KADEM, Göç Yolundaki Kadınları Araştırdı
"Kadınlar Göç Yolunda" projesinin çalıştay toplantısında konuşan KADEM Başkanı Doç. Dr. E. Sare Aydın Yılmaz, ”Bu insanlara biz Avrupa’nın baktığı gibi sayısal olarak bakmıyoruz. Bu projeye, kadınların göç yolunda yaşadıklarını duymak, öğrenmek ve bu yaşanılan hayatın içerisindeki bu gerçeğe nasıl adapte olduklarını, gerekiyorsa rehabilitasyonlarını, gerekiyorsa güvenliklerini sağlayacak politikalarını içeren bir çalışma" dedi.
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) bugün, “Kadınlar Göç Yolunda” projesinin saha araştırması ve karşılaştırmalı analiz sonuçlarının değerlendirdi. Saat 11.00’de Üsküdar Altunizade’de bulunan KADEM Genel Merkezi’nde düzenlenen toplantıda araştırmanın detayları üzerinde tartışıldı.
Toplantıya KADEM Başkanı Doç. Dr. E. Sare Aydın Yılmaz, Dış ilişkiler Direktörü Sezen Özgür ve yabancı konuklar katıldı.
Proje hakkında bilgile veren Özgür, “Kadınlar Göç Yolunda projesi İtalyan- Türk işbirliğinde oluşturulan mülteci kadınların yasal haklarını temele alan bir projedir. Proje Şubat 2016 - Şubat 2017 yılları arasında uygulanacak bir projedir. Projenin temel amacı mülteci kadınların yasal hakları konusundaki bilinci arttırmak, mülteci kadınlarla doğrudan çalışan devlet memurlarına mülteci kadınların yasal hakları konusunda bilinç oluşturmak, aynı zamanda AB ve Türkiye’deki mülteci politikaları incelemek ve iyi uygulamaları bir araya getirip politikaların iyileştirilmesini sağlamaktır. Bugün Türkiye’de ki iyi uygulamaları da tartışacağız” diye konuştu.
“Bu insanlara biz Avrupa’nın baktığı gibi sayısal olarak bakmıyoruz”
KADEM Başkanı Doç. Dr. E. Sare Aydın Yılmaz ise proje hakkında bilgiler vererek şunları söyledi:
“Mülteci meselemiz ver ve bu mesele üzerinden gerek sosyal, gerek ekonomik entegrasyonu son aylarda konuşmaya başladık. Bizde bu süre içerisinde aslında tüm dünyada göçün ve savaşların mağdur ettiği dezavantajlı kesim olan kadınlar üzerinden ne yapabiliriz düşüncesiyle yola çıktık. AB’nin dördüncü sivil toplum diyaloğu hibe programına baş vurarak “Göç Yolunda Kadınlar” diye tamamen kadınları hedef alan bir proje başlattık. 6 aydır bu projemiz devam ediyor. İtalya’da ayrımcılıkla mücadele eden bir sivil toplum örgütüyle ortaklık yaparak gerek Avrupa’daki mültecilere yönelik yapılan çalışmalar gerekse Türkiye’deki tecrübeler ve bu tecrübelerin karşılıklı alışverişine dayanarak bir proje geliştirdik. Burada hedef kitle kadınlar. Bu projeye, kadınların göç yolunda yaşadıklarını duymak, öğrenmek ve daha sonrasında da bu yaşanılan hayatın içerisindeki bu gerçeğe nasıl adapte olduklarını, gerekiyorsa rehabilitasyonlarını, gerekiyorsa güvenliklerini sağlayacak politikalarını içeren bir çalışma diyebiliriz. Öncelikle yasal haklar son derece önemliydi. Bu kadınlar Türkiye’de hangi haklara sahipler?, Haklarını biliyorlar mı?, Bu haklarını kullanma noktasında yöntemler nedir? Çünkü biz bu proje kapsamında 440 tane kadınla yüz yüze görüşmeler gerçekleştirdik. Bir çoğu haklarının farkında değil.”
Yılmaz, Türkiye’nin mülteci sorununa sessiz kalmadığını vurgulayarak, "Tüm dünya bu mülteci sorununa sessiz kaldı. Biz bunun en ağır yükünü çeken ülkeyiz. Son 5 yılda 10 milyar dolara yakın bir para harcanmış. Bu insanlara biz Avrupa’nın baktığı gibi sayısal olarak bakmıyoruz. ’Bu kadar alırız hadi kapıları kapatalım’ böyle bir derdimiz hiç olmadı. Çünkü biz koskoca medeniyetin getirdiği topraklarda yaşıyoruz. Kardeşlik ülküsü açık kapı politikasını bizde mecburi kıldı” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Toplantıya KADEM Başkanı Doç. Dr. E. Sare Aydın Yılmaz, Dış ilişkiler Direktörü Sezen Özgür ve yabancı konuklar katıldı.
Proje hakkında bilgile veren Özgür, “Kadınlar Göç Yolunda projesi İtalyan- Türk işbirliğinde oluşturulan mülteci kadınların yasal haklarını temele alan bir projedir. Proje Şubat 2016 - Şubat 2017 yılları arasında uygulanacak bir projedir. Projenin temel amacı mülteci kadınların yasal hakları konusundaki bilinci arttırmak, mülteci kadınlarla doğrudan çalışan devlet memurlarına mülteci kadınların yasal hakları konusunda bilinç oluşturmak, aynı zamanda AB ve Türkiye’deki mülteci politikaları incelemek ve iyi uygulamaları bir araya getirip politikaların iyileştirilmesini sağlamaktır. Bugün Türkiye’de ki iyi uygulamaları da tartışacağız” diye konuştu.
“Bu insanlara biz Avrupa’nın baktığı gibi sayısal olarak bakmıyoruz”
KADEM Başkanı Doç. Dr. E. Sare Aydın Yılmaz ise proje hakkında bilgiler vererek şunları söyledi:
“Mülteci meselemiz ver ve bu mesele üzerinden gerek sosyal, gerek ekonomik entegrasyonu son aylarda konuşmaya başladık. Bizde bu süre içerisinde aslında tüm dünyada göçün ve savaşların mağdur ettiği dezavantajlı kesim olan kadınlar üzerinden ne yapabiliriz düşüncesiyle yola çıktık. AB’nin dördüncü sivil toplum diyaloğu hibe programına baş vurarak “Göç Yolunda Kadınlar” diye tamamen kadınları hedef alan bir proje başlattık. 6 aydır bu projemiz devam ediyor. İtalya’da ayrımcılıkla mücadele eden bir sivil toplum örgütüyle ortaklık yaparak gerek Avrupa’daki mültecilere yönelik yapılan çalışmalar gerekse Türkiye’deki tecrübeler ve bu tecrübelerin karşılıklı alışverişine dayanarak bir proje geliştirdik. Burada hedef kitle kadınlar. Bu projeye, kadınların göç yolunda yaşadıklarını duymak, öğrenmek ve daha sonrasında da bu yaşanılan hayatın içerisindeki bu gerçeğe nasıl adapte olduklarını, gerekiyorsa rehabilitasyonlarını, gerekiyorsa güvenliklerini sağlayacak politikalarını içeren bir çalışma diyebiliriz. Öncelikle yasal haklar son derece önemliydi. Bu kadınlar Türkiye’de hangi haklara sahipler?, Haklarını biliyorlar mı?, Bu haklarını kullanma noktasında yöntemler nedir? Çünkü biz bu proje kapsamında 440 tane kadınla yüz yüze görüşmeler gerçekleştirdik. Bir çoğu haklarının farkında değil.”
Yılmaz, Türkiye’nin mülteci sorununa sessiz kalmadığını vurgulayarak, "Tüm dünya bu mülteci sorununa sessiz kaldı. Biz bunun en ağır yükünü çeken ülkeyiz. Son 5 yılda 10 milyar dolara yakın bir para harcanmış. Bu insanlara biz Avrupa’nın baktığı gibi sayısal olarak bakmıyoruz. ’Bu kadar alırız hadi kapıları kapatalım’ böyle bir derdimiz hiç olmadı. Çünkü biz koskoca medeniyetin getirdiği topraklarda yaşıyoruz. Kardeşlik ülküsü açık kapı politikasını bizde mecburi kıldı” ifadelerini kullandı.