AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Özkaya Açıklaması
'Fetullahçı Terör Örgütü'nün lideri Fetullah Gülen'in, 1725 Aralık'ta birinci darbe teşebbüsünde bulunup başaramamasından sonra silahlı kuvvetlerdeki örgüt mensupları ve yöneticilerine verdiği talimatlarla bu darbe başlamıştır'.
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, 'Fetullahçı Terör Örgütü'nün elebaşı Fetullah Gülen'in, 17-25 Aralık'ta birinci darbe teşebbüsünde bulunup başaramamasından sonra silahlı kuvvetlerdeki örgüt mensupları ve yöneticilerine verdiği talimatlarla bu darbe başlamıştır.' dedi.
Özyaka, TBMM'de bir grup AK Parti milletvekiliyle birlikte düzenlediği basın toplantısında, 15 Temmuz gecesi, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından dünyanın en alçak darbe planlarından birisini bizzat yaşayarak gördüklerini söyledi.
Darbe sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast girişiminde bulunulduğunu, darbeye karşı duran insanların üzerine tanklardan ateş açıldığını, polislerin F-16'lardan atılan bombalarla şehit edildiğini anlatan Özkaya, demokrasinin kalbi olan Meclis'in de darbeye karşı koyarken bombalandığını kaydetti.
Ali Özkaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın telefon üzerinden vatandaşlara çağrısına karşılık, vatandaşların, 'Ferman başkomutanınsa meydanlar bizimdir.' diyerek, canı ve kanı pahasına darbeye karşı koyduğunu ifade etti.
Milletvekilleriyle birlikte dört gündür meydanlarda olduklarına işaret eden Özkaya, şöyle devam etti:
'Meydanlarda sabahlara kadar konuştuğumuz halkımız açık ve net bir şekilde bizden şunu istiyor: 'Bu darbecileri idam edin.' Bugünkü anayasal mevzuatımıza göre idam cezası yasaktır. Ceza kanunlarında da 'bir cezai düzenleme geriye doğru işlemez' kuralı vardır. Ancak şahsi kanaatim odur ki darbe suçu kolektif olarak işlenebilen bir suçtur. Yani çok insanla işlenebilen ve süreklilik arz eden bir suçtur.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün lideri Fetullah Gülen'in, 17-25 Aralık'ta birinci darbe teşebbüsünde bulunup başaramamasından sonra silahlı kuvvetlerdeki örgüt mensupları ve yöneticilerine verdiği talimatlarla bu darbe başlamıştır. Örgütün lideri ve birçok üyesi henüz yakalanmamıştır. Örgütün kamuda çalışan ve üniforma giymiş asker, polis mensuplarının halen bir kısmının yakalanmamış olmasını ve bunların benzer teşebbüslerde bulunmuş olmasını görmüş olmamız karşısında suç devam etmektedir. Bu aşamada yapılacak bir değişiklik 'geriye doğru işlemezlik kuralının' dışında olup, bu suçun sonuçlandığı ana kadar geçerli olacak ve açık bir şekilde darbe suçu işleyenlerin idam edilmesi mümkün olacaktır.
Milletimizin bizden beklentisi: 'Meclisimizi bombalayanları, burada polisimizi ve vekillerimizi yaralayanları Meclis'te, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bölgesini bombalayanların o bölgede, Ankara Emniyet Müdürlüğü ve özel harekat bölgesini bombalayanların o bölgelerde, Boğaziçi Köprüsü'nün üzerindeki halkımızın üzerinden tankla geçip, onları silahla ateş ederek öldüren katil darbecilerin de o bölgelerde idam edilmesini bekliyoruz.'
İnşallah aziz milletimizin desteği ve Meclisimizin iradesiyle, bütün partiler de katılırsa bu gerçekleşecek ve bundan sonra hiç kimse bu millete karşı, demokrasiye ve Meclis'e karşı darbe yapmaya cesaret edemeyecektir.'
Özkaya, FETÖ'nün mal varlıklarına el konulması ve bu süreçte şehit olan ve yaralananlara tazminat olarak verilmesi ve sosyal güvenlik haklarıyla ilgili de gerekli sınırlamaların getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Kaynak: AA
Özyaka, TBMM'de bir grup AK Parti milletvekiliyle birlikte düzenlediği basın toplantısında, 15 Temmuz gecesi, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından dünyanın en alçak darbe planlarından birisini bizzat yaşayarak gördüklerini söyledi.
Darbe sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast girişiminde bulunulduğunu, darbeye karşı duran insanların üzerine tanklardan ateş açıldığını, polislerin F-16'lardan atılan bombalarla şehit edildiğini anlatan Özkaya, demokrasinin kalbi olan Meclis'in de darbeye karşı koyarken bombalandığını kaydetti.
Ali Özkaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın telefon üzerinden vatandaşlara çağrısına karşılık, vatandaşların, 'Ferman başkomutanınsa meydanlar bizimdir.' diyerek, canı ve kanı pahasına darbeye karşı koyduğunu ifade etti.
Milletvekilleriyle birlikte dört gündür meydanlarda olduklarına işaret eden Özkaya, şöyle devam etti:
'Meydanlarda sabahlara kadar konuştuğumuz halkımız açık ve net bir şekilde bizden şunu istiyor: 'Bu darbecileri idam edin.' Bugünkü anayasal mevzuatımıza göre idam cezası yasaktır. Ceza kanunlarında da 'bir cezai düzenleme geriye doğru işlemez' kuralı vardır. Ancak şahsi kanaatim odur ki darbe suçu kolektif olarak işlenebilen bir suçtur. Yani çok insanla işlenebilen ve süreklilik arz eden bir suçtur.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün lideri Fetullah Gülen'in, 17-25 Aralık'ta birinci darbe teşebbüsünde bulunup başaramamasından sonra silahlı kuvvetlerdeki örgüt mensupları ve yöneticilerine verdiği talimatlarla bu darbe başlamıştır. Örgütün lideri ve birçok üyesi henüz yakalanmamıştır. Örgütün kamuda çalışan ve üniforma giymiş asker, polis mensuplarının halen bir kısmının yakalanmamış olmasını ve bunların benzer teşebbüslerde bulunmuş olmasını görmüş olmamız karşısında suç devam etmektedir. Bu aşamada yapılacak bir değişiklik 'geriye doğru işlemezlik kuralının' dışında olup, bu suçun sonuçlandığı ana kadar geçerli olacak ve açık bir şekilde darbe suçu işleyenlerin idam edilmesi mümkün olacaktır.
Milletimizin bizden beklentisi: 'Meclisimizi bombalayanları, burada polisimizi ve vekillerimizi yaralayanları Meclis'te, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bölgesini bombalayanların o bölgede, Ankara Emniyet Müdürlüğü ve özel harekat bölgesini bombalayanların o bölgelerde, Boğaziçi Köprüsü'nün üzerindeki halkımızın üzerinden tankla geçip, onları silahla ateş ederek öldüren katil darbecilerin de o bölgelerde idam edilmesini bekliyoruz.'
İnşallah aziz milletimizin desteği ve Meclisimizin iradesiyle, bütün partiler de katılırsa bu gerçekleşecek ve bundan sonra hiç kimse bu millete karşı, demokrasiye ve Meclis'e karşı darbe yapmaya cesaret edemeyecektir.'
Özkaya, FETÖ'nün mal varlıklarına el konulması ve bu süreçte şehit olan ve yaralananlara tazminat olarak verilmesi ve sosyal güvenlik haklarıyla ilgili de gerekli sınırlamaların getirilmesi gerektiğini vurguladı.