Başar Erdem'den Öğrenciler İçin Beslenme Önerileri
Artika Catering Yönetim Kurulu Başkanı Başar Erdem, çocuklarda yanlış beslenmenin okul çağında başladığının ifade ederek, "Okul çocuklarının en önemli problemlerinden biri kahvaltı yapmamasıdır. Kahvaltı yapmayan çocuklarda dikkat ve öğrenme yeteneğinde azalma gibi okul başarısını etkileyecek olumsuzluklar görülmektedir" dedi.
Çocukların beslenmesiyle ilgili açıklama yapan Başkan Erdem, çocukların yanlış beslenmeye okul çağından itibaren başladığını belirtti.
Okula giden çocukların beslenme alışkanlıklarının öncelikle ailelerinden sonra da arkadaş çevresi, reklamlar ve sosyal çevreden etkilenerek oluştuğunu kaydeden Erdem, "Bu yüzden ailedeki her birey sofrada aynı yemeği yemeli ve çocuğa örnek olmalıdır. Özellikle sebze tüketiminin zor olması aileyi zorlamaktadır, bir de babanın veya annenin sebze yememesi çocuğun da ona örnek olmasına neden olmakta. Bu yüzden beslenme eğitimi önce evde daha sonra dışarıda başlamalı. Aileler bu konuda bilinçlendirilmeli, çocuklarına iyi bir şekilde örnek oluşturmalıdırlar. Bu dönem hızlı büyümenin devam ettiği dönem olduğundan; sağlıklı büyüme ve gelişmeleri için, uygulanacak beslenme programları beslenme alışkanlıkları oluşturulacak şekilde planlanmalıdır. Çocuğun, ne miktarda, hangi tür besine ihtiyacı olduğunu bilmemesi, düzensiz besin alımı, yanlış besin seçimi, besinlerin hazırlanması, pişirilmesi, saklanmasında ki hatalı uygulamalar ve okullarda verilen besinlerin uygun olmayışı çocuklarda beslenme sorunlarına neden olmaktadır. Çocuğun yeterli ve dengeli beslenmediğinin en önemli göstergesi ise büyüme, gelişmesidir. Yaş ve cinsiyete göre percentil aralıkları takip edilerek izlenen büyüme ve gelişme, yetersiz beslenme sonucunda geriler ve hastalıklara yakalanma riskini artırır. Özellikle sağlıksız beslenme sonucunda şeker hastalığı, kalp hastalığı, hipertansiyon, obezite gibi hastalıkların görülme riski artar. Okul çağı çocuklarında sık görülen beslenme sorunları; zayıflık, şişmanlık, demir eksikliği anemisi , vitamin yetersizlikleri, iyot yetersizliği, kabızlık ve diş çürükleridir. Son yıllarda obezitenin de artması ile bu gruba metabolik sendrom da dahil olmuştur" diye konuştu.
"Kahvaltı en önemli öğün"
Okul çağındaki çocuklar için beslenme önerileri de sıralayan Erdem, "Okul çocuklarının en önemli problemlerinden biri kahvaltı yapmamasıdır. Kahvaltı, gece boyunca aç kalan vücut için elzem bir öğündür, bu yüzden günün en önemli öğünü olarak adlandırılır. Kahvaltı yapmayan çocuklarda dikkat ve öğrenme yeteneğinde azalma gibi okul başarısını etkileyecek olumsuzluklar görülmektedir. Bu yüzden her çocuk ve aslında her insan, sabah ihtiyacı olan enerji ve besin ögelerini içerecek şekilde kahvaltı yapmalıdır. Kahvaltıda süt, yumurta, peynir, zeytin, omlet/menemen, yeşillik, ekmek, evde yapılmış taze sıkım meyve suyu, tahıl gevreği gibi besinler birkaçı mutlaka bulunmalıdır. Ayrıca çocuğun sağlıklı bir şekilde büyüme ve gelişmesinin sağlanması için gün içerisinde ortalama 6 öğün beslenme yeterli olacaktır. Besin ve besin öğeleri eksikliklerinin görülme oranını azaltmak için beslenmede çeşitliliğe yer verilmelidir ve 4 besin grubundaki besinler de yeterli miktarda alınmalıdır. Süt, peynir ve yoğurt çocukların güçlü kemiklere, dişlere ve kaslara sahip olmak için gerekli olan protein, kalsiyum ve D vitaminini sağlar. Bu gruptan günde 2-3 porsiyon tüketilmelidir. Et, tavuk, balık, yumurta, kuru baklagiller güçlü kaslar ve sağlıklı kan için gerekli olan protein, demir, B vitaminleri ve bazı minerallerden zengin olması nedeni ile günde 2- 3 porsiyon tüketilmesi önerilmektedir. Ekmek, tahıl ve makarna B vitamini, demir, mineral ve posa içerir. Bunlar ayrıca iyi bir kompleks karbonhidrat kaynaklarıdırlar ve çocukların aktiviteleri için gereken enerjiyi sağlarlar. Bu grup besinlerden günde 6-9 porsiyon tüketilmesi önerilmektedir. Sebzeler A vitamini, C vitamini, posa ve belirli miktarlarda B vitaminleri, potasyum, kalsiyum ve diğer mineralleri içerir. Günde 3-4 porsiyon tüketilmesi önerilmektedir. Meyveler çocukların cilt, göz ve diş eti sağlığı için gereken A ve C vitamini, potasyum ve diğer mineralleri yanı sıra karbonhidrat ve posa da içerir. Doğal şeker kaynağı olan meyvelerin günde 2-3 porsiyon meyve yemeleri önerilmektedir" ifadelerini kullandı.
Çocukların okulda tüketebilecekleri ara öğünlerin kantinden değil evde hazırlanması gerektiğinin altını çizen Erdem, "Çocuklara demli çay, kahve, boş kalori içeren gazlı içecek ve hazır meyve suları yerine su, süt, ayran gibi sağlıklı içecek alternatifleri sunulmalıdır. Bu dönemde çocuklarda kabızlık sık görülen bir sorundur. Bunun en önemli sebepleri çocukların fazla süt tüketmesi, posa tüketiminin az olması ve su içme alışkanlığının oturmamasıdır. Bunu engellemek için süt tüketimi günde 2-3 bardak ile sınırlandırılmalı, her gün sebze, meyve, tahıl ürünleri tüketilmeli ve susayınca değil düzenli olarak su içme alışkanlığının oluşturulması gereklidir. Hazır ürünleri ve fast food tüketmeye yatkın olan çocuklar yağ ve şeker içeriği yüksek yiyecekleri fazla tüketirler. Bunun sonucunda başta obezite olmak üzere birçok rahatsızlık görülebilir. Bunları önlemek için çocuklara her istedikleri alınmamalı, olabildiğince fast fooddan, sosis, salam, sucuk gibi besinlerden uzak durulmalıdır. Hem sosyal ilişkilerin gelişmesi hem de sağlıklı kemik yapısı için, çocukların imkanı dahilinde fiziksel aktivite yapmaları şarttır" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Okula giden çocukların beslenme alışkanlıklarının öncelikle ailelerinden sonra da arkadaş çevresi, reklamlar ve sosyal çevreden etkilenerek oluştuğunu kaydeden Erdem, "Bu yüzden ailedeki her birey sofrada aynı yemeği yemeli ve çocuğa örnek olmalıdır. Özellikle sebze tüketiminin zor olması aileyi zorlamaktadır, bir de babanın veya annenin sebze yememesi çocuğun da ona örnek olmasına neden olmakta. Bu yüzden beslenme eğitimi önce evde daha sonra dışarıda başlamalı. Aileler bu konuda bilinçlendirilmeli, çocuklarına iyi bir şekilde örnek oluşturmalıdırlar. Bu dönem hızlı büyümenin devam ettiği dönem olduğundan; sağlıklı büyüme ve gelişmeleri için, uygulanacak beslenme programları beslenme alışkanlıkları oluşturulacak şekilde planlanmalıdır. Çocuğun, ne miktarda, hangi tür besine ihtiyacı olduğunu bilmemesi, düzensiz besin alımı, yanlış besin seçimi, besinlerin hazırlanması, pişirilmesi, saklanmasında ki hatalı uygulamalar ve okullarda verilen besinlerin uygun olmayışı çocuklarda beslenme sorunlarına neden olmaktadır. Çocuğun yeterli ve dengeli beslenmediğinin en önemli göstergesi ise büyüme, gelişmesidir. Yaş ve cinsiyete göre percentil aralıkları takip edilerek izlenen büyüme ve gelişme, yetersiz beslenme sonucunda geriler ve hastalıklara yakalanma riskini artırır. Özellikle sağlıksız beslenme sonucunda şeker hastalığı, kalp hastalığı, hipertansiyon, obezite gibi hastalıkların görülme riski artar. Okul çağı çocuklarında sık görülen beslenme sorunları; zayıflık, şişmanlık, demir eksikliği anemisi , vitamin yetersizlikleri, iyot yetersizliği, kabızlık ve diş çürükleridir. Son yıllarda obezitenin de artması ile bu gruba metabolik sendrom da dahil olmuştur" diye konuştu.
"Kahvaltı en önemli öğün"
Okul çağındaki çocuklar için beslenme önerileri de sıralayan Erdem, "Okul çocuklarının en önemli problemlerinden biri kahvaltı yapmamasıdır. Kahvaltı, gece boyunca aç kalan vücut için elzem bir öğündür, bu yüzden günün en önemli öğünü olarak adlandırılır. Kahvaltı yapmayan çocuklarda dikkat ve öğrenme yeteneğinde azalma gibi okul başarısını etkileyecek olumsuzluklar görülmektedir. Bu yüzden her çocuk ve aslında her insan, sabah ihtiyacı olan enerji ve besin ögelerini içerecek şekilde kahvaltı yapmalıdır. Kahvaltıda süt, yumurta, peynir, zeytin, omlet/menemen, yeşillik, ekmek, evde yapılmış taze sıkım meyve suyu, tahıl gevreği gibi besinler birkaçı mutlaka bulunmalıdır. Ayrıca çocuğun sağlıklı bir şekilde büyüme ve gelişmesinin sağlanması için gün içerisinde ortalama 6 öğün beslenme yeterli olacaktır. Besin ve besin öğeleri eksikliklerinin görülme oranını azaltmak için beslenmede çeşitliliğe yer verilmelidir ve 4 besin grubundaki besinler de yeterli miktarda alınmalıdır. Süt, peynir ve yoğurt çocukların güçlü kemiklere, dişlere ve kaslara sahip olmak için gerekli olan protein, kalsiyum ve D vitaminini sağlar. Bu gruptan günde 2-3 porsiyon tüketilmelidir. Et, tavuk, balık, yumurta, kuru baklagiller güçlü kaslar ve sağlıklı kan için gerekli olan protein, demir, B vitaminleri ve bazı minerallerden zengin olması nedeni ile günde 2- 3 porsiyon tüketilmesi önerilmektedir. Ekmek, tahıl ve makarna B vitamini, demir, mineral ve posa içerir. Bunlar ayrıca iyi bir kompleks karbonhidrat kaynaklarıdırlar ve çocukların aktiviteleri için gereken enerjiyi sağlarlar. Bu grup besinlerden günde 6-9 porsiyon tüketilmesi önerilmektedir. Sebzeler A vitamini, C vitamini, posa ve belirli miktarlarda B vitaminleri, potasyum, kalsiyum ve diğer mineralleri içerir. Günde 3-4 porsiyon tüketilmesi önerilmektedir. Meyveler çocukların cilt, göz ve diş eti sağlığı için gereken A ve C vitamini, potasyum ve diğer mineralleri yanı sıra karbonhidrat ve posa da içerir. Doğal şeker kaynağı olan meyvelerin günde 2-3 porsiyon meyve yemeleri önerilmektedir" ifadelerini kullandı.
Çocukların okulda tüketebilecekleri ara öğünlerin kantinden değil evde hazırlanması gerektiğinin altını çizen Erdem, "Çocuklara demli çay, kahve, boş kalori içeren gazlı içecek ve hazır meyve suları yerine su, süt, ayran gibi sağlıklı içecek alternatifleri sunulmalıdır. Bu dönemde çocuklarda kabızlık sık görülen bir sorundur. Bunun en önemli sebepleri çocukların fazla süt tüketmesi, posa tüketiminin az olması ve su içme alışkanlığının oturmamasıdır. Bunu engellemek için süt tüketimi günde 2-3 bardak ile sınırlandırılmalı, her gün sebze, meyve, tahıl ürünleri tüketilmeli ve susayınca değil düzenli olarak su içme alışkanlığının oluşturulması gereklidir. Hazır ürünleri ve fast food tüketmeye yatkın olan çocuklar yağ ve şeker içeriği yüksek yiyecekleri fazla tüketirler. Bunun sonucunda başta obezite olmak üzere birçok rahatsızlık görülebilir. Bunları önlemek için çocuklara her istedikleri alınmamalı, olabildiğince fast fooddan, sosis, salam, sucuk gibi besinlerden uzak durulmalıdır. Hem sosyal ilişkilerin gelişmesi hem de sağlıklı kemik yapısı için, çocukların imkanı dahilinde fiziksel aktivite yapmaları şarttır" şeklinde konuştu.