Karşılıksız Alacaklar Alarm Veriyor
Yaşar Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serpil Kahraman Akdoğu, çek, senet ve bireysel kredi ile kredi kartında, karşılıksız alacaklar artışına dikkat çekti. Yaşar Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akdoğu, özellikle karşılıksız ve sahte çeklerin önüne geçmek için geçen yıl hayata geçirilen karekodlu çek uygulamasının standart haline gelmesi gerektiğini belirtti.
Akdoğu, sisteme göre, çeki alan kişinin karekod uygulamasıyla, çek veren kişinin tüm finansal geçmişini görebildiğini belirterek şöyle konuştu:
"Bu sayede o çeki kabul edip etmeme konusunda daha hızlı hareket edebiliyor. Sistem, çekin güvenilirliği hakkında kısa zamanda fikir sahibi olmanın yanı sıra yapılan kimlik teyidi ile çek sahtekarlığı riskinin azaltılmasına imkan sağlıyor. Uygulamanın standart hale gelmesiyle birlikte taraflar için itibar ve güvenilirlik temini yanında, mali planların daha etkin yapılabilmesine olanak sağlayarak fonlamayı artıracak ve dolayısıyla iç piyasalara ivme katacaktır.”
Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serpil Kahraman Akdoğu, karşılıksız alacaklardaki artışa dikkat çekerek uyarılarda bulundu. Bankalar arası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre, 2015 yılında kart sayısının bir önceki yıla göre yüzde 5’lik bir artış göstererek yaklaşık 170 milyona ulaştığını belirten Akdoğu, şunları söyledi:
“Bu rakamın 58,2 milyonunu kredi kartları oluşturuyor. Dolayısıyla toplam kart sayısı 159 milyon olan İngiltere ve 134 milyon olan Almanya’yı geride bırakarak Avrupa’da sistemde en fazla kart sahibi ülke olduk. BKM verilerine göre, geçen yıl itibariyle 1 trilyon TL’yi aşkın kartlı işlemin 526 milyar TL’si kredi kartlarıyla gerçekleştirilirken banka kartlarının payı 501 milyar TL oldu. Verilere biraz daha yakından bakarsak 2015 yılında özellikle internet işlemlerindeki artış dikkat çekici. Kartla yapılan internet tabanlı işlemlerde artış oranı yüzde 32. BDDK’nın, kredi kartlarına yönelik taksit ve limit sınırlaması gibi yeni düzenlemelerinin kart kullanımına etkisi, özellikle ticari kredi kartları bazında sınırlı oldu. 2015 yılı itibariyle yasal takip sürecindeki gerçek kişi sayısı ise bireysel kredi veya bireysel kredi kartı bazında 2 milyon 623 bin 848 kişi oldu.”
Akdoğu, bireysel kredi kartı ve kredilerde artan borçluluğa dikkat çekti.
KARŞILIKSIZ ÇEK VE SENETLER YÜKSELİŞTE
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi verilerine göre, bankacılık sektörüne ibraz edilen karşılıksız çek ve senetlerde de artış görüldüğünü kaydeden Yrd. Doç. Dr. Serpil Kahraman Akdoğu, “2014 yılında protestolu senetler 8 milyar 221 milyon TL iken 2015 yılında bu tutar 10 milyar 80 milyon TL’ye erişmiş durumda. Karşılıksız çeklerde de farklı bir görünüm söz konusu değil. 2015 yılı itibariyle toplam 23,2 milyon çekin 775 bini karşılıksız olup tutar bazında 672 milyar TL’lik çekin yaklaşık 27 milyar TL’lik kısmı karşılıksız çek konumunda. 2016 Ocak ayında ise karşılıksız çek, geçen yılın aynı dönemine oranla adet bazında yüzde 0,5 puan artışla yüzde 3,4 olurken tutar bazında ise yüzde 0,8 puanlık artışla yüzde 4,1 e ulaştı” diye konuştu.
TUTAR BAZINDA KARŞILIKSIZ ÇEKTE, İZMİR TÜRKİYE ÜÇÜNCÜSÜ
Ocak 2016 itibariyle tutar bazında, karşılıksız işlemi yapılan çeklerin bankalara ibraz edilen toplam çeklere oranında en yüksek paya sahip üç ilin yüzde 20,3 ile Kırklareli, yüzde 13,1 ile Kırşehir ve yüzde 11,6 ile Hakkari olduğunu belirten Akdoğu, şunları söyledi:
“En düşük iller Kastamonu, Karabük ve Giresun. Ege Bölgesi özelinde en yüksek paya sahip il yine tutar bazında yüzde 8 ile Kütahya, en düşük il yüzde 2,6 ile Denizli. İzmir ise yaklaşık 71 milyon TL’lik karşılıksız çek ile tutar bazında Türkiye genelinde üçüncü sırada”
SAHTE ÇEKE DİKKAT ÇEKTİ
Asıl sorunun ticaret payı ağırlıklı olan illerde ve yüksek meblağlı çeklerin karşılıksızlık oranlarındaki artış olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Akdoğu, sözlerine şöyle devam etti:
“Sadece karşılıksız değil, piyasalarda eskiye göre çok daha fazla sahte çek ve senetlerin de dolaşımda olduğu bilinen bir husus. Öte yandan, Batılı ülkelerde olduğu gibi ekonomik suça ekonomik ceza ilkesi gereğince, artık hapis cezası, iflas erteleme gibi yaptırımların uygulanmaması ve ülkemizde çeklerin vadeli bir enstrüman gibi kullanılması da karşılıksızlık oranlarını arttıran önemli unsur. Bu doğrultuda çeklerin sistemde yalnızca bir ödeme değil, aynı zamanda kredilendirme ve teminat fonksiyonlarını da barındıran bir enstrüman olduğu unutulmamalı. Sorunların önemli bir nedeni de standartların uygulanmaması, mali sicil sorunsalı ve tabii ki bilgi yetersizliği olarak özetlenebilir.”
KAREKOD UYGULAMASI STANDART HALE GELMELİ
Karşılıksız ve sahte çeklerin önüne geçmek için geçen yıl hayata geçirilen karekodlu çek uygulamasının standart haline gelmesi gerektiğini belirten Serpil Kahraman Akdoğu, “Uygulamanın standart hale gelmesiyle birlikte de taraflar için itibar ve güvenilirlik temini yanında, mali planların daha etkin yapılabilmesine olanak sağlayarak fonlamayı arttıracak ve dolayısıyla iç piyasalara ivme katacaktır. Ayrıca, vade kısıtlaması ve sigorta koşulu getirilmesi gibi önlemler olası riskli alacakların azalmasına destek olacaktır” diye konuştu.
“KISA VADEDE HIZ KESMEYECEKTİR”
Akdoğu, bir yandan takipteki bireysel kredi ve kredi kartları, diğer taraftan karşılıksız çek ve protestolu senetlerde risk artışının, reel sektöre ağır parasal yük getirdiğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
"Yasal takipteki alacakların bu denli artışı, reel kesimin borç-alacak dengesini de göz önünde bulundurursak, reel sektörün risklilik düzeyini daha net ortaya koyuyor. Bölgemizdeki gelişmeler ve buna paralel olarak ekonomideki yavaşlama ile yaşanan belirsizlik süreci, sorunlu alacaklardaki artışın kısa vadede hız kesmeyeceğini gösteriyor.”
Kaynak: İHA
"Bu sayede o çeki kabul edip etmeme konusunda daha hızlı hareket edebiliyor. Sistem, çekin güvenilirliği hakkında kısa zamanda fikir sahibi olmanın yanı sıra yapılan kimlik teyidi ile çek sahtekarlığı riskinin azaltılmasına imkan sağlıyor. Uygulamanın standart hale gelmesiyle birlikte taraflar için itibar ve güvenilirlik temini yanında, mali planların daha etkin yapılabilmesine olanak sağlayarak fonlamayı artıracak ve dolayısıyla iç piyasalara ivme katacaktır.”
Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serpil Kahraman Akdoğu, karşılıksız alacaklardaki artışa dikkat çekerek uyarılarda bulundu. Bankalar arası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre, 2015 yılında kart sayısının bir önceki yıla göre yüzde 5’lik bir artış göstererek yaklaşık 170 milyona ulaştığını belirten Akdoğu, şunları söyledi:
“Bu rakamın 58,2 milyonunu kredi kartları oluşturuyor. Dolayısıyla toplam kart sayısı 159 milyon olan İngiltere ve 134 milyon olan Almanya’yı geride bırakarak Avrupa’da sistemde en fazla kart sahibi ülke olduk. BKM verilerine göre, geçen yıl itibariyle 1 trilyon TL’yi aşkın kartlı işlemin 526 milyar TL’si kredi kartlarıyla gerçekleştirilirken banka kartlarının payı 501 milyar TL oldu. Verilere biraz daha yakından bakarsak 2015 yılında özellikle internet işlemlerindeki artış dikkat çekici. Kartla yapılan internet tabanlı işlemlerde artış oranı yüzde 32. BDDK’nın, kredi kartlarına yönelik taksit ve limit sınırlaması gibi yeni düzenlemelerinin kart kullanımına etkisi, özellikle ticari kredi kartları bazında sınırlı oldu. 2015 yılı itibariyle yasal takip sürecindeki gerçek kişi sayısı ise bireysel kredi veya bireysel kredi kartı bazında 2 milyon 623 bin 848 kişi oldu.”
Akdoğu, bireysel kredi kartı ve kredilerde artan borçluluğa dikkat çekti.
KARŞILIKSIZ ÇEK VE SENETLER YÜKSELİŞTE
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi verilerine göre, bankacılık sektörüne ibraz edilen karşılıksız çek ve senetlerde de artış görüldüğünü kaydeden Yrd. Doç. Dr. Serpil Kahraman Akdoğu, “2014 yılında protestolu senetler 8 milyar 221 milyon TL iken 2015 yılında bu tutar 10 milyar 80 milyon TL’ye erişmiş durumda. Karşılıksız çeklerde de farklı bir görünüm söz konusu değil. 2015 yılı itibariyle toplam 23,2 milyon çekin 775 bini karşılıksız olup tutar bazında 672 milyar TL’lik çekin yaklaşık 27 milyar TL’lik kısmı karşılıksız çek konumunda. 2016 Ocak ayında ise karşılıksız çek, geçen yılın aynı dönemine oranla adet bazında yüzde 0,5 puan artışla yüzde 3,4 olurken tutar bazında ise yüzde 0,8 puanlık artışla yüzde 4,1 e ulaştı” diye konuştu.
TUTAR BAZINDA KARŞILIKSIZ ÇEKTE, İZMİR TÜRKİYE ÜÇÜNCÜSÜ
Ocak 2016 itibariyle tutar bazında, karşılıksız işlemi yapılan çeklerin bankalara ibraz edilen toplam çeklere oranında en yüksek paya sahip üç ilin yüzde 20,3 ile Kırklareli, yüzde 13,1 ile Kırşehir ve yüzde 11,6 ile Hakkari olduğunu belirten Akdoğu, şunları söyledi:
“En düşük iller Kastamonu, Karabük ve Giresun. Ege Bölgesi özelinde en yüksek paya sahip il yine tutar bazında yüzde 8 ile Kütahya, en düşük il yüzde 2,6 ile Denizli. İzmir ise yaklaşık 71 milyon TL’lik karşılıksız çek ile tutar bazında Türkiye genelinde üçüncü sırada”
SAHTE ÇEKE DİKKAT ÇEKTİ
Asıl sorunun ticaret payı ağırlıklı olan illerde ve yüksek meblağlı çeklerin karşılıksızlık oranlarındaki artış olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Akdoğu, sözlerine şöyle devam etti:
“Sadece karşılıksız değil, piyasalarda eskiye göre çok daha fazla sahte çek ve senetlerin de dolaşımda olduğu bilinen bir husus. Öte yandan, Batılı ülkelerde olduğu gibi ekonomik suça ekonomik ceza ilkesi gereğince, artık hapis cezası, iflas erteleme gibi yaptırımların uygulanmaması ve ülkemizde çeklerin vadeli bir enstrüman gibi kullanılması da karşılıksızlık oranlarını arttıran önemli unsur. Bu doğrultuda çeklerin sistemde yalnızca bir ödeme değil, aynı zamanda kredilendirme ve teminat fonksiyonlarını da barındıran bir enstrüman olduğu unutulmamalı. Sorunların önemli bir nedeni de standartların uygulanmaması, mali sicil sorunsalı ve tabii ki bilgi yetersizliği olarak özetlenebilir.”
KAREKOD UYGULAMASI STANDART HALE GELMELİ
Karşılıksız ve sahte çeklerin önüne geçmek için geçen yıl hayata geçirilen karekodlu çek uygulamasının standart haline gelmesi gerektiğini belirten Serpil Kahraman Akdoğu, “Uygulamanın standart hale gelmesiyle birlikte de taraflar için itibar ve güvenilirlik temini yanında, mali planların daha etkin yapılabilmesine olanak sağlayarak fonlamayı arttıracak ve dolayısıyla iç piyasalara ivme katacaktır. Ayrıca, vade kısıtlaması ve sigorta koşulu getirilmesi gibi önlemler olası riskli alacakların azalmasına destek olacaktır” diye konuştu.
“KISA VADEDE HIZ KESMEYECEKTİR”
Akdoğu, bir yandan takipteki bireysel kredi ve kredi kartları, diğer taraftan karşılıksız çek ve protestolu senetlerde risk artışının, reel sektöre ağır parasal yük getirdiğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
"Yasal takipteki alacakların bu denli artışı, reel kesimin borç-alacak dengesini de göz önünde bulundurursak, reel sektörün risklilik düzeyini daha net ortaya koyuyor. Bölgemizdeki gelişmeler ve buna paralel olarak ekonomideki yavaşlama ile yaşanan belirsizlik süreci, sorunlu alacaklardaki artışın kısa vadede hız kesmeyeceğini gösteriyor.”