60 Yılda Biriktirdiği Tespihlerine Gözü Gibi Bakıyor
Kırşehir'de, kehribardan köpek balığı dişine, som altından mercana kadar bir çok çeşitteki 800'ü aşkın tespihi yaklaşık 60 yılda biriktiren İbrahim Özdemir, servet değerindeki koleksiyonuna paha biçemiyor Koleksiyoner Özdemir: 'Tespihin meraklıları, ismimizi duyanlar, bilenler İstanbul, Ankara, İzmir'den buraya geliyorlar. Türkiye'nin neresinden beğenirsen sıfır bir villa, önünde de lüks araba teklif ediyorlar, kabul etmiyorum'
ABDULLAH YILDIZ - Kırşehir'de babasından devraldığı koleksiyonerliğe devam eden 75 yaşındaki İbrahim Özdemir, yaklaşık 60 yılda biriktirdiği 800'ü aşkın tarihi nitelikteki tespihlerini gözü gibi koruyor.
Kimi zaman müzayedelere katılan, kimi zaman ustalara sipariş veren, bazen de Anadolu'nun çeşitli illerindeki çarşı ve pazarlara giderek tespih satın alan Özdemir, tespihe olan ilgisini, sevgisini ve bağlılığını 'Efendi elinde zarafet tespih, tüccar tezgahında ticaret tespih, seccade üstünde ibadet tespih' dizeleriyle dile getiriyor.
'Avare işi, boş adam işi' diyenlere karşı kendini bu meraka adadığının göstergesi olarak 'Tespihi Söze çekmek' isimli kitabının da yazarı olan Özdemir, 1947 yılında babasının hacdan dönerken getirdiği gümüş ve caretta caretta kemiğinden tespihi istemesiyle başlayan merakını o günden beri sürdürüyor.
O zamanlar koleksiyoner olan babasından çok beğendiği bu tespihi isteyen, ancak 'ben ölürsem bu senin, ölünceye kadar vermem.' cevabı alan Özdemir, küçük yaşlardan itibaren orijinal tespihleri toplayıp koleksiyonuna katıyor.
- Babasından devraldı
Tespih koleksiyonculuğunu babasından devralan İbrahim Özdemir, AA muhabirine, koleksiyonculuğun içten gelen, tarihi yaşatan bir zevk meselesi olduğunu, kendilerinde bunun irsi olarak devam ettiğini söyledi.
1947 yılında çıktığı bu yolda 800'ü aşkın orijinal ve özelliği olan tespihi topladığını belirten Özdemir, bazen bir tespihi alabilmek için İstanbul, Ankara, İzmir, Kayseri gibi illere defalarca gidip geldiğini anlattı.
Her bir vilayetten gördüğü tespihleri alarak koleksiyonuna kazandırmaya çalıştığını aktaran Özdemir, şöyle konuştu:
'Lokantaya girip de 70-80 liraya yemek yiyinceye kadar, ekmek arası yerim, üzerini denkler koleksiyonuma değerli bir eser getiririm. Müzayede ve tespih pazarlarından alınan mallarda hile olmuyor. Kayseri'de bunun pazarı kuruluyor. Oradan alınanlarda hile olmaz. Sarraflardan alınanlarda hile olmaz. Özellikle tavsiyem bu işi ustalarından ya da sarraflarından alsınlar. Evladiyeliktir. Üç kağıtçılık, sahtekarlık olmaz. Kimi zaman polyesteri İran kehribarı, Polonya kehribarı diye yutturuyorlar. Bu çok dikkat gerektiren bir durumdur.'
- 'Villa, önünde de lüks araba teklif ediyorlar'
Tespihlerinin çok meraklısı olduğunu, bazen tespihleri için servet önerildiğini dile getiren Özdemir, 'Tespihin meraklıları, ismimizi duyanlar, bilenler İstanbul, Ankara, İzmir'den buraya geliyorlar. Türkiye'nin neresinden beğenirsen sıfır bir villa, önünde de lüks araba teklif ediyorlar. Kabul etmiyorum. Villa da lüks araba da gelir geçer. Ama bu değerler gelip geçmez. Bunlar ancak değerini bilenlerin yanında değerdir. Benden sonraki nesillere tespih koleksiyonunu aktarmak istiyorum.' dedi.
Özdemir, 800'ü aşkın tespihin bulunduğu koleksiyonunda değerli taşlardan, hayvansal ürünlere, ağaç ürünlerinden deniz ve fosil ürünlerine kadar eser bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
'Değerli taşlardan, fosillerden, hayvansal ürünlerden, metal ürünleri, ağaç ürünleri ve deniz ürünlerinden tespih yapılıyor. Hayvanların boynuzundan, dişlerinden yapılıyor. Akik, altın, elmas, kan taşı, kehribar, kaplan gözü gibi her türlü taşlardan, fil, balina dişi, gergedan, bufalo, antilop boynuzundan, köpek balığının dişi gibi fosillerden, kördiken, yılan, tik, öd, kan, kral, kuka ağaçları, hurma çekirdeği gibi sert olan ve nadide bulunan ağaçlardan inci, mercan, bağa, sedef gibi deniz ürünlerinden tespih yapılıyor..'
'Tespihi Söze Çekmek' isimli kitabında tespihle ilgili bilgilerini anlattığını kaydeden Özdemir, tespih koleksiyonunun yanı sıra 8 bin kitaptan oluşan kütüphane ve 4 bin adetten oluşan tarihi eser koleksiyonu olduğunu, bütün bunların gelecek nesillere aktarılması için 3 katlı evinin bulunduğu alana bir müze yapılmasını arzu ettiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Kimi zaman müzayedelere katılan, kimi zaman ustalara sipariş veren, bazen de Anadolu'nun çeşitli illerindeki çarşı ve pazarlara giderek tespih satın alan Özdemir, tespihe olan ilgisini, sevgisini ve bağlılığını 'Efendi elinde zarafet tespih, tüccar tezgahında ticaret tespih, seccade üstünde ibadet tespih' dizeleriyle dile getiriyor.
'Avare işi, boş adam işi' diyenlere karşı kendini bu meraka adadığının göstergesi olarak 'Tespihi Söze çekmek' isimli kitabının da yazarı olan Özdemir, 1947 yılında babasının hacdan dönerken getirdiği gümüş ve caretta caretta kemiğinden tespihi istemesiyle başlayan merakını o günden beri sürdürüyor.
O zamanlar koleksiyoner olan babasından çok beğendiği bu tespihi isteyen, ancak 'ben ölürsem bu senin, ölünceye kadar vermem.' cevabı alan Özdemir, küçük yaşlardan itibaren orijinal tespihleri toplayıp koleksiyonuna katıyor.
- Babasından devraldı
Tespih koleksiyonculuğunu babasından devralan İbrahim Özdemir, AA muhabirine, koleksiyonculuğun içten gelen, tarihi yaşatan bir zevk meselesi olduğunu, kendilerinde bunun irsi olarak devam ettiğini söyledi.
1947 yılında çıktığı bu yolda 800'ü aşkın orijinal ve özelliği olan tespihi topladığını belirten Özdemir, bazen bir tespihi alabilmek için İstanbul, Ankara, İzmir, Kayseri gibi illere defalarca gidip geldiğini anlattı.
Her bir vilayetten gördüğü tespihleri alarak koleksiyonuna kazandırmaya çalıştığını aktaran Özdemir, şöyle konuştu:
'Lokantaya girip de 70-80 liraya yemek yiyinceye kadar, ekmek arası yerim, üzerini denkler koleksiyonuma değerli bir eser getiririm. Müzayede ve tespih pazarlarından alınan mallarda hile olmuyor. Kayseri'de bunun pazarı kuruluyor. Oradan alınanlarda hile olmaz. Sarraflardan alınanlarda hile olmaz. Özellikle tavsiyem bu işi ustalarından ya da sarraflarından alsınlar. Evladiyeliktir. Üç kağıtçılık, sahtekarlık olmaz. Kimi zaman polyesteri İran kehribarı, Polonya kehribarı diye yutturuyorlar. Bu çok dikkat gerektiren bir durumdur.'
- 'Villa, önünde de lüks araba teklif ediyorlar'
Tespihlerinin çok meraklısı olduğunu, bazen tespihleri için servet önerildiğini dile getiren Özdemir, 'Tespihin meraklıları, ismimizi duyanlar, bilenler İstanbul, Ankara, İzmir'den buraya geliyorlar. Türkiye'nin neresinden beğenirsen sıfır bir villa, önünde de lüks araba teklif ediyorlar. Kabul etmiyorum. Villa da lüks araba da gelir geçer. Ama bu değerler gelip geçmez. Bunlar ancak değerini bilenlerin yanında değerdir. Benden sonraki nesillere tespih koleksiyonunu aktarmak istiyorum.' dedi.
Özdemir, 800'ü aşkın tespihin bulunduğu koleksiyonunda değerli taşlardan, hayvansal ürünlere, ağaç ürünlerinden deniz ve fosil ürünlerine kadar eser bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
'Değerli taşlardan, fosillerden, hayvansal ürünlerden, metal ürünleri, ağaç ürünleri ve deniz ürünlerinden tespih yapılıyor. Hayvanların boynuzundan, dişlerinden yapılıyor. Akik, altın, elmas, kan taşı, kehribar, kaplan gözü gibi her türlü taşlardan, fil, balina dişi, gergedan, bufalo, antilop boynuzundan, köpek balığının dişi gibi fosillerden, kördiken, yılan, tik, öd, kan, kral, kuka ağaçları, hurma çekirdeği gibi sert olan ve nadide bulunan ağaçlardan inci, mercan, bağa, sedef gibi deniz ürünlerinden tespih yapılıyor..'
'Tespihi Söze Çekmek' isimli kitabında tespihle ilgili bilgilerini anlattığını kaydeden Özdemir, tespih koleksiyonunun yanı sıra 8 bin kitaptan oluşan kütüphane ve 4 bin adetten oluşan tarihi eser koleksiyonu olduğunu, bütün bunların gelecek nesillere aktarılması için 3 katlı evinin bulunduğu alana bir müze yapılmasını arzu ettiğini sözlerine ekledi.