaptığı çalışmaları anlatan Cindoruk, Denktaş'ın bir Türk devlet adamı olduğunu ifade etti.
Denktaş'ın, Kıbrıs meselesini ilmik ilmik götüren ve başarıya kavuşturan siyasi bir kişi olduğunu anlatan Cindoruk, 'Kıbrıs'a beni meclis başkanı olarak davet etti, gittim. Kıbrıs parlamentosunda bir konuşma yaptım.' dedi.
O konuşmasında, yaşanacakları aşağı yukarı tespit ettiklerini, daha sonra da Denktaş'ın, TBMM'de konuşmak istediğini anlatan Cindoruk, Kıbrıs'ın yavru vatan değil, anavatan olduğunu söyledi.
-'Kıbrıs, zayıf bir devletin himayesinde ve idaresinde bırakılamaz'
Kıbrıs'ın, Türkler için çok önemli olduğunu anlatan Cindoruk, şöyle devam etti:
'Türk askerinin Kıbrıs'ta bulunması, sadece Türkiye'nin değil, Ortadoğu'nun da, NATO'nun da hepsinin de çıkarınadır. Kıbrıs, zayıf bir devletin himayesinde ve idaresinde bırakılamaz. Kıbrıs, sadece Türkiye'nin meselesi ve güvenliği için önemli değildir. Kıbrıs aynı zamanda dünya barışı için, batı dünyası için hatta NATO için büyük önem arz etmektedir.' değerlendirmesinde bulundu.
Kıbrıs meselesi konusunda bugünkü yöneticilere profesyonel diplomatlarla çalışmaları tavsiyesinde bulunan Cindoruk, Türkiye'nin yetiştirdiği Kıbrıs meselesinde uzman çok değerli diplomatlar bulunduğunu sözlerine ekledi.
- 'Son sözü Türk milleti söyleyecek'
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Türklerin bu adayı 400 yıldan fazla yönettiğini dile getirerek, tarihi olarak Kıbrıs konusunun Türkiye'nin milli davası olduğunu kaydetti.
Coğrafya açısından bakıldığında da Kıbrıs'ın, Anadolu'nun devamı olduğunu, coğrafyanın da adayı Türkiye'nin milli davası ve sorunu yaptığına dikkati çeken Başbuğ, şöyle konuştu:
'Türkiye Cumhuriyeti, 71 kilometre mesafede olan bir adayla ilgilenmeyecek, 900 kilometrede olan bir devletle ilgilenecek. Yunanistan. Bu olur mu? Coğrafya elbette milli dava yapıyor, Türkiye'den giden Türkler. Şu anda Kıbrıslı Türkler var orada. Kıbrıslı Türklerin güvenliği, geleceği elbette bizim sorunumuz, bizim davamız. Dolayısıyla Kıbrıs davası Türkiye Cumhuriyeti'nin milli davasıdır. Özellikle içinde bulunduğumuz anlarda bu gerçeklere rağmen Kıbrıs sorunu ne kamuoyunda ne medyada yeterli derecede yer almamış. Çok düşündürücü ve üzücü. Çünkü Türkiye'nin güvenliği ve menfaatleri de bir noktada tartışılıyor ve konuşuluyor. Panelin ismi 'Son sözü kim söyleyecek?' şeklinde. Elbette son sözü Türk milleti söyleyecek. Elbette son sözü Türk milleti adına TBMM söyleyecek. '
Türkiye'nin Kıbrıs davasında üç garantör devletten birisi olduğunu hatırlatan Başbuğ, garantör devlet olarak da Türkiye Cumhuriyeti'nin Kıbrıs'a yönelik sorumluluklarının olduğunu söyledi.
Diplomaside yapılan hataların telafisinin zor olduğunu ifade eden Başbuğ, 'Burada sıkıştığımız zaman başvuracağımız tek rehber vardır, o da Mustafa Kemal Atatürk’tür.' şeklinde konuştu.
Milli Düşünce Merkezi Genel Başkanı Sadi Somuncuoğlu, Kıbrıs'ın milli davaları olduğunu aktararak, Kıbrıs meselesini gündemde tutmak için, İsviçre'nin Cenevre kentinde yapılacak, kritik Kıbrıs müzakereleri öncesinde böyle bir panel düzenlediklerini söyledi.
Kıbrıs davasına bu milletin sahip olduğunu, milli dava Kıbrıs'ı daha da fazla gündeme getirmeye devam edeceklerini dile getiren Somuncuoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) yaşayacağını vurguladı.
-'Türk ordusu Kıbrıs'tan çıkmayacaktır'
Kıbrıs'ın tarihte de bugün de çok önemli olduğunu, milli olan bu meseleye Türk milletinin sahip çıkması gerektiğini kaydeden Somuncuoğlu, Ortadoğu'da yaşanan gelişmelere değindi.
Kıbrıs'ın bu şartlarda bölge ve Türkiye için çok büyük önem taşıdığını anlatan Somuncuoğlu, 'O halde Türk ordusu Kıbrıs'tan çıkmayacaktır, garantörlük haklarımız asla taviz konusu yapılmayacaktır.' dedi.
Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı da Kıbrıs’ın tarihini anlatarak, adanın önemine değindi.
'Kıbrıs olmadığı takdirde Türkiye boğulur' diyen Ortaylı, Kıbrıs'ın stratejik önemi devam eden bir yer olduğunu vurguladı.
Ortaylı, 'İnsanlar burnunuzun dibinde İsrail ile beraber petrol arıyorsa bu çok önemli bir şeydir. Rusya, Suriye'ye yerleşiyorsa insanların uyanması gerekmektedir.' değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
Feyzioğlu, Birlikte Türk Milletiyiz Hareketi ve Milli Düşünce Merkezi ile Türkiye Barolar Birliği’nin katkılarıyla İsviçre'nin Cenevre kentinde yapılacak olan kritik Kıbrıs müzakereleri öncesinde Taksim'de bir otelde düzenlenen 'Kıbrıs'ta son söz! Kim söyleyecek' konulu panelde konuştu.
Kıbrıs meselesinin hayati olduğunu belirten Feyzioğlu, Türk toplumunun bu kapsamda yaşanan gelişmelerden habersiz olduğunu dile getirdi. Konunun sadece Doğu Akdeniz'i kimlerin kontrol edeceği konusu olmadığını vurgulayan Feyzioğlu, şöyle konuştu:
'Ortadoğu'nun yeniden şekillendirilmesinde, tam merkezde yer alan ancak bilinçli şekilde perdelenen Kıbrıs meselesi, tıpkı Suriye'nin kuzeyinde ayrı ve ırkçı bir devletimsinin kurulmak istenmesi, İslamiyeti alçak emellerine alet eden vahşi IŞİD'in doğuşu gibi ülkemizin güvenliği meselesidir. Kıbrıs bizim için yavru vatan değil, anavatandır. Bu gerçeği hem biz unutmamalıyız, hem de dünyaya anlatmalıyız.'
Doğu Akdeniz'in en büyük adasının Kıbrıs olduğunu, dünyanın jeopolitik merkezinin tam ortasında gözlerden kaçırılmak istenen Kıbrıs adasının durduğunu anlatan Feyzioğlu, Kıbrıs'ın dünyanın en stratejik noktalarından biri olduğunu kaydetti.
-'Kıbrıs sorunu, dünya dengelerini ilgilendiren bir sorun'
TBB Başkanı Feyzioğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
'Kıbrıs meselesi Ortadoğu'nun yeni baştan şekillendirilmesi projesinin de tam merkezindedir. Bu süreçte Kıbrıs meselesini, güneyimizde açılmak istenen Kürt ve onun altında açılmak istenen İran koridorlarından, Suriye'nin kuzeyinde kurulmak istenen ırkçı devletimsiden, IŞİD canavarının bir süreliğine bazı küresel ve bölgesel güçlerin vekili olsun diye yaratılmasından ya da Ermenistan'la sürüp giden anlaşmazlıkla 'Ermeni soykırımını kabul et' dayatmasından ayrı ele almak imkansız. Bütün bu sorunların birbiriyle doğrudan bağlantısı var. Kıbrıs, İsrail için dış dünyaya açılan güvenli ve bu sebeple çok önemli yolu üzerindedir. Dolayısıyla Kıbrıs'ın nasıl şekilleneceği İsrail'i de yakından ilgilendirmekte. Kıbrıs sorunu, dünya dengelerini ilgilendiren bir sorun. Bu nedenle de bütün küresel ve bölgesel güçlerin gündeminde.'
Feyzioğlu, dünyanın ilgilendiği Kıbrıs meselesinin öncelikle Türkiye'nin gündeminde olması gerektiğini belirterek, 'KKTC daima Türk kalacaktır. Çünkü Kıbrıs'ın Türk kalması, Türkiye'nin ve Kıbrıs Türk'ünün hayati önemindedir.' görüşünü dile getirdi.
Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Türkiye’nin Kıbrıs meselesi sürecini anlatarak, 6-7 Eylül hadiselerine değindi.
KKTC'nin ilk Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın, yaptığı çalışmaları anlatan Cindoruk, Denktaş'ın bir Türk devlet adamı olduğunu ifade etti.
Denktaş'ın, Kıbrıs meselesini ilmik ilmik götüren ve başarıya kavuşturan siyasi bir kişi olduğunu anlatan Cindoruk, 'Kıbrıs'a beni meclis başkanı olarak davet etti, gittim. Kıbrıs parlamentosunda bir konuşma yaptım.' dedi.
O konuşmasında, yaşanacakları aşağı yukarı tespit ettiklerini, daha sonra da Denktaş'ın, TBMM'de konuşmak istediğini anlatan Cindoruk, Kıbrıs'ın yavru vatan değil, anavatan olduğunu söyledi.
