Figen Yüksekdağ grup toplantısında konuştu
HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ partisinin grup toplantısında konuştu.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ partisinin grup toplantısında konuştu.
Yüksekdağ'ın konuşmasından satır başları:
HDP her zaman ateş altında yürüyen bir parti oldu. Ancak, HDP'yi oluşturan çokluk, yani bizler biat etmeyen, teslim olmayanlarız.
Direnen halkların önünde hiçbir yol duramaz, bu yollara kurulan hiçbir bariyer de bizim yürüyüşümüze engel olamaz.
Temmuz ayından bu yana Türkiye'nin 7 ilinde uygulanan ablukalarla aslen kamu yıkımı yapıldı, 700 sivil katledildi.
Bakın Silopi'de sokağa çıkma yasağı tekrar başladı. Oysa, Başbakan Silopi'de siyasi şov yapmıştı.Demek ki sorun böyle çözülmüyor.
Sur'da yıktıkları binaları kepçelerle Dicle kıyısına döküyorlar, harfiyatın içinden parçalanmış kadın cenazesi çıkıyor!
Bizden susmamızı bekliyorlar, bu zulmü onaylamamızı bekliyorlar. Asla! Asla boyun eğmeyeceğiz!
Kamulaştırma değil, askerileştirme ve ranta oturma siyaseti uygulanıyor. AKP'nin müteahhitleri sıraya girmiş durumda.
Cumhurbaşkanı diyor ki, 'yıllardır Sur'u yıkmayı hayal ediyordum.' Ama onun Sur için kurduğu hayal, çok yakında kabusa dönüşecek
Peşinde oldukları sadece Sur'un rantı değil, Sur'un ruhu ruhu. Kamulaştırma halkın tarihini, kültürünü gasp etme siyasetidir.
Torba yasa getiriyorlar. Yalnız Sur değil, Karadeniz'in bir yaylası, Ege'nin bir köyü, Akdeniz'in herhangi bir mezrası için.
Bütün bir ülkeye el koymak için yasa çıkarıyorlar. Bize düşen,yaşama, yaşam alanlarına en güçlü şekilde sahip çıkmaktır.
Maraş'ta kampa, Amasya'da HES projesine, Sur'da kültürüne el konulmasına karşı direnen halklarımızın direnişi, bir direniştir.
Sur'dan Maraş'a, Maraş'tan Amasya'ya, gaspa karşı direnen halklarımız birleşmeli.Bunu sağlayabilirsek Saray'a karşı durabiliriz.
Saray'daki zat kendi vatandaşlarını yaratmak istiyor. Diyor ya 'kafamı bozanı vatandaşlıktan çıkarırım'.Sanki vatan tapulu malı!
Bizleri vatandaşlıktan çıkarmakla tehdit ediyor... Allah bizi insanlıktan çıkmaktan korusun, siz insanlıktan çıkmışsınız!
İktidar, savaşa yatırımla, milli gelirde kara delikler oluşturdu. Milli gelir 80 milyar dolar küçüldü. Savaşın maliyeti 120 milyar dolar.
14 milyon insanı sosyal yardıma muhtaç ettiler.Halk kredi kartıyla yaşıyor. 3.5 milyon, kredi kartı borcunu kredi kartıyla ödüyor.
Özel istihdam büroları yasasıyla işçinin emeklilik, kıdem tazminatı hakkı olmayacak. Kadınlar çalışma yaşamına katılamayacak.
Adı konulmamış krizin maliyetini bu yasalarla topluma ödetmeye çalışıyorlar. Bu faturayı ödemeyeceğiz, sahibine iade edeceğiz.
Çocuk istismarı suçunun peşindeyiz. Bu suçun, bir erkek kavgasıyla, erkek dilinin kullanılmasıyla örtülmesine izin vermeyeceğiz.
Cumhurbaşkanı fezlekeler için “Miletvekililğinizin bitmesini mi bekleyeceğim” dedi. Acelesi var. Daha Saray'a ek bina yaptıracak.
Cumhurbaşkanı “Ya baş eğeceksiniz ya baş vereceksiniz” diyor. Baş verdiğimiz doğrudur,ama tarih baş eğdiğimizi yazmadı, yazmaz!
Yasama dokunulmazlığı, halkın meşruiyetidir. Bize bunu halkların mücadelesi verdi. Sen oyla seçildiysen biz de oyla seçildik.
Cumhurbaşkanı'nın meşruiyetimizle uğraşmasına sabredecek değiliz. HDP ile uğraşan, kendi sonunu görür. Yargılanacaksınız!
Yüksekdağ'ın konuşmasından satır başları:
HDP her zaman ateş altında yürüyen bir parti oldu. Ancak, HDP'yi oluşturan çokluk, yani bizler biat etmeyen, teslim olmayanlarız.
Direnen halkların önünde hiçbir yol duramaz, bu yollara kurulan hiçbir bariyer de bizim yürüyüşümüze engel olamaz.
Temmuz ayından bu yana Türkiye'nin 7 ilinde uygulanan ablukalarla aslen kamu yıkımı yapıldı, 700 sivil katledildi.
Bakın Silopi'de sokağa çıkma yasağı tekrar başladı. Oysa, Başbakan Silopi'de siyasi şov yapmıştı.Demek ki sorun böyle çözülmüyor.
Sur'da yıktıkları binaları kepçelerle Dicle kıyısına döküyorlar, harfiyatın içinden parçalanmış kadın cenazesi çıkıyor!
Bizden susmamızı bekliyorlar, bu zulmü onaylamamızı bekliyorlar. Asla! Asla boyun eğmeyeceğiz!
Kamulaştırma değil, askerileştirme ve ranta oturma siyaseti uygulanıyor. AKP'nin müteahhitleri sıraya girmiş durumda.
Cumhurbaşkanı diyor ki, 'yıllardır Sur'u yıkmayı hayal ediyordum.' Ama onun Sur için kurduğu hayal, çok yakında kabusa dönüşecek
Peşinde oldukları sadece Sur'un rantı değil, Sur'un ruhu ruhu. Kamulaştırma halkın tarihini, kültürünü gasp etme siyasetidir.
Torba yasa getiriyorlar. Yalnız Sur değil, Karadeniz'in bir yaylası, Ege'nin bir köyü, Akdeniz'in herhangi bir mezrası için.
Bütün bir ülkeye el koymak için yasa çıkarıyorlar. Bize düşen,yaşama, yaşam alanlarına en güçlü şekilde sahip çıkmaktır.
Maraş'ta kampa, Amasya'da HES projesine, Sur'da kültürüne el konulmasına karşı direnen halklarımızın direnişi, bir direniştir.
Sur'dan Maraş'a, Maraş'tan Amasya'ya, gaspa karşı direnen halklarımız birleşmeli.Bunu sağlayabilirsek Saray'a karşı durabiliriz.
Saray'daki zat kendi vatandaşlarını yaratmak istiyor. Diyor ya 'kafamı bozanı vatandaşlıktan çıkarırım'.Sanki vatan tapulu malı!
Bizleri vatandaşlıktan çıkarmakla tehdit ediyor... Allah bizi insanlıktan çıkmaktan korusun, siz insanlıktan çıkmışsınız!
İktidar, savaşa yatırımla, milli gelirde kara delikler oluşturdu. Milli gelir 80 milyar dolar küçüldü. Savaşın maliyeti 120 milyar dolar.
14 milyon insanı sosyal yardıma muhtaç ettiler.Halk kredi kartıyla yaşıyor. 3.5 milyon, kredi kartı borcunu kredi kartıyla ödüyor.
Özel istihdam büroları yasasıyla işçinin emeklilik, kıdem tazminatı hakkı olmayacak. Kadınlar çalışma yaşamına katılamayacak.
Adı konulmamış krizin maliyetini bu yasalarla topluma ödetmeye çalışıyorlar. Bu faturayı ödemeyeceğiz, sahibine iade edeceğiz.
Çocuk istismarı suçunun peşindeyiz. Bu suçun, bir erkek kavgasıyla, erkek dilinin kullanılmasıyla örtülmesine izin vermeyeceğiz.
Cumhurbaşkanı fezlekeler için “Miletvekililğinizin bitmesini mi bekleyeceğim” dedi. Acelesi var. Daha Saray'a ek bina yaptıracak.
Cumhurbaşkanı “Ya baş eğeceksiniz ya baş vereceksiniz” diyor. Baş verdiğimiz doğrudur,ama tarih baş eğdiğimizi yazmadı, yazmaz!
Yasama dokunulmazlığı, halkın meşruiyetidir. Bize bunu halkların mücadelesi verdi. Sen oyla seçildiysen biz de oyla seçildik.
Cumhurbaşkanı'nın meşruiyetimizle uğraşmasına sabredecek değiliz. HDP ile uğraşan, kendi sonunu görür. Yargılanacaksınız!