Cumhurbaşkanı Erdoğan Açıklaması 'Bu Zaferi İnkar Edemeyecekler'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kut’ül Amare’yi zafer olarak kabul etmeyenleri sert sözlerle eleştirerek, “Buna ‘hayır ben bunu zafer olarak kabul etmiyorum’ diyen bazı ayağı yere değmeyen, kendini, haddini bilmez tipler de var. Onlara rağmen bu zaferi inkar edemeyecekler” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen İlim Yayma Cemiyeti 65. kuruluş yıl dönümü programına katıldı.
Programda Erdoğan’dan yanı sıra TBMM Başkanı İsmail Kahraman,Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Enerji Bakanı Berat Albayrak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Yusuf Tülün de hazır bulundu. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İlim Yayma Cemiyeti’nin 65. Yıldönümünü kutladı.
Burada bir konuşma yapan Erdoğan, “ Bu ten bu canda oldukça bu ümmete ihanet eden kim olursa olsun bunların üzerine sonuna kadar gideceğiz” dedi.
65 yıl önce kısıtlı imkanlarla toprağa dikilen fidanın bugün koca bir çınara dönüştüğünü vurgulayan Erdoğan, “Vefa’da atılan tohumlara bakıyorum. O Vefa’daki yerde aldığımız kurs ona bakıyorum. Ondan sonra da Çarşamba’daki okulumuza geldiğimiz dönemi hatırlıyorum. Okulun en üst katı mescit ve yurttu. O yurtta geceleri bakıyorsunuz gece bir saatte üstümüz açılmış, ya İsmail Niyazi Amca üstümüzü örter, ya Yusuf Türel amcamız üstümüzü örter, ya Nazif amcamız üstümüzü örter ya da şu anda Yurt Müdürümüz Yahya hocamızı görüyorum ya o gelir üstümüzü örter. Buralardan buralara geldik” diye konuştu.
“ŞUURLU GENÇLİK YETİŞTİRMEK İÇİN GAYRET GÖSTEREN O GİZLİ KAHRAMANLARI UNUTAMAYIZ”
İlim Yayma Cemiyeti’nin 78 milyonun umudu olduğunu söyleyen Erdoğan, “65 yıl önce cemiyeti kuranlar bu adımı atarken sadece Türkiye’yi düşünmediler. Onların hedefleri daha genişti. Tüm zorluklara, sıkıntılara, ülkemizin üzerinden silindir gibi geçen olağanüstü dönemlere rağmen yaptılar. Sabrettiler, azim ve kararlılıkla yollarına devam ettiler. Biz hiçbir zaman kendi çocuklarının rızkından kısarak bu çatı altında hizmet etmiş gönül erlerinin haklarını ödeyemeyiz. Şuurlu gençlik yetiştirmek için gayret gösteren o gizli kahramanları unutamayız. Bugün bu dava bu aşamaya gelmişse o meçhul kahramanların fedakarlıkları neticesindedir. Bugün İlim Yayma Cemiyeti Türkiye’nin cemiyeti olmuşsa millet sevdalılarının kararlı çalışmalarının ürünüdür. Türkiye’nin bu cemiyetinin inşallah gelecekte Ümmetin cemiyeti de olacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.
