Yavuzaslan Açıklaması 'Türkiye, Demokrasi Sınavını Başarıyla Geçti'
Türkçe Konuşan Ülkeler Uluslararası Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Güngör Yavuzaslan, Türkiye Cumhuriyeti Bağdat Büyükelçisi Faruk Kaymakcı’nın 15 Temmuz’da gerçekleştirilmek istenen darbe girişimi ile ilgili önemli tespitlerinin olduğunu belirtti.
Büyükelçisi Kaymakçı’nın darbe girişiminin ardından olanların net bir şekilde görüldüğünü belirttiğini ifade eden Yavuzaslan, “Büyükelçi Kaymakçı, ‘Darbe girişimin ardında 1999 yılından bu yana ABD’de bulunan Fetullah Gülen’in kurup yönettiği bir sinsi yapılanmanın (FETÖ/PDY) olduğunu açıkça ortaya koymuştur. FETÖ/PDY, 1970’lerden bu yana örgütlenen ve eğitimden adalete, polisten diplomasiye tüm devlet kurumlarına sızmaya çalışan ve basın, düşünce kuruluşları ve iş dünyasında da kendi ağını kurmakta olan bir örgüttü. Sinsi ve siyasi emelleri için din, dinler arası diyalog, hoşgörü, hayır ve hizmet gibi kavramları istismar etti. Devlet içindeki bu gizli paralel yapılanma, 2011 yılında kendisine bağlı hakim ve polislerle Türk Silahlı Kuvvetlerinin üst düzey yöneticilerine karşı bir komplo düzenleyerek, bir çok asker ve generalin ordudan haksız yere ihracına neden oldu ve bunların yerlerine kendisine yakın subayların atamasını sağlayarak ordu içinde de güçlü bir şekilde örgütlenmeye başladı.
Bu yasadışı yapılanma, 2015 Aralık ayı sonunda ise yasadışı şekilde yapılan ses ve görüntü kayıtlarını bazı montaj ve iftiralarla birlikte yayınlayarak, Türk Hükümetini ve üst düzey yöneticilerini zor duruma düşürmeye ve istifa etmeye zorlamıştır” değerlendirmesinde bulundu” dedi.
Büyükelçi’nin tespitlerinin önemli olduğunu vurgulayan Yavuzaslan, Kaymakçı’nın yaptığı açıklamadan satırbaşlarını şöyle sıraladı:
“FETÖ/PDY’ye karşı son dönemde yapılan çalışmalarda, özellikle polis ve adalet sisteminden FETÖ bağlantılı görevliler uzaklaştırılmış ve belli takipler başlatılmıştı. FETÖ’nün gizli bir iletişim ağı kurduğu ve 40,000 civarında kişinin bu iletişim ağı üzerinden gizlice haberleştiği de ahiren tespit edilmişti. FETÖ’yle mücadele kapsamında ordu içinde yüzlerce FETÖ’cü askerin Ağustos 2016’da yapılması öngörülen ve her yıl yapılan geleneksel Yüksek Askeri Şura’da ihraç edilmesi gündemdeydi. Kendilerine karşı atılacak bu adımı sezen FETÖ’cü subaylar, bu nedenle Ağustos 2016 Şurası öncesinde, yani 15 Temmuzda, hain darbe girişimini başlatmışlardır. Türkiye, 15 Temmuz darbesinin ardından FETÖ/PDY’ye maddi kaynak sağlayan ve destek olan FETÖ/PDY bağlantılı okulları, hastaneleri, basın organlarını, dernek ve vakıfları ve iş ağlarını kapatmıştır. FETÖ/PDY, sadece Türkiye değil faaliyet gösterdiği birçok ülkede Truva atı gibi yönetime sızmaya ve görünenin ötesinde faaliyetler yürütmeye çalışan sinsi bir terör örgütüdür. Bu bakımdan tüm hükümetlerin FETÖ/PDY’nin ülkelerindeki eğitim, sağlık, düşünce, iş ve basın kuruluşlarına karşı gerekli önlemleri almaları menfaatlerine olacaktır. İslam İşbirliği Teşkilatı Yüksek Düzeyli Memurları, FETÖ/PDY’yi terör örgütü kabul eden bir tavsiye kararını ahiren kabul etmişlerdir. Somali, Ürdün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan ve Sudan gibi ülkeler de FETÖ/PDY bağlantılı okulları, iş yerlerini ve örgütlenmeleri yasaklamış, kapatmış veya kamulaştırmıştır.”
Büyükelçinin darbe girişimi sonrası güvenlik kurumlarında gerçekleştirilen yeniden yapılanmanın Türkiye’nin DEAŞ’la mücadelesini daha etkin kılacağına dikkat çektiğini de kaydeden Yavuzaslan, "Büyükelçimiz bununla ilgili de şu deneyimlerini paylaşmıştır. Büyükelçimiz, Türkiye, köklü devlet ve kurumsal geleneğiyle ve demokratik deneyimiyle hain darbe girişimini tarihe gömmeyi başarmıştır. Hükümet ve Meclis işbaşındadır. Ordu, Polis ve İstihbarat dahil tüm güvenlik kuruluşları FETÖ/PDY unsurlarından arınmış olarak şimdi daha güçlü halde sorumluluklarını yürütmektedirler. Türkiye demokrasisi gibi Türkiye ekonomisi de bu badireden daha da güçlenerek çıkmaktadır. Türkiye, bir yandan darbe girişiminin acılarını sarıp, kurumlarını temizleyip ve yeniden yapılandırıp güçlendirirken, diğer yandan darbecileri ve FETÖ/PDY bağlantılı unsurları hukukun üstünlüğü ve demokrasi çerçevesinde yargılamakta ve cezalandırmaktadır. Bunun yanı sıra Türkiye, PKK terörü ve DEAŞ belası ile mücadelesine de devam etmektedir. İçerideki gelişmelere hapsolmayıp, dış politikada kucaklayıcı, barışçı ve ilkeli tutumunu da sürdürmektedir” tespiti yapmıştır” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Bu yasadışı yapılanma, 2015 Aralık ayı sonunda ise yasadışı şekilde yapılan ses ve görüntü kayıtlarını bazı montaj ve iftiralarla birlikte yayınlayarak, Türk Hükümetini ve üst düzey yöneticilerini zor duruma düşürmeye ve istifa etmeye zorlamıştır” değerlendirmesinde bulundu” dedi.
Büyükelçi’nin tespitlerinin önemli olduğunu vurgulayan Yavuzaslan, Kaymakçı’nın yaptığı açıklamadan satırbaşlarını şöyle sıraladı:
“FETÖ/PDY’ye karşı son dönemde yapılan çalışmalarda, özellikle polis ve adalet sisteminden FETÖ bağlantılı görevliler uzaklaştırılmış ve belli takipler başlatılmıştı. FETÖ’nün gizli bir iletişim ağı kurduğu ve 40,000 civarında kişinin bu iletişim ağı üzerinden gizlice haberleştiği de ahiren tespit edilmişti. FETÖ’yle mücadele kapsamında ordu içinde yüzlerce FETÖ’cü askerin Ağustos 2016’da yapılması öngörülen ve her yıl yapılan geleneksel Yüksek Askeri Şura’da ihraç edilmesi gündemdeydi. Kendilerine karşı atılacak bu adımı sezen FETÖ’cü subaylar, bu nedenle Ağustos 2016 Şurası öncesinde, yani 15 Temmuzda, hain darbe girişimini başlatmışlardır. Türkiye, 15 Temmuz darbesinin ardından FETÖ/PDY’ye maddi kaynak sağlayan ve destek olan FETÖ/PDY bağlantılı okulları, hastaneleri, basın organlarını, dernek ve vakıfları ve iş ağlarını kapatmıştır. FETÖ/PDY, sadece Türkiye değil faaliyet gösterdiği birçok ülkede Truva atı gibi yönetime sızmaya ve görünenin ötesinde faaliyetler yürütmeye çalışan sinsi bir terör örgütüdür. Bu bakımdan tüm hükümetlerin FETÖ/PDY’nin ülkelerindeki eğitim, sağlık, düşünce, iş ve basın kuruluşlarına karşı gerekli önlemleri almaları menfaatlerine olacaktır. İslam İşbirliği Teşkilatı Yüksek Düzeyli Memurları, FETÖ/PDY’yi terör örgütü kabul eden bir tavsiye kararını ahiren kabul etmişlerdir. Somali, Ürdün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan ve Sudan gibi ülkeler de FETÖ/PDY bağlantılı okulları, iş yerlerini ve örgütlenmeleri yasaklamış, kapatmış veya kamulaştırmıştır.”
Büyükelçinin darbe girişimi sonrası güvenlik kurumlarında gerçekleştirilen yeniden yapılanmanın Türkiye’nin DEAŞ’la mücadelesini daha etkin kılacağına dikkat çektiğini de kaydeden Yavuzaslan, "Büyükelçimiz bununla ilgili de şu deneyimlerini paylaşmıştır. Büyükelçimiz, Türkiye, köklü devlet ve kurumsal geleneğiyle ve demokratik deneyimiyle hain darbe girişimini tarihe gömmeyi başarmıştır. Hükümet ve Meclis işbaşındadır. Ordu, Polis ve İstihbarat dahil tüm güvenlik kuruluşları FETÖ/PDY unsurlarından arınmış olarak şimdi daha güçlü halde sorumluluklarını yürütmektedirler. Türkiye demokrasisi gibi Türkiye ekonomisi de bu badireden daha da güçlenerek çıkmaktadır. Türkiye, bir yandan darbe girişiminin acılarını sarıp, kurumlarını temizleyip ve yeniden yapılandırıp güçlendirirken, diğer yandan darbecileri ve FETÖ/PDY bağlantılı unsurları hukukun üstünlüğü ve demokrasi çerçevesinde yargılamakta ve cezalandırmaktadır. Bunun yanı sıra Türkiye, PKK terörü ve DEAŞ belası ile mücadelesine de devam etmektedir. İçerideki gelişmelere hapsolmayıp, dış politikada kucaklayıcı, barışçı ve ilkeli tutumunu da sürdürmektedir” tespiti yapmıştır” şeklinde konuştu.