'İnsan Hakları Bağlamında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği' Paneli
TİHK tarafından İNKAP kapsamında düzenlenen panelde 'kadının insan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği', 'kadına yönelik şiddetin önlenmesi çalışmaları', 'kadın hakları alanındaki çalışmalar' ve 'kadın erkek eşitliği' gibi konular ele alındı Avukat Tuskan: 'Medeni Kanun'da edinilmiş mallara katılma sisteminin eski evlilikleri kapsamaması, haksızlığa sebep oluyor. Biz, malı eşit paylaşmadığımız halde şimdi boşanma davalarında kadının nafaka ödemesine hükmediliyor. Kadının maaşı var, öğretmen maaşı alıyor, hakim o hayat standardını dikkate almayarak, nafaka ödenmemesine karar veriyor. Medeni Kanun'da olumlu bir ayrımcı madde konulmalıydı'
Türkiye İnsan Hakları Kurumunca (TİHK) düzenlenen 'İnsan Hakları Bağlamında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği' panelinde, 'kadının insan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği', 'kadına yönelik şiddetin önlenmesi çalışmaları', 'kadın hakları alanındaki çalışmalar' ve 'kadın erkek eşitliği' gibi konular tartışıldı.
Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen 'İnsan Hakları Kurullarının Desteklenmesi ve Kadın Hakları Projesi' (İNKAP) kapsamında gerçekleştirilen panelde, 'kadın erkek eşitliği' konulu sunum yapan İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü avukat Aydeniz Alisbah Tuskan, hukukçular olarak her haksızlığa karşı çıktıklarını ancak avukatların da haksızlığa uğradığını, adli yardım bürolarında çalışan meslektaşlarının insan haklarını en üst düzeyde savundukları halde zaman zaman yargılandıklarını söyledi.
Tuskan, insan haklarıyla ilgili mücadelede kadınların daha fazla sorumluluk aldığını belirterek, 'Eşitlik anlayışının topluma kazandırılması için kadına bakış açısının değişmesi ve feodal yapının kaldırılması gerekir. Olumsuzluk, töre olabilir mi? İnsan öldürme, kadınları öldürme töre olabilir mi? 'Örf, adet' diye devamlı kadının önüne konulan engeller var. 'Sen kadınsın, oraya gidemezsin, hamile olarak sokakta dolaşamazsın.' Bunlar, eşitlik anlayışına vurulan darbelerdir.' diye konuştu.
Eğitim sisteminin zorunlu ve kesintisiz olması gerektiğini vurgulayan Tuskan, şunları kaydetti:
'2014 verilerine göre, okuma yazma bilmeyen kadın 2 milyon, okul bitirmeyen kadın 7 milyon 342 bin, ilkokul mezunu kadın da 8 bin 627 bindir. Bu tablo, 8 yıllık kesintisiz eğitim sisteminin verileriydi. 4+4+4 eğitim sistemi zorunlu ve kesintili devam ederse bu durum daha da vahimleşecek gibi görünüyor. Çünkü 8 yıllık temel eğitimin kesintisiz olması çok olumlu bir şeydi, bu yansıdı. Kız çocuklarından sonra maalesef erkek çocuklarının da 4 yıl sonra okuldan alındığını görüyoruz.'
- 'Kadınlara nafaka ödenmiyor'
Tuskan, Türkiye'de kadın istihdam oranının yüzde 28, milletvekili oranının yüzde 14,8, belediye meclislerindeki oranın yüzde 3,6, kadın akademisyen oranının yüzde 44, barolarda da kadın avukatların yüzde 40-45'lerde olduğunu aktardı.
Türkiye'de mühendis kadınların sayısının ise Avrupa'dakilerden daha fazla olduğunu anlatan Tuskan, yeterli sayıda kadın rektör ve dekan bulunmadığını ifade ederek, kadınların idari makamlarda tercih edilmediğini savundu.
Aydeniz Alisbah Tuskan, Medeni Kanun'da edinilmiş mallara katılma sisteminin eski evlilikleri kapsamamasının haksızlığa yol açtığını belirterek, 'Biz, malı eşit paylaşmadığımız halde şimdi boşanma davalarında kadının nafaka ödemesine hükmediliyor. Kadının maaşı var, öğretmen maaşı alıyor, hakim o hayat standardını dikkate almayarak, nafaka ödenmemesine karar veriyor. Medeni Kanun'da olumlu bir ayrımcı madde konulmalıydı. Bunların mücadelesini kadınlar olarak yapmak durumundayız.' dedi.
Tuskan, kadın karşıtı söylemlere, atasözlerine, kadını aşağılayan şarkı sözlerine artık 'hayır' denilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
- Proje hakkında
TİHK tarafından yürütülen ve Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Merkezi Finans ve İhale Birimi'nin sözleşme makamı olduğu İNKAP'la insan hakları ihlallerinin incelenmesi ve ihlallere yönelik başvuru süreçlerinde standartlar geliştirilmesi, kamuoyunda insan hakları konusunda farkındalık oluşturulması ve kadın hakları bağlamında kadınların sosyo ekonomik ve kültürel hayata katılımlarının desteklenmesi hedefleniyor.
Aile içi şiddet ve töre cinayetlerinin önlenmesi için kamuoyunda farkındalık artırılması, TİHK ve yerel insan hakları kurulları arasındaki iletişimin ve eş güdümün güçlendirilmesi, yerel sivil toplum kuruluşlarının, insan hakları kurullarının faaliyetlerine katılımlarının desteklenmesinin de amaçlandığı proje, Eylül 2014'te başladı.
İki yıl sürecek proje kapsamında insan hakları ihlalleri başvurularında standartların geliştirilmesi, etkin bir başvuru izleme mekanizması oluşturulmasına yönelik çalıştay ve seminerler düzenleniyor, rehber yayınlar hazırlanıyor.
Ayrıca projeyle, illerdeki insan hakları kurulları üyelerine, farklı hedef gruplarına ve kanaat önderlerine insan ve kadın haklarına yönelik özel eğitimler veriliyor, kamuoyunun dikkatini çekmek için uzun ve kısa metraj filmler hazırlanıyor, tematik alanlarda çeşitli yarışmalar düzenleniyor, çizgi filmler yayınlanıyor ve geniş çaplı bir medya kampanyasıyla çalışmaların etkin olarak duyurulması sağlanıyor.
Kaynak: AA
Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen 'İnsan Hakları Kurullarının Desteklenmesi ve Kadın Hakları Projesi' (İNKAP) kapsamında gerçekleştirilen panelde, 'kadın erkek eşitliği' konulu sunum yapan İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü avukat Aydeniz Alisbah Tuskan, hukukçular olarak her haksızlığa karşı çıktıklarını ancak avukatların da haksızlığa uğradığını, adli yardım bürolarında çalışan meslektaşlarının insan haklarını en üst düzeyde savundukları halde zaman zaman yargılandıklarını söyledi.
Tuskan, insan haklarıyla ilgili mücadelede kadınların daha fazla sorumluluk aldığını belirterek, 'Eşitlik anlayışının topluma kazandırılması için kadına bakış açısının değişmesi ve feodal yapının kaldırılması gerekir. Olumsuzluk, töre olabilir mi? İnsan öldürme, kadınları öldürme töre olabilir mi? 'Örf, adet' diye devamlı kadının önüne konulan engeller var. 'Sen kadınsın, oraya gidemezsin, hamile olarak sokakta dolaşamazsın.' Bunlar, eşitlik anlayışına vurulan darbelerdir.' diye konuştu.
Eğitim sisteminin zorunlu ve kesintisiz olması gerektiğini vurgulayan Tuskan, şunları kaydetti:
'2014 verilerine göre, okuma yazma bilmeyen kadın 2 milyon, okul bitirmeyen kadın 7 milyon 342 bin, ilkokul mezunu kadın da 8 bin 627 bindir. Bu tablo, 8 yıllık kesintisiz eğitim sisteminin verileriydi. 4+4+4 eğitim sistemi zorunlu ve kesintili devam ederse bu durum daha da vahimleşecek gibi görünüyor. Çünkü 8 yıllık temel eğitimin kesintisiz olması çok olumlu bir şeydi, bu yansıdı. Kız çocuklarından sonra maalesef erkek çocuklarının da 4 yıl sonra okuldan alındığını görüyoruz.'
- 'Kadınlara nafaka ödenmiyor'
Tuskan, Türkiye'de kadın istihdam oranının yüzde 28, milletvekili oranının yüzde 14,8, belediye meclislerindeki oranın yüzde 3,6, kadın akademisyen oranının yüzde 44, barolarda da kadın avukatların yüzde 40-45'lerde olduğunu aktardı.
Türkiye'de mühendis kadınların sayısının ise Avrupa'dakilerden daha fazla olduğunu anlatan Tuskan, yeterli sayıda kadın rektör ve dekan bulunmadığını ifade ederek, kadınların idari makamlarda tercih edilmediğini savundu.
Aydeniz Alisbah Tuskan, Medeni Kanun'da edinilmiş mallara katılma sisteminin eski evlilikleri kapsamamasının haksızlığa yol açtığını belirterek, 'Biz, malı eşit paylaşmadığımız halde şimdi boşanma davalarında kadının nafaka ödemesine hükmediliyor. Kadının maaşı var, öğretmen maaşı alıyor, hakim o hayat standardını dikkate almayarak, nafaka ödenmemesine karar veriyor. Medeni Kanun'da olumlu bir ayrımcı madde konulmalıydı. Bunların mücadelesini kadınlar olarak yapmak durumundayız.' dedi.
Tuskan, kadın karşıtı söylemlere, atasözlerine, kadını aşağılayan şarkı sözlerine artık 'hayır' denilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
- Proje hakkında
TİHK tarafından yürütülen ve Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Merkezi Finans ve İhale Birimi'nin sözleşme makamı olduğu İNKAP'la insan hakları ihlallerinin incelenmesi ve ihlallere yönelik başvuru süreçlerinde standartlar geliştirilmesi, kamuoyunda insan hakları konusunda farkındalık oluşturulması ve kadın hakları bağlamında kadınların sosyo ekonomik ve kültürel hayata katılımlarının desteklenmesi hedefleniyor.
Aile içi şiddet ve töre cinayetlerinin önlenmesi için kamuoyunda farkındalık artırılması, TİHK ve yerel insan hakları kurulları arasındaki iletişimin ve eş güdümün güçlendirilmesi, yerel sivil toplum kuruluşlarının, insan hakları kurullarının faaliyetlerine katılımlarının desteklenmesinin de amaçlandığı proje, Eylül 2014'te başladı.
İki yıl sürecek proje kapsamında insan hakları ihlalleri başvurularında standartların geliştirilmesi, etkin bir başvuru izleme mekanizması oluşturulmasına yönelik çalıştay ve seminerler düzenleniyor, rehber yayınlar hazırlanıyor.
Ayrıca projeyle, illerdeki insan hakları kurulları üyelerine, farklı hedef gruplarına ve kanaat önderlerine insan ve kadın haklarına yönelik özel eğitimler veriliyor, kamuoyunun dikkatini çekmek için uzun ve kısa metraj filmler hazırlanıyor, tematik alanlarda çeşitli yarışmalar düzenleniyor, çizgi filmler yayınlanıyor ve geniş çaplı bir medya kampanyasıyla çalışmaların etkin olarak duyurulması sağlanıyor.