83 Yıldır Oyun Sahneleyen Köy Tiyatrosu
İzmir'in Urla ilçesine bağlı Bademler Mahallesi'nde 1933 yılında öğrencilerin köy meydanında oyun sergilemesiyle başlayan tiyatro serüveni, tüm köylülerin verdiği emekle ulusal tanınırlığa kavuştu Bazılarının tiyatro sevgisi, mezar taşlarına oynadıkları karakterin adını yazdıracak kadar ileri olan köyde her yaş ve meslekten insan oyunlarda rol alıyor Bademler Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Yaradan: 'Köyümüzde 7'den 70'e herkes sahne tozunu yutmuştur, herkes sanatçıdır' Tiyatronun 'okullu' yönetmeni Gürmen: 'Herkes bunu hobi olarak yaptığını söylüyor ama bu, hobinin ötesinde bir şey'.
EMRE UMURBİLİR - İzmir'in Urla ilçesine bağlı Bademler Mahallesi'nde yıllar önce oluşturulan tiyatro grubu, tamamen köy halkından oluşan kadrosuyla 83 yıldır oyun sahneliyor.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, 1927 yılında köyde öğretmen olarak görevlendirilen Kurtuluş Savaşı subaylarından Mustafa Anarat'ın tiyatroyu sevdirme yolundaki çalışmaları, 1933'te öğrenciler tarafından köy meydanında ilk oyunun sahnelenmesiyle meyvelerini verdi.
Daha sonra, öğrenciler dışında tiyatroya ilgi gösteren köy halkı da oyunlarda rol almaya başladı. Sıkıyönetim dönemleri dışında hemen her yıl oyun sahneleyen köylüler, Türkiye'nin ilk köy tiyatrosunu günümüze taşımayı başardı.
Bu süreçte 1960'lı yıllarda Dormen Tiyatrosu'nun köyde oyun sahnelemesi, Metin Erksan'ın Altın Ayı ödüllü filmi 'Susuz Yaz' ve Atıf Yılmaz'ın 'Pembe Kadın' filmlerinin Bademler'de çekilmesiyle kökleşen tiyatro serüveni, 1969 yılında imece usulü yapılan tiyatro salonuyla geleceğe taşındı.
Hemen her kesimden insanın katıldığı oyunlarla tiyatroyu yaşamın parçası haline getiren köylüler, bu kültürü mezar taşlarında da yaşatıyor.
Köy mezarlığında bulunan bazı mezar taşlarında ölen kişinin, isminin yanı sıra geçmişte oynadığı oyunlardaki karakterlerin isimlerinin de yazılı olması dikkat çekiyor.
Bademler Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Remzi Yaradan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, elektriğin henüz gelmediği zamanlarda tütün tarlalarından dönen köylülerin tütün deposu veya evlerde buluşarak prova yaptığı dönemlerin yaşandığını, tiyatro salonu tamamlanana kadar oyunların, okul bahçesi, kahvehane veya tütün deposunda sahnelendiğini ifade etti.
Yaradan, şöyle konuştu:
'Köyümüzde 7'den 70'e herkes sahne tozunu yutmuştur, herkes sanatçıdır. Oyuncular arasında öğretmeni de yevmiyecisi de işsizi de doktoru da var. Gençlerimiz de internet ortamında, kahve köşelerinde takılmıyor. Okuldan, iş yerlerinden buraya koştura koştura gelirler. Tiyatromuzun geleceğinden umutluyduk ama gençlerin verdiği destekle daha da umutluyuz.'
Yaradan, 1999 yılından bu yana oyunlara afiş hazırlandığına dikkat çekerek tiyatronun geçmişine dair afiş, fotoğraf, video ve bilgileri bir araya getirip arşiv oluşturacaklarını kaydetti.
- Tezini yazdığı tiyatroya yönetmen oldu
Bademler Köy Tiyatrosu'nun yönetmeni Melisa İclal Gürmen ise Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde yüksek lisans yaptığı sırada tez konusu olarak seçtiği sırada kendisini köy tiyatrosunun oyun yönetmeni olarak bulduğunu söyledi.
'Dünya Tiyatro Günü' dolayısıyla prömiyeri bu akşam yapılacak Metin Balay'ın yazdığı 'Düzmece Müzikal'in yönetmenliğini üstlendiğini ifade eden Gürmen, şöyle konuştu:
'Bademler'de paradan uzak bir üretim söz konusu. Tiyatro, içten gelen ve oynama ihtiyacını karşılamak üzere doğmuş. Buradaki her şey, imece usulüyle işliyor. Buradaki tiyatro hikayesinin paradan uzak olmasının, inanılmaz tılsımı olduğunu düşünüyorum. Böylece tiyatro, sürdürülebilir de oluyor. Dışarıdan bir şeye bağlı değiller. Sorunlarına kendi içlerinde çözüm üretmişler. Bundan dolayı yıllardan bu yana devam edebiliyor.
