'Anadolu'nun El Hamrası'na Tarihinin En Kapsamlı Restorasyonu

UNESCO'nun 'Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan ve Avrupalı bazı bilim adamlarınca 'Anadolu'nun El Hamrası' olarak nitelendirilen Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nda 800 yıllık tarihinin en kapsamlı restorasyon çalışması başlatıldı Eserin çevresindeki 191 taşınmazın kamulaştırılarak yıkılmasıyla başlanılan restorasyon sürecinin aksamaması ve eserin hava şartlarından etkilenmemesi için geçici çatı yapılacak Divriği Kaymakamı Kaya: 'Buna sadece restorasyon projesi olarak bakmak doğru değil. Restorasyonla beraber çevre düzenlemesi de gerçekleştirilerek. Sadece Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nın değil, Divriği'nin bütün olarak ayağa kaldırılmasını sağlayacak bir proje'

SERHAT ZAFER / HALİFE YALÇINKAYA - Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) 'Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan ve Avrupalı bazı bilim adamlarınca 'Anadolu'nun El Hamrası' olarak nitelendirilen Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nda tarihinin en kapsamlı restorasyon çalışması başlatıldı.

Restorasyon çalışmaları kapsamında eserin çevresindeki 191 taşınmaz kamulaştırılarak yıkıldı. Oluşturulan bilim kurulunun gözetiminde gerçekleştirilecek restorasyonun 3,5 yıldan fazla sürmesi bekleniyor.

Divriği Kaymakamı Mehmet Nebi Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nın restorasyonunun uzun bir süreci kapsayacağını söyledi.

Ulu Cami ve Darüşşifası'nın eşi benzeri olmayan muhteşem bir eser olduğunu belirten Kaya, restorasyon çalışmalarının projelendirilmesi için 2010'dan beri uğraş verildiğini ifade etti. Kaya, 'Kılı kırk yararak restorasyon çalışmaları gerçekleştiriliyor. 2010 yılında önce yapısal izleme, analiz işlemleri yapıldı, 1 yıl boyunca, herhangi bir kayma var mı yok mu, bu işlem gerçekleştirildi.' dedi.

Eserin restorasyonu için özel bir bilim kurulu oluşturulduğunu ve kurulda çeşitli üniversitelerden bilim adamlarının yer aldığını aktaran Kaya, uzun uğraşlar neticesinde hazırlanan projenin Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Kültür ve Turizm Bakanlığının ortak girişimleriyle ihale edildiğini ifade etti.

- 'Divriği'nin bütün olarak ayağa kaldırılmasını sağlayacak bir proje'

Kaya, yüklenici firmanın restorasyon çalışmalarına bu yaz başlayacağına ve bilim kurulunun da restorasyonun her aşamasının takipçisi olacağına dikkati çekerek şöyle devam etti:

'Buna sadece restorasyon projesi olarak bakmak doğru değil. Restorasyonla beraber çevre düzenlemesi de gerçekleştirilerek. Sadece Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nın değil, Divriği'nin bütün olarak ayağa kaldırılmasını sağlayacak bir proje. Bunun için de güçlü bir irade lazımdı, o irade de emir buyurdu. Maddi açıdan hiçbir sıkıntı yok, devletin her türlü imkanı ortada. Doğruyu yapmak üzere atılan adımlar var o yüzden yavaş ilerliyor çünkü yapılacak bir hatanın telafisi söz konusu değil, ikinci bir benzeri yok. Yaklaşık 800 yıldır yaşayan bir eser. Restorasyon projesi kapsamında geçici bir çatı yapılacak. Bu çatı sayesinde yağmurdan, kardan ve soğuktan restorasyon sürecinin etkilenmesi önlenecek. Çevredeki 191 taşınmaz kamulaştırılarak yıkıldı, ihata duvarlarının hepsi kaldırılacak. Geniş bir çevrede çevre düzenlemesi yapılacak ve ilçenin girişinden bakan bir insan, bütün haşmetiyle bütün güzelliğiyle Ulu Cami'yi görme güzelliğini yakalayacak. Cennet kapı bölümünde seyir alanı oluşturulacak. Mimariyi korumaya yönelik adımlar atılacak.'

Divriği Ulu Cami'nin restorasyonu kapsamında çevrede bulunan tarihi Bekir Çavuş Hamamı'nın da restore edilerek ayağa kaldırılacağını anlatan Kaya, restorasyonun sadece bu eserle sınırlandırılmayacağını vurguladı.

Esere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da özel önem verdiğine işaret eden Kaya, restorasyonun en iyi şekilde sonuçlanması için çalışacaklarını kaydetti.

- 'Restorasyon sürecinde cami ibadete kapatılabilir'

Tarihi yapıların restorasyonunda süre vermeyi doğru bulmadığının altını çizen Kaya, şöyle devam etti:

'Çünkü neyle karşılaşacağınızı bilemiyorsunuz. Bir de hızlı yapmaktan ziyade doğruyu yapmak marifet. Projelendirme süresi 5 sene sürdüğüne göre, yapımı da fazla sürmeli. Öngörülen süre 3,5 sene ama şahsi kanaatim bu sürede restorasyonun bitmeyeceğini düşünüyorum. Yeter ki en doğru ve en güzeli yapılsın, biraz geç olsun ama en doğrusu olsun. Eserin restorasyonunda bilim kurulunun arzu ettiği müdahale gerçekleştirilecek.Yani burada çalışan ustanın fikrine bırakılmış bir çalışma kesinlikle olmayacak. '

Restorasyon sürecinde camiyi ibadete kapatmak istemediklerini ancak iş güvenliği nedeniyle zaman zaman bu sıkıntıyla karşı karşıya kalacaklarını belirten Kaya, Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nı yılda ortalama 150 bin kişinin ziyaret ettiğini ancak amaçlarının her bir vatan evladına bu camiyi göstermek olduğunu aktardı.

- Anadolu'nun El Hamrası

Anadolu beyliklerinden Mengücekoğulları döneminde hükümdar Süleyman Şah'ın oğlu Ahmed Şah tarafından 1228 yılında yaptırılan Divriği Ulu Cami bin 280, caminin bitişiğinde Behram Şah'ın kızı Melike Turan Melek'in de aynı yıl yaptırdığı darüşşifa ise 768 metrekarelik alana sahip.

İnanç ve tarih turizmi açısından önemli bir eser olarak gösterilen Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası, mimari üslubuyla dikkati çekiyor. İspanya'nın Granada kentindeki İslam mimarisinin en önemli eserleri arasında yer alan El Hamra Sarayı'na benzediği için Avrupalı bilim adamlarınca ''Anadolu'nun El Hamrası'' olarak görülen tarihi yapı, mimari yapısı ile başta sanat tarihçileri olmak üzere mimar ve mühendisleri büyülüyor.

Süsleme ve örtü biçimlerinin dengeli ve uyumlu bir şekilde ayarlanmasıyla başlı başına kendine özgü bir yapı olan Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nda, ışık ve gölge oyunları güçlü şekilde hissediliyor. Eserin batı kapısında ikindi vakti görülen namaz kılan insan silüeti de ziyaretçileri etkiliyor.

Evliya Çelebi'nin ''Üstad-ı mermer bu camiye öyle emek sarf edip, kapı ve duvarları öyle nakış bukalemun eylemiş ki methinde diller kısır, kalem kırıktır'' ifadesini kullandığı, ''Görmeden ölmeyin'' sloganıyla tanıtılan ve 1985 yılında UNESCO'nun ''Dünya Kültür Mirası Listesi''ne alınan eseri, her yıl çok sayıda turist ziyaret ediyor.

Psikolojik rahatsızlığı olanların musiki, su sesi ve Kur'an dinletisiyle tedavi edildiği darüşşifada, hasta ve tabip odaları bulunuyor. Darüşşifanın içerisinde Ahmet Şah, eşi Turan Melek ve ailesinin türbeleri de yer alıyor. İki kubbe ve 23 tonoz çatı ile örtülü olan tarihi eserdeki mihrabın biçim ve bezemelerinin Anadolu'da başka bir örneği bulunmuyor.

Ahlatlı mimar Hürremşah tarafından yapılan eserde, Ahlat ve Tiflisli taş ustalarının çalıştığı belirtiliyor.
Kaynak: AA