MHP Genel Sekreteri Büyükataman Açıklaması
'MHP olarak biz millet için evet, devlet için evet, cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için evet diyoruz' 'MHP, HDP ile birlikte oluşturulabilecek ve ülkenin ve milletin birlik ve bütünlüğünü tehlikeye düşürebilecek bir anayasa değişikliği ihtimalini tamamen ortadan kaldırmıştır. Federasyon, özerklik talepleri tamamen tarihin çöplüğüne atılmıştır'
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, TBMM'de kabul edilen anayasa değişikliğine ilişkin, 'MHP olarak biz millet için evet, devlet için evet, cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için evet diyoruz.' ifadesini kullandı.
Büyükataman, yaptığı yazılı açıklamada, anayasa değişikliğinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayından sonra referandum yoluyla milletin önüne geleceğinin açık ve net olduğunu bildirdi.
2010 anayasa referandumu ve cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle oluşan fiili durumun yarattığı yönetim anlayışının, 15 Temmuz sonrasında Türkiye’nin çözmesi gereken bir problem olarak ortaya çıktığını belirten Ataman, bu gerçekten hareketle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin anayasa ve yasa ihlalleriyle kangren haline gelen yönetim sorunlarının ortadan kaldırılması amacıyla hükümete halkın hakemliğine dayanan bir çıkış yolu sunduğunu vurguladı.
Büyükataman, iktidar partisi ile MHP arasında varılan mutabakat sonucunda Türkiye’de hükümet modelini yeni bir zemine oturtan anayasa değişikliği paketinin hazırlandığına değinerek, 2007'de cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan ve '367 krizi' olarak bilinen süreci ve cumhurbaşkanının halk tarafından doğrudan seçilmesinin kabul edildiği 2010'da yapılan anayasa referandumunu hatırlattı.
Böylece geniş yetkilerine rağmen neredeyse hiç sorumluluğu bulunmayan cumhurbaşkanlığı kurumunun, meşruiyet açısından da orantısız olarak güçlendiğini belirten Ataman, 'Nitekim bu meşruiyet karmaşası, 2014'te doğrudan halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, seçildiği günden itibaren ortaya koyduğu siyasi tutum ve davranışları ile 'fiili durum' tartışmalarını da beraberinde getirmiştir.' ifadesini kullandı.
Yetki-sorumluluk dengesizliği çerçevesinde bakıldığında, yürütme yapısının da kendi içinde iki başlılık arz ettiğine dikkat çeken Ataman, iki başlı yürütmenin 1982'den 2007'ye kadar sorumsuz cumhurbaşkanı ve sorumlu başbakan ile Bakanlar Kurulu arasında çok ciddi tartışmaları da beraberinde getirdiğini bildirdi.
MHP'nin, tarihinin her döneminde Türk milletinin, devletinin, memleketin ihtiyaçları doğrultusunda, krizleri, sıkıntıları, tıkanıklıkları gideren, çözen bir tutum içerisinde olduğunu vurgulayan Ataman, MHP'nin bir büyük sorunu, ülkeyi felakete götürebilecek muhtemel bir gelişmeyi, son derece makul biçimde çözüme ulaştırmak için yola çıktığını ve önemli mesafe aldığına işaret etti.
Ataman, şöyle devam etti:
'MHP, ülkesine, milletine, devletine, bayrağına, imanına sahip çıkmaktadır. Türk milletinin de bunu böyle görüp böyle değerlendireceğinden zerre kadar endişemiz yoktur. MHP, devlet ve millet bekasını güçlendirmek, güvenceye almak aynı zamanda milli uzlaşma ruhuyla sistem krizini büyüten fiili açmazı bitirmek amacıyla yüklendiği tarihi görevi gönül huzuruyla ifa etmiş ve üstüne düşeni yapmıştır.
MHP, daha önce gündeme taşınmış olan ve içerisinde anayasanın ilk dört maddesinin değişmesini, cumhuriyet değerlerinin anayasadan ayıklanmasını ve Türk kelimesinin çıkarılmasını ihtiva eden anayasa değişikliği çalışmalarını ve HDP ile birlikte oluşturulabilecek ve ülkenin ve milletin birlik ve bütünlüğünü tehlikeye düşürebilecek bir anayasa değişikliği ihtimalini tamamen ortadan kaldırmıştır. Federasyon, özerklik talepleri tamamen tarihin çöplüğüne atılmıştır.'
Ataman, 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra gereksiz gerginlik ve tartışmaların ülke gündeminden çıkarılması için önemli bir adım atıldığına dikkati çekerek, anayasa değişikliğinin 'tek adam rejimi' getirmeyeceğini, parlamentonun zayıflamayacağını aksine güçleneceğini, cumhurbaşkanının hesap verebilir bir konuma getirileceğini bildirdi.
Türkiye'nin, tarihin en zor ve sıkıntılı dönemini yaşadığına işaret eden Ataman, şunları kaydetti:
'Türkiye'nin zincirlerinden kurtulması için çalışan, çabalayan, taviz vermeyen mücadele kararlılığı lazımdır. İşbirliği kanallarını açık tutmalıyız. Hassasiyet göstermemiz gereken önceliklerimiz vatandır, millettir, kardeşliğimizdir, istiklalimizin akıbetidir.
'Hayır' demek kolaydır. Çünkü 'evet' denirse yapılacak çok iş çıkacaktır. 'Evet' denirse taşın altına elini koymak gerekecektir. Önce ülkem ve milletim diyen Türk siyasetinin 47 yıllık dev çınarı MHP, bu devlet ve millet için değil elini, gövdesini taşın altına koymaya kararlıdır.