Eğitim almadığı halde oynama becerisi içinde olan bir sürü oyuncu var. Hangi oyun varsa yaş sınırı olmaksızın herkes seyrediyor. Buradaki her çocuk, bir şekilde tiyatronun içinde büyüyor. Herkes bunu hobi olarak yaptığını söylüyor ama bu, hobinin ötesinde bir şey.'
- En genci 12, en yaşlısı 63 yaşında
'Düzmece Müzikal'de annesiyle rol alan 12 yaşındaki Çağla Nur Yavuz da oyunda babasının da rol almak istediğini ancak 5 yaşındaki kardeşine baktığı için katılamadığını belirtti.
Annesiyle oyunda rol almaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Yavuz, 'Tek başına internette olmaktansa burada rol almak daha güzel. Okulum izin verdiği sürece devam etmeyi düşünüyorum. Hayvanlara yönelik bir meslek sahibi olmayı istiyordum ama tiyatroyla tanışınca tiyatroyla ilgili bir şey yapmak istiyorum' ifadelerini kullandı.
Anne İlknur Yavuz da kızının, onsuz oynamayacağını söylemesi üzerine kendi için ufak rol yazıldığına değinerek, 'Küçücük rolle sahneye çıkmak bile çok güzel. Kızım için de iyi oldu, sosyalleşti. Buraya gelerek televizyondan, bilgisayardan uzaklaştı. Derslerinde de daha başarılı oldu çünkü kafası başka türlü çalışıyor' diye konuştu.
- 'Tiyatro, ortak noktamız'
Oyunda rol alan en yaşlı oyuncu 63 yaşındaki Murtaza Oran da 45 yıldır Bademler Köy Tiyatrosu'nda görev aldığını belirterek, şunları anlattı:
'25-30 oyunda görev aldım. Örneğin 1972'de sahnelediğimiz oyunu, 2012'de yeniden sahneledik ve ben yine aynı rolde oynadım. Köyde sokakta rastladığınız 2-3 kişiden en az biri, tiyatroda rol ve görev almıştır. Tiyatro, köydeki yaşantıyı olumlu etkiledi. Mezar taşlarımızda dahi tiyatrodan gelen lakaplar yazılıdır. Yaşam zaten bir tiyatro. İlişkilerden üretime, hayatın her alanında tiyatronun etkileri görülüyor. Ortak nokta olması çok önemli. Ortak noktayı da tiyatroyla yakaladık.'
Oran, Ankara Uluslararası Tiyatro Festivali'nde oyununu sahneledikleri Turgut Özakman'ın sahne arkasına gelip kendilerini yanında çiçek ve çikolatayla ziyaret etmesini ise unutamadığı anısı olarak gösterdi.
Kaynak: AA
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, 1927 yılında köyde öğretmen olarak görevlendirilen Kurtuluş Savaşı subaylarından Mustafa Anarat'ın tiyatroyu sevdirme yolundaki çalışmaları, 1933'te öğrenciler tarafından köy meydanında ilk oyunun sahnelenmesiyle meyvelerini verdi.
Daha sonra, öğrenciler dışında tiyatroya ilgi gösteren köy halkı da oyunlarda rol almaya başladı. Sıkıyönetim dönemleri dışında hemen her yıl oyun sahneleyen köylüler, Türkiye'nin ilk köy tiyatrosunu günümüze taşımayı başardı.
Bu süreçte 1960'lı yıllarda Dormen Tiyatrosu'nun köyde oyun sahnelemesi, Metin Erksan'ın Altın Ayı ödüllü filmi 'Susuz Yaz' ve Atıf Yılmaz'ın 'Pembe Kadın' filmlerinin Bademler'de çekilmesiyle kökleşen tiyatro serüveni, 1969 yılında imece usulü yapılan tiyatro salonuyla geleceğe taşındı.
Hemen her kesimden insanın katıldığı oyunlarla tiyatroyu yaşamın parçası haline getiren köylüler, bu kültürü mezar taşlarında da yaşatıyor.
Köy mezarlığında bulunan bazı mezar taşlarında ölen kişinin, isminin yanı sıra geçmişte oynadığı oyunlardaki karakterlerin isimlerinin de yazılı olması dikkat çekiyor.
Bademler Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Remzi Yaradan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, elektriğin henüz gelmediği zamanlarda tütün tarlalarından dönen köylülerin tütün deposu veya evlerde buluşarak prova yaptığı dönemlerin yaşandığını, tiyatro salonu tamamlanana kadar oyunların, okul bahçesi, kahvehane veya tütün deposunda sahnelendiğini ifade etti.
