Yazıcı'dan 15 Temmuz Şehidinin Ailesine Ziyaret
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yazıcı, FETÖ'nün darbe girişiminde şehit olan Deniz'in ailesine başsağlığı ziyaretinde bulundu Yazıcı: '15 Temmuz, Zafer Bayramı kadar önemli. Kıyaslamıyorum, 15 Temmuz'da bu alçaklar başarabilmiş olsalardı, hepimiz esaret altında olurduk' Deniz'in eşi Emine Deniz:'Öleceklerini hepsi biliyordu, onları koruyan hiçbir şey yoktu. Eşimin de içerisinde bulunduğu çok saniyelik görüntüleri var. Ayağına kadar geliyor, hareket etmiyor. İnsanlar koşuşturuyor, kaçıyorlar o hiç hareket etmiyor. Ondan sonra da kalbine denk geliyor. En güzel yerinden vuruldu. O kadar kalbi güzeldi ki zaten, kalbinden vuruldu'
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminde şehit olan Sümer Deniz'in ailesine başsağlığı ziyaretinde bulundu. Deniz'in eşi Emine Deniz, eşinin şehadetiyle ilgili, 'En güzel yerinden vuruldu. O kadar kalbi güzeldi ki zaten, kalbinden vuruldu.' dedi.
Yazıcı, 15 Temmuz'da darbe girişimini durdurabilmek için Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne koşan ve orada darbecilerin açtığı ateşte kalbinden vurularak şehit olan 42 yaşındaki 2 çocuk babası su dağıtıcısı Sümer Deniz'in ailesini evinde ziyaret etti.
30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 94'üncü yıldönümü olduğunu ifade eden Hayati Yazıcı, '15 Temmuz, Zafer Bayramı kadar önemli. Kıyaslamıyorum, 15 Temmuz'da bu alçaklar başarabilmiş olsalardı, hepimiz esaret altında olurduk. Bu mübalağa değil. Türkiye, gücü kırılmış, etkinliği azaltılmış, iç savaş ortamı oluşturulmuş, bu coğrafyada eli kulağı olan devletlerin hamura dönüştürebileceği bir duruma itilmiş olurdu. Bu çok daha alçakça.' ifadelerini kullandı.
Yazıcı, darbe girişiminde bulunanların kimliklerinde 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı' yazdığını belirterek, 'Bunlar maşa. Üst akılları başka yerde. Milletin silahını, topunu, tankını, tüfeğini maalesef alçakça, gaddarca insanlarımıza doğrultular. Sümer de orada, direnişte şehit oldu. Mekanı cennet olsun. Dua ediyoruz.' diye konuştu.
Ziyarette şehit ailesinin durumları hakkında bilgi alan Hayati Yazıcı, büyük bir acı olmakla beraber şehit eşi, şehit ailesi olmanın da bir gurur olduğunu dile getirdi.
Yazıcı, şehit ailelerinin yükünü azaltabilmek için hükümetin kanun hükmünde kararnamelerle mevzuat düzenlemeleri yaptığını anımsatarak, şehit ailelerinin her zaman yanlarında olacaklarını ifade etti.
- 'Yaralı eşimle ilgilenmemişler'
Şehit eşi Emine Deniz ise Yazıcı'ya, 15 Temmuz gecesi eşinin nasıl şehadete yürüdüğünü anlattı.
Darbe girişiminin yaşandığı gece eşinin Ankara'da, kendisinin de çocukları ile birlikte şehir dışında olduğunu aktaran Deniz, 'İhtilal var diye koşarak gitmiş. Arkadaşını yataktan kaldırmış. 'Sen nasıl duruyorsun, ben duramıyorum burada' demiş. En son gece yarısı konuşmuştuk, bana, 'Eve gidip haber izleyeceğim' demişti. Gece 2'ye 10 kala aradığımda ise telefona başka biri çıktı, eşimin yaralı olduğunu söyledi. Hemen yola çıktık.' şeklinde konuştu.
Deniz, yaralı bir şekilde Turgut Özal Tıp Fakültesi Hastanesine götürülen eşiyle, hastane görevlilerinin 'Doktor, hemşire yok' yanıtını vererek ilgilenmediklerini iddia etti.
Emine Deniz, eşinin yanındaki arkadaşlarından edindiği bilgiler doğrultusunda, vurulmasının ardından yaşananları ise şu sözlerle anlattı:
'Çok kanaması varmış, 'bir müdahale edin, kanı durdurun'' demişler. Onlar ilgilenmemiş. 'Doktorumuz, hemşiremiz yok' demişler. Orada bayağı bir zaman kaybı olmuş. Oradan da Gazi Hastanesine götürmüşler ama vardıklarında ölüymüş. 20 dakika ölü kalmış. Doktorlar şokla falan kendine getirememiş. Direkt kalbini eline alarak müdahale etmiş. Doktorları, 'İyileşse bile beyinde ne gibi bir hasar var bilmiyoruz' dediler. Keşke nefes alsaydı da yanımızda sadece otursaydı.'
- 'En güzel yerinden vuruldu'
Eşi ve onun gibi şehitlerin o gece destan yazdığını belirten Deniz, 'Ölüme o kadar güzel gitmiş ki. Banyosunu yapmış, abdestini almış, üzerini değiştirmiş. Saçlarını bile yapmış, gitmiş. Tekbirlerle, şehadetlerle. Öleceklerini hepsi biliyordu, onları koruyan hiçbir şey yoktu. Eşimin de içerisinde bulunduğu çok saniyelik görüntüleri var. Ayağına kadar geliyor, hareket etmiyor. İnsanlar koşuşturuyor, kaçıyorlar o hiç hareket etmiyor. Ondan sonra da kalbine denk geliyor. En güzel yerinden vuruldu. O kadar kalbi güzeldi ki zaten, kalbinden vuruldu.' ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Yazıcı, 15 Temmuz'da darbe girişimini durdurabilmek için Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne koşan ve orada darbecilerin açtığı ateşte kalbinden vurularak şehit olan 42 yaşındaki 2 çocuk babası su dağıtıcısı Sümer Deniz'in ailesini evinde ziyaret etti.
30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 94'üncü yıldönümü olduğunu ifade eden Hayati Yazıcı, '15 Temmuz, Zafer Bayramı kadar önemli. Kıyaslamıyorum, 15 Temmuz'da bu alçaklar başarabilmiş olsalardı, hepimiz esaret altında olurduk. Bu mübalağa değil. Türkiye, gücü kırılmış, etkinliği azaltılmış, iç savaş ortamı oluşturulmuş, bu coğrafyada eli kulağı olan devletlerin hamura dönüştürebileceği bir duruma itilmiş olurdu. Bu çok daha alçakça.' ifadelerini kullandı.
Yazıcı, darbe girişiminde bulunanların kimliklerinde 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı' yazdığını belirterek, 'Bunlar maşa. Üst akılları başka yerde. Milletin silahını, topunu, tankını, tüfeğini maalesef alçakça, gaddarca insanlarımıza doğrultular. Sümer de orada, direnişte şehit oldu. Mekanı cennet olsun. Dua ediyoruz.' diye konuştu.
Ziyarette şehit ailesinin durumları hakkında bilgi alan Hayati Yazıcı, büyük bir acı olmakla beraber şehit eşi, şehit ailesi olmanın da bir gurur olduğunu dile getirdi.
Yazıcı, şehit ailelerinin yükünü azaltabilmek için hükümetin kanun hükmünde kararnamelerle mevzuat düzenlemeleri yaptığını anımsatarak, şehit ailelerinin her zaman yanlarında olacaklarını ifade etti.
- 'Yaralı eşimle ilgilenmemişler'
Şehit eşi Emine Deniz ise Yazıcı'ya, 15 Temmuz gecesi eşinin nasıl şehadete yürüdüğünü anlattı.
Darbe girişiminin yaşandığı gece eşinin Ankara'da, kendisinin de çocukları ile birlikte şehir dışında olduğunu aktaran Deniz, 'İhtilal var diye koşarak gitmiş. Arkadaşını yataktan kaldırmış. 'Sen nasıl duruyorsun, ben duramıyorum burada' demiş. En son gece yarısı konuşmuştuk, bana, 'Eve gidip haber izleyeceğim' demişti. Gece 2'ye 10 kala aradığımda ise telefona başka biri çıktı, eşimin yaralı olduğunu söyledi. Hemen yola çıktık.' şeklinde konuştu.
Deniz, yaralı bir şekilde Turgut Özal Tıp Fakültesi Hastanesine götürülen eşiyle, hastane görevlilerinin 'Doktor, hemşire yok' yanıtını vererek ilgilenmediklerini iddia etti.
Emine Deniz, eşinin yanındaki arkadaşlarından edindiği bilgiler doğrultusunda, vurulmasının ardından yaşananları ise şu sözlerle anlattı:
'Çok kanaması varmış, 'bir müdahale edin, kanı durdurun'' demişler. Onlar ilgilenmemiş. 'Doktorumuz, hemşiremiz yok' demişler. Orada bayağı bir zaman kaybı olmuş. Oradan da Gazi Hastanesine götürmüşler ama vardıklarında ölüymüş. 20 dakika ölü kalmış. Doktorlar şokla falan kendine getirememiş. Direkt kalbini eline alarak müdahale etmiş. Doktorları, 'İyileşse bile beyinde ne gibi bir hasar var bilmiyoruz' dediler. Keşke nefes alsaydı da yanımızda sadece otursaydı.'
- 'En güzel yerinden vuruldu'
Eşi ve onun gibi şehitlerin o gece destan yazdığını belirten Deniz, 'Ölüme o kadar güzel gitmiş ki. Banyosunu yapmış, abdestini almış, üzerini değiştirmiş. Saçlarını bile yapmış, gitmiş. Tekbirlerle, şehadetlerle. Öleceklerini hepsi biliyordu, onları koruyan hiçbir şey yoktu. Eşimin de içerisinde bulunduğu çok saniyelik görüntüleri var. Ayağına kadar geliyor, hareket etmiyor. İnsanlar koşuşturuyor, kaçıyorlar o hiç hareket etmiyor. Ondan sonra da kalbine denk geliyor. En güzel yerinden vuruldu. O kadar kalbi güzeldi ki zaten, kalbinden vuruldu.' ifadelerini kullandı.