HDP TBMM Grup Toplantısı
Eş Genel Başkan Yüksekdağ:'Korsan biçimlerde, HDP'den ve milyonlarca yurttaşın iradesinden kaçırarak yaptıkları anayasa, meşru bir anayasa değildir, olmayacaktır. Korsan, merdiven altı komisyonlarda yaptıkları anayasa da fason anayasa değişikliğidir' '(Belediyelere kayyum atanması tartışmaları) O atadığınız memurlar, kayyumlar da gönderdiğiniz darbeci generaller ne duruma düştüyse aynı duruma düşecek'
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 'Korsan biçimlerde, HDP'den ve milyonlarca yurttaşın iradesinden kaçırarak yaptıkları anayasa, meşru bir anayasa değildir, olmayacaktır. Korsan, merdiven altı komisyonlarda yaptıkları anayasa da fason anayasa değişikliğidir.' dedi.
Yüksekdağ, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Darbe girişiminin savuşturulduğunu ama 'darbe mekanizmasının' işlemeye devam ettiğini belirten Yüksekdağ, '15 Temmuz darbesi başarılı olsaydı, cuntacıların dahi yapmakta zorlanacağı bir dizi icraatı bugün, darbe zihniyetini ve pratiğini savunan, sürdüren siyasi iktidar yapıyor.' ifadesini kullandı.
Meclis'in sembolik ve göstermelik bir kurum haline dönüştürüldüğünü savunan Yüksekdağ, demokratik bir yasama ve yürütme sürecinin sözü bile edilemeyecek bir şey olduğunu söyledi.
Torba yasa tasarı ile belediyelere kayyum atamasının da düzenlendiğini anımsatan Yüksekdağ, 'Seçilmiş halk temsilcilerini devre dışı bırakmaya çalışıyorlar. Buna asla izin vermeyeceğiz. Kazandığımız bütün demokratik mevzileri nasıl savunduysak, öyle savunacağız. Direne direne kazandık, direne direne savunacağız.' ifadesini kullandı.
Yüksekdağ, şöyle devam etti:
'Yenikapı'da kafa kafaya verdiler bir torba ittifak kurdular ve bugün Meclis'e getirilen torba kanunla, torba saldırı paketiyle bizim mevzilerimizi, haklarımızı, haklılığımızı gasbedebileceklerini sanıyorlar. Yanılıyorlar, yanıldıklarını bir kere daha görecekler.
Biriniz değil topunuz gelin. Eğer topyekün bir ittifakla, kirli bir anlaşmayla, demokratik meşru siyaset zemininde kazanılmış haklarımızı gasbedeceklerini sanıyorlarsa büyük bir yanılgı içerisindeler. Bu yasayla Kürt'ün hiçbir şeyine tahammül edemediklerini gösterdi. Bu torba ittifak, Kürt'e, 'sen belediye başkanı, il meclis üyesi, yöneticisi olamazsın.' diyor.
Başbakan grup konuşmasında, 'Türkiye'nin Kürt sorunu yoktur.' dedi. Nereden, nereye. Kürt sorunu çözümünü, barışı, demokrasiyi kendi siyasal ikmallerinin aracına, zeminine, enstrümanına dönüştürenler, buradan siyasi rant devşirenler, bugün siyasi rant çıkmayacağını gördüklerinde, 'Kürt sorunu yoktur' noktasına geldiler. İleri demokrasi söyleminden, ileri darbeciliğe geldi bunlar. Bizler bu ileri darbecilere karşı da direneceğiz.'
- 'Kayyum kararını tanımıyoruz'
'Kayyum kararını tanımadığımızı ifade ettik, tanımıyoruz. Kayyum atama kararı bugün sadece Kürt illerindeki belediyeler için gündeme gelmiş durumdadır. Türkiye'nin yarısını bölüp, Kürtlerin seçtiği yerel yöneticileri öcü ilan edip, soruşturma açıp, görevden alacaksınız ve merkezden atanmış memurlarla o kentleri yöneteceksiniz.' diyen Yüksekdağ, bu uygulamanın tarihte ve bugün sömürgelerde görüldüğünü ileri sürdü.
Figen Yüksekdağ, 'O atadığınız memurlar, kayyumlar da gönderdiğiniz darbeci generaller ne duruma düştüyse aynı duruma düşecek. Kürt illerine darbeyi yaşatanlar geldi Ankara'ya darbeyi dayattı. Gönderdiğiniz, kayyumlar da memurlarda o darbeci generaller nasıl yenilerek evlerine geri döndüyse, emin olun öyle yenilecek ve öyle size geri dönecek.' değerlendirmesini yaptı.
- 'Fason anayasa değişikliği'
Hakkari ve Şırnak'ın il statüsünün düşürülmesinin de torba yasa tasarısının içerisinde olduğunu ve bu iki ilin, siyasi iktidarın milletvekili çıkaramadığı illeri olduğunu belirten Yüksekdağ, bu iki ilin bölünmeye çalışıldığını ileri sürdü. Yüksekdağ, Hakkari ve Şırnak'ın il statüsü düşürülmeden Yüksekova ve Cizre'nin il yapılabileceğini vurguladı.
AK Parti, CHP ve MHP'nin anayasa temaslarına değinen Yüksekdağ, 'Bugün yine antidemokratik bir zeminle, HDP'yi dışta tutarak bir anayasa komisyonu kuruyorlar ve buradan yeni bir şeyler çıkacağını iddia ediyorlar. 3 eskiden 1 yeni çıkmaz. Korsan biçimlerde, HDP'den ve milyonlarca yurttaşın iradesinden kaçırarak yaptıkları anayasa, meşru bir anayasa değildir, olmayacaktır. Korsan, merdiven altı komisyonlarda yaptıkları anayasa da fason anayasa değişikliğidir. Türkiye halkları böyle bir fason üretime asla ve asla icabet etmeyecektir.' ifadesini kullandı.
Yüksekdağ'ın ardından konuşan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ise 'Halkın iradesiyle seçilen yerel yöneticilerin bir bütün olarak görevden alınmasını ve yerlerine kayyum atanmasını sağlayacak yasa tasarısı Meclis'e sunuldu. Bu tablo, engellenen darbenin, sivil bir darbeye dönüştüğünü açıkça göstermektedir.' diye konuştu.
Grup toplantısının ardından basın mensuplarının, Menbiç'ten PYD'lilerin çekilmelerine ilişkin açıklamalarına ilişkin soruya Yüksekdağ, 'Türkiye'deki siyasi iktidar, Suriye politikasını artık kırmızı çizgiler üzerinden tarif etmemesi gerekir. Menbiç'in IŞİD'den temizlenmesi ve kurtarılması bu harekatın bittiği anlamına gelmiyor. Demokratik Suriye Güçleri bu harekatı sürdürecekler, devam ettirecekler, başka kentlere doğru aynı zamanda genişleyecek bir harekat bu. O nedenle geri çekilmek, başka bir yere gitmek veya IŞİD'e karşı mücadele eden güçlerin belli sınırların arkasına çekilmesini istemek çok doğru bir yaklaşım olmaz. Suriye'de ve bölgede IŞİD'e karşı süren mücadeleyi zafiyete, başarısızlığa uğratacak bir yaklaşım olur. Ben o nedenle çok doğru ve isabetli bulmuyorum.' yanıtını verdi.
Öte yandan, grup toplantısına Hakkari'den gelen STK temsilcileri ile bazı Demokratik Bölgeler Partili (DBP) belediye başkanları da katıldı.
Kaynak: AA
Yüksekdağ, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Darbe girişiminin savuşturulduğunu ama 'darbe mekanizmasının' işlemeye devam ettiğini belirten Yüksekdağ, '15 Temmuz darbesi başarılı olsaydı, cuntacıların dahi yapmakta zorlanacağı bir dizi icraatı bugün, darbe zihniyetini ve pratiğini savunan, sürdüren siyasi iktidar yapıyor.' ifadesini kullandı.
Meclis'in sembolik ve göstermelik bir kurum haline dönüştürüldüğünü savunan Yüksekdağ, demokratik bir yasama ve yürütme sürecinin sözü bile edilemeyecek bir şey olduğunu söyledi.
Torba yasa tasarı ile belediyelere kayyum atamasının da düzenlendiğini anımsatan Yüksekdağ, 'Seçilmiş halk temsilcilerini devre dışı bırakmaya çalışıyorlar. Buna asla izin vermeyeceğiz. Kazandığımız bütün demokratik mevzileri nasıl savunduysak, öyle savunacağız. Direne direne kazandık, direne direne savunacağız.' ifadesini kullandı.
Yüksekdağ, şöyle devam etti:
'Yenikapı'da kafa kafaya verdiler bir torba ittifak kurdular ve bugün Meclis'e getirilen torba kanunla, torba saldırı paketiyle bizim mevzilerimizi, haklarımızı, haklılığımızı gasbedebileceklerini sanıyorlar. Yanılıyorlar, yanıldıklarını bir kere daha görecekler.
Biriniz değil topunuz gelin. Eğer topyekün bir ittifakla, kirli bir anlaşmayla, demokratik meşru siyaset zemininde kazanılmış haklarımızı gasbedeceklerini sanıyorlarsa büyük bir yanılgı içerisindeler. Bu yasayla Kürt'ün hiçbir şeyine tahammül edemediklerini gösterdi. Bu torba ittifak, Kürt'e, 'sen belediye başkanı, il meclis üyesi, yöneticisi olamazsın.' diyor.
Başbakan grup konuşmasında, 'Türkiye'nin Kürt sorunu yoktur.' dedi. Nereden, nereye. Kürt sorunu çözümünü, barışı, demokrasiyi kendi siyasal ikmallerinin aracına, zeminine, enstrümanına dönüştürenler, buradan siyasi rant devşirenler, bugün siyasi rant çıkmayacağını gördüklerinde, 'Kürt sorunu yoktur' noktasına geldiler. İleri demokrasi söyleminden, ileri darbeciliğe geldi bunlar. Bizler bu ileri darbecilere karşı da direneceğiz.'
- 'Kayyum kararını tanımıyoruz'
'Kayyum kararını tanımadığımızı ifade ettik, tanımıyoruz. Kayyum atama kararı bugün sadece Kürt illerindeki belediyeler için gündeme gelmiş durumdadır. Türkiye'nin yarısını bölüp, Kürtlerin seçtiği yerel yöneticileri öcü ilan edip, soruşturma açıp, görevden alacaksınız ve merkezden atanmış memurlarla o kentleri yöneteceksiniz.' diyen Yüksekdağ, bu uygulamanın tarihte ve bugün sömürgelerde görüldüğünü ileri sürdü.
Figen Yüksekdağ, 'O atadığınız memurlar, kayyumlar da gönderdiğiniz darbeci generaller ne duruma düştüyse aynı duruma düşecek. Kürt illerine darbeyi yaşatanlar geldi Ankara'ya darbeyi dayattı. Gönderdiğiniz, kayyumlar da memurlarda o darbeci generaller nasıl yenilerek evlerine geri döndüyse, emin olun öyle yenilecek ve öyle size geri dönecek.' değerlendirmesini yaptı.
- 'Fason anayasa değişikliği'
Hakkari ve Şırnak'ın il statüsünün düşürülmesinin de torba yasa tasarısının içerisinde olduğunu ve bu iki ilin, siyasi iktidarın milletvekili çıkaramadığı illeri olduğunu belirten Yüksekdağ, bu iki ilin bölünmeye çalışıldığını ileri sürdü. Yüksekdağ, Hakkari ve Şırnak'ın il statüsü düşürülmeden Yüksekova ve Cizre'nin il yapılabileceğini vurguladı.
AK Parti, CHP ve MHP'nin anayasa temaslarına değinen Yüksekdağ, 'Bugün yine antidemokratik bir zeminle, HDP'yi dışta tutarak bir anayasa komisyonu kuruyorlar ve buradan yeni bir şeyler çıkacağını iddia ediyorlar. 3 eskiden 1 yeni çıkmaz. Korsan biçimlerde, HDP'den ve milyonlarca yurttaşın iradesinden kaçırarak yaptıkları anayasa, meşru bir anayasa değildir, olmayacaktır. Korsan, merdiven altı komisyonlarda yaptıkları anayasa da fason anayasa değişikliğidir. Türkiye halkları böyle bir fason üretime asla ve asla icabet etmeyecektir.' ifadesini kullandı.
Yüksekdağ'ın ardından konuşan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ise 'Halkın iradesiyle seçilen yerel yöneticilerin bir bütün olarak görevden alınmasını ve yerlerine kayyum atanmasını sağlayacak yasa tasarısı Meclis'e sunuldu. Bu tablo, engellenen darbenin, sivil bir darbeye dönüştüğünü açıkça göstermektedir.' diye konuştu.
Grup toplantısının ardından basın mensuplarının, Menbiç'ten PYD'lilerin çekilmelerine ilişkin açıklamalarına ilişkin soruya Yüksekdağ, 'Türkiye'deki siyasi iktidar, Suriye politikasını artık kırmızı çizgiler üzerinden tarif etmemesi gerekir. Menbiç'in IŞİD'den temizlenmesi ve kurtarılması bu harekatın bittiği anlamına gelmiyor. Demokratik Suriye Güçleri bu harekatı sürdürecekler, devam ettirecekler, başka kentlere doğru aynı zamanda genişleyecek bir harekat bu. O nedenle geri çekilmek, başka bir yere gitmek veya IŞİD'e karşı mücadele eden güçlerin belli sınırların arkasına çekilmesini istemek çok doğru bir yaklaşım olmaz. Suriye'de ve bölgede IŞİD'e karşı süren mücadeleyi zafiyete, başarısızlığa uğratacak bir yaklaşım olur. Ben o nedenle çok doğru ve isabetli bulmuyorum.' yanıtını verdi.
Öte yandan, grup toplantısına Hakkari'den gelen STK temsilcileri ile bazı Demokratik Bölgeler Partili (DBP) belediye başkanları da katıldı.