Suriyeli Kardeşler Samsun'da Ekmek Fabrikası Açtı
Suriye'nin Cerablus kentinde DAEŞ'in zulmünden kaçan 2'si kardeş 3 diş hekimi ile bilgisayar mühendisi arkadaşları ve kardeşinden oluşan 5 ortak, Samsun'da kurdukları ekmek fabrikasında ürettikleri Lübnan ekmeğini Karadeniz Bölgesi'ndeki 7 ile pazarlıyor Ortaklar, fabrikanın adını da Şam ile Samsun'un adlarını birleştirerek 'ŞAMSUN' olarak belirledi.
İLYAS GÜN - Suriye'nin Cerablus kentinde terör örgütü DAEŞ'in zulmünden kaçan 2'si kardeş 3 diş hekimi ile bilgisayar mühendisi arkadaşları ve kardeşinden oluşan 5 ortak, Samsun'da ekmek fabrikası kurdu.
Cerablus'taki DAEŞ zulmünden kaçarak Türkiye'ye gelen Suriyeli diş hekimleri Hani ve Ahmet Ramazan kardeşler ile diş hakimi Anas Ahmet, bilgisayar mühendisi Amon Awni ve kardeşi Ahmet Awni, Samsun Organize Sanayi Bölgesi'nde ekmek fabrikası açtı.
Suriye'nin başkenti Şam ile Samsun'un adlarını birleştiren ortaklar, fabrikanın adını da 'ŞAMSUN' olarak belirledi. Burada el değmeden üretilen Lübnan ekmeği, Samsun başta olmak üzere Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Tokat ve Amasya illerinde satışa sunuluyor.
Mesleklerine geri dönmeyi planlayan ve yaşları 25 ila 30 arasında değişen Hani ve Ahmet Ramazan kardeşler ile Anas Ahmet, girdikleri sınavda başarılı olarak Ondokuz Mayıs Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde yeniden eğitim görmeye de başladı.
Hani Ramazan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaşadıkları Cerablus'tan DAEŞ zulmü nedeniyle ailesiyle kaçmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Cerablus'ta ağabeyi ve kendisine ait diş hekimliği bürosunu kapatarak Türkiye'ye geldiklerini, ailesinin İçel'de kaldığını anlatan Ramazan, 'Suriye'de mezun olduğumuz üniversitenin Türkiye ile denkliği olmadığı için burada tekrar sınava girdik. Ben ve ağabeyim ile arkadaşımız Anas Ahmet, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'ni kazanıp eğitim görmeye başladık.' dedi.
Cerablus'un DAEŞ'ten temizlendiğini ama evleri ve iş yerlerinin tamamen yıkılmış halde olduğunu dile getiren Ramazan, bu nedenle tekrar Cerablus'a dönemeyeceklerini, yaşamlarını Türkiye'de sürdürmeye devam etmek istediklerini kaydetti.
Amon Awni ise kentte bir iş yapmayı planladıklarını, Karadeniz Bölgesi'nde 'Lübnan ekmeği'nin talep göreceğini düşünerek arkadaşlarıyla bu durumu paylaştığını belirtti.
-'Karadeniz Bölgesi'nde 7 ile ekmek göndermeye başladık'
Fikrin kabul görmesinin ardından çalışma izni aldıklarını bildiren Awni, 'İznimizi aldıktan sonra el değmeden Lübnan ekmeği üretmek için malzemeleri temin ettik. Daha sonra Suriyeli bir hamur ustası işe aldık. Aynı zamanda Türkiye piyasasını bilen 3 Türk işçi daha alarak üretime başladık. İlk etapta sadece lokanta ve marketlere ekmeği verdik. İşe başlayalı 6 ay kadar oldu. Kapasitemizi de 500 paketten bine çıkardık. Karadeniz Bölgesi'nde 7 ile ekmek göndermeye başladık.' diye konuştu.
Ürettikleri ekmeğin lavaşa benzediğini, içine hiçbir katkı malzemesi katmadıklarını vurgulayan Awni, 'Türkler bizim ekmeğimizi sevdi. Hatta bizden diyet ekmek de üretmemizi istediler. Biz de normal ekmeğin yanında diyet ekmek üretimi yapmaya da başladık.' ifadesini kullandı.
