Genel Başkan Mustafa Önsay Açıklaması Değişen Müttefiklerimiz Değil, Stratejinin Kendisidir
Küresel Araştırma Merkezi (GRTC) Genel Başkanı Mustafa Önsay, siyasetin temelinin stratejiye, devletin temeli ise siyasete bağlı olduğunu dile getirerek, "Strateji olmadan bir devletin yürümesi mümkün değildir" dedi.
Devletler arasında strateji kültürünün kısa vadede uygulandığını kaydeden Önsay, strateji kültürünün kısa vadeli olduğunu anlamamanın, aynı zamanda günü de anlamamaya neden olduğunu ifade etti.
Sömürü kültürünün savaş ortamını artırdığını belirten Mustafa Önsay, "Strateji ilk çağlardan itibaren kullanılan ve çok taraflı toplumlar arasında gözlemlenen hareket planıdır, hedefe ulaşmak için izlenen yoldur. Devlet yapıları kurulduğu andan itibaren strateji kültürü de oluşmaya başladı.
Bunun en temel göstergesi çatışma alanlarında savaşın tek plan olmaması farklı yollar ile de mücadele verilmesidir. Sun Ta Zu’nun Savaş Sanatı adlı eserinde milattan önce bile devletlerin bu yöntemi benimsediği gösterilmektedir. Sadece iki devlet veya topluluk arasındaki çatışma ortamında değil aynı zaman da birey ile topluluğun veya birey ile bireyin çatışma ortamında bile stratejinin olduğunu göstermektedir. İlerleyen çağlarda keşifler ile ulaşımın ve iletişimin hızlanması devletler arasındaki ilişkiyi ve çatışmayı arttırmaktadır. Çağımızın gelişmeleri hem sömürü kültürünü hem de savaş ortamını arttırarak strateji kültürünü de hızlı bir şekilde değiştirmiştir. Strateji kültürü çatışma ortamının artması ile uzun vadede hesaplara dönüşüp büyük çaplı planlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu savaş planlarının belki de en büyük stratejisini 1. Dünya savaşı oluşturmaktadır. Büyük ve tarihi hesaplamaların aksamasına karşı oluşan bu savaş ortamı, tarihteki en büyük strateji kültürünü ortaya çıkarmaktadır. Emperyalist devletle emperyalist olmak isteyen devlet arasında çıkan bu çatışma ortamı büyük stratejilerin ne denli kapsamlı hesaplar ile ortaya konulduğunu ve bunun tehlikeye girmesi karşısında nedenli büyük çatışma ortamını göze aldıklarını göstermektedir.Strateji kültürünün zirveye çıktığı 20. yüz yılda aynı zaman da strateji kültürünün evrimleşmesine de neden olmaktadır. Soğuk savaş dönemi profesyonel strateji kültürünün ortaya çıktığı dönemi göstermektedir. 20. yüz yılda ortasına kadar gelişerek gelen strateji kültürü zirveye çıkarak gelişimini de aynı zamanda durdurmuştur. 1989 yılında Berlin duvarının yıkılması ile profesyonel strateji kültürü de son bulmuştur. Daha da doğrusu evrim geçirerek farklı bir boyuta ulaşmış yani kısa süreli strateji kültürünü oluşturmuştur. Tarihte bir oluşum doğar büyür gelişir ve ölür, buna karşı strateji kültürü de yok olmak yerine evrim atlamış ve algılanması zor, hissedilmesi imkansız hale gelmiştir. Devletler arasında bugün strateji kültürü kısa vadede uygulanmakta ve hedefler daha kısa süreli tutulmaktadır. Çatışma ve barışın kısa süreli yaşandığı günümüzde strateji kültürünün kısa vadeli olduğunu anlamamak aynı zamanda günü de anlamamaya neden olmaktadır" diye konuştu.
"Erdoğan’ın hamleleri zihin açıcı"
Son dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ortaya konan hamlelerin zihin açıcı olduğunu anlatan GRTC Genel Başkanı Mustafa Önsay, "Siyasetin temeli stratejiye devletin temeli ise siyasete bağlıdır. Strateji olmadan bir devletin yürümesi pek mümkün değildir. G 20 zirvesinde gördüğümüz tablo da tamamıyla bunun en somut örneğidir. Kutupların devamlı değiştiği, buna karşı düşmanın net olmadığı bir tablo ile karşı karşıyayken bunu sadece iç güdüsel olarak yorumlayıp hareket etmek tamamıyla hatadır. 2015 sonlarına doğru gerçekleşen Rus uçağının düşürülmesi ve ardından NATO’nun tavrı ve bugün geldiğimiz noktada tarafların tamamıyla yer değişmesi göz önünde bulundurulduğunda strateji kültürünün de ne kadar hızlı değişim geçirdiğine şahit oluruz. Devletlerin hamlelerine göre şekillenen ucu açık stratejiler oluşturulmakta ve kısa vadede değiştirilmektedir. Hamlelere karşı en aktif hamle ise karşı tarafın kavrayamayacağı stratejiler izlemekten geçer. Ancak o zaman hem yeni strateji kültürüne ait hamleler yapılmış olur ve düşmanın hareket alanı kısıtlanmış olur.Kürselleşen dünya batı odaklı yön bulurken bugün yapılması gereken en doğru hareket batının isteğinden uzak hareket edebilmektir. Batı kürselleşmesinin odak noktası kendisinin kısa süreli stratejilerine karşı doğunun uzun stratejilerle mukabele etmesi böylelikle hatalarda bulunması ve kolay çözümlenmesinden geçmektedir.Bugün batı kürselleşmesine karşı tabuları yıkmış ve heran yeni stratejilere yönelebilecek kıvraklığa sahip siyasetler üretmek doğu toplumları için tek çıkış yoludur.Son dönemde Recep Tayyip Erdoğan tarafından ortaya konan hamleleri bu doğrultuda okumak zihin açıcı olacaktır" ifadelerini kullandı. (EFE)
Kaynak: İHA
Sömürü kültürünün savaş ortamını artırdığını belirten Mustafa Önsay, "Strateji ilk çağlardan itibaren kullanılan ve çok taraflı toplumlar arasında gözlemlenen hareket planıdır, hedefe ulaşmak için izlenen yoldur. Devlet yapıları kurulduğu andan itibaren strateji kültürü de oluşmaya başladı.
Bunun en temel göstergesi çatışma alanlarında savaşın tek plan olmaması farklı yollar ile de mücadele verilmesidir. Sun Ta Zu’nun Savaş Sanatı adlı eserinde milattan önce bile devletlerin bu yöntemi benimsediği gösterilmektedir. Sadece iki devlet veya topluluk arasındaki çatışma ortamında değil aynı zaman da birey ile topluluğun veya birey ile bireyin çatışma ortamında bile stratejinin olduğunu göstermektedir. İlerleyen çağlarda keşifler ile ulaşımın ve iletişimin hızlanması devletler arasındaki ilişkiyi ve çatışmayı arttırmaktadır. Çağımızın gelişmeleri hem sömürü kültürünü hem de savaş ortamını arttırarak strateji kültürünü de hızlı bir şekilde değiştirmiştir. Strateji kültürü çatışma ortamının artması ile uzun vadede hesaplara dönüşüp büyük çaplı planlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu savaş planlarının belki de en büyük stratejisini 1. Dünya savaşı oluşturmaktadır. Büyük ve tarihi hesaplamaların aksamasına karşı oluşan bu savaş ortamı, tarihteki en büyük strateji kültürünü ortaya çıkarmaktadır. Emperyalist devletle emperyalist olmak isteyen devlet arasında çıkan bu çatışma ortamı büyük stratejilerin ne denli kapsamlı hesaplar ile ortaya konulduğunu ve bunun tehlikeye girmesi karşısında nedenli büyük çatışma ortamını göze aldıklarını göstermektedir.Strateji kültürünün zirveye çıktığı 20. yüz yılda aynı zaman da strateji kültürünün evrimleşmesine de neden olmaktadır. Soğuk savaş dönemi profesyonel strateji kültürünün ortaya çıktığı dönemi göstermektedir. 20. yüz yılda ortasına kadar gelişerek gelen strateji kültürü zirveye çıkarak gelişimini de aynı zamanda durdurmuştur. 1989 yılında Berlin duvarının yıkılması ile profesyonel strateji kültürü de son bulmuştur. Daha da doğrusu evrim geçirerek farklı bir boyuta ulaşmış yani kısa süreli strateji kültürünü oluşturmuştur. Tarihte bir oluşum doğar büyür gelişir ve ölür, buna karşı strateji kültürü de yok olmak yerine evrim atlamış ve algılanması zor, hissedilmesi imkansız hale gelmiştir. Devletler arasında bugün strateji kültürü kısa vadede uygulanmakta ve hedefler daha kısa süreli tutulmaktadır. Çatışma ve barışın kısa süreli yaşandığı günümüzde strateji kültürünün kısa vadeli olduğunu anlamamak aynı zamanda günü de anlamamaya neden olmaktadır" diye konuştu.
"Erdoğan’ın hamleleri zihin açıcı"
Son dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ortaya konan hamlelerin zihin açıcı olduğunu anlatan GRTC Genel Başkanı Mustafa Önsay, "Siyasetin temeli stratejiye devletin temeli ise siyasete bağlıdır. Strateji olmadan bir devletin yürümesi pek mümkün değildir. G 20 zirvesinde gördüğümüz tablo da tamamıyla bunun en somut örneğidir. Kutupların devamlı değiştiği, buna karşı düşmanın net olmadığı bir tablo ile karşı karşıyayken bunu sadece iç güdüsel olarak yorumlayıp hareket etmek tamamıyla hatadır. 2015 sonlarına doğru gerçekleşen Rus uçağının düşürülmesi ve ardından NATO’nun tavrı ve bugün geldiğimiz noktada tarafların tamamıyla yer değişmesi göz önünde bulundurulduğunda strateji kültürünün de ne kadar hızlı değişim geçirdiğine şahit oluruz. Devletlerin hamlelerine göre şekillenen ucu açık stratejiler oluşturulmakta ve kısa vadede değiştirilmektedir. Hamlelere karşı en aktif hamle ise karşı tarafın kavrayamayacağı stratejiler izlemekten geçer. Ancak o zaman hem yeni strateji kültürüne ait hamleler yapılmış olur ve düşmanın hareket alanı kısıtlanmış olur.Kürselleşen dünya batı odaklı yön bulurken bugün yapılması gereken en doğru hareket batının isteğinden uzak hareket edebilmektir. Batı kürselleşmesinin odak noktası kendisinin kısa süreli stratejilerine karşı doğunun uzun stratejilerle mukabele etmesi böylelikle hatalarda bulunması ve kolay çözümlenmesinden geçmektedir.Bugün batı kürselleşmesine karşı tabuları yıkmış ve heran yeni stratejilere yönelebilecek kıvraklığa sahip siyasetler üretmek doğu toplumları için tek çıkış yoludur.Son dönemde Recep Tayyip Erdoğan tarafından ortaya konan hamleleri bu doğrultuda okumak zihin açıcı olacaktır" ifadelerini kullandı. (EFE)