Diyabet Hastalarına Göz Kontrolü Uyarısı

Diyabetli bir hastada retinopatinin görülme oranının yüzde 40 ila 45 civarında olduğu, bu oranın hastalığın süresiyle artış gösterebileceği bildirildi. Erken safhada tespit edilen hastaların tedavilerinin mümkün olduğu, bu yüzden hastaların hiçbir şikayeti olmasa da yılda en az 1 kez, 10 seneden sonra 6 ayda 1 kez muayene olmaları gerektiği kaydedildi.

Diyabet Hastalarına Göz Kontrolü Uyarısı
“KÖRLÜĞE NEDEN OLABİLİR”

Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünde görevli Op. Dr. Mehmet Tahir Şam, son zamanlarda sık görülmeye başlayan Diyabetik retinopati (retina hastalığı) ile ilgili bilgi verdi. Şeker hastalığı, pankreas dokusundan salgılanan insülin hormonunun eksikliğine veya etkisizliğine bağlı kan şekerinin yükselmesine sebebiyet verdiğini belirten Op. Dr. Şam, “Diyabetik retinopati, şeker hastalığına bağlı olarak gözün arka bölümünde ışığa hassas bir doku olan retina tabakasının damarlarının etkilenmesiyle ortaya çıkan ve körlüğe sebebiyet veren bir durumdur. Diyabetin tek tedavi edilebilir komplikasyonudur. Genelde iki göz de etkilenir” şeklinde konuştu.

“RETİNA MUAYENESİ İHMAL EDİLMEMELİ”

Hastalığın başlangıcında hastanın hiçbir şikayetinin olmayabileceğine dikkati çeken Şam, “Bu hastalıkta bulgular zamanla ortaya çıkar. Buluğ çağı, gebelik, katarakt ameliyatı, insüline yeni geçiş gibi dönemlerde muayene sıklaştırılmalıdır. Diyabetin sıkı kontrolü, gerektiğinde insüline geçiş, kan lipit ve kolesterolünün ve diğer dahili problemlerin kontrol altına alınması, sigarayı bırakmak hastalığın ilerlemesini yavaşlatır, ancak durdurmaz. Bu yüzden kan şeker düzeyleri çok iyi kontrol edilse bile, retina muayeneleri ihmal edilmemelidir” dedi.

KAN ŞEKERİ DEĞİŞİKLİLİKLERİ GÖRMEYİ ETKİLİYOR

Şeker hastalarında kan şekerinin hızlı değişiklikleriyle geçici görme bulanıklıklarının da meydana gelebileceğine dikkati çeken Op. Dr. Tahir Şam, “Katarakt oluşumu, normal topluma göre daha sıktır. Hastanın yakınması olmadan göz hekimine başvurması çok önemlidir. Erken evrede lazer ışık yöntemiyle tedavi edilen hastaların yüzde 80 ila 90 civarındaki bir gurubunda körlüğü engellemek mümkün. Tedavinin etkinliği ve yöntemleri, yaklaşık 40 yıllık çalışmayla ortaya konulmuştur. Lazer tedavisinin amacı, görmeyi hastanın başvurduğu düzeyde tutmaya çalışmaktır.”

“RETİNANIN ESKİ ANATOMİK YAPISINA KAVUŞMASI HEDEFLENİR”

Tedavi için geç kalmış gözün içine 1 milimetreden ince özel aletlerle girilerek vitrektomi ameliyatı yaptıklarını söyleyen Op. Dr. Tahir Şam, “Bu operasyonda, göz içi sıvısı içindeki kanamaların ve çekinti yapan bantların temizlenmesi ve retinanın tekrar eski anatomik yapısına kavuşması hedeflenir. Temizlenen göz içi sıvısı yerine serum fizyolojik veya silikon yağı gibi başka bir sıvıyla göz içi doldurulur. Bu tedavi için de bir süre olup, başarısı yine zamanlamaya bağlıdır. Ameliyatın en sık görülen yan etkisi katarakt gelişimini hızlandırmasıdır” ifadelerini kullandı.

“UMUT VEREN ÇALIŞMALAR DEVAM ETMEKTE”

Usulüne uygun ve doğru zamanlanmış tedaviler ve hastanın dahili problemlerinin kontrole alınmasıyla diyabetik retinopati sebebiyle gelişen körlük oranlarının yüzde 5’e düştüğünün altını çizen Op. Dr. Şam, sözlerini şöyle tamamladı:

“En keskin gören nokta olan makula bölgesindeki sıvı birikimi ve eksudalar da görmeyi daha iyi korumak için çalışmalara devam edilmektedir. Bu amaçla, göz içine dışarıdan enjeksiyon uygulanmaktadır. Bu tedavilerin bir süresi olduğundan enjeksiyonların tekrarı gerekebilir. Ayrıca ağızdan alınan bazı ilaçlarla bu sinyalleri engellemek için yapılan çalışmalar vardır. Tüm bu çalışmaların amacı, görmeyi daha iyi hale getirmektir.”
Kaynak: İHA