Kayık Ustası Eşine Çıraklık Yapıyor

Düzce'de çırak bulamayan kayık ustası İbrahim Karakaş'a 40 yıllık eşi yardımcı oluyor İbrahim Karakaş: 'Benden sonra burayı devam ettirecek adam yok. Meslekte yetiştirecek adam bulunamıyor. Olmadığı için tahtayı bile hanımla beraber sarmaya başladık' Nurten Karakaş: 'Şimdiki gençler, tozun, toprağın içinde çalışmak istemiyorlar. Lüks yaşantıyı seviyorlar. Ekmek parası için ben de eşime çıraklık yapıyor, yardım ediyorum'

ÖMER ÜRER - Düzce'nin Akçakoca ilçesinde yaşayan kayık ustası İbrahim Karakaş ve 40 yıllık hayat arkadaşı Nurten Karakaş, evlerinin yanındaki atölyede balıkçı kayıkları yaparak hem geçimlerini sağlıyor hem de kaybolmak üzere olan mesleği yaşatmaya çalışıyor.

Gelişen teknolojiyle kaybolmaya yüz tutan meslekler arasına giren kayık ustalığı, Akçakoca'da Karakaş çiftinin gayretiyle sürdürülüyor. Evlerinin bahçesinde 38 yıl önce kurdukları kayık atölyesinde, 65 yaşındaki İbrahim Karakaş'a eşi Nurten Karakaş (55) yardımcı oluyor.

Balıkçı aileden gelen Karakaş çifti, yaptıkları 8 ila 15 metre uzunluğundaki kayıkları Türkiye'nin birçok ilindeki müşterilere satıyor. Çiftin en büyük dertleri ise yetiştirecek, mesleği kendilerinden sonra sürdürecek birini bulamamaları.

Kayık ustası İbrahim Karakaş, AA muhabirine, atölyeyi 1978'de açtıklarını ve o günden bu yana kendi imkanlarıyla bu hale getirdiklerini söyledi.

Meslekten çok büyük kazançlar elde etmediklerini fakat geçimlerini sağladıklarını anlatan Karakaş, 'Benden sonra burayı devam ettirecek adam yok şu anda. Olmadığı için tahtayı bile hanımla beraber sarmaya başladık. Bu meslek kendiliğinden kaybolmadı, bunu sistem kaybetti. Eskiden, çocukları sanat öğrensin diye anne babalar ustaya para verirlerdi, 'Çocuğum meslek öğrensin.' derlerdi ama şimdi öyle bir şey yok. Şimdilerde çalışmak isteyenler, 'Ne kadar para vereceksin' diye soruyor.' şeklinde konuştu.

- 'Eşim artık çırak değil kalfa oldu'

Eşinin ve kendisinin baba mesleğinin balıkçılık olduğunu anlatan Karakaş, 'Benim elim biraz becerikliydi, kendime tekne yaptım. Babam onu benden habersiz satmış. Daha sonra sinirlenerek bir tane daha yaptım onu da sattı. Babam 'Biz denizde çürüdük, sen girme' dedi.' ifadelerini kullandı.

Karakaş, daha sonra tekne yapıp satmaya başladığını anlatarak, böylece meslek edindiğini ancak yanına çırak bulamadığını belirtti.

Uzun süre kendi başına çalıştığını söyleyen Karakaş, 'Eşim ufak tefek bana yardımcı oluyordu. Daha sonra hep birlikte yapmaya başladık. Eşim artık çırak değil kalfa oldu. Bu meslek merak ve sevgi ister. Sevmeyen adam bu işi yapamaz.' dedi.

Karakaş, eşinin gözünün keskin olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

'Çok tahtalar sardı benimle beraber. Birlikte büyük tekneler yaptık. Ben teknenin iskelesini hazırlardım, o da mutfaktaki işlerini yapardı. Çağırırdım, tahtanın ucundan tutardı, birlikte tahta sarardık. Kendisi de anlar tekneden. Ben tekneyi hazırlar dışarı çıkartırım, balkondan bakar 'O teknenin sancak tarafı şişmiş' der. Ufak tefek hataları görür. Gözü keskindir, bu meslek de göz işidir.'

- 'Eşime çıraklık yapıyor, yardım ediyorum'

Nurten Karakaş da eşinin yanına çalışacak birini bulamayınca mecburen kendisinin işi öğrendiğini dile getirdi. .

Sürekli eşinin yanında durduğu için kayık yapmayı biraz bildiğini ifade eden Karakaş, '40 yıllık evliyiz. Ekmek parası kazanıyor, karın doyuruyor geçim sağlıyoruz. İnsanlar bu mesleği küçümsüyor. Şimdiki gençler, tozun, toprağın içinde çalışmak istemiyorlar. Lüks yaşantıyı seviyorlar. Ekmek parası için ben de eşime çıraklık yapıyor yardım ediyorum.' diye konuştu.
Kaynak: AA