Türkiye'nin Yerli Tohumu Rumeli'nin Hasadı Başladı
Tekirdağ’da özenle yetiştirilen ve Türkiye’nin yerli tohumu olan Rumeli ekmeklik buğdayın hasadına başlandı. Tarlada Rumeli buğdayı hakkında bilgi veren Türkiye Ziraat Odaları Birliği eski Yönetim Kurulu Üyesi Tuncer Başoğlu, 20 yıldır bu tohumun verimliliğine eşdeğer hiçbir yerli tohum görmediğini belirtti.
Trakya’da biçerdöverlerin tarlaya girmesi üzerine, Tekirdağ’da 2004 yılında araştırma-geliştirme (AR-GE) faaliyetlerine başlayan, Trakya Tarım firmasının özenle yetiştirdiği ve birçok hastalığa dayanıklı, yüksek verime sahip Türkiye’nin yerli tohumu olan Rumeli ekmeklik buğdayın hasadına başlandı. Hasat sırasında açıklamalarda bulunan Türkiye Ziraat Odaları Birliği eski Yönetim Kurulu Üyesi Tuncer Başoğlu, Rumeli ekmeklik buğdayı hakkında bilgiler vererek, 20 yıldır Rumeli tohumun verimliliğine eşdeğer hiçbir yerli tohum hatırlamadığını kaydetti.
Ürünün iyi olduğunu biçerdöverlerin gidiş şekline göre de karar verebildiklerini ifade eden Başoğlu, “Biçerdöver çok ağır bir şekilde biçiyor. Buda ekilen tohumun daha ağır ve iyi olduğunun anlamına geliyor” dedi.
“RUMELİ ÇEŞİDİ ÇOK HOŞUMUZA GİTTİ”
Çok fazla soğuk olmayan ve çok fazla aşırı yağışların olmadığı bir yıl geçirdiklerini dile getiren Başoğlu, “Bizi en çok gururlandıran Rumeli’nin yüzde 100 yerli bir çeşidimiz olmasıdır. Bugüne kadar çok iyi kalitelerde ve bu verimleri yakalayabilen çok az çeşitte gördük. Yaklaşık 20 yıldır bu verim ve kalite değerlerini yakaladığımız bir buğday çeşidi hatırlamıyorum. Geçen yıl Trakya Tarım şirketinin, Ziraat Mühendisi Ahmet Bey’le bu yıl toprak analizi ve tohum çeşitlerini değerlendirirken bu arazide Türkiye’nin ender yetiştirmiş olduğu yerli malı olan Rumeli çeşidini ekmeye beraber karar vermiştik. Kasım ayının 5 ila 10’u arasında yapmış olduğumuz ekimlerde güzel bir çıkış yakaladıktan sonra her buğdaya ne yapılıyorsa, Rumeli çeşidi içinde tarımda yapılan ve yapabildiğimiz uygulamaları yaptık. Zaman içinde şunu fark ettik, ektiğimiz çeşit gün geçtikçe kendini göstermeye başladıktan sonra, verimli bir çeşidin olduğunu gözlerimizle gördükten sonra, bizi en çok sevindiren de bu çeşidin Türkiye’de uzun zamandır yetiştirilemeyen sert ve kaliteli bir buğday olması, yerli olması sebebiyle Rumeli çeşidi çok hoşumuza gitti. Bu çeşit şu anki şartlarda, yaklaşık 750 kilogram civarında bir verim vermektedir. Çeşidin en önemli özelliklerinden bir tanesi, yatmaya dayanıklı olması vermiş olduğumuz azot miktarına bağlı çeşit kendini ayakta tutabiliyor. Aynı zamanda standart bir başak yapısı var. Rumeli çeşidinden daha önce yapmış olduğumuz biçimlerden daha iyi verim alacağız. Biçerdöverin gidiş şeklinden bunu biraz hissediyoruz. Çünkü biçerdöver çok ağır bir şekilde biçiyor. Bu da buğday tanelerinin daha ağır ve dolgun olduğunun anlamına geliyor” diye konuştu.
“HERKES BENDEN ÇEŞİDİN İSMİNİ İSTİYORDU”
Rumeli çeşidinin diğer çeşitlerle kıyasladığında farklı bir uygulama yapmadıklarını söyleyen Başoğlu, diğer çeşitlerden 650 kilogram verim alabildiklerini, Rumeli çeşidinden ise 700-750 kilogram verim alabildiklerini kaydetti.
Başoğlu, “Çoğu çeşitler daha önceki yıllarda yurt dışından gelmiş olan ürünlerdir. Ama Trakya Tarım’ın ürettiği Rumeli çeşidi tamamen yerli bir çeşit olması bizim için çok önemlidir. Gelecek yıllarda da Rumeli ve Rumeli’den daha iyi çeşitlerin piyasaya girmesini arzu ediyoruz. Kalite değerlerine baktığımız zaman, Rumeli, 35-40 bandından bir gluten değeri, yaklaşık 14-15 arasında bir protein değeri ve 80-85 kilogram hektolitre ağırlığına sahip, kalite değerleri bakımından üstün özelliklere sahip bir çeşittir. Yani size tam net rakamlar veriyoruz. Bunların hepsini bizzat çeşitli firmalarda yaptırdığım analiz sonuçlarıdır. Ben analiz yaptırırken çeşidin ismini yazmadan veriyordum. Analiz yaptırdığım firmalar bana çeşidin ismini soruyorlardı. Ben de onlara gönül rahatlığıyla Rumeli olduğunu söylüyordum” ifadelerini kullandı.
“RUMELİ EKMEKLİK BUĞDAY ÜRETİMİ GİTTİKÇE ARTIYOR”
Rumeli ekmeklik buğdayın kalite ve verim olarak, yüksek verimli çeşitlerden olduğunu dile getiren Trakya Tarım Üretim Müdürü Ziraat Yüksek Mühendisi Ahmet Işık ise, “Ülkemizde de gittikçe yaygınlaşan bir çeşidimizdir. Bu yıl Türkiye bazında yaklaşık 12-13 bin ton üretim kapasitesine sahip. Çiftçinin de Rumeli’yi seçmesinin nedenlerinden bir tanesi, hastalıklara dayanıklı olması, verimi yüksek olması ve kalitesinin yüksek olmasıdır. Dolayısıyla bu faktörler, çiftçinin yüksek kazanç elde etmesini sağlıyor. Rumeli ekmeklik buğday üretimi gittikçe artıyor. Rumeli, 2012 yılında tescil ettirdiğimiz bir çeşidimizdir. Şu anda yeni yeni üretime giriyor” şeklinde konuştu.
“GELİŞTİRDİĞİMİZ ÇEŞİTLERİ TÜM DÜNYAYA YAYMAK İÇİN ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ”
2004 yılında, "Özel Araştırmacı Kuruluş" Araştırma-Geliştirme (AR-GE) yetkisi alan, Trakya Tarım Şirketinin yüzde 100 yerli sermaye ile kurulduğunu söyleyen AR-GE Müdürü Ziraat Yüksek Mühendisi Samet Duğan’da Şirket olarak, özellikle son yıllarda artan kuraklık ve hastalıkların artışı çok büyük bir risk faktörü olduğunu vurguladı. Duğan, “Bizde ıslah ekibi olarak, hastalıklara ve kuraklığa dayanıklı çeşitleri ıslah etmek konusunda, çalışmalarımız devam etmektedir. Bugüne kadar toplamda 10 adet ekmeklik buğday, 3 adet makarnalık buğday, 3 adet arpa, 1 adet tritikale, 1 adet yulaf ve 1 adet adi fiğ geliştirip tescil aldık. Şirket olarak, kendimiz üretim yaptığımız gibi tohumculuk yapan firmalara, yetki devri yaparak, onlara da bizim ıslah etmiş olduğumuz çeşitlerin tohumluk üretimini yaptırmaktayız. Çeşitlerimizin Türkiye’de hızla yayılması için çalışmalar yapmaktayız. Yerli çeşitlerin artması için planlar yapmaktayız. Şirket olarak, yurt dışına da ihracat yapıyoruz. Azerbaycan, Gürcistan ve Sudan gibi ülkelere tohum ihracatı yapmaktayız. Islah çalışmaları sonucu geliştirdiğimiz çeşitleri, tüm dünyaya yaymak için çalışmalarımız devam ediyor. Rumeli ekmeklik buğdayın hasat çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Çiftçilerimiz, ortalama 700-750 kilogram verim almakta ve oldukça kaliteli ürün elde etmektedir. Çiftçilerimiz Rumeli çeşidini sattıkları zaman, un fabrikaları ve tüccarlar Rumeli’yi yüksek fiyata almaktadır. Durum böyle olunca, çiftçimiz hem verimden hem de kaliteli olduğu için yüksek fiyata sattığı için Rumeli ve bunun gibi bizim ıslah etmiş olduğumuz yerli çeşitleri ektiğinde hem birim alanından daha yüksek verim alacaklar hem de daha fazla gelir elde edecekler” dedi.
“KONYA ‘RUMELİ’ DİYOR”
Rumeli buğdayını kullanmaya başlayan firmalardan biri olan Konya Çevikler Un adına açıklamada bulunan Çevikler Un Sanayii Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Çevik, elde ettikleri sonuçtan son derece memnun olduklarını dile getirdi. Çevik, “Konya’da yüzde 80 oranında başka bir marka buğday kullanılıyordu. Ancak son dönemde hem direnci fazla olan, hem de verimi ve kalitesi yüksek olan Rumeli buğdayı daha çok tercih edilir oldu. Biz de kalitesi bakımından Rumeli’yi tercih ediyoruz. Ürün aldığımız çiftçimizi de Rumeli’ye yönlendiriyoruz. Çünkü Rumeli buğdayının protein değerleri normalin üzerinde. Konya Bölgesi’nde yüzde 60-65 baklavalık-yufkalık diye tabir ettiğimiz en iyi kalite un üretimi yapılıyor. Dolayısıyla ihtiyaç duyduğumuz buğday da en iyi kalitede olmak durumunda. Rumeli buğdayı bizim bu ihtiyacımızı fazlasıyla karşılıyor. Ayrıca Rumeli, Konya’nın karasal iklim şartlarında da son derece iyi sonuç veriyor. İklim direnci de oldukça fazla. Hastalıklara karşı dayanıklılığı da üst seviyede. Özetle Rumeli çeşidi, Çevikler Un olarak hem tercih ettiğimiz hem de üreticilerimize ekim yapmalarını en çok tavsiye ettiğimiz üründür,” açıklamasında bulundu.
Yine Konya bölgesinde faaliyet gösteren Aydınalp Un firması da son dönemde Rumeli buğdayını un üretiminde ağırlıklı olarak kullanan firmalardan biri oldu. Rumeli buğdayı hakkında görüşlerini aldığımız Aydınalp Un Sanayii Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Aydınalp, “Ben aynı zamanda Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) heyetinde un sanayicilerini temsil ediyorum. Geçtiğimiz aylarda yaptığımız buğday barem belirleme toplantısında Rumeli’nin analizlerinin incelenmesi sonucu bir üst bareme, yani en üst grup olan birinci gruba, Anadolu kırmızı sert buğdayı grubuna yükseltilmesine karar verdik. Biz un sanayicileri olarak her zaman iyi tohumun peşindeyiz. Bu ihtiyacımızı karşılayabilmek için ithalat yapıyoruz. Ancak her zaman yerli tohumların kullanılmasından yanayız. Bu anlamda Rumeli buğdayı, bizim ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek düzeyde yerli ıslah ve üretim ile geliştirilen bir çeşittir. Konya’da ağırlıklı olarak üst ve orta segment un üretimi yapılıyor. Bu üretim için de her zaman birinci grup buğday ekilmesi gerekiyor. Bu yüzden biz firma olarak da Rumeli buğdayını üreticimizden memnuniyetle alıp un üretiminde kullanıyoruz. Ayrıca verim açısından da üreticimize fayda sağlayacak bir üründür. TMO iki yıldır oldukça başarılı bir uygulamayla protein değeri 13 ve üstü olan buğday getiren çiftçiye her artı yarım puan için ekstra teşvik vermektedir. Bu açıdan başarılı bir tohum olan Rumeli’yi üreticilerimize tavsiye ediyoruz” diye konuştu.
“TRAKYA’DA ZİRVE RUMELİ’NİN”
Tekirdağ’ın Muratlı ilçesinde faaliyet gösteren Eksun Gıda Genel Müdür Yardımcısı Fırat Özmüş de, Rumeli tohumunun, verimiyle Trakya çiftçisinin, yüksek kalitesi ile de un sanayicisinin yüzünü güldürdüğüne vurgu yaparak, “Rumeli buğdayı, kalite olarak çok çok iyi bir ürün. Verim açısından yüksek bir değere sahip ancak bu üreticilerimizi daha çok ilgilendiriyor. Ben bir un sanayicisi olarak değerlendirebilirim. Biz üretimimizde Rumeli’yi kullanıyoruz ve üreticilerimize de ekmeleri konusunda tavsiyede bulunuyoruz. Rumeli çeşidi mutlaka un üretiminde yer alması gereken ve Trakya ve Türkiye’de hızla yaygınlaşmasını istediğimiz bir ürün. Hem yüksek kalite, hem iklim şartlarına ve hastalıklara direnç hem de yüksek verim açısından ender bir tohum. İthal tohumlar dahil piyasadaki en iyi tohumlardan biri diyebiliriz. Üstelik bunu TMO da en üst bareme yükselterek onaylamıştır. Trakya Tarım’a tohum geliştirme konusundaki gayretleri ve bize böyle bir tohum sundukları için teşekkür ederiz” dedi.
Trakya Tarım ve Veterinerlik Tic. Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı Ziraat Yüksek Mühendisi İlhami Özcan Aygun ise tohum üretim ve tohum ıslahı üzerine uzmanlaştıklarını ve her ihtiyaca ve coğrafyaya yönelik tohum ıslah çalışmalarına ağırlık verdiklerini ifade etti.
Aygun, “Prestij ürünü Rumeli, un sanayicilerini ve Türk çiftçisini memnun etti. Kısa sürede ciddi bir talep gördüklerini dile getiren Aygun, “Rumeli’ye ilgi giderek büyüyor. Sanayicilerimiz ve üreticilerimiz ithal tohumlardan daha kaliteli bir yerli tohumun her zaman tercih sebebi olacağını ifade ediyorlar. Bu da bizi daha iyisini yapmak için kamçılıyor. AR-GE yatırımlarımız ve çalışmalarımız sürecek Tamamen yerli sermaye ile üretimini yaptığımız Rumeli, Türkiye’nin en çok tercih edilen tohumu olacaktır” ifadelerini kaydetti.
Kaynak: İHA
Ürünün iyi olduğunu biçerdöverlerin gidiş şekline göre de karar verebildiklerini ifade eden Başoğlu, “Biçerdöver çok ağır bir şekilde biçiyor. Buda ekilen tohumun daha ağır ve iyi olduğunun anlamına geliyor” dedi.
“RUMELİ ÇEŞİDİ ÇOK HOŞUMUZA GİTTİ”
Çok fazla soğuk olmayan ve çok fazla aşırı yağışların olmadığı bir yıl geçirdiklerini dile getiren Başoğlu, “Bizi en çok gururlandıran Rumeli’nin yüzde 100 yerli bir çeşidimiz olmasıdır. Bugüne kadar çok iyi kalitelerde ve bu verimleri yakalayabilen çok az çeşitte gördük. Yaklaşık 20 yıldır bu verim ve kalite değerlerini yakaladığımız bir buğday çeşidi hatırlamıyorum. Geçen yıl Trakya Tarım şirketinin, Ziraat Mühendisi Ahmet Bey’le bu yıl toprak analizi ve tohum çeşitlerini değerlendirirken bu arazide Türkiye’nin ender yetiştirmiş olduğu yerli malı olan Rumeli çeşidini ekmeye beraber karar vermiştik. Kasım ayının 5 ila 10’u arasında yapmış olduğumuz ekimlerde güzel bir çıkış yakaladıktan sonra her buğdaya ne yapılıyorsa, Rumeli çeşidi içinde tarımda yapılan ve yapabildiğimiz uygulamaları yaptık. Zaman içinde şunu fark ettik, ektiğimiz çeşit gün geçtikçe kendini göstermeye başladıktan sonra, verimli bir çeşidin olduğunu gözlerimizle gördükten sonra, bizi en çok sevindiren de bu çeşidin Türkiye’de uzun zamandır yetiştirilemeyen sert ve kaliteli bir buğday olması, yerli olması sebebiyle Rumeli çeşidi çok hoşumuza gitti. Bu çeşit şu anki şartlarda, yaklaşık 750 kilogram civarında bir verim vermektedir. Çeşidin en önemli özelliklerinden bir tanesi, yatmaya dayanıklı olması vermiş olduğumuz azot miktarına bağlı çeşit kendini ayakta tutabiliyor. Aynı zamanda standart bir başak yapısı var. Rumeli çeşidinden daha önce yapmış olduğumuz biçimlerden daha iyi verim alacağız. Biçerdöverin gidiş şeklinden bunu biraz hissediyoruz. Çünkü biçerdöver çok ağır bir şekilde biçiyor. Bu da buğday tanelerinin daha ağır ve dolgun olduğunun anlamına geliyor” diye konuştu.
“HERKES BENDEN ÇEŞİDİN İSMİNİ İSTİYORDU”
Rumeli çeşidinin diğer çeşitlerle kıyasladığında farklı bir uygulama yapmadıklarını söyleyen Başoğlu, diğer çeşitlerden 650 kilogram verim alabildiklerini, Rumeli çeşidinden ise 700-750 kilogram verim alabildiklerini kaydetti.
Başoğlu, “Çoğu çeşitler daha önceki yıllarda yurt dışından gelmiş olan ürünlerdir. Ama Trakya Tarım’ın ürettiği Rumeli çeşidi tamamen yerli bir çeşit olması bizim için çok önemlidir. Gelecek yıllarda da Rumeli ve Rumeli’den daha iyi çeşitlerin piyasaya girmesini arzu ediyoruz. Kalite değerlerine baktığımız zaman, Rumeli, 35-40 bandından bir gluten değeri, yaklaşık 14-15 arasında bir protein değeri ve 80-85 kilogram hektolitre ağırlığına sahip, kalite değerleri bakımından üstün özelliklere sahip bir çeşittir. Yani size tam net rakamlar veriyoruz. Bunların hepsini bizzat çeşitli firmalarda yaptırdığım analiz sonuçlarıdır. Ben analiz yaptırırken çeşidin ismini yazmadan veriyordum. Analiz yaptırdığım firmalar bana çeşidin ismini soruyorlardı. Ben de onlara gönül rahatlığıyla Rumeli olduğunu söylüyordum” ifadelerini kullandı.
“RUMELİ EKMEKLİK BUĞDAY ÜRETİMİ GİTTİKÇE ARTIYOR”
Rumeli ekmeklik buğdayın kalite ve verim olarak, yüksek verimli çeşitlerden olduğunu dile getiren Trakya Tarım Üretim Müdürü Ziraat Yüksek Mühendisi Ahmet Işık ise, “Ülkemizde de gittikçe yaygınlaşan bir çeşidimizdir. Bu yıl Türkiye bazında yaklaşık 12-13 bin ton üretim kapasitesine sahip. Çiftçinin de Rumeli’yi seçmesinin nedenlerinden bir tanesi, hastalıklara dayanıklı olması, verimi yüksek olması ve kalitesinin yüksek olmasıdır. Dolayısıyla bu faktörler, çiftçinin yüksek kazanç elde etmesini sağlıyor. Rumeli ekmeklik buğday üretimi gittikçe artıyor. Rumeli, 2012 yılında tescil ettirdiğimiz bir çeşidimizdir. Şu anda yeni yeni üretime giriyor” şeklinde konuştu.
“GELİŞTİRDİĞİMİZ ÇEŞİTLERİ TÜM DÜNYAYA YAYMAK İÇİN ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ”
2004 yılında, "Özel Araştırmacı Kuruluş" Araştırma-Geliştirme (AR-GE) yetkisi alan, Trakya Tarım Şirketinin yüzde 100 yerli sermaye ile kurulduğunu söyleyen AR-GE Müdürü Ziraat Yüksek Mühendisi Samet Duğan’da Şirket olarak, özellikle son yıllarda artan kuraklık ve hastalıkların artışı çok büyük bir risk faktörü olduğunu vurguladı. Duğan, “Bizde ıslah ekibi olarak, hastalıklara ve kuraklığa dayanıklı çeşitleri ıslah etmek konusunda, çalışmalarımız devam etmektedir. Bugüne kadar toplamda 10 adet ekmeklik buğday, 3 adet makarnalık buğday, 3 adet arpa, 1 adet tritikale, 1 adet yulaf ve 1 adet adi fiğ geliştirip tescil aldık. Şirket olarak, kendimiz üretim yaptığımız gibi tohumculuk yapan firmalara, yetki devri yaparak, onlara da bizim ıslah etmiş olduğumuz çeşitlerin tohumluk üretimini yaptırmaktayız. Çeşitlerimizin Türkiye’de hızla yayılması için çalışmalar yapmaktayız. Yerli çeşitlerin artması için planlar yapmaktayız. Şirket olarak, yurt dışına da ihracat yapıyoruz. Azerbaycan, Gürcistan ve Sudan gibi ülkelere tohum ihracatı yapmaktayız. Islah çalışmaları sonucu geliştirdiğimiz çeşitleri, tüm dünyaya yaymak için çalışmalarımız devam ediyor. Rumeli ekmeklik buğdayın hasat çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Çiftçilerimiz, ortalama 700-750 kilogram verim almakta ve oldukça kaliteli ürün elde etmektedir. Çiftçilerimiz Rumeli çeşidini sattıkları zaman, un fabrikaları ve tüccarlar Rumeli’yi yüksek fiyata almaktadır. Durum böyle olunca, çiftçimiz hem verimden hem de kaliteli olduğu için yüksek fiyata sattığı için Rumeli ve bunun gibi bizim ıslah etmiş olduğumuz yerli çeşitleri ektiğinde hem birim alanından daha yüksek verim alacaklar hem de daha fazla gelir elde edecekler” dedi.
“KONYA ‘RUMELİ’ DİYOR”
Rumeli buğdayını kullanmaya başlayan firmalardan biri olan Konya Çevikler Un adına açıklamada bulunan Çevikler Un Sanayii Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Çevik, elde ettikleri sonuçtan son derece memnun olduklarını dile getirdi. Çevik, “Konya’da yüzde 80 oranında başka bir marka buğday kullanılıyordu. Ancak son dönemde hem direnci fazla olan, hem de verimi ve kalitesi yüksek olan Rumeli buğdayı daha çok tercih edilir oldu. Biz de kalitesi bakımından Rumeli’yi tercih ediyoruz. Ürün aldığımız çiftçimizi de Rumeli’ye yönlendiriyoruz. Çünkü Rumeli buğdayının protein değerleri normalin üzerinde. Konya Bölgesi’nde yüzde 60-65 baklavalık-yufkalık diye tabir ettiğimiz en iyi kalite un üretimi yapılıyor. Dolayısıyla ihtiyaç duyduğumuz buğday da en iyi kalitede olmak durumunda. Rumeli buğdayı bizim bu ihtiyacımızı fazlasıyla karşılıyor. Ayrıca Rumeli, Konya’nın karasal iklim şartlarında da son derece iyi sonuç veriyor. İklim direnci de oldukça fazla. Hastalıklara karşı dayanıklılığı da üst seviyede. Özetle Rumeli çeşidi, Çevikler Un olarak hem tercih ettiğimiz hem de üreticilerimize ekim yapmalarını en çok tavsiye ettiğimiz üründür,” açıklamasında bulundu.
Yine Konya bölgesinde faaliyet gösteren Aydınalp Un firması da son dönemde Rumeli buğdayını un üretiminde ağırlıklı olarak kullanan firmalardan biri oldu. Rumeli buğdayı hakkında görüşlerini aldığımız Aydınalp Un Sanayii Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Aydınalp, “Ben aynı zamanda Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) heyetinde un sanayicilerini temsil ediyorum. Geçtiğimiz aylarda yaptığımız buğday barem belirleme toplantısında Rumeli’nin analizlerinin incelenmesi sonucu bir üst bareme, yani en üst grup olan birinci gruba, Anadolu kırmızı sert buğdayı grubuna yükseltilmesine karar verdik. Biz un sanayicileri olarak her zaman iyi tohumun peşindeyiz. Bu ihtiyacımızı karşılayabilmek için ithalat yapıyoruz. Ancak her zaman yerli tohumların kullanılmasından yanayız. Bu anlamda Rumeli buğdayı, bizim ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek düzeyde yerli ıslah ve üretim ile geliştirilen bir çeşittir. Konya’da ağırlıklı olarak üst ve orta segment un üretimi yapılıyor. Bu üretim için de her zaman birinci grup buğday ekilmesi gerekiyor. Bu yüzden biz firma olarak da Rumeli buğdayını üreticimizden memnuniyetle alıp un üretiminde kullanıyoruz. Ayrıca verim açısından da üreticimize fayda sağlayacak bir üründür. TMO iki yıldır oldukça başarılı bir uygulamayla protein değeri 13 ve üstü olan buğday getiren çiftçiye her artı yarım puan için ekstra teşvik vermektedir. Bu açıdan başarılı bir tohum olan Rumeli’yi üreticilerimize tavsiye ediyoruz” diye konuştu.
“TRAKYA’DA ZİRVE RUMELİ’NİN”
Tekirdağ’ın Muratlı ilçesinde faaliyet gösteren Eksun Gıda Genel Müdür Yardımcısı Fırat Özmüş de, Rumeli tohumunun, verimiyle Trakya çiftçisinin, yüksek kalitesi ile de un sanayicisinin yüzünü güldürdüğüne vurgu yaparak, “Rumeli buğdayı, kalite olarak çok çok iyi bir ürün. Verim açısından yüksek bir değere sahip ancak bu üreticilerimizi daha çok ilgilendiriyor. Ben bir un sanayicisi olarak değerlendirebilirim. Biz üretimimizde Rumeli’yi kullanıyoruz ve üreticilerimize de ekmeleri konusunda tavsiyede bulunuyoruz. Rumeli çeşidi mutlaka un üretiminde yer alması gereken ve Trakya ve Türkiye’de hızla yaygınlaşmasını istediğimiz bir ürün. Hem yüksek kalite, hem iklim şartlarına ve hastalıklara direnç hem de yüksek verim açısından ender bir tohum. İthal tohumlar dahil piyasadaki en iyi tohumlardan biri diyebiliriz. Üstelik bunu TMO da en üst bareme yükselterek onaylamıştır. Trakya Tarım’a tohum geliştirme konusundaki gayretleri ve bize böyle bir tohum sundukları için teşekkür ederiz” dedi.
Trakya Tarım ve Veterinerlik Tic. Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı Ziraat Yüksek Mühendisi İlhami Özcan Aygun ise tohum üretim ve tohum ıslahı üzerine uzmanlaştıklarını ve her ihtiyaca ve coğrafyaya yönelik tohum ıslah çalışmalarına ağırlık verdiklerini ifade etti.
Aygun, “Prestij ürünü Rumeli, un sanayicilerini ve Türk çiftçisini memnun etti. Kısa sürede ciddi bir talep gördüklerini dile getiren Aygun, “Rumeli’ye ilgi giderek büyüyor. Sanayicilerimiz ve üreticilerimiz ithal tohumlardan daha kaliteli bir yerli tohumun her zaman tercih sebebi olacağını ifade ediyorlar. Bu da bizi daha iyisini yapmak için kamçılıyor. AR-GE yatırımlarımız ve çalışmalarımız sürecek Tamamen yerli sermaye ile üretimini yaptığımız Rumeli, Türkiye’nin en çok tercih edilen tohumu olacaktır” ifadelerini kaydetti.