Ahmet Awni de ülkesindeki savaşın bitmesini isteyerek, 'Türkiye'de çok mutluyuz. Ülkemde pazarlamacılık yapıyordum. Burada da diş hekimi kardeşler ve kardeşimin ortaklığıyla açılan fabrikada pazarlamaya bakıyorum. Ekmeğimize hiç el değmiyor, tamamen otomasyon sistemle üretim yapılıyor.' dedi.
Kaynak: AA
Cerablus'taki DAEŞ zulmünden kaçarak Türkiye'ye gelen Suriyeli diş hekimleri Hani ve Ahmet Ramazan kardeşler ile diş hakimi Anas Ahmet, bilgisayar mühendisi Amon Awni ve kardeşi Ahmet Awni, Samsun Organize Sanayi Bölgesi'nde ekmek fabrikası açtı.
Suriye'nin başkenti Şam ile Samsun'un adlarını birleştiren ortaklar, fabrikanın adını da 'ŞAMSUN' olarak belirledi. Burada el değmeden üretilen Lübnan ekmeği, Samsun başta olmak üzere Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Tokat ve Amasya illerinde satışa sunuluyor.
Mesleklerine geri dönmeyi planlayan ve yaşları 25 ila 30 arasında değişen Hani ve Ahmet Ramazan kardeşler ile Anas Ahmet, girdikleri sınavda başarılı olarak Ondokuz Mayıs Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde yeniden eğitim görmeye de başladı.
Hani Ramazan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaşadıkları Cerablus'tan DAEŞ zulmü nedeniyle ailesiyle kaçmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Cerablus'ta ağabeyi ve kendisine ait diş hekimliği bürosunu kapatarak Türkiye'ye geldiklerini, ailesinin İçel'de kaldığını anlatan Ramazan, 'Suriye'de mezun olduğumuz üniversitenin Türkiye ile denkliği olmadığı için burada tekrar sınava girdik. Ben ve ağabeyim ile arkadaşımız Anas Ahmet, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'ni kazanıp eğitim görmeye başladık.' dedi.
Cerablus'un DAEŞ'ten temizlendiğini ama evleri ve iş yerlerinin tamamen yıkılmış halde olduğunu dile getiren Ramazan, bu nedenle tekrar Cerablus'a dönemeyeceklerini, yaşamlarını Türkiye'de sürdürmeye devam etmek istediklerini kaydetti.
Amon Awni ise kentte bir iş yapmayı planladıklarını, Karadeniz Bölgesi'nde 'Lübnan ekmeği'nin talep göreceğini düşünerek arkadaşlarıyla bu durumu paylaştığını belirtti.
-'Karadeniz Bölgesi'nde 7 ile ekmek göndermeye başladık'
Fikrin kabul görmesinin ardından çalışma izni aldıklarını bildiren Awni, 'İznimizi aldıktan sonra el değmeden Lübnan ekmeği üretmek için malzemeleri temin ettik. Daha sonra Suriyeli bir hamur ustası işe aldık. Aynı zamanda Türkiye piyasasını bilen 3 Türk işçi daha alarak üretime başladık. İlk etapta sadece lokanta ve marketlere ekmeği verdik. İşe başlayalı 6 ay kadar oldu. Kapasitemizi de 500 paketten bine çıkardık. Karadeniz Bölgesi'nde 7 ile ekmek göndermeye başladık.' diye konuştu.
Ürettikleri ekmeğin lavaşa benzediğini, içine hiçbir katkı malzemesi katmadıklarını vurgulayan Awni, 'Türkler bizim ekmeğimizi sevdi. Hatta bizden diyet ekmek de üretmemizi istediler. Biz de normal ekmeğin yanında diyet ekmek üretimi yapmaya da başladık.' ifadesini kullandı.
Ahmet Awni de ülkesindeki savaşın bitmesini isteyerek, 'Türkiye'de çok mutluyuz. Ülkemde pazarlamacılık yapıyordum. Burada da diş hekimi kardeşler ve kardeşimin ortaklığıyla açılan fabrikada pazarlamaya bakıyorum. Ekmeğimize hiç el değmiyor, tamamen otomasyon sistemle üretim yapılıyor.' dedi.