-'Kıbrıs, zayıf bir devletin himayesinde ve idaresinde bırakılamaz'
Kıbrıs'ın, Türkler için çok önemli olduğunu anlatan Cindoruk, şöyle devam etti:
'Türk askerinin Kıbrıs'ta bulunması, sadece Türkiye'nin değil, Ortadoğu'nun da, NATO'nun da hepsinin de çıkarınadır. Kıbrıs, zayıf bir devletin himayesinde ve idaresinde bırakılamaz. Kıbrıs, sadece Türkiye'nin meselesi ve güvenliği için önemli değildir. Kıbrıs aynı zamanda dünya barışı için, batı dünyası için hatta NATO için büyük önem arz etmektedir.' değerlendirmesinde bulundu.
Kıbrıs meselesi konusunda bugünkü yöneticilere profesyonel diplomatlarla çalışmaları tavsiyesinde bulunan Cindoruk, Türkiye'nin yetiştirdiği Kıbrıs meselesinde uzman çok değerli diplomatlar bulunduğunu sözlerine ekledi.
- 'Son sözü Türk milleti söyleyecek'
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Türklerin bu adayı 400 yıldan fazla yönettiğini dile getirerek, tarihi olarak Kıbrıs konusunun Türkiye'nin milli davası olduğunu kaydetti.
Coğrafya açısından bakıldığında da Kıbrıs'ın, Anadolu'nun devamı olduğunu, coğrafyanın da adayı Türkiye'nin milli davası ve sorunu yaptığına dikkati çeken Başbuğ, şöyle konuştu:
'Türkiye Cumhuriyeti, 71 kilometre mesafede olan bir adayla ilgilenmeyecek, 900 kilometrede olan bir devletle ilgilenecek. Yunanistan. Bu olur mu? Coğrafya elbette milli dava yapıyor, Türkiye'den giden Türkler. Şu anda Kıbrıslı Türkler var orada. Kıbrıslı Türklerin güvenliği, geleceği elbette bizim sorunumuz, bizim davamız. Dolayısıyla Kıbrıs davası Türkiye Cumhuriyeti'nin milli davasıdır. Özellikle içinde bulunduğumuz anlarda bu gerçeklere rağmen Kıbrıs sorunu ne kamuoyunda ne medyada yeterli derecede yer almamış. Çok düşündürücü ve üzücü. Çünkü Türkiye'nin güvenliği ve menfaatleri de bir noktada tartışılıyor ve konuşuluyor. Panelin ismi 'Son sözü kim söyleyecek?' şeklinde. Elbette son sözü Türk milleti söyleyecek. Elbette son sözü Türk milleti adına TBMM söyleyecek. '
Türkiye'nin Kıbrıs davasında üç garantör devletten birisi olduğunu hatırlatan Başbuğ, garantör devlet olarak da Türkiye Cumhuriyeti'nin Kıbrıs'a yönelik sorumluluklarının olduğunu söyledi.
Diplomaside yapılan hataların telafisinin zor olduğunu ifade eden Başbuğ, 'Burada sıkıştığımız zaman başvuracağımız tek rehber vardır, o da Mustafa Kemal Atatürk’tür.' şeklinde konuştu.
Milli Düşünce Merkezi Genel Başkanı Sadi Somuncuoğlu, Kıbrıs'ın milli davaları olduğunu aktararak, Kıbrıs meselesini gündemde tutmak için, İsviçre'nin Cenevre kentinde yapılacak, kritik Kıbrıs müzakereleri öncesinde böyle bir panel düzenlediklerini söyledi.
Kıbrıs davasına bu milletin sahip olduğunu, milli dava Kıbrıs'ı daha da fazla gündeme getirmeye devam edeceklerini dile getiren Somuncuoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) yaşayacağını vurguladı.
-'Türk ordusu Kıbrıs'tan çıkmayacaktır'
Kıbrıs'ın tarihte de bugün de çok önemli olduğunu, milli olan bu meseleye Türk milletinin sahip çıkması gerektiğini kaydeden Somuncuoğlu, Ortadoğu'da yaşanan gelişmelere değindi.
Kıbrıs'ın bu şartlarda bölge ve Türkiye için çok büyük önem taşıdığını anlatan Somuncuoğlu, 'O halde Türk ordusu Kıbrıs'tan çıkmayacaktır, garantörlük haklarımız asla taviz konusu yapılmayacaktır.' dedi.
Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı da Kıbrıs’ın tarihini anlatarak, adanın önemine değindi.
'Kıbrıs olmadığı takdirde Türkiye boğulur' diyen Ortaylı, Kıbrıs'ın stratejik önemi devam eden bir yer olduğunu vurguladı.
Ortaylı, 'İnsanlar burnunuzun dibinde İsrail ile beraber petrol arıyorsa bu çok önemli bir şeydir. Rusya, Suriye'ye yerleşiyorsa insanların uyanması gerekmektedir.' değerlendirmesinde bulundu.