Özkul'dan Darbe Girişimine Kınama
Bir grup askerin darbe girişimi sonrası tepkiler gün geçtikçe büyürken İnönü Üniversitesi Rektör Adayı Ord. Prof.Dr. Cafer Özkul’da yayımladığı mesaj ile hain darbe kalkışmasını nefretle kınadığını belirtti.
Özkul yayımladığı mesajında 15 Temmuz 2016 tarihinde başta Ankara ve İstanbul’da olmak üzere, farklı şehirlerde devleti ele geçirmeye ve bütünlüğün ortadan kaldırılmasına yönelik FETÖ/PDY çetesi tarafından darbe girişiminde bulunulduğunu hatırlatarak, “Girişilen bu onursuz, alçak, milli ve manevi hissiyattan uzak teşebbüsü şiddetle ve nefretle kınıyorum” ifadelerine yer verdi.
Özkul, “Ülkemizin ve milletimizin dirliğini, birliğini, kalkınmasını ve ilerlemesini hiçbir şer odağının, yapılanmanın, sekteye uğratamayacağına olan inancımızı yineliyor, bu tür hainliklerin ve ihanetlerin bizi korkutup yıldıramayacağı, aksine, milletimizin birbirine sıkıca kenetlenmesine ve demokrasiye olan inancımızın pekişmesine vesile olacağını belirtmek istiyorum. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere devlet büyüklerimizin, emniyet mensuplarımızın, ordumuzun, bütün partilerin ve Yüce Türk milletinin, ülkemizde demokrasi ve hukuk devletinin sürdürülmesi ve istikrarı yolundaki destek ve dayanışmalarıyla, demokrasi ve dirlik düşmanı, çıkar odaklı dış güçlerin aracılığı ve uşaklığı vazifesini üstlenen FETÖ/PDY terör örgütünün bu hain kalkışması başarısız kılınmıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan önderliğinde devletin ve milletin verdiği mücadelenin sürdürülmesinden yana olduğunu belirten Özkul, “Doğal olarak, büyük bir duyarlılıkla demokrasi safında yer almış olan YÖK ve Üniversitelerimiz de, FETÖ/PDY mensuplarından tamamen arınıncaya kadar bu mücadeleye devam etmelidir. Bu tip hain örgütleşmelerin Akademik Dünya’dan men edilmesi ve bir daha hortlamaması için, Aşağıdaki hususları dikkate alan acil bir ‘Yükseköğrenim ve Bilimsel Araştırma Reformu’ hazırlanmalıdır. Ar-Ge ve Yükseköğrenim birbirlerinden ayrı düşünülemez kuralından hareketle, Üniversitelerimiz yeniden yapılandırmalıdırlar. "Bilim ve teknoloji üretme" ile "yüksek kaliteli öğrenim ve eğitim" misyonlarını birlikte yürütmeye odaklanmalıdırlar. Özellikle doktora tezi savunabilme koşulları ile araştırma görevlilerinin seçimi, atanmaları ve statüleri yeniden gözden geçirilmelidir” ifadelerini kullandı.
Üniversitelerin organizasyonu ve öğretim üyeleri statülerinin de yeniden düzenlenmesi gerektiğini kaydeden Özkul, “Her öğretim üyesine iki misyonunu da birlikte götürme imkanı verilmelidir. Akademik kariyerde ilerleme, kamu hizmeti kalitesi ve verimliliğine dayanmalı, etik kurallara uymayı şart koşmalıdır. Üstelik, ekip çalışmasını ve emekli oluncaya kadar üretkenliği teşvik edici olmalıdır. Atamalar, sağlıklı bir rekabet dinamiği ortamında ve liyakate göre yapılmalıdır. Akademik kariyere erişme ve ilerleme ne kadar liyakat kurallarına uygun ve adaletli olursa, ne kadar mesleki ahlak değerlerine önem verirse, insanlarımızın vefa borcu bahanesi ile birilerinin adamı olma ihtimali o kadar az olur” dedi.
Kaynak: İHA
Özkul, “Ülkemizin ve milletimizin dirliğini, birliğini, kalkınmasını ve ilerlemesini hiçbir şer odağının, yapılanmanın, sekteye uğratamayacağına olan inancımızı yineliyor, bu tür hainliklerin ve ihanetlerin bizi korkutup yıldıramayacağı, aksine, milletimizin birbirine sıkıca kenetlenmesine ve demokrasiye olan inancımızın pekişmesine vesile olacağını belirtmek istiyorum. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere devlet büyüklerimizin, emniyet mensuplarımızın, ordumuzun, bütün partilerin ve Yüce Türk milletinin, ülkemizde demokrasi ve hukuk devletinin sürdürülmesi ve istikrarı yolundaki destek ve dayanışmalarıyla, demokrasi ve dirlik düşmanı, çıkar odaklı dış güçlerin aracılığı ve uşaklığı vazifesini üstlenen FETÖ/PDY terör örgütünün bu hain kalkışması başarısız kılınmıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan önderliğinde devletin ve milletin verdiği mücadelenin sürdürülmesinden yana olduğunu belirten Özkul, “Doğal olarak, büyük bir duyarlılıkla demokrasi safında yer almış olan YÖK ve Üniversitelerimiz de, FETÖ/PDY mensuplarından tamamen arınıncaya kadar bu mücadeleye devam etmelidir. Bu tip hain örgütleşmelerin Akademik Dünya’dan men edilmesi ve bir daha hortlamaması için, Aşağıdaki hususları dikkate alan acil bir ‘Yükseköğrenim ve Bilimsel Araştırma Reformu’ hazırlanmalıdır. Ar-Ge ve Yükseköğrenim birbirlerinden ayrı düşünülemez kuralından hareketle, Üniversitelerimiz yeniden yapılandırmalıdırlar. "Bilim ve teknoloji üretme" ile "yüksek kaliteli öğrenim ve eğitim" misyonlarını birlikte yürütmeye odaklanmalıdırlar. Özellikle doktora tezi savunabilme koşulları ile araştırma görevlilerinin seçimi, atanmaları ve statüleri yeniden gözden geçirilmelidir” ifadelerini kullandı.
Üniversitelerin organizasyonu ve öğretim üyeleri statülerinin de yeniden düzenlenmesi gerektiğini kaydeden Özkul, “Her öğretim üyesine iki misyonunu da birlikte götürme imkanı verilmelidir. Akademik kariyerde ilerleme, kamu hizmeti kalitesi ve verimliliğine dayanmalı, etik kurallara uymayı şart koşmalıdır. Üstelik, ekip çalışmasını ve emekli oluncaya kadar üretkenliği teşvik edici olmalıdır. Atamalar, sağlıklı bir rekabet dinamiği ortamında ve liyakate göre yapılmalıdır. Akademik kariyere erişme ve ilerleme ne kadar liyakat kurallarına uygun ve adaletli olursa, ne kadar mesleki ahlak değerlerine önem verirse, insanlarımızın vefa borcu bahanesi ile birilerinin adamı olma ihtimali o kadar az olur” dedi.