MHP olarak biz millet için evet, devlet için evet, cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için evet diyoruz. MHP devlet ve millet varlığının güvenceye alınıp güvenli bir şekilde istiklal içinde istikbale taşınması için evet diyecektir.'
Kaynak: AA
Büyükataman, yaptığı yazılı açıklamada, anayasa değişikliğinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayından sonra referandum yoluyla milletin önüne geleceğinin açık ve net olduğunu bildirdi.
2010 anayasa referandumu ve cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle oluşan fiili durumun yarattığı yönetim anlayışının, 15 Temmuz sonrasında Türkiye’nin çözmesi gereken bir problem olarak ortaya çıktığını belirten Ataman, bu gerçekten hareketle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin anayasa ve yasa ihlalleriyle kangren haline gelen yönetim sorunlarının ortadan kaldırılması amacıyla hükümete halkın hakemliğine dayanan bir çıkış yolu sunduğunu vurguladı.
Büyükataman, iktidar partisi ile MHP arasında varılan mutabakat sonucunda Türkiye’de hükümet modelini yeni bir zemine oturtan anayasa değişikliği paketinin hazırlandığına değinerek, 2007'de cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan ve '367 krizi' olarak bilinen süreci ve cumhurbaşkanının halk tarafından doğrudan seçilmesinin kabul edildiği 2010'da yapılan anayasa referandumunu hatırlattı.
Böylece geniş yetkilerine rağmen neredeyse hiç sorumluluğu bulunmayan cumhurbaşkanlığı kurumunun, meşruiyet açısından da orantısız olarak güçlendiğini belirten Ataman, 'Nitekim bu meşruiyet karmaşası, 2014'te doğrudan halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, seçildiği günden itibaren ortaya koyduğu siyasi tutum ve davranışları ile 'fiili durum' tartışmalarını da beraberinde getirmiştir.' ifadesini kullandı.
Yetki-sorumluluk dengesizliği çerçevesinde bakıldığında, yürütme yapısının da kendi içinde iki başlılık arz ettiğine dikkat çeken Ataman, iki başlı yürütmenin 1982'den 2007'ye kadar sorumsuz cumhurbaşkanı ve sorumlu başbakan ile Bakanlar Kurulu arasında çok ciddi tartışmaları da beraberinde getirdiğini bildirdi.
MHP'nin, tarihinin her döneminde Türk milletinin, devletinin, memleketin ihtiyaçları doğrultusunda, krizleri, sıkıntıları, tıkanıklıkları gideren, çözen bir tutum içerisinde olduğunu vurgulayan Ataman, MHP'nin bir büyük sorunu, ülkeyi felakete götürebilecek muhtemel bir gelişmeyi, son derece makul biçimde çözüme ulaştırmak için yola çıktığını ve önemli mesafe aldığına işaret etti.
Ataman, şöyle devam etti:
'MHP, ülkesine, milletine, devletine, bayrağına, imanına sahip çıkmaktadır. Türk milletinin de bunu böyle görüp böyle değerlendireceğinden zerre kadar endişemiz yoktur. MHP, devlet ve millet bekasını güçlendirmek, güvenceye almak aynı zamanda milli uzlaşma ruhuyla sistem krizini büyüten fiili açmazı bitirmek amacıyla yüklendiği tarihi görevi gönül huzuruyla ifa etmiş ve üstüne düşeni yapmıştır.
MHP, daha önce gündeme taşınmış olan ve içerisinde anayasanın ilk dört maddesinin değişmesini, cumhuriyet değerlerinin anayasadan ayıklanmasını ve Türk kelimesinin çıkarılmasını ihtiva eden anayasa değişikliği çalışmalarını ve HDP ile birlikte oluşturulabilecek ve ülkenin ve milletin birlik ve bütünlüğünü tehlikeye düşürebilecek bir anayasa değişikliği ihtimalini tamamen ortadan kaldırmıştır. Federasyon, özerklik talepleri tamamen tarihin çöplüğüne atılmıştır.'
Ataman, 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra gereksiz gerginlik ve tartışmaların ülke gündeminden çıkarılması için önemli bir adım atıldığına dikkati çekerek, anayasa değişikliğinin 'tek adam rejimi' getirmeyeceğini, parlamentonun zayıflamayacağını aksine güçleneceğini, cumhurbaşkanının hesap verebilir bir konuma getirileceğini bildirdi.
Türkiye'nin, tarihin en zor ve sıkıntılı dönemini yaşadığına işaret eden Ataman, şunları kaydetti:
'Türkiye'nin zincirlerinden kurtulması için çalışan, çabalayan, taviz vermeyen mücadele kararlılığı lazımdır. İşbirliği kanallarını açık tutmalıyız. Hassasiyet göstermemiz gereken önceliklerimiz vatandır, millettir, kardeşliğimizdir, istiklalimizin akıbetidir.
'Hayır' demek kolaydır. Çünkü 'evet' denirse yapılacak çok iş çıkacaktır. 'Evet' denirse taşın altına elini koymak gerekecektir. Önce ülkem ve milletim diyen Türk siyasetinin 47 yıllık dev çınarı MHP, bu devlet ve millet için değil elini, gövdesini taşın altına koymaya kararlıdır.
MHP olarak biz millet için evet, devlet için evet, cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için evet diyoruz. MHP devlet ve millet varlığının güvenceye alınıp güvenli bir şekilde istiklal içinde istikbale taşınması için evet diyecektir.'