Yaradan, şöyle konuştu:
'Köyümüzde 7'den 70'e herkes sahne tozunu yutmuştur, herkes sanatçıdır. Oyuncular arasında öğretmeni de yevmiyecisi de işsizi de doktoru da var. Gençlerimiz de internet ortamında, kahve köşelerinde takılmıyor. Okuldan, iş yerlerinden buraya koştura koştura gelirler. Tiyatromuzun geleceğinden umutluyduk ama gençlerin verdiği destekle daha da umutluyuz.'
Yaradan, 1999 yılından bu yana oyunlara afiş hazırlandığına dikkat çekerek tiyatronun geçmişine dair afiş, fotoğraf, video ve bilgileri bir araya getirip arşiv oluşturacaklarını kaydetti.
- Tezini yazdığı tiyatroya yönetmen oldu
Bademler Köy Tiyatrosu'nun yönetmeni Melisa İclal Gürmen ise Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde yüksek lisans yaptığı sırada tez konusu olarak seçtiği sırada kendisini köy tiyatrosunun oyun yönetmeni olarak bulduğunu söyledi.
'Dünya Tiyatro Günü' dolayısıyla prömiyeri bu akşam yapılacak Metin Balay'ın yazdığı 'Düzmece Müzikal'in yönetmenliğini üstlendiğini ifade eden Gürmen, şöyle konuştu:
'Bademler'de paradan uzak bir üretim söz konusu. Tiyatro, içten gelen ve oynama ihtiyacını karşılamak üzere doğmuş. Buradaki her şey, imece usulüyle işliyor. Buradaki tiyatro hikayesinin paradan uzak olmasının, inanılmaz tılsımı olduğunu düşünüyorum. Böylece tiyatro, sürdürülebilir de oluyor. Dışarıdan bir şeye bağlı değiller. Sorunlarına kendi içlerinde çözüm üretmişler. Bundan dolayı yıllardan bu yana devam edebiliyor.
Eğitim almadığı halde oynama becerisi içinde olan bir sürü oyuncu var. Hangi oyun varsa yaş sınırı olmaksızın herkes seyrediyor. Buradaki her çocuk, bir şekilde tiyatronun içinde büyüyor. Herkes bunu hobi olarak yaptığını söylüyor ama bu, hobinin ötesinde bir şey.'
- En genci 12, en yaşlısı 63 yaşında
'Düzmece Müzikal'de annesiyle rol alan 12 yaşındaki Çağla Nur Yavuz da oyunda babasının da rol almak istediğini ancak 5 yaşındaki kardeşine baktığı için katılamadığını belirtti.
Annesiyle oyunda rol almaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Yavuz, 'Tek başına internette olmaktansa burada rol almak daha güzel. Okulum izin verdiği sürece devam etmeyi düşünüyorum. Hayvanlara yönelik bir meslek sahibi olmayı istiyordum ama tiyatroyla tanışınca tiyatroyla ilgili bir şey yapmak istiyorum' ifadelerini kullandı.
Anne İlknur Yavuz da kızının, onsuz oynamayacağını söylemesi üzerine kendi için ufak rol yazıldığına değinerek, 'Küçücük rolle sahneye çıkmak bile çok güzel. Kızım için de iyi oldu, sosyalleşti. Buraya gelerek televizyondan, bilgisayardan uzaklaştı. Derslerinde de daha başarılı oldu çünkü kafası başka türlü çalışıyor' diye konuştu.
- 'Tiyatro, ortak noktamız'
Oyunda rol alan en yaşlı oyuncu 63 yaşındaki Murtaza Oran da 45 yıldır Bademler Köy Tiyatrosu'nda görev aldığını belirterek, şunları anlattı:
'25-30 oyunda görev aldım. Örneğin 1972'de sahnelediğimiz oyunu, 2012'de yeniden sahneledik ve ben yine aynı rolde oynadım. Köyde sokakta rastladığınız 2-3 kişiden en az biri, tiyatroda rol ve görev almıştır. Tiyatro, köydeki yaşantıyı olumlu etkiledi. Mezar taşlarımızda dahi tiyatrodan gelen lakaplar yazılıdır. Yaşam zaten bir tiyatro. İlişkilerden üretime, hayatın her alanında tiyatronun etkileri görülüyor. Ortak nokta olması çok önemli. Ortak noktayı da tiyatroyla yakaladık.'
Oran, Ankara Uluslararası Tiyatro Festivali'nde oyununu sahneledikleri Turgut Özakman'ın sahne arkasına gelip kendilerini yanında çiçek ve çikolatayla ziyaret etmesini ise unutamadığı anısı olarak gösterdi.