“BUNA ‘HAYIR BEN BUNU ZAFER OLARAK KABUL ETMİYORUM’ DİYEN BAZI AYAĞI YERE DEĞMEYEN TİPLER VAR”
Kut’ül Amare Zaferi’nin 100. Yılının kutlandığını hatırlatan Erdoğan, “Kut’ül Amare bu milletin Avrupa ülkeleri tarafından hasta adam olarak ilan edildiği kritik bir dönemde kazandığı abidevi bir zaferdir. Buna ‘hayır ben bunu zafer olarak kabul etmiyorum’ diyen bazı ayağı yere değmeyen, kendini bilmez, haddini bilmez tipler de var. Onlara rağmen bu zaferi inkar edemeyecekler. Yıllarca bizlere unutturulmaya, hafızalarımızdan tamamen silinmeye çalışılan bu zafer aynı zamanda ülkemizdeki çarpık tarih anlayışını da gözler önüne sermekte. Bu zaferin ders kitaplarında kuru birkaç kelime ile geçiştirildiğini üzüntü ile görüyoruz. Tarih bir milletin sadece hafızası değil, aynı zamanda milletin geleceğine ışık tutar. Biz tarihimizden sadece ibret almayız, aynı zamanda kuvvet alırız. Bu sebeple bir millet eğer tarih sahnesinden silinmek isteniyorsa öncelikle yapılması gereken o milleti tarihsiz hale getirmektir. Bugüne kadar yapılan da budur. Yalnız Türkleri değil, onların tarihini de yenmek lazım anlayışı ile hareket edenler, bu milleti tarihinden koparmayı hedeflemişlerdir. Kut’ül Amare zaferimizin onca ihtişamına rağmen milletin kitaplarından kazınmasının sebebi budur. Bakiyi karanlık görerek azmi bırakmak, alçak bir ölüm varsa ancak budur. Buna karşılık yenilen taraf yaşanan hezimetin farkındaydı. Nitekim kaybedeceklerini anladıkları andan itibaren bu utancı gizlemek için büyük çaba sarf etmişlerdir. Ajanları vasıtasıyla kut askerlerin salıverilmesi karşılığında Halil Paşa’ya 1 milyon paund değerinde altın teklif etmişlerdir. Bunda başarılı olamayınca zaferi itibarsızlaştırmak için adeta kendileri kazanmış gibi yansıtmaya çalışmışlardır. 1 Temmuz 1916 yılında Daily Mail Gazetesi’nin ilk sayfasında basılan general Townsendi bir Osmanlı subayı ile gösteren fotoğrafın altında şu ifadeler yer alıyordu ‘kut kahramanı İstanbul’da’. Halbuki general İstanbul’da esir olarak bulunuyor. Nezaket sebebiyle kendisine ihtimam gösteriliyordu. Bu fotoğraf o zamanki yönetimi rahatsız etmiştir. Türk algısını pekiştireceğini düşünen İngiliz Dışişleri bakanı bunun önüne geçmek istemedi. Türklerle ilgili şu şekilde yayın yapılması ister. Türkler Ermenileri katletti. Bize karşı sempati duyan Türkleri ya da Arapları asıyorlar. Mısır ve Hindistan’da zorbalığa giriştiler. Bu tür iftiralarla kara propaganda başlattılar. Sonraki yıllarda da basında bu minvalde haberlere rastlanılıyordu. Aynı şeyi bugün yapmıyorlar mı. Onlar istedikleri kadar karalasınlar biz inanıyoruz, güçlüyüz ve yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Programda Erdoğan’dan yanı sıra TBMM Başkanı İsmail Kahraman,Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Enerji Bakanı Berat Albayrak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Yusuf Tülün de hazır bulundu. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İlim Yayma Cemiyeti’nin 65. Yıldönümünü kutladı.
Burada bir konuşma yapan Erdoğan, “ Bu ten bu canda oldukça bu ümmete ihanet eden kim olursa olsun bunların üzerine sonuna kadar gideceğiz” dedi.
65 yıl önce kısıtlı imkanlarla toprağa dikilen fidanın bugün koca bir çınara dönüştüğünü vurgulayan Erdoğan, “Vefa’da atılan tohumlara bakıyorum. O Vefa’daki yerde aldığımız kurs ona bakıyorum. Ondan sonra da Çarşamba’daki okulumuza geldiğimiz dönemi hatırlıyorum. Okulun en üst katı mescit ve yurttu. O yurtta geceleri bakıyorsunuz gece bir saatte üstümüz açılmış, ya İsmail Niyazi Amca üstümüzü örter, ya Yusuf Türel amcamız üstümüzü örter, ya Nazif amcamız üstümüzü örter ya da şu anda Yurt Müdürümüz Yahya hocamızı görüyorum ya o gelir üstümüzü örter. Buralardan buralara geldik” diye konuştu.
“ŞUURLU GENÇLİK YETİŞTİRMEK İÇİN GAYRET GÖSTEREN O GİZLİ KAHRAMANLARI UNUTAMAYIZ”
İlim Yayma Cemiyeti’nin 78 milyonun umudu olduğunu söyleyen Erdoğan, “65 yıl önce cemiyeti kuranlar bu adımı atarken sadece Türkiye’yi düşünmediler. Onların hedefleri daha genişti. Tüm zorluklara, sıkıntılara, ülkemizin üzerinden silindir gibi geçen olağanüstü dönemlere rağmen yaptılar. Sabrettiler, azim ve kararlılıkla yollarına devam ettiler. Biz hiçbir zaman kendi çocuklarının rızkından kısarak bu çatı altında hizmet etmiş gönül erlerinin haklarını ödeyemeyiz. Şuurlu gençlik yetiştirmek için gayret gösteren o gizli kahramanları unutamayız. Bugün bu dava bu aşamaya gelmişse o meçhul kahramanların fedakarlıkları neticesindedir. Bugün İlim Yayma Cemiyeti Türkiye’nin cemiyeti olmuşsa millet sevdalılarının kararlı çalışmalarının ürünüdür. Türkiye’nin bu cemiyetinin inşallah gelecekte Ümmetin cemiyeti de olacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.
“BUNA ‘HAYIR BEN BUNU ZAFER OLARAK KABUL ETMİYORUM’ DİYEN BAZI AYAĞI YERE DEĞMEYEN TİPLER VAR”
Kut’ül Amare Zaferi’nin 100. Yılının kutlandığını hatırlatan Erdoğan, “Kut’ül Amare bu milletin Avrupa ülkeleri tarafından hasta adam olarak ilan edildiği kritik bir dönemde kazandığı abidevi bir zaferdir. Buna ‘hayır ben bunu zafer olarak kabul etmiyorum’ diyen bazı ayağı yere değmeyen, kendini bilmez, haddini bilmez tipler de var. Onlara rağmen bu zaferi inkar edemeyecekler. Yıllarca bizlere unutturulmaya, hafızalarımızdan tamamen silinmeye çalışılan bu zafer aynı zamanda ülkemizdeki çarpık tarih anlayışını da gözler önüne sermekte. Bu zaferin ders kitaplarında kuru birkaç kelime ile geçiştirildiğini üzüntü ile görüyoruz. Tarih bir milletin sadece hafızası değil, aynı zamanda milletin geleceğine ışık tutar. Biz tarihimizden sadece ibret almayız, aynı zamanda kuvvet alırız. Bu sebeple bir millet eğer tarih sahnesinden silinmek isteniyorsa öncelikle yapılması gereken o milleti tarihsiz hale getirmektir. Bugüne kadar yapılan da budur. Yalnız Türkleri değil, onların tarihini de yenmek lazım anlayışı ile hareket edenler, bu milleti tarihinden koparmayı hedeflemişlerdir. Kut’ül Amare zaferimizin onca ihtişamına rağmen milletin kitaplarından kazınmasının sebebi budur. Bakiyi karanlık görerek azmi bırakmak, alçak bir ölüm varsa ancak budur. Buna karşılık yenilen taraf yaşanan hezimetin farkındaydı. Nitekim kaybedeceklerini anladıkları andan itibaren bu utancı gizlemek için büyük çaba sarf etmişlerdir. Ajanları vasıtasıyla kut askerlerin salıverilmesi karşılığında Halil Paşa’ya 1 milyon paund değerinde altın teklif etmişlerdir. Bunda başarılı olamayınca zaferi itibarsızlaştırmak için adeta kendileri kazanmış gibi yansıtmaya çalışmışlardır. 1 Temmuz 1916 yılında Daily Mail Gazetesi’nin ilk sayfasında basılan general Townsendi bir Osmanlı subayı ile gösteren fotoğrafın altında şu ifadeler yer alıyordu ‘kut kahramanı İstanbul’da’. Halbuki general İstanbul’da esir olarak bulunuyor. Nezaket sebebiyle kendisine ihtimam gösteriliyordu. Bu fotoğraf o zamanki yönetimi rahatsız etmiştir. Türk algısını pekiştireceğini düşünen İngiliz Dışişleri bakanı bunun önüne geçmek istemedi. Türklerle ilgili şu şekilde yayın yapılması ister. Türkler Ermenileri katletti. Bize karşı sempati duyan Türkleri ya da Arapları asıyorlar. Mısır ve Hindistan’da zorbalığa giriştiler. Bu tür iftiralarla kara propaganda başlattılar. Sonraki yıllarda da basında bu minvalde haberlere rastlanılıyordu. Aynı şeyi bugün yapmıyorlar mı. Onlar istedikleri kadar karalasınlar biz inanıyoruz, güçlüyüz ve yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu.