İtirafçı Astsubay, FETÖ'yü Ve Ordudaki Yapılanmasını Anlattı (3)
Astsubay S.A: 'İstihbarat Şube Müdürlüğü Teknik Kısım Amirliğinde göreve başladım. 17 Aralık 2013'ten bir ay önce Mustafa bana 4 tane telefon numarası verdi. Bu numaraları bir şekilde yasal kılıfına uydurarak dinlemem gerektiğini söyledi. Ben bu numaraların son dört hanesini ezberledim. Sistemde sorgusunu dahi hukuki sorumluluktan korktuğum için yapmadım. Bu nedenle numaraların kime ait olduğunu bilmiyorum' 'Zaten 17 Aralık girişimi sürecinden sonra paralel yapının gerçek yüzünü görmeye başlamış ve benden geçmişte istenen illegal talepler nedeniyle kendilerine bağlı hakim savcıları organize ederek gerçekten Türkiye Cumhuriyeti'nin meşru ve tek hükümetine karşı darbe girişiminde bulunmalarına ciddi şekilde ihtimal verir olmuştum' 'Hakkari'ye tayinim çıktı, beni Ömer diye biriyle tanıştırdılar. Ömer, telefonuma bir program yükledi. Bu programda iki telefon birbirine yaklaştığında birbirini algılayan ve bir arama tuşunun belirdiği bir ekran çıkıyordu. Arama tuşuna basınca benim telefonumda bir kod belirdi. Ben 'ok' tuşuna basınca mesajlaşma bölümü açılıyordu. Mesajlar okunduktan 23 saniye sonra kendiliğinden siliniyordu' 'Ben daha önce bu konuyu adli mercilere bildirmek istedim. Ancak dosyaya bakacak savcının FETÖ/PDY'nin bir üyesi olabileceği ve başımı belaya sokabileceği düşüncesiyle fikrimden vazgeçtim. Ancak 15 Temmuz 2016 gecesi milletin silahıyla milletini şehit edecek kadar gözü dönmüş bir yapı olduğunu tüm milletimizle birlikte görünce durumu komutanıma aktardım'
Astsubay S.A, ifadesinde, Beytepe Jandarma Okullar Komutanlığından mezun olduktan sonra astsubay çavuş rütbesiyle kursiyer olarak jandarma okulunda eğitim almaya devam ettiğini belirtti.
TSK'dan maaş almaya başladığını ve mesai sonrası evine gittiğini ifade eden S.A, paralel yapılanma içerisindeki Selami'nin kendisine Keçiören Sanatoryum Mahallesinde bir ev tahsis ettiğini, evin okuldan çok uzak bir yerde olduğunu söyledi.
Evi, öğrencilik yıllarından tanıdığı, cemaat evlerinde kendisi gibi kaldığını bildiği fakat astsubaylık sınavına girdiğini bilmediği S.A. ile paylaştığını anlatan S.A, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Ev dayalı döşeli, kirası 450 liraydı. Ev sahibini görmedik. Kirasını ve faturalarını Selami'ye veriyorduk. Selami haftada bir evimize gelip dini konularda öğütler veriyor, tedbirin öneminden bahsediyordu. Evde dini kitaplar yoktu, yalnızca kanepenin altındaki gizli bölmede Fetullah Gülen'in kitapları, Cevşen-ü Kebir ve Risale-i Nur vardı. Kur'an da vardı ama onu saklamıyorduk. Bu şekilde 1 yıl daha geçtikten sonra 2012'de kura çekerek İzmir'e tayin oldum.'
- 'Babam, paralel yapıyla bağlantımı hiçbir zaman bilmedi'
Ev arkadaşı S.A. ile astsubay okulundayken mesleği sevmediklerini ve istifa etmeyi düşündüklerini belirten S.A, şöyle devam etti:
'Bu nedenle evde KPSS'ye çalışıyorduk. Selami geleceği zaman kitapları saklıyorduk. Selami'de bizim evin anahtarı vardı. Bir gün biz işe gittiğimizde evi karıştırarak KPSS kitaplarını bulmuş, bizim sınava çalıştığımızı öğrenmiş. Bize sözde davaya ihanet etmememizi, mesleğimizden vazgeçmememizi söyleyerek bir sürü nasihat etti. Bu olaydan 1 hafta sonra ev arkadaşım S. A'nın takım komutanı bölüğe kızdı ve bir direğin karşısına geçerek 'Ben eşeğim' diye bağırmasını emretti. O da emri uyguladı fakat olay gururunu çok zedelemiş, bunun üzerine istifa etti. Bende istifa etmek istedim, durumu babama anlattım. Babam benim öğretmen olmamı hayal etmişti. Bana, 'Sen benim sözümü dinlemedin ve asker oldun. Devlet seni yetiştirdi astsubay yaptı. Mesleğini bırakırsan vatana ihanet etmiş olursun. Eğer bu saatten sonra mesleği bırakırsan seni eve almam' dedi. Babam, paralel yapıyla bağlantımı hiçbir zaman bilmedi.'
- Sadece bir numaranın kayıtlı olduğu şifreli telefon verildi
İzmir'e tayini çıktığında, FETÖ/PDY içerisinde Ankara'da faaliyet yürüten Selami'nin Mustafa isimli kişiyle tanıştırarak, 'Seninle artık Mustafa ilgilenecek' dediğini kaydeden S.A, söz konusu kişinin içerisinde sadece bir numaranın kayıtlı olduğu telefonu kendisine verdiğini söyledi.
Mustafa'nın telefondaki numarayı ezberlemesini istediğini anlatan S.A, 'Mustafa, bu telefonumu sadece kendisini ve arada bir 'sahibinden.com' isimli sitede ilan verip bir şeyler satan kişileri arayıp ürün sormamı söyledi. Sorduğumda TİB'in sadece tek kişiyle yapılan görüşmelerden şüphelendiğini ve bunları dinlediğini söyledi.'
- Yasa dışı dinleme yapması istendi
'Mustafa, benden, İzmir İl Jandarma Alay Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü Teknik Kısım Amirliğini arayıp, çıkan kişiye, İzmir'e atandığımı, çok iyi Kürtçe bildiğimi, teknik kısma alırlarsa çok iyi tape çözeceğimi ve çok faydalı olacağımı söylememi istedi.' diyen S.A, şunları kaydetti:
'Ben de bunları söyledim. Telefonda konuştuğum başçavuş, özellikle uyuşturucu dosyalarında Kürtçe bilen personel sıkıntısı yaşadıklarını durumu alay komutanına bildiriceğini söyledi. Teknik kısımda dinleme yapan personel olarak göreve başladım. Mustafa ile bana verdiği telefon vasıtasıyla haftada 1-2 defa buluşuyorduk. Benim görev yerimin kendileri için çok kritik olduğunu belirtti. Görevimin, devletin bekasını ilgilendiren ciddi suçlar ve siyasilerle ilgili dosyalarda bir görüşme tespit edersem o görüşmelerin zaman aralığını ve görüşmeyi yapan şahısların kimlik bilgilerini söylemek olduğunu bana iletti. Bunun nedenini sorduğumda bu tür görüşmelerin sümen altı edildiğini, dinlemeyi yapan personelin başının belaya girmesinden korkarak savcılara olayın intikal ettirmeyeceğini ve bu nedenle önemli suçlarla ilgili gereğinin yapılmadığını ifade etti.'
- FETÖ, 4 telefon numarası verdi
Görev yaptığı kısmın sorumlusunun, yapılan görevin çok ciddi olduğunu, gizliği ihlal edecek hareketlerin ciddi hukuki sorumluluk doğrucağını söyleyerek herkesi uyardığını ifade eden S.A, 'Ben de bunun üzerine bildiklerimi Mustafa ile paylaşmamayı kafama koydum. 17 Aralık 2013'ten bir ay önce Mustafa bana 4 tane telefon numarası verdi. Bu numaraları bir şekilde yasal kılıfına uydurarak dinlemem gerektiğini söyledi. Ben bu numaraların son 4 hanesini ezberledim. Sistemde sorgusunu dahi hukuki sorumluluktan korktuğum için yapmadım. Bu nedenle numaraların kime ait olduğunu bilmiyorum.' dedi.
'Niyetim o numaralar yaptığım mevcut yasal dinleme kapsamında herhangi bir telefon numarasıyla irtibat kurarsa ve içinde suç unsuru da varsa tapesini çözüp tim komutanına vermekti.' diyen S.A, 'Ancak böyle bir konuşmaya denk gelmedim. Zaten bir ay sonra 17 Aralık günü biz bütün yasal dinleme işlemlerini sonlandırdık. Yalnızca terörle ilgili önleme dinlemesi yaptık. Bu işlem için de Ankara'dan karar alınmıştı. 17 Aralık'tan sonra da ben Mustafa ile bir defa görüştüm. Bu görüşmede bana verdiği telefonu geri aldı ve bana riskli bir dönemde olduklarını bu şekilde görüşmenin uygun olmayacağını söyledi. Zaten ben 2013 yılı Nisan ayında onların bulacağı biriyle değil de sevdiğim kızla evlendiğim için uzun süredir bana soğuk davranıyordu. Fakat yine de benden vazgeçmiş değildi.' ifadesini kullandı.
- 'Erbakan döneminden bu yana AK Parti bize sıcak bakmıyor'
FETÖ/PDY'nin görevlendirdiği Mustafa ile 17 Aralık süreci hakkında görüşme yaptıklarını kaydeden S.A, şunları dile getirdi:
'Benden, 17 Aralık sonrası yaptığımız görüşmede bu mevzuları kimseyle tartışmamamı, kimin haklı, kimin haksız olduğu konusunda fikrim olmadığını söylememi istedi. Telefonu aldıktan sonra iki kez daha evime geldi. Mustafa evime geldiğinde soruşturmaların darbe girişimi olmadığını, Erbakan döneminden bu yana AK Parti hükümetinin kendilerine sıcak bakmadığını, sırf ülkede iyi şeyler olsun diye AK Parti ile yakın durduklarını, bakanların yolsuzluklarını uzun süredir bildiklerini ve bunu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ilettiklerini ve 17 Aralık sürecinden önce de eski bakanlar Kürşat Tüzmen, Kemal Unakıtan'ın yolsuzluğa bulaştığını ilettiklerini, bu nedenle bu iki bakanın görevden alındığını, fakat 17 Aralık 2013'te ortaya çıkan yolsuzluklara Başbakan Erdoğan ve ailesi de bulaştığı için bu konuda herhangi bir işlem yapmadığını, bunun üzerine savcıların yetimin hakkını korumak için her şeyi göze alarak bu operasyonu gerçekleştirdiğini söyledi. Bu konuları kimseyle tartışmamamı bana söyledi. Bu konuşma 17 Aralık darbe girişimi sürecinden kısa bir süre sonra benim cemaat hakkımdaki fikirlerim değişmesin diye yapıldı. Ben bunu şimdi anlıyorum.'
- 'Telefonumdaki mesajlar 2-3 saniyede kendiliğinden siliniyordu'
Paralel devlet yapılanmasının gerçek yüzünü görmemesi için kendisini yanlış fikirlerle doldurduklarını belirten S.A, ifadesinde şöyle dedi:
'Mustafa'nın ikinci kez evime gelişi tayinim Hakkari'ye çıkmadan hemen önceydi. Yanında Ömer diye biriyle geldi. Benimle Van'da ilgilenecek kişinin Ömer olduğunu söyledi ve bizi tanıştırdı. Bana açık öğretim ve üniversite sınavlarına başvurmamı ve sınav bahanesiyle sık sık Van'a gelmemi Ömer isimli şahıs söyledi. Van'a ilk geldiğimde beni Ömer karşıladı. Benim telefonuma bir program yükledi. Bu programda iki telefon birbirine yaklaştığında birbirini algılayan ve bir arama tuşunun belirdiği bir ekran çıkıyordu. Arama tuşuna basınca benim telefonumda bir kod belirdi. Ben 'ok' tuşuna basınca mesajlaşma bölümü açılıyordu. Mesajlar okunduktan 2-3 saniye sonra kendiliğinden siliniyordu. Programa da bir şifre ile giriliyordu. Bana Van'da bu şekilde haberleşeceğimizi söyledi. Programda telefonlar yan yana gelip bir kere eşleştikten sonra bir yerden mesajlaşma imkanı veriyordu. Fakat benim akıllı telefonum çok iyi olmadığı için Hakkari'ye giderken format attım. Programı unutmuştum. Zaten 17 Aralık darbe girişimi sürecinden sonra paralel yapının gerçek yüzünü görmeye başlamış ve benden geçmişte istenen illegal talepler nedeniyle kendilerine bağlı hakim savcıları organize ederek gerçekten Türkiye Cumhuriyeti'nin meşru ve tek hükümetine karşı darbe girişiminde bulunmalarına ciddi şekilde ihtimal verir olmuştum. Bu olaydan sonra hiçbir şekilde onlarla irtibat kurmadım. Sadece bundan yaklaşık 2 ay önce eşimin telefonundan yabancı bir numara aradı ve benimle görüşmek istediğini söyledi. Ben telefonu aldığımda sesinden Ömer olduğunu anladım ve kendisiyle görüşmek istemediğimi söyleyerek yüzüne kapattım.'
- 'Çok pişmanım'
'Ben daha önce bu konuyu adli mercilere bildirmek istedim. Ancak dosyaya bakacak savcının FETÖ/PDY'nin bir üyesi olabileceği ve başımı belaya sokabileceği düşüncesiyle fikrimden vazgeçtim.' ifadesini kullanan S.A, 'Ancak 15 Temmuz 2016 gecesi milletin silahıyla milletin kendisini şehit edecek kadar gözü dönmüş bir yapı olduğunu tüm milletimizle birlikte görünce durumu komutanıma aktardım.' dedi.
FETÖ/PDY ile irtibatından dolayı çok pişman olduğunu belirten S.A, şunları kaydetti:
'FETÖ/PDY yıllar yılı başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bütün milletimizi kandırmış olan sinsi bir yapılanmadır. Benim bu yapının içerisinde bulunduğum dönemde herkesin malumu olduğu gibi neredeyse AK Parti ve hükümetimizle eşdeğer tutuluyordu. Her görüşten insanlar ve medya kuruluşları Türkçe Olimpiyatları'na methiyeler diziyordu. Zaten 2002 yılından 2013 yılına kadar sadece iki kez hukuka aykırı iş yaptıklarına şahit oldum. Görünüşte hepsi benimle aynı inancı paylaşan, benim gibi mütedeyyin ve ülkesine faydalı olmaya çalışan insanlardı. İllegal taleplerine de kendilerince bir gerekçe bularak beni de ikna etmişlerdi. Fakat 15 Temmuz 2016'da genç, yaşlı, kadın, erkek ayırt etmeksizin gafil avladıkları milletimize silah sıkacak, hedef gözetmeksizin bombalayacak kadar gözü dönmüş caniler olduklarını tüm milletimiz görmüştür. Yaşanan hadiseler dünyada itibarımızı sarstığı gibi tüm vicdanları derinden yaralamıştır. Ben de vicdanen rahatsız olarak bildiklerimi paylaşmak istedim. FETÖ/PDY ile olan irtibatım için çok pişmanım. Benden istedikleri hukuka aykırı eylemleri şu veya bu şekilde hiç gerçekleştirmedim.'
(Bitti)