'Zirve Dosyası FETÖ'nün...'
Zirve Yayınevi Davasında beraat eden öğretim görevlisi Ruhi Abat, "Zirve dosyası FETÖ’nün 15 Temmuz’a iklim oluşturması için bir araçmış” dedi.
Zirve Yayınevi Davasında berat eden Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un Avukatı İlkay Sezer karar duruşması sonrasında verilen kararları değerlendirdi. Zirve Yayınevi davasında gizli tanıklarla ve uydurma delillerle insanların yargılandığını dile getiren Sezer “Ama bu zaman zarfında, soruşturmaları yürütenler ve mahkemede görev yapanlar şuanda hak ettikleri yerlerde. Biz yasalar önünde hakkımızı aramaya devam edeceğiz. Bugün burada müvekkilimizin üzerine atılı hiçbir suçlama ile ilişkisi olmadığı ve tüm suçlar yönünden beraatına karar verildi.
Bu konu ile ilgili olarak, 5 buçuk yıl sonrada olsa, hakkın yerine gelmiş olması, bizde buruk bir sevinç oluşturuyor” diye konuştu.
Balyoz Davasında hapis yatan ve sonrasında beraat eden CHP Yeşilyurt İlçe Başkanı Ahmet Küçükşahin ise, Zirve Yayınevi davasının TSK mensupları üzerinde oynanan bir oyun olduğunu iddia ederek “Burada iki rütbeli bir Albay ve bir Binbaşı vardı. Ayrıca astsubaylar ve uzman çavuşlar vardı. Albay ve Binbaşı bu davada maalesef usulsüz dinleme ve evrakta sahtecilik yapmak suçlarıyla bazı hapis cezaları aldılar. Diğer suçlamalardan beraat ettiler. İşin mahkeme ile ilgili boyutu böyle. Bu arada biraz önce avukatların da ifade ettiği gibi bir de burada gizli tanık meselesi var. Gizli tanık müessesenin ne kadar yanlış olduğu bu davada net olarak ortaya konulmuştur. İlker Çınar diye bir gizli tanık vardı. Onun hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Bütün davalar diğer kumpas davalarında da olduğu gibi gizli tanıklarla yürütülmüştür. Şimdi kumpas davalarının ortak özelliğinin Fetullahçı Terör Örgütüne mensup Polis, Savcı ve Hakimlerin kurgulaması ile oluşturulduğu net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bu gün de bunların özellikle mahkemenin kararında da belirtilmiş olması önemlidir. Zannediyorum artık Türkiye’nin önü bu tür davalar ile bir daha kesilmeyecek” dedi.
Zirve Davasının ikinci iddianamesi ile birlikte tutuklanan ve sonrasında tahliye edilen öğretim görevlisi Ruhi Abat ise “Aslında ortada bir dava yoktu. 23 tane sahte ihbar mektubu üzerine bir dava üretildi, yani senarize edilen bir davadan bahsediyoruz. Benim 1998 yılında ‘Dinler arası diyalog söyleminin tartışma noktaları’ isimli bir makalem yayımlanmıştı. Bu makalem kullanılarak 2002 yılında iktidara gelen AK Partiyi yıkmakla suçlandım. Dağdaki deliyi de, mezardaki ölüyü de güldürecek bir iddiayla suçlandım. Sırf bu yüzden benim dört yılım çalındı ve 9 yıl boyunca medyada ben ve ailem hedef seçildik” ifadelerini kullandı.
“FETÖ KENDİ YAPACAĞI DARBE VE ZAMAN KAZANMAYA ÇALIŞMAK İÇİN ZİRVE CİNAYETİNİ KULLANDI”
Abat, “Bu sahte ihbar mektuplarını bir türlü davaya geçiremeyince bir tane yalancı şehit peydahladılar. Bu yalancı şahidin adı İlker Çınar, bu şahide bu sahte mektupları okuttular ve bu mektupları bu şekilde davaya dönüştürdüler. Bu yüzden de bizim dört yılımız çalındı. Bu davada FETÖ’nün kendi yapacağı darbe için zaman kazanmak ve hedef saptırmak için zirve cinayetini kullandığını gördük. Şunun altını çizmek istiyorum Zirve dosyası ile ‘Kozmik Odanın’ ne alakası var? Zirve dosyası ile ‘Seferberlik Tetkik Kurulu’nun ne alakası var? Zirve dosyası ile ‘Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın ne alakası var?. Ne alakasının olduğunu biz 15 Temmuz’da çok iyi öğrendik. Özellikle Savcı Zafer Hazar’ın hazırlamış olduğu mütalaa ülkeyi 3 kategoriye ayırmış; Ulusalcılar, milliyetçiler ve İslamcılar olarak. Ulusalcılar, İslamcılar ve Milliyetçilerin tamamı terörize edilmiş. Peki 15 Temmuz’da kimler terörize edildi? kimlere kurşun sıkıldı?. FETÖ’cü olmayan bütün insanlara kurşun sıkıldı. O zaman zirve dosyası ne imiş: Zirve dosyası FETÖ’nün 15 Temmuz’a iklim oluşturmak için bir araçmış. Seferberlik Tetkik Kurulu adına bu davaya monte edilen belgelere bir bakın Türkiye Cumhuriyetine yapılan bir saldırı karşısında hangi ilde, hangi sivil unsurların neyi ve nasıl savunacağını gösteren belgeler var. Bunun bir cinayet dosyasında ne işi olabilir?. FETÖ bu işi tasarlamış kardeşim. Demiş ki ben bu ülkeyi işgal ettiğim zaman bana hangi ilde kimler karşı çıkacak? FETÖ bunları planlamış, zirve dosayı bu işte. Burada 3 tane menfur cinayet olduğu için basın ve kamuoyu bu dosyadan hep kaçtı. 3 tene cinayeti sürekli perde yaptılar ve o perdenin arkasında Türkiye Cumhuriyetine ihanet edildi. Bizim dosyamızı hazırlayanların tamamının FETÖ’cü çıkmış olması ve görevden ihraç edilmiş olması hala bize bir şey anlatmıyor mu? FETÖ bu ülkede kazınıncaya kadar bu mücadele devam etmeli. Cumhurbaşkanı bu ülke için bir avantajdır. Bizim bu avantajı sonuna kadar kullanmamız gerekir. Bu Cumhurbaşkanın şahsi meselesi değildir bu herkesin meselesidir” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Bu konu ile ilgili olarak, 5 buçuk yıl sonrada olsa, hakkın yerine gelmiş olması, bizde buruk bir sevinç oluşturuyor” diye konuştu.
Balyoz Davasında hapis yatan ve sonrasında beraat eden CHP Yeşilyurt İlçe Başkanı Ahmet Küçükşahin ise, Zirve Yayınevi davasının TSK mensupları üzerinde oynanan bir oyun olduğunu iddia ederek “Burada iki rütbeli bir Albay ve bir Binbaşı vardı. Ayrıca astsubaylar ve uzman çavuşlar vardı. Albay ve Binbaşı bu davada maalesef usulsüz dinleme ve evrakta sahtecilik yapmak suçlarıyla bazı hapis cezaları aldılar. Diğer suçlamalardan beraat ettiler. İşin mahkeme ile ilgili boyutu böyle. Bu arada biraz önce avukatların da ifade ettiği gibi bir de burada gizli tanık meselesi var. Gizli tanık müessesenin ne kadar yanlış olduğu bu davada net olarak ortaya konulmuştur. İlker Çınar diye bir gizli tanık vardı. Onun hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Bütün davalar diğer kumpas davalarında da olduğu gibi gizli tanıklarla yürütülmüştür. Şimdi kumpas davalarının ortak özelliğinin Fetullahçı Terör Örgütüne mensup Polis, Savcı ve Hakimlerin kurgulaması ile oluşturulduğu net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bu gün de bunların özellikle mahkemenin kararında da belirtilmiş olması önemlidir. Zannediyorum artık Türkiye’nin önü bu tür davalar ile bir daha kesilmeyecek” dedi.
Zirve Davasının ikinci iddianamesi ile birlikte tutuklanan ve sonrasında tahliye edilen öğretim görevlisi Ruhi Abat ise “Aslında ortada bir dava yoktu. 23 tane sahte ihbar mektubu üzerine bir dava üretildi, yani senarize edilen bir davadan bahsediyoruz. Benim 1998 yılında ‘Dinler arası diyalog söyleminin tartışma noktaları’ isimli bir makalem yayımlanmıştı. Bu makalem kullanılarak 2002 yılında iktidara gelen AK Partiyi yıkmakla suçlandım. Dağdaki deliyi de, mezardaki ölüyü de güldürecek bir iddiayla suçlandım. Sırf bu yüzden benim dört yılım çalındı ve 9 yıl boyunca medyada ben ve ailem hedef seçildik” ifadelerini kullandı.
“FETÖ KENDİ YAPACAĞI DARBE VE ZAMAN KAZANMAYA ÇALIŞMAK İÇİN ZİRVE CİNAYETİNİ KULLANDI”
Abat, “Bu sahte ihbar mektuplarını bir türlü davaya geçiremeyince bir tane yalancı şehit peydahladılar. Bu yalancı şahidin adı İlker Çınar, bu şahide bu sahte mektupları okuttular ve bu mektupları bu şekilde davaya dönüştürdüler. Bu yüzden de bizim dört yılımız çalındı. Bu davada FETÖ’nün kendi yapacağı darbe için zaman kazanmak ve hedef saptırmak için zirve cinayetini kullandığını gördük. Şunun altını çizmek istiyorum Zirve dosyası ile ‘Kozmik Odanın’ ne alakası var? Zirve dosyası ile ‘Seferberlik Tetkik Kurulu’nun ne alakası var? Zirve dosyası ile ‘Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın ne alakası var?. Ne alakasının olduğunu biz 15 Temmuz’da çok iyi öğrendik. Özellikle Savcı Zafer Hazar’ın hazırlamış olduğu mütalaa ülkeyi 3 kategoriye ayırmış; Ulusalcılar, milliyetçiler ve İslamcılar olarak. Ulusalcılar, İslamcılar ve Milliyetçilerin tamamı terörize edilmiş. Peki 15 Temmuz’da kimler terörize edildi? kimlere kurşun sıkıldı?. FETÖ’cü olmayan bütün insanlara kurşun sıkıldı. O zaman zirve dosyası ne imiş: Zirve dosyası FETÖ’nün 15 Temmuz’a iklim oluşturmak için bir araçmış. Seferberlik Tetkik Kurulu adına bu davaya monte edilen belgelere bir bakın Türkiye Cumhuriyetine yapılan bir saldırı karşısında hangi ilde, hangi sivil unsurların neyi ve nasıl savunacağını gösteren belgeler var. Bunun bir cinayet dosyasında ne işi olabilir?. FETÖ bu işi tasarlamış kardeşim. Demiş ki ben bu ülkeyi işgal ettiğim zaman bana hangi ilde kimler karşı çıkacak? FETÖ bunları planlamış, zirve dosayı bu işte. Burada 3 tane menfur cinayet olduğu için basın ve kamuoyu bu dosyadan hep kaçtı. 3 tene cinayeti sürekli perde yaptılar ve o perdenin arkasında Türkiye Cumhuriyetine ihanet edildi. Bizim dosyamızı hazırlayanların tamamının FETÖ’cü çıkmış olması ve görevden ihraç edilmiş olması hala bize bir şey anlatmıyor mu? FETÖ bu ülkede kazınıncaya kadar bu mücadele devam etmeli. Cumhurbaşkanı bu ülke için bir avantajdır. Bizim bu avantajı sonuna kadar kullanmamız gerekir. Bu Cumhurbaşkanın şahsi meselesi değildir bu herkesin meselesidir” şeklinde